Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Devlet Baba, ülke genelinde düşük olan tasarrufları artırmak için, çalışanlar (bordro mahkumları) için “zorunlu” tasarruf sistemi getirme arayışına girdi.
Halen” gönüllü” bir tasarruf sistemi olan, isteyenlerin gönüllü olarak katılabildiği Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) kapsamının genişletilmesi ve de “zorunlu tasarruf sisteminin” BES şemsiyesi altına alınması öngörülüyor.
Çalışanların bordrolarından her ay zorunlu kesinti yapılarak bu kesintiler BES kapsamında fonlara yöneltilecek. Tasarruflar devlet kontrolünde değerlendirilecek.
Kişisel tasarruflar arttığında, bu tasarruflar üretken yatırımlara, sanayi üretimine yönlenirse, üretken yatırımlar ve sanayi üretimi artacak, büyüme hızlanacak. İstihdam imkânı ve kişisel gelirler artacak.

Yatırım önemli
Kişisel gelirin bir bölümünü Devlet Baba zorla kişilerin cebinden alıyor. Buna “zorunlu tasarruf” deniliyor. Bu vergidir, sosyal güvenlik katkısıdır. Her devlet zorunlu tasarruf toplar. Önemli olan, Devlet Baba’nın zorunlu tasarruf olarak topladığı paranın tamamını tüketimde kullanmaması, üretken olmayan gösteriş projelerinde, inşaat harcamalarına harcamamasıdır.
Kişinin “gönüllü tasarrufları”nın artması önemlidir ama daha da önemlisi bu tasarrufların üretimi artıracak yatırımlarda ve sanayi üretiminin artışında kullanılmasıdır.
Kişinin gönüllü tasarrufları konut yatırımı gibi üretken olmayan alanlarda kullanılıyorsa, Devlet Baba gönüllü tasarruflara ek olarak zorunlu tasarruf uygulamasıyla toplanan paraların inşaata ve konuta gitmesinin yolunu açıyorsa, tasarrufların büyümeye katkı yapmasına imkân kalmaz.
Devlet Baba’nın vergi dışında, kişilerin “gönüllü tasarruflarını zorunlu tasarruf haline getirmesi” riskli bir karardır.
Devlet Baba’nın kişisel gelirden ayrılan paraları (1) Nasıl değerlendireceği, büyümeye mi yoksa devlet harcamalarına mı yönelteceği, (2) Tasarrufların anapara ve getirisini nasıl garanti edeceği çok iyi planlanmalıdır.

Kötü deneyimimiz var
Halkımızın bu konuda kötü bir deneyimi var.
Devlet Baba 1988 yılında “bordro mahkumlarının” ödedikleri normal vergiye ek olarak, “Çalışanları Tasarrufa Teşvik Hesabı”na katkı payı adı altında, bordro üzerinden yüzde 10 kesinti yaptı. Bunun 4 puanı çalışanın hesabından kesildi, kalan 6 puanını işveren ödedi.
Bu paralar Kamu Ortaklığı İdaresi’ne gitti. Kamu Ortaklığı İdaresi faiz gelirinin 1/3’ü tasarruf sahiplerine dağıtılacak, kalanı anaparaya eklenecekti. Bu paralar birikecek, bir gün çalışana iade edilecekti. Paralar vergi gibi Devlet Baba’nın harcamalarında kullanıldı. Tasarruf sahiplerinin tasarrufları eridi.
İşte bu nedenle zorunlu BES uygulamasında; (1) Bordrosundan kesinti yapılacak olan çalışanın gelir kaybı nedeniyle rahatsız olmamasını sağlamak, (2) Tasarrufların anaparalarının enflasyon karşısında erimemesine dikkat etmek, (3) Tasarruflara reel ve ölçülü getiri verecek düzenlemeleri yapmak gerekiyor.
Mevcut şartlarda tasarruflara mevduat hesabı reel getiri veremiyor. Borsa riskli. Kalıyor geriye reel getirisi yüksek özel devlet tahvili veya bonosu uygulaması. Bu durumda ise tasarruflar Devlet Baba’nın bütçesine yama olacak, beklendiği şekilde üretken yatırımlara ve sanayi üretiminin finansmanına gidemeyecek.
İşte bunun için, zorunlu BES uygulamasına başlanmadan sistem iyice tartışılmalıdır.