FİYATLARDA DÜŞÜŞ SEZONU BAŞLADI

4 Mayıs 2016

Nisan ayında son 3 yılın aylık bazda en düşük enflasyon rakamı yakalandı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri “fiyatlar geriliyor” diyor

Üretici fiyatları da tüketici fiyatları da geriliyor. Yıllık artış tüketici fiyatlarında yüzde 6.57’ye, üretici fiyatlarında yüzde 2.87’ye geriledi.

Peki fiyatlar neden geriler?

(1) Üretim maliyetleri azalmıştır. Üretici malı daha ucuza üretmektedir. Perakendeci malı daha ucuza almaktadır. Bu nedenle üretici ve tüketici fiyatları geriler.

(2) Talep yoktur. İçeride insanlar harcama yapmamakta veya yapamamaktadır. İhracat durmuştur. Üretici ya maliyetine ya da maliyetin altında satış yapmaktadır. Perakendeci, dükkânını kapatmamak için çok az kâr ile veya kâr etmeden satış yapmak zorunda kalmaktadır.

- Tüketici fiyatlarının gerisinde üretici fiyatları vardır. Üretici fiyatı artarsa tüketici fiyatı frenleyemez. Tüketici fiyatı da artar.

2015 Nisan ayında 12 aylık ortalamaya göre yurtiçi üretici fiyatları artışı (ÜFE) yüzde 7.3 iken, bu yılın nisan ayında yüzde 4.8’e geriledi.

Yazının Devamı

İyimserliğe devam ama gevşeme yok

3 Mayıs 2016

Cari açığımız küçüldü. Küçülüyor ama gene de açık var. Gene de bu açığı finanse edecek ölçüde dolar bulmaya mecburuz.
Bu günlerde doların 2.80’in altına inmesi iyidir ama 2.80’in altında kalması için ülkeye döviz açığından daha büyük miktarda döviz girişinin olması gerekir.
Bu günlerde piyasalarda iyimserlik rüzgârı esmeye devam ediyor. İyimserlik devam etsin ama dövizdeki kritik durumu unutmamak, dövizdeki gerilemeyi önce durdurmak, sonra döviz girişini artırmak zorundayız.
1) İhracatta sorun var:
- Daha önceleri sattığımız malı satamıyoruz.
- Satabildiğimiz malları daha ucuza satıyoruz. (İhracat geliri azalırken, satılan malın miktarı artıyor.)
Bu durumda politikamız nedir?

Yazının Devamı

Bahar rüzgârı devam ediyor

2 Mayıs 2016

Geçen hafta bahar rüzgârı esmeye devam etti. Piyasada iyimserlik sürüyor. Bu haftaya da iyimser giriyoruz.
Dolar 2.80 TL’nin altına indi. Borsa endeksi 85 binlerde dolanıyor. Faiz yüzde 9’a iner gibi. Altında dış fiyatlara bağlı artış var. Petrol fiyatları durgun. Dış piyasalarda emtia (ham madde) fiyatları aşağılarda geziniyor.

Merkez ‘imaj’ tazeledi

Merkez Bankası Başkanı değişince, Merkez de imaj tazeledi. “Kötü çocuk” muamelesi görürken (şimdilik) ”iyi çocuk” oldu. Ne yapar ise “hoş görülüyor”.
Artık “yüksek faizin, enflasyonun, döviz girişindeki yavaşlamanın” günahını Merkez Bankası taşımıyor.
“İyi çocuk” yanlıları diyorlar ki: “Merkez Bankası faizi indirdi. İndirmeye devam edecek. Türkiye’nin 2 yıllık reel faizi dünya ortalamasında. Merkez’in ortalama fonlama faizi düşüyor. Enflasyon hedefi yüzde 7.5 diye ilan edildi ama, daha da aşağıya çekilecek. Döviz sorunu yok. Dolar ucuzluyor...”, daha ne olsun!

