Geçen hafta bahar rüzgârı esmeye devam etti. Piyasada iyimserlik sürüyor. Bu haftaya da iyimser giriyoruz.
Dolar 2.80 TL’nin altına indi. Borsa endeksi 85 binlerde dolanıyor. Faiz yüzde 9’a iner gibi. Altında dış fiyatlara bağlı artış var. Petrol fiyatları durgun. Dış piyasalarda emtia (ham madde) fiyatları aşağılarda geziniyor.
Merkez ‘imaj’ tazeledi
Merkez Bankası Başkanı değişince, Merkez de imaj tazeledi. “Kötü çocuk” muamelesi görürken (şimdilik) ”iyi çocuk” oldu. Ne yapar ise “hoş görülüyor”.
Artık “yüksek faizin, enflasyonun, döviz girişindeki yavaşlamanın” günahını Merkez Bankası taşımıyor.
“İyi çocuk” yanlıları diyorlar ki: “Merkez Bankası faizi indirdi. İndirmeye devam edecek. Türkiye’nin 2 yıllık reel faizi dünya ortalamasında. Merkez’in ortalama fonlama faizi düşüyor. Enflasyon hedefi yüzde 7.5 diye ilan edildi ama, daha da aşağıya çekilecek. Döviz sorunu yok. Dolar ucuzluyor...”, daha ne olsun!
Üretici ve perakendeci güveni iyi durumda
Geçen hafta Türkiye İstatistik Kurumu güven endekslerini yayınladı. Nisan ayında üreticilerin reel kesimin ve perakende ticaretle uğraşanların güvenlerinin yüksek olduğu görülüyor. Buna karşılık tüketici güveninde henüz bir iyileşme yok. Hizmet sektöründe ve inşaat kesiminde de güven düşüklüğü var.
Elektrikte “piyasa fiyatı” düşüş kaydetti
Ekonomik büyüme yavaşlayınca, daha hızlı büyümeye dayalı olarak yaratılan elektrik üretim kapasitesi nedeniyle arz fazlası ortaya çıktı.
Elektrik üreticileri arz fazlası nedeniyle “piyasa fiyatı”nı 4 sente kadar düşürdüler. Bu fiyat bazı üreticilerin arz fiyatı. Tüm üreticiler elektriği bu fiyattan satmıyor. Çoğunda devletin yüksek fiyatla alım garantisi var. Düşük “piyasa fiyatı” tüketiciye yansımıyor. Ne var ki, düşük fiyatla elektrik satan yatırımcılar kredi borçlarını ödemekte zorlanmaya başladı.
Enerji şirketlerinin çoğu döviz kredisi kullanmış durumda. Döviz fiyatı artarken TL satış fiyatı gerileyince finansman dengeleri bozuluyor.
Yerli kömürden elektrik teşvik ediliyor
Türkiye’de 2015 yılında toplam elektrik üretiminde kömür yakan santrallerin payı yüzde 32 oldu. Toplam üretimde ithal kömür yakan santrallerin payı yüzde 15.7 iken, yerli kömür yakan santrallerin payı yüzde 16.3 oranında.
Türkiye’de satılabilir linyit üretimi yılda 57 milyon ton. Satılabilir taşkömürü üretimi 2 milyon ton. Asfaltit üretimi bin ton. 17 yıldır yıllık 60 milyon ton olan üretim miktarını artıramadık. Bu nedenle giderek daha fazla kömür ithal ediyoruz.
Yerli üretimin yarısı kadar, 30 milyon ton dolayında kömür ithalatımız var.
İthalata 2012 yılında 4.6 milyar dolar ödedik. Kömür fiyatları gerileyince yıllık fatura 3.5 milyar dolara doğru geriledi. Enerji Bakanı, yerli kömüre dayalı elektrik üretiminin alım garantisi ile teşvik edileceğini açıkladı.
Nükleer santralda yeni gelişmeler var
Akkuyu’da Türkiye’nin ilk nükleer santralının inşasına başlayan Rus kamu şirketi ürettiği elektriği 15 senelik alım garantisi ile satacak. Santralın tamamlanma tarihi şimdilik bilinmiyor.
Türkiye’nin elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 6’sını karşılayabilecek güçteki santralı inşa etmekte olan Rus kamu şirketinin hisselerin yüzde 49’unu bir ortağa devretme arayışında olduğu bildiriliyor.
Bu arada hükümet, nükleer enerji tesisleri dahil, rafineriler, petrokimya tesisleri, enerji boru hatları gibi önemli projelerin yapımında kıyı kanunları ve çevre kanunları gibi sınırlayıcı kanunların engellemelerini kaldırmak için yeni bir kararname hazırlığı içinde.
(Haftaya iyimser giriyoruz.)
