Türkiye olarak kalkınma yardımlarına ve insani yardımlara 4.5 milyar dolara yakın para ayırmamız çok önemli. Türkiye, dünyada en çok yardım yapan ülkeler sıralamasında, ABD ve İngiltere’den sonra 3’üncü
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Zirvesi İstanbul’da toplanıyor.
İnsani yardımlar, “Kalkınma Yardımları”nın bir bölümünü oluşturuyor.
Varlıklı uluslar, kalkınma yardımı olarak ayırdıkları imkânların bir bölümünü insani yardım olarak değerlendiriyor.
Yeri yurdu olmayanlara, yaşam mücadelesi verenlere, tabii afetler ve savaşlar sonucu yollara düşenlere yardım ediliyor.
Türkiye, dünyada kalkınma yardımlarına, insani yardımlara en fazla imkân ayıran ülke sıralamasında, ABD ve İngiltere’den sonra geliyor. 2015 yılında kalkınma yardımı olarak 3.9 milyar dolar harcama yaptık.
TİKA sorumluluğunda
Adana’da yol kenarlarına belediyenin diktiği jakaranda ağaçları şehri mavimsi mora bürümüş. Anavatanı Brezilya olan bu ağaçlar nisan - eylül arası çiçek açarmış.
Adana’nın sağı solu yemyeşil.
Nehir ve baraj gölü Adana’ya hayat veriyor. Nehrin iki yakası ve baraj gölü çevresi iyi değerlendirilmiş. Parklar, yürüyüş yolları yapılmış.
Adana’da hızlı değişim var. Eskiden Adana denilince Bossa, Güney Sanayi, Paktaş, Çukurova Sanayi, Sasa, Özbucak, Berdan ve Marsa gündeme gelirdi. Şimdi onlar gitmiş, Biliciler, Kıvanç Tekstil, Halil Kadı, Oğuz Tekstil, Nuri Çomu’dan söz ediliyor. Pamuğun yerini narenciye almış.
Eski yıllarda Adana’ya gidildiğinde, Turan Pavyon’da, Zennube dinlenir ve izlenirdi. Bu gidişimizde Adana Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunlardan birini izleyemedik ama, Belediye Konser Salonu’ndaki Adana Senfoni Orkestrası’nı dinledik. Salon, klasik ve görkemli, orkestranın genç sanatçıları çok başarılı idi. Salonda boş yer yoktu.
Kitap kulübü
Adana’ya ‘kitap kulübü’ toplantısı vesilesiyle gittik. 1971 Robert Kolej çıkışlılardan bir grup, yılda 6-7 kez biraraya gelme arayışında 2009 yılında bir kitap kulübü kurmuşlar. İlk toplantıda Robert Kolej Yüksek Okulu İş İdaresi
Çilek mevsimi geldi. Çileği yerken, o çileğin nasıl yetiştirildiğini çok kişi merak etmiyor. Merak eden de öğrenemiyor.
Adana’ya gittim. İç piyasa ve ihracat için çilek üreten firmaların en büyüğünün, Yaltır Tarım ürünleri A.Ş.’nin üretim tesislerini gezdim. Yaltır sadece çilek üretmiyor. Çilek fidesi üretiminde de Türkiye’nin en büyüğü. Farklı tat ve özelliği olan çilek fidelerinin geliştirildiği doku kültürü laboratuvarı var. Farklı çileklerin dokularından mikroskop altında alınan parçacıklar, önce sıvı besin tüplerinde geliştiriliyor, sonra açık havada çoğaltılıyor.
Yaltır’ın Adana’nın çevresinde örtü altı, tünel ve açık havada çilek üretilen tarlaları var. Ben, Silifke’deki örtü altı tesislerini gezdim. 150 dönümü örtü altında, yükseltilmiş tezgâhlara serilen içi ithal Hindistan cevizi veya daha başka tropikal ağaç kabuklarından yapılmış suni toprak dolu torbalar üzerine sıralanmış çilek fidelerinin nasıl çilek verdiğini gördüm. Fideler, torbaların içinden geçen borularla köklerinden sulanıyor.
Şimdilerde Türkiye’de 13 bin hektar alanda yılda 350 bin ton çilek üretiliyor. Yaklaşık 20.000 tonu ihraç ediliyor. İhracat geliri yaklaşık 30 milyon dolar.
Üçüncü büyüğüz
19 Mayıs önemli bir gündür. 19 Mayıs 1919, Milli Mücadele’nin başladığı gündür.
Mustafa Kemal, Büyük Nutuk’ta 19 Mayıs’ı şöyle anlatır:
“1919 senesi mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım.
Vaziyet ve manzarai umumiye: Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup Harbi Umumi’de mağlup olmuş. Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş. Şeriati ağır bir mütarekename imzalanmış. Büyük Harp’in uzun seneleri zarfında millet yorgun ve fakir bir halde.”
Mustafa Kemal, Milli Mücadele’yi işte böyle başlattı.
İşte böyle başlayan Milli Mücadele sayesinde biz bu topraklar üzerinde yaşıyoruz.
Mustafa Kemal’in devrimleri sayesinde çağdaş, laik, demokratik bir ülkeye sahip olduk.
Şubat ayı istihdam rakamları açıklandı. Mayısın ortasındayız. İki buçuk ay önceki verilere bakarak istihdamda olan biteni değerlendirmek çok zor.