Üretici ve perakendeci güveni iyi durumda

Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu güven endekslerini yayınladı. Nisan ayında üreticilerin reel kesimin ve perakende ticaretle uğraşanların güvenlerinin yüksek olduğu görülüyor. Buna karşılık tüketici güveninde henüz bir iyileşme yok.

Yazının Devamı

1 Mayıs herkesin bayramı

1 Mayıs 2016

1 Mayıs’ların İşçi Bayramı olarak kutlanmasına ABD’de başlandı ama, artık ABD’de 1 Mayıs’lar kutlanmıyor.
Her yılın eylül ayının ilk pazartesi günü tatil. Çalışanların sonbahara girerlerken uzun bir hafta sonu tatili yapmalarına imkân sağlanıyor. Bu tatilin adı ‘Labour Day’ (Çalışanlar Günü.)
Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu, işçilerin günde 12 saat yerine 8 saat çalışmaları isteğiyle 1 Mayıs 1896 tarihinde işçilere iş bıraktırdı. Bu eylem 4 Mayıs’ta kanlı çatışmalarla sona erdi. Fakat işçi sendikalarının bu eylemi sayesinde önce ABD’de daha sonra birçok ülkede işçilerin günde 12 saat yerine 8 saat çalışmaları kabul gördü.
Bunun üzerine 1 Mayıs’lar işçi ve emekçilerin birlik, dayanışma ve haksızlıklara karşı mücadele günü olarak ilan edildi.
Bizde ilk 1 Mayıs kutlaması 1912’de İstanbul’da yapıldı.
1923’te 1 Mayıs ‘İşçi Bayramı’ olarak kabul edildi. Ama bir yıl sonra İşçi Bayramı kutlamaları yasaklandı. Daha sonra bu yasaklar belli süreler kaldırıldı. Belli süreler tekrar yasaklar geldi.
Bu arada İş Kanunu, Sendikalar Kanunu çıkarıldı. 1961 Anayasası ile çalışana grev hakkı getirildi. 1935’te 1 Mayıs Bahar ve Çiçek Bayramı olarak adlandırıldı.

Yazının Devamı

Üreticinin güveni yüksek

29 Nisan 2016

Nisan ayı “Ekonomik Güven Endeksi”ne göre üreticinin ve perakende ticaret kesimindekilerin güveni yüksek, tüketicinin güveni ise iyi değil.
Ekonomi’de “güven” çok önemlidir. İnsanlar; (1) geçmişi, (2) içinde bulundukları durumu, (3) gelecek hakkındaki bekleyişlerini değerlendirerek devamlı olarak “durum tespiti” yaparlar. Bu durum tespitinin ölçüsü “güven”dir.
Türkiye İstatistik Kurumu her ay ekonominin başlıca oyuncularının (tüketicinin, üreticinin) güvenlerini ölçmek için çalışma yapar.
Bu çalışmada güven durumu “100 esasına dayalı bir endeks” ile değerlendirilir. Güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösterir.
Durumumuzu bilelim
1 Tüketicinin, (2) Üreticinin-reel sektörün, (3) Hizmet kesimindekilerin, (4) Perakende ticaretle uğraşanların, (5) İnşaat sektöründeki oyuncuların “güven”leri ayrı ayrı ölçüldükten sonra, “Ekonomik Güven Endeksi” adı verilen genel gösterge oluşturulur.
Genel gösterge olan “Ekonomik Güven Endeksi”nde (1) Tüketici güveninin ağırlığı yüzde 20, (2) İmalat kesiminin-reel kesimin ağırlığı yüzde 40, (3) Hizmetler kesiminin ağırlığı yüzde 30,

Yazının Devamı

Zorunlu ‘BES’te doğru adım lazım

28 Nisan 2016

Devlet Baba, ülke genelinde düşük olan tasarrufları artırmak için, çalışanlar (bordro mahkumları) için “zorunlu” tasarruf sistemi getirme arayışına girdi.
Halen” gönüllü” bir tasarruf sistemi olan, isteyenlerin gönüllü olarak katılabildiği Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) kapsamının genişletilmesi ve de “zorunlu tasarruf sisteminin” BES şemsiyesi altına alınması öngörülüyor.
Çalışanların bordrolarından her ay zorunlu kesinti yapılarak bu kesintiler BES kapsamında fonlara yöneltilecek. Tasarruflar devlet kontrolünde değerlendirilecek.
Kişisel tasarruflar arttığında, bu tasarruflar üretken yatırımlara, sanayi üretimine yönlenirse, üretken yatırımlar ve sanayi üretimi artacak, büyüme hızlanacak. İstihdam imkânı ve kişisel gelirler artacak.

