Manda sütüne talep artıyor

17 Nisan 2016

Milliyet Ekono-mi’de 2012 yılı sonunda yayımlanan ‘Afyon manda kaymağı sizlere ömür’ başlıklı yazınızı okumuştum. Babamla birlikte manda kaymağı üretiyoruz. Hem de katıksız. ‘Sizlere ömür’ dediğiniz gibi lüle kaymak” diye bir mesaj alınca, mesajı gönderen Lale Gündüz’ü aradım. Elektrik mühendisi bir genç kızımız. Otuz yaşında. Elektrik mühendisi kocası ve 4 yaşında bir kızı var.
Çocuğu olduğunda bir süre elektrik mühendisliği işine ara vermiş. Babası, “Bana yardım edersen manda kaymağı üretiriz” deyince, babasıyla birlikte manda kaymağı işine girmiş. Seyrantepe’deki imalathanede ürettikleri manda kaymağını ve yoğurtları “Nev-i Beyaz” markasıyla pazarlıyor.
Babası Mehmet Fidan, Sivaslı. 1976 yılında 3 kardeşiyle İstanbul’a gelmişler. Sapanca ve Kemerburgaz’daki besicilerden inek sütü toplayarak, Fidan Yoğurt markası ile yoğurt, krema, tereyağı üretmeye başlamışlar. Bir süre sonra her kardeş başka işe yönelmiş. Mehmet Fidan yoğurt işini sürdürürken, manda sütünün ve manda kaymağı ile yoğurdunun daha fazla ilgi gördüğünü fark etmiş.

Manda sütü pahalı
Kemerburgaz’da Pirinçli Köy’de süt inekçiliği yapan bir çiftçiyle anlaşmış. Şimdilerde inek çiftliğinde kendine ait 45, çiftçiye

Yazının Devamı

Meyve mevsimi başlamak üzere

15 Nisan 2016

Taze meyve mevsimi başlıyor. Üreticinin malının değerlenmesi önemli. Tüketicinin ucuz fiyatla bol meyve yemesi önemli.
Ama daha da önemlisi, yaş meyve ihracatında tıkanıklık olmaması. Çünkü bizim üreticimiz yaş meyve üretimini ihracat imkânlarına göre ayarladı.
Elde edilen ürün ihraç edilemezse iç piyasada tamamının tüketilmesi imkânsız.
Çilek piyasaya çıkmaya başladı. Yılda 370 bin ton çilek üretiyoruz. Kişi başı tüketim yılda 4 kg.
Kiraz, şeftali, kayısı...
300 bin ton çilek içeride tüketiliyor. 50-60 bin tonu ihraç etmeye mecburuz.
420 bin ton kiraz üretilecek. Kişi başı tüketim 4 kg 300 g. 340 bin ton kirazı içeride tüketeceğiz. En az 60 bin ton ihracat yapmamız lazım.

Yazının Devamı

Turizm kredisine yapılandırma...

14 Nisan 2016

Turizm şirketlerinin kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasına imkân verecek BDDK kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.Yapılandırma konusunu ocakta Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş gündeme getirmişti.
Dünya Gazetesi’nden Ece Ceyhun’la yaptığı söyleşide Ateş, “2016 turizm sektörünü tanıtmak ve desteklemek için ‘para harcama’ yılı. Türkiye için bacasız sanayi olan turizm o kadar önemli ki, Suudi Arabistan için petrol bakanlığı neyse Türkiye için Turizm Bakanlığı odur. Turizm sektörünün içine düştüğü sıkıntıları, devlet, bankalar, özel sektör, işletmeler, omuz omuza çözebilirler” demişti.
Hakan Ateş’in turizm kredileriyle ilgili olarak açıkladığı büyüklükler şöyleydi:

80 milyar $ yatırım
Her yıl bu sektörden Türkiye’ye gelen döviz kazancı 35 - 40 milyar dolar. Turizm sektöründe 1. sınıf yatırımların değeri 80 milyar dolar. Bu yatırımın bankacılık sektöründe kredi karşılığı ise 17 milyar dolar. Bu kredilerin bankacılık kesiminde ortalama vadesi 8 yıl. Bu kredilerde bu yılın payına düşen ödenmesi gereken miktar 2.7 milyar dolar anapara, 800 milyon dolar faiz.
Bir de turizmcilerin her yıl ortalama 800 milyon dolar da işletme kredisi ihtiyacı var. Demek ki, sadece bu senenin

Yazının Devamı

Başçı döneminde ekonomide neler oldu?

