Daha üç beş gün önce “Dolar 3 TL olur mu?” deniliyordu. Şimdi, ”2.5 TL’nin altına iner mi?” tartışması başladı.
Dolar fiyatı yanında halkımız altın fiyatındaki değişim ile de ilgileniyor. Altın fiyatı hem dolar fiyatından hem de dünyadaki altın fiyatındaki değişimden etkileniyor.
Dolar 2.5 TL’nin altına iner mi sorusuna cevap ararken, yakın zamanda dolar fiyatındaki iniş çıkışları hatırlamakta yarar var.
Dolar fiyatı 24 Nisan’da 2.71 TL idi. 28 Nisan’da 2.69 TL, 4 Mayıs’ta 2.71 TL, 7 Mayıs’ta 2.68 TL oldu. 8 Mayıs’ta 2.69 TL iken, dün 2.58 TL’ye geriledi.
Dolar fiyatı önce dünyada doların değerinden etkileniyor, sonra da Türkiye’ye döviz girişi fiyatın aşağıya inmesine, yukarı çıkmasına yol açıyor.
Dünyada dolar fiyatındaki değişimin göstergesi dolar endeksi. Doların başlıca para birimlerine göre değerindeki değişim endeksi yükseltiyor, alçaltıyor.
19 Mayıs 1919, üç yıl süren Milli Mücadele’nin başladığı tarihtir.
Mustafa Kemal, Büyük Nutuk’ta 19 Mayıs’ı şöyle anlatır: “1919 senesi mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım.
Vaziyet ve manzarai umumiye: Osmanlı Devleti’nin dahil bulunduğu grup, Harbi Umumi’de mağlup olmuş. Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş. Şeraiti ağır bir mütarekename imzalanmış. Büyük Harp’in uzun seneleri zarfında millet yorgun ve fakir bir halde.”
Mustafa Kemal, Milli Mücadele’yi işte böyle başlattı. İşte böyle başlayan Milli Mücadele sayesinde biz bu topraklar üzerinde yaşıyoruz. Mustafa Kemal’in devrimleri sayesinde çağdaş, laik, demokratik bir ülkeye sahip olduk.
1938’de bayram oldu
19 Mayıs, 3466 sayılı kanun ile 20 Haziran 1938’de (Atatürk’ün ölümünden beş ay önce) “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kabul edildi.
Yarın 19 Mayıs... Bayramlarını kutlayacak olan gençlerimiz ne durumda? Gelecekten umutlu olan gençlerin oranı da, mutlu gençlerin oranı da düşüşte. Mutsuz, ümitsiz bir gençlik ile Türkiye büyüyemez ve gelişemez...
Genel tanıma göre, 15 ila 24 yaş arası erkek ve kadın nüfus, ‘Genç Nüfus’ olarak kabul ediliyor. Bizim şimdilerde 77.7 milyona ulaşan nüfusumuzun yüzde 16.5’i genç nüfus... 12.8 milyon gencimiz var.
Kim bu gençler? Yarın, 19 Mayıs’ta, bayramları olan gençlerimiz ne durumda?
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre, gelecekten umutlu olan gençlerin oranı 2013 yılında yüzde 83.9 iken 2014 yılında yüzde 78.0 oldu. Gençlerin yüzde 65.1’i 2013 yılında kendini mutlu hissederken, bu oran 2014 yılında 4 puan düşerek yüzde 61.2’ye geriledi.
Peki ya iyi eğitim?
Toplam nüfus içinde genç nüfusun ağırlığını koruyabilmesi, doğurganlık oranının yüzde 2.1’in üzerinde kalmasına bağlı. O nedenle Sn. R.T. Erdoğan, 3 çocukta ısrarcı oluyor. Çünkü bizde doğurganlık oranı azar azar geriliyor. Bunun sonucu genç nüfusun toplam nüfustaki ağırlığı azalıyor, azalacak.
Bugünkü doğurganlık tablosu devam ederse genç nüfusun toplam nüfusa oranı
İki gün önce bizim mahallede yollara açılan bez afişlerde, Başbakan’ın mitingine katılmak isteyenlerin İstinye’den motorla Maltepe’ye ulaşabilecekleri duyuruldu.
Motor saat 13.30’da İstinye’den hareket edecekti. İlan edilen saatten epey önce iskeleye gittim. Motorun üst katını her yaştan kadın doldurmuştu. Kadınların tamamına yakınının başı örtülü idi. Üzerlerinde etekleri ve uzun pardesüleri vardı.
Motorun ön bölümüne kutular içinde kumanyalar, sarı renkli parti bayrakları ve koli koli su şişesi yığılmıştı. Organizasyonu partili genç kadınlar yapıyordu. “Mahallemizin kadınları burada da erkekler nerede?”diyerek sual eyledim. ”Erkekler namaza gittiler, namazdan sonra gelecekler” cevabını aldım. Namazdan sonra erkekler geldi ama, motordaki erkek sayısı kadınların sayısına göre çok azdı. Kadın görevliler, İstanbul’un değişik bölgelerinden mitinge katılacaklar için 30 teknenin hareket edeceğini, Sarıyer’den katılacaklar için 4 tekne tahsis edildiğini söylediler.