Kapasite kullanımı arttı
İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı ocak ayında yüzde 74.9 idi. Şubatta 73.5, martta 74.3 oldu. Nisanda 75.3’e yükseldi. 2015’in nisan ayında 74.1 olarak gerçekleşti.
Küçük miktarda da olsa kapasite kullanım oranındaki artış imalat sanayinde canlılık işaretidir. Gıdada kapasite kullanım oranı ortalamanın altında, tekstil ve giyimde ortalamanın üzerinde.
Sanayide canlanma yaşanması bekleniyor
Sanayi üretimi ile ilgili göstergeler gecikmeli yayınlanıyor. En son ocak - şubat aylarındaki sanayi üretim hakkında bilgi sahibiyiz.
2016 yılı sanayi üretim endeksleri ocak ayında 110.6, şubat ayında 120.0 olarak belirlendi. İlk 2 ayda sanayi üretimi 2015 yılı aylık ortalaması olan 124.5’in altında kaldı.
2015 yılının ilk 2 ayında sanayi üretim endeksleri çok gerilemişti. Özellikle şubat ayında 110.6’ya düşmüştü. Bu yıl şubat ayında endeks (2015 ortalamasının altında kalmasına rağmen) 120.0 olarak belirlenince, “şubat ayında sanayi üretiminde yıllık yüzde 8.4 artış” olduğu şeklinde yanıltıcı bir tablo ortaya çıktı. (Buna baz etkisi nedeniyle yanılma deniliyor.)
Önümüzdeki günler mart ayı endeks rakamı yayınlanacak. Sanayi üretimde artış bekleyişi var.
BES’e zorunlu katılım çalışması sürüyor
Halen ”gönüllü” bir tasarruf sistemi olan, isteyenlerin gönüllü olarak katılabildiği Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) kapsamının genişletilmesi ve de “zorunlu tasarruf sisteminin” BES şemsiyesi altına alınması öngörülüyor.
Çalışanların bordrolarından her ay zorunlu kesinti yapılarak bu kesintiler BES kapsamında fonlara yöneltilecek. Tasarruflar devlet kontrolünde değerlendirilecek.
Kişisel tasarruflar artığında, bu tasarruflar üretken yatırımlara, sanayi üretimine yönlenirse, üretken yatırımlar ve sanayi üretimi artacak, büyüme hızlanacak. İstihdam imkânı ve kişisel gelirler artacak.
Asgari ücret yükseldi, diğerleri de % 13.6 arttı
Yılbaşında asgari ücretin 1000 TL’den 1300 TL’ye yükseltilmesi, asgari ücrette yüzde 30 artırım yapılması, genelde tüm ücretleri etkiledi. SGK’nin belirlemelerine göre asgari ücretteki artırımın rüzgârında ülke genelinde tüm ücretlerde ortalama yüzde 13.6 artış gerçekleşti.
Evlerde çalışanların inşaat ve güvenlik sektörlerinde çalışanların ücretlerindeki artış yüzde 20’nin üzerinde.
ABD, TTIP’in hemen imzalanmasını istiyor
Obama geçen hafta Almanya gezisinde, TTIP (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı) anlaşmasının bir an önce imzalanmasını istediklerini söyledi. Bu anlaşma, ABD ve AB arasında serbest ticaretin yolunu açıyor. Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği bağı var. Anlaşma imzalanırsa ABD ve AB ile serbest ticaret anlaşması olan ülkelerin malları Türkiye’ye gümrüksüz girecek. Ama anlaşmaya taraf olamadığı için Türkiye bu ülkelere ihracat yaptığında ihraç malları gümrüğe tabi olacak. Türkiye TTIP’e katılmak için baştan beri çaba gösterdi. Ama başarılı olamadı.
Sığınmacıların çalışma imkânı genişletiliyor
AB Komisyonu’nun tavsiyesi ile Türkiye’ye sadece Suriye’den sığınanlara değil, hangi ülke vatandaşı olurlarsa olsunlar tüm sığınmacılara çalışma izni imkânı tanındı.
2 milyon 750 bini Suriyeli olmak üzere Iraklı, Afgan, İranlı ve Somalili 3 milyonu aşan sığınmacı Türkiye’de yaşıyor.
Çalışma izni alanlara asgari ücretin altında ödeme yapılamayacak.
7-17 yaş arası 800 bin Suriyeliyi okutacağız
AB Komisyonu’nun hazırladığı bir rapora göre, Türkiye’deki 2 milyon 750 bin sığınmacının 800 binini 7-17 yaş arasındaki çocuklar oluşturuyor.
Devletimiz şimdi bu çocukların eğitimi için derslikler açıyor. Yaklaşık 27 bin dersliğe ihtiyaç var.
Dersliklerin açılması için gerekli yaklaşık 600 milyon euro’nun AB fonlarından karşılanması bekleniyor.