13 Nisan 2016

Merkez bankaları tek başlarına ekonominin kaderini değiştirebilecek kuruluşlar değildir. Ne var ki son zamanlarda hemen her ülkede merkez bankaları; (1) Faiz oranıyla oynayarak, (2) Piyasaya salınacak paranın miktarını azaltıp çoğaltarak ekonomileri “Küresel Felaket”ten kurtarmaya soyunduğu için, bizde de TCMB Başkanı ekonomide olan bitenin “baş sorumlularından biri” durumuna getirildi.
Madem öyle oldu, acaba görev süresi sona eren TCMB Başkanı’nın döneminde ekonomide neler oldu?
TCMB’nin temel amacı ülkede fiyat istikrarını sağlamak. Ne var ki ülkede ekonominin çarkları işlemez, iç ve dış talep yeterli olmazsa, yatırım, üretim, istihdam artmaz. Ekonomi büyümez. Böyle bir durumda da fiyat istikrarı sağlanamaz.
Neler oldu?
- Ekonominin ana göstergesi yıllık büyüme oranlarıdır. Dönemi sona eren TCMB Başkanı işbaşına gelmeden, 2010 yılında ekonomi yüzde 9.2 büyümüştü. Büyüme 2011 yılında yüzde 8.8 olduktan sonra inişe geçti, yüzde 2.1 oldu. Yüzde 4.2 oldu. 2014 yılında yüzde 3.0 ve 2015 yılında yüzde 4.0 oldu.
- Fiyat istikrarı demek TÜFE’nin aşağıya inmesi ve istikrar kazanması demek. Yıllık ortalama tüketici fiyatları artışı 2011 yılında yüzde 6.4 idi. 2012 yılında yüzde 8.9

Yazının Devamı

Cari açık eriyor

12 Nisan 2016

Şubat ayında cari açık 1 milyar 785 milyon dolar olarak gerçekleşti. 12 aylık cari açık 30.5 milyar dolara geriledi.
İthalat gibi olağan döviz giderlerimiz ile ihracat gelirleri ve turizm gelirleri gibi olağan döviz gelirlerimiz arasındaki 12 aylık açık 2011 yılında 74.4 milyar dolara ulaşmıştı. Bu kadar açığı sürdüremeyeceğimiz görülünce, ekonomiyi yönetenler frene bastı. İç talep daraldı, ithalat harcamaları azaldı. Ne var ki, iç talebin daralmasına ihracattaki olumsuz gelişme de eklenince büyüme yavaşladı.
Açık anlatımıyla cari açıktaki gerileme, ihracatta artışa, ithal edilen malların içeride üretilmeye başlamasına dayalı bir gerileme değil. Ekonominin yavaşlamasından kaynaklanan bir gerileme.
Döviz girişi yavaşladı
Açık küçülüyor ama açığı kapatmak için normal kanallardan yeterince döviz girmiyor.
Şubat ayında normal kanallardan:
- Doğrudan yatırım olarak 140 milyon dolar net döviz girişi oldu.