Yatırım önemli
Kişisel gelirin bir bölümünü Devlet Baba zorla kişilerin cebinden alıyor. Buna “zorunlu tasarruf” deniliyor. Bu vergidir, sosyal güvenlik katkısıdır. Her devlet zorunlu tasarruf toplar. Önemli olan, Devlet Baba’nın zorunlu tasarruf olarak topladığı paranın tamamını tüketimde kullanmaması, üretken olmayan gösteriş projelerinde, inşaat harcamalarına harcamamasıdır.

Yazının Devamı

Yerli kömürü artıramıyoruz

27 Nisan 2016

Cumhur-başkanı Sayın Erdoğan, “Birçok ülkede elektrik üretiminde kömürün tercih edildiğini, Türkiye’de de elektrik üretiminde, yerli kömüre dayalı üretimin geliştirilmesinin ülke ekonomisi yararına olacağını“ söyledi. “İthal kömüre dayalı yatırımların sınırlandırılması”nın gerektiğini belirtti.
Türkiye’de 2015 yılında toplam elektrik üretiminde kömür yakan santrallerin payı yüzde 32.0 oldu. Toplam üretimde ithal kömür yakan santrallerin payı yüzde 15.7 iken, yerli kömür yakan santrallerin payı yüzde 16.3 oranında.
Santrallerin ithal kömür tercih etmelerinin nedeni, bizim yerli kömürlerin (1) Kalitesinin yetersizliği, (2) Üretim maliyetlerinin yüksek olması.

İthalat artıyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de satılabilir linyit üretimi yılda 57 milyon ton. Satılabilir taşkömürü üretimi 2 milyon ton. Asfaltit üretimi bin ton. 17 yıldır yıllık 60 milyon ton olan üretim miktarını artıramadık.
Bu nedenle giderek daha fazla kömür ithal ediyoruz. Yerli üretimin yarısı kadar, 30 milyon ton dolayında kömür ithalatımız var.

Yazının Devamı

Rize’nin ilgiye ve bilgiye ihtiyacı var

26 Nisan 2016

Rize’de, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencilerinin oluşturduğu “Ekonomi Topluluğu” geçen hafta “1’inci Ekonomi Zirvesi” düzenledi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Karamustafa’nın ilgisi ile öğrencilerinin sorumluluğunda gerçekleştirilen iki günlük programda, Rize ekonomisinin imkânları, sorunları tartışıldı.
Rize denilince gündeme sadece “çay” konusu gelmeye devam ediyor. Mayıs-ekim ayları Rize’nin çay mevsimi. Çay üreticileri ile çay toplamada ve fabrikalarda çalışan çay emekçilerinin eline bu aylarda para geçiyor. Rize ekonomisinin çarkı da büyük ölçüde bu paraya dayalı olarak dönüyor.
Çay geliri 2 milyon TL
Çaykur geçen dönem 680 bin ton, özel sektör 640 bin ton yaş çay yaprağı satın aldı. Kamu ve özel sektör çay üreticilerine 2 milyar TL ödedi.
Rize’de toprak imkânları sınırlı. Hayvancılık ölmüş. Çaya alternatif olarak kivi üretenler, ürünü satamadıklarından bitkileri söküyor. Liman iyi işlemiyor. Su ürünleri sektörü gelişmemiş. Tersanede gemi yapılmıyor. Tek ümit turizm ama doğa beton ve çarpık yapılaşmayla kirletildiğinden Rize cazibesini kaybediyor.
İşte bu tabloda Recep Tayip Erdoğan

Yazının Devamı