Miting meydanında kadınlar çoğunluktaydı. Her yaştan kadın vardı. Benim gözlemim orta yaş altı kadınların daha çok olduğu şeklinde. Kadınların durumunun tersine erkek katılımcıların çoğu orta yaşın üzerinde. Erkek
Torun için çocuk kitabı arayıp duruyoruz. Çocuk kitaplarının çoğu yabancı kitapların tercümesi. Kahramanlar yabancı, konular yabancı. İmkân ölçüsünde yerli yazarların, çizerlerin kitaplarını satın alıyoruz.
Bir dostumuz, “İade etmek şartıyla” diyerek bize bir kutu çocuk kitabı verdi. Karton kutunun üzerinde “Bir Milyon Çocuk Kitabı” yazısı, içinde de 11 çocuk kitabı var...
Masal kitaplarını Selçuk Demirel, Haslet Soyöz, Tan Oral gibi günümüzün usta çizerleri karşılıksız resimlemişler.
İhtiyaç 1 yaşında başlıyor
Bizim zamanımızda çocuklara “okuma yazmaya başladıklarından sonra” çocuk kitabı satın alınırdı. Şimdilerde çocuklara bir yaşından itibaren çocuk kitabı satın alınıyor. Büyükler, çocuklara resimli çocuk kitaplarını okuyor. Böylece çocukta hem kitap sevgisi oluşuyor hem de çocuğun ilgi ve bilgi yelpazesi genişliyor.
Bir Milyon Çocuk Kitabı kutusundaki kitapları toruna okudukça gördük ki beğeniyor. Tekrar tekrar okutuyor. Sayfalarını çevirerek elinden düşürmüyor. Dostumuzdan aldıklarımızı iade edelim, yayıncısından kendimiz için satın alalım diyerek yayıncı “Boyut Kitapları”nı aradık.
Halkımız giderek daha çok seyahat ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun iç turizm istatistiklerine dayalı tahminlerine göre bu yıl 60 milyon insanımız 75 - 80 milyon seyahat yapacak.
Halkımız her mevsim seyahat yapıyor da en fazla seyahat temmuz, ağustos, eylül aylarında yapılıyor.
Bu 3 ayda halkımız 30-35 milyon seyahat gerçekleştiriyor. Hazirandakileri de eklersek, yaz dönemi 30-40 milyon seyahat yapıldığı, bu 4 ayda 14-15 milyar lira seyahat harcaması yapıldığı söylenebilir.
Dört ayda ekonomiye 14-15 milyar TL seyahat harcamasının girmesi ekonomide canlılık yaratır.
Ortalama 12 gece
2014 yılında yurtiçindeki seyahatlerde halkımız 575 milyon gece evi dışında konakladı. Toplam 23 milyar TL seyahat harcaması yaptı.
Ortalama olarak halkımız gezi, eğlence ve akraba, arkadaş ziyaretlerinde dışarıda 12 gece kalıyor.
Vaat yarışı hızlandı... Muhalefet partileri halkın ilgisini çeken farklı konularda bolca söz veriyorlar...
İktidar partisi de önce sınırlı ölçüde söz verme yarışına katıldı. Derken oy verme günü yaklaşırken atağa kalktı, söz verme yerine, ”bütçe”den vermeye başladı.
Biri “söz”... Öbürü ”nakit para”... Tabii ki para sözden daha kıymetli. En son olarak Başbakan 5.7 milyar liralık “hediye paketi”ni açıkladı. Ticari taksi, hatlı minibüs, servis aracı ve özel halk otobüsünü 2016 yılı sonuna kadar yenileyenler ÖTV ödemeyecek. ÖTV teşvikinin otomotiv sektöründe 5.7 milyar liralık bir hareket yaratabileceği tahmin ediliyor.
ÖTV otobüste yüzde 1, minibüste yüzde 9 ama binek otomobillerde yüzde 45 - 90 oranında. Ülkede 90 bine yakın taksi, 50 bine yakın minibüs, 20 bin halk otobüsü, 100 bin servis aracı var.
73 bin taksici var
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre, ülkede 109 bin minibüsçü, 81 bin nakliyeci, 73 bin taksici, 54 bin kamyoncu, 28 bin otobüsçü var.
Esnaf olarak adlandırılan meslek kollarında taksicilik, minibüsçülük ve servis aracı işletmeciliği çok sayıda insana iş sağlıyor.
Cari açık sorunu olduğu gibi duruyor. Değişen bir şey yok. Değişen, ekonomideki yavaşlama... Ne kadar yavaşlama, o kadar cari açık.
Cari açığın küçülmesinin tek bir yolu var: İhracatı artırmak. İhracat artmadan cari açık ancak ve ancak ekonomi yavaşlatılınca küçülür. Olan da budur.
İhracat artmadan...
İhracat artacak yerde azalırsa, cari açık yukarıya doğru baş kaldırır. Talep düşerse, ekonomi yavaşlarsa ithalat azalır. Cari açık iyileşiyor görünümü verir.
Şubat ayında mal dengesi (fob ihracat-fob ithalat / dış ticaret açığı) 3.54 milyar dolardı. Cari açık 3.5 milyar dolar olmuştu.
Mart ayında mal dengesi 4.8 dolar açık verince o rüzgârla cari açık da 4.9 milyar dolara yükseldi.
Daha önceki aylarda ithal edilen altınları mart ayında İsviçre’ye göndererek” ihracat yapmış gibi yapmasaydık”, açık 6 milyar dolara yaklaşacaktı.