Yazının Devamı

CANLANMA VAR

11 Nisan 2016

Ocaktan şubata sanayi üretiminde ve perakende satışlarda canlanma var. Bu bir gerçek ve de iyi haber.
2015 yılı şubat ayına göre 2016 şubat ayında sanayi üretiminde yüzde 8.4 oranında, perakende satışlarda yüzde 7.9 oranında artış var ama, bu artış oranları sanayinin ve perakende satışların gerçek durumunu yansıtmıyor.
Bu artışlar iki yılın şubat ayları arasındaki artış oranı. 2015 şubat ayında üretim ve satışlar çok düşük olduğundan artış oranları büyük. Gerçekte şubat ayı sanayi üretimi ve perakende satışları, 2015 yılı ortalama sanayi üretim ve ortalama perakende satış büyüklüklerinin gerisinde.
Türkiye İstatistik Kurumu her ay sanayi üretimdeki değişimi gösteren bir endeks (gösterge) yayınlıyor. 2010 yılı sanayi üretimi 100 kabul edilerek her ay sanayi üretimdeki değişim ve sanayi üretimin yıllık büyüklüğü belirleniyor.
2010 yılında 100 olan sanayi üretimi ortalaması 2015 yılında 124.5 oldu. Demek ki, 15 yıldır her yıl ortalama (birikimli hesapla değil de, yaklaşık olarak) yüzde 1.5 dolayında bir sanayi üretimi gerçekleşiyor.
2016 yılı sanayi üretim endeksleri ocak ayında 110.6, şubat ayında 120.0 olarak belirlendi. Demek ki, ilk 2 ayda sanayi üretimi 2015 yılı aylık

Yazının Devamı

Mimarlar şehirleri markalaştırıyor

10 Nisan 2016

Günümüzde ülkeler ve şehirler müze, opera, tiyatro binaları, konser salonlarıyla yarışmaya başladı.
Sidney denilince mimar Jem Utzon’un çizimiyle gerçekleştirilen opera binası akla geliyor. Bilbao, mimar Frank Gehry’nin çizimiyle yapılan Guggenheim Müze binasıyla tanınır oldu.
Sidney Operası 102 milyon dolara, Bilbao’daki müze binası 89 milyon dolara mal oldu.
Günümüzde mimarlar uzmanlaştı. Özellikle müze konusunda öne çıkan mimarlar var.
Jean Nouvel (Fumel, Fransa), bugüne kadar 7 müze binasına imza attı.
Paris’te Eyfel Kulesi yanında yapılan The Musee du quai Branly, Paris’teki Nouvels Arab müzesi onun eserleri.
Frank Gehry (Toronto, Kanada) 8 müze binası yapmış. En son eseri Paris’teki Louis Vuitton Müzesi’nin önünde insanlar sergilenen eserlerden çok binayı gezebilmek için kapıda kuyruk oluyor.

Yazının Devamı

Süper Lig büyüklüğüyle Avrupa’da zirveye koşuyor!

9 Nisan 2016

İnönü Stadyumu yıkıldı. Yerine Vodafone Arena inşa edildi. Yeni stad pazar günü açılıyor.
Beşiktaş Başkanı, yeni stadın 400 milyon liraya tamamlandığını açıkladı. Beşiktaş Kulübü, stadın isim hakkını 15 yıllık süre için 145 milyon dolara Vodafone’a sattı.
İstanbul’da büyüklü küçüklü 22 stad var. En büyüğü olan Atatürk Olimpiyat Stadı, 76 bin kişilik. Galatasaray’ın stadyumu 52 bin 600, Fenerbahçe’ninki 50 bin 500, Beşiktaş’ın stadyumu ise 43 bin 500 koltuk kapasiteli.
Şimdilerde İstanbul dışındaki şehirlerde Spor Bakanlığı’nın desteği ile büyük stadlar inşa ediliyor. 25 büyük stadın inşaatı tamamlandı. Bunlar 15 bin ile 45 bin kişilik stadlar. Ortalama maliyetleri ise 100-140 milyon TL arasında değiyor.
Stadlar genelde çok amaçlı inşa edilse de, genelde futbol ağırlıklı hizmet veriyor. Bizim ülkemizde futbol, ilgi alanı açısından rakipsiz bir sektör. Başka ülkelerde de futbola ilgi yüksek ama, futbol yanında diğer spor dalları da öne çıkabiliyor. Bizde futbol sevgisi diğer spor dallarını eziyor.
Tuğrul Akşar, ülkemizde futbol ekonomisini en iyi izleyen iktisatçı. Tuğrul Akşar’ın (www.futbolekonomi.com) sitesinden öğrendiklerimi, sayın okuyucularıma aktarmak istiyorum. Bakınız

Yazının Devamı