Bizde istihdam rakamları açıklandığında genelde bir önceki yılın aynı ayındaki verilerle karşılaştırma yapılıyor. İşsiz sayısı ve işsizlik oranı dışındaki veriler gündeme gelemiyor.
- Sadece 2015 Şubat ayı ile 2016 Şubat ayı verileri karşılaştırılacak olursa, Türk ekonomisi çalışmak isteyenlere iş yaratmaya devam ediyor.
- Şubat ayları arasındaki aylardaki istihdam verileri ise, 2015 Ekim ayından bu yana toplam istihdamda gerileme olduğunu, sanayideki toplam istihdamın ise her ay azalmaya başladığını haber veriyor.
- 2015 Şubat verileri ile 2016 Şubat verilerine göre, çalışmak isteyen sayısı 877 bin artarken 880 bin kişiye iş bulmuş durumda.
- Çalışan sayısı 25 milyon 578 binden 26 milyon 456 bine yükseldi.
- İşsiz sayısı geçen şubat 3 milyon 226 bin iken, bu şubat 3 milyon 224 bin. İşsiz sayısı artmadı.
- Çalışmak isteyenlerin sayısı (işgücü) 877 bin artarken, işsiz sayısı sabit kaldığı için de işsizlik oranı yüzde 11.2’den yüzde 10.9’a geriledi.
Beşiktaş Süper Lig’de şampiyonluk sayısını 14’e çıkardı.
Süper Lig’de bugüne kadar beş takım şampiyonluk kupasını alabildi. Galatasaray yirmi, Fenerbahçe on dokuz, Beşiktaş on dört, Trabzonspor altı, Bursaspor ise bir yıl şampiyon oldu.
Beşiktaş’ın bu sezon şampiyon olması önemlidir. Çünkü 34 maçın sadece 3’ünü kendi stadında ve kendi seyircisinin önünde oynayabildi.
Ama bu sezon stadının inşaatının tamamlanması ve şampiyonluk Beşiktaş için çifte mutluluk oldu.
Beşiktaş gerçek anlamda bir “semt kulübü”dür. Dün sabah Beşiktaş çarşısındaydım. Şampiyonluk coşkusu çarşıda devam ediyordu. Beşiktaş formalarının satıldığı mağazanın önünde kuyruk vardı.
Beşiktaş çarşısında dolanırken “Çarşı Grubu”nu hatırlamamak imkânsız. “Çarşı her şeye karşı” idi. ”Evdeki hesap Çarşı’ya uymaz”dı.
1982 yılında kurulan grup 2008 yılına kadar Beşiktaş’ın dinamiğiydi. 2008 yılında “sona erdirildi”. Ama... Eski bir ”Çarşı” hayranı olarak sloganı tekrarlayayım: “Âlem biter/Ortam biter/Çarşı bitmez”...
Formalara ilgi büyük
Haftaya başlar-ken, bir önceki haftalarda olan bitene bakarak, genel bir değerleme yapmakta yarar var.
Bizde güncel gösterge olarak dolar fiyatı, altın fiyatı ve borsa endeksi izleniyor.
Tarım ve sanayi üretiminde olan biteni yansıtan göstergeler gecikmeli açıklanıyor.
Halkımız ekonomide güncel gelişmeleri dolar ve altın fiyatından izler hale geldi.
Dolar mayıs başında 2.80 TL idi. Şimdilerde 2.97’den işlem görüyor.
Dolar fiyatının artmasında dışarıda doların değer kazanması kadar içerideki belirsizliğin de etkisi var. Doların dünya piyasalarındaki değer ölçüsü kabul edilen dolar endeksi mayıs başında 92 iken şimdilerde 94.60 dolayında. Dışarıda doların değer kazanması içerideki fiyata da yansıyor ama, bizdeki belirsizlik fiyatın daha da yukarıya çıkmasına yol açıyor.
Altın hem dışarıdaki fiyat artışından hem dolar fiyatından etkileniyor.
Urla Şarap Üreticileri ve Bağcılar Derneği Başkanı Can Ortabaş, “Urla yakında ABD’nin Napa, Fransa’nın Bordeaux, İtalya’nın Toscana bölgeleri gibi, şarap ve bağcılık turizmi merkezi olacak” diyor.
Dernek, “Urla Bağ Yolu” projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında, Urla bölgesinde, bağları ve şarap üretim tesislerini gezecekler için haritalar hazırlandı. İsteyenler yaya olarak, isteyenler vasıtalarıyla, isteyenler organize tur firmalarının programlarına katılarak bağları, şarap üretim tesislerini gezebilecek.
Belirtmekte yarar var. Urla Bağ Yolu programlarına katılanların şarap içip içmemeleri önemli değil. Bu program şarap içme programı değil. Bağları ve şaraphaneleri, genelde Urla‘nın doğal güzelliklerini gezme, görme programı. Tarıma ve gastronomiye dayanan, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir turizm bölgesi yaratma projesi.
MÖ 10. yüzyılda Ege Denizi sahillerinde kurulan İyonya’nın 12 kentinden biri olan Klazomenai (Bugünün Urla’sı) binlerce yıl önce bağcılık ve şarapçılıkla bölgede ün yapmıştı. Şimdilerde Urla’da binlerce yıl önceninkine benzer bağlar oluşturuluyor. Bu bağların üzümleriyle şarap üretiliyor.
Bağcılık gelişiyor
Urla’da yaklaşık 1500 dönümlük bir alanda