İhraç malının olması şart. Alıcının olması şart. Ama yetmiyor. Malı alıcıya ulaştırmak zorundayız.
Değer olarak ihracatımızın yüzde 55’ini denizyolu, yüzde 35’ini karayolu, yüzde 7’sini hava yoluyla yapıyoruz.
Uluslararası karayollarında eşya taşımacılığı yapan 2 bini aşkın firmamız ve bunların da uluslararası taşımacılık yapan 60 bini aşkın çekicisi, 20 bine yakın kamyonu, 100 bine yakın yarı römorku var.
Uluslararası taşımacılık yapan firmalar (aktif) 21 sınır kapısından doğrudan ve ro-ro taşımaları ile 80’i aşan ülkeye gidip geliyorlar.
Bir yıl boyunca ihracat malları taşımak için 1.5 milyona yakın, ithalat malları taşımak için yarım milyondan fazla sefer yapıyorlar.
Ro-ro taşımacılığı, karayolunda taşıma yapan araçların, yolculuğun bir bölümünü gemiyle yapmalarına imkân veriyor.
TIR’lar dışarı çıkamıyor
Kırmızı et ve süt üretimi artıyor. Tarım Bakanlığı’nın teşvikleri yararlı oldu. Et hayvancılığı ve süt hayvancılığı giderek ilgi gören iş kolları haline geldi.
Küçük ve orta boy hayvan çiftlikleri sayısı da büyük boy hayvan çiftliklerinin sayısı da artıyor. Büyük boyların kapasitesi de giderek büyüyor.
On yıl önce büyükbaş hayvan sayısı 10.6 milyondu. 2014 yılında 14.2 milyona yükseldi. Hayvan sayısı artarken kültür sığırı ve melez sığır sayısı da arttı. Hayvanların et verimi arttı.
On yıl önce küçükbaş hayvan sayısı 31.8 milyon iken, 2014 yılında 41.4 milyon oldu. Bunların 31 milyonu koyun, 10 milyonu keçi. Kalanı diğer küçükbaş et hayvanları. Bir zamanlar küçümsenen keçiler gene makbul hale geldi.
Süt üretimi % 67 arttı
Sığırların 5.5 milyonu sağılabilir sığır. Sağılabilir sığır yılda ortalama 3 ton süt veriyor. Koyunların 15 milyonu sağılabilir koyun. Her biri ortalama 75 kilo süt veriyor. Sağılabilir 4.5 milyon keçinin her birinden yılda ortalama 100 kilo süt alınıyor. Mandalar yılda ortalama 1 ton süt veriyor ama sağılabilir manda varlığımız sadece 55 bin.
On yıl önce toplam süt üretimi 11.1 milyon tondu. 2014 yılında 18.5 milyon tona yükseldi. Sütün 16.9 milyon tonu süt
Konut satışlarında, halkın anlatımıyla, “patlama” var. (1) Enflasyon ve döviz fiyatlarındaki artış sonucu konut fiyatlarının artacağı beklentisine girenler ihtiyaçları için veya yatırım için konut satın alıyor. (2) Faiz oranlarının düşük olması karşısında birikimi olanlar parasını konuta yatırıyor. (3) Dolar ve altın fiyatı artınca dolarda ve altında birikimi olanlar doları ve altını bozdurdu. Türk lirasıyla yatırım olarak konut satın almaya başladı.
Bunun sonucunda konut satışları patladı.
Nisan ayında Türkiye genelinde 119 bin konut satıldı. Geçen yıl satış rakamı 83 bin idi. Satışlardaki artış yüzde 43’e yakın.
Ocak-nisan döneminde Türkiye genelinde 341 bin konut satıldı. Geçen yıl aynı dönemde satılan konut sayısı 341 bin idi.
Nisan ayında geçen yıl 37 bin yeni konut satılmıştı. Bu yıl 52 bin yeni konut satıldı.
Ocak-nisan döneminde geçen yıl yeni konut satış rakamı 157 bindi. Bu yıl 182 bin yeni konut satıldı.
Geçen yıl ilk 4 ayda Türkiye genelinde satılan 341 bin konutun 104 bini ipotekli satılmıştı. Bu yıl 416 bin konutun 182 bini ipotekli satıldı.
Satışlarda canlılık artıyor
Gelir dağılımındaki çarpıklıkta ve yoksullukta birçok ülkenin önünde koşuyoruz. En önemli sorunumuz bu olsa da, seçim öncesi partilerimiz ve politikacılarımız bu konulara hiç mi, hiç önem vermedi, vermiyor...
OECD’nin (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) geçen hafta yayınlanan bir araştırması, Türkiye’nin gelir dağılımındaki çarpıklık ve yoksulluk göstergelerinin, ne kadar kötü olduğunu bir defa daha gündeme getirdi.
OECD’nin raporunda zengin ve fakir arasındaki uçurumun 30 yılın en yüksek oranına ulaştığı, son yıllarda eşitsizliğin azalacak yerde büyüdüğü belirtildi. Rapora göre, OECD’ye üye 34 ülkede, gelir dağılımı adaletsizliği sıralamasında Şili, ilk sırada. Şili’yi Meksika, Türkiye, ABD ve İsrail izliyor.
Raporda herşeye rağmen Türkiye’nin 1985 ve 2013 yılları arasında gelir dağılımı eşitsizliğinin giderilmesinde aşama kaydettiği belirtiliyor. Rapora göre, üye ülkelerde nüfusun en varlıklı yüzde 10’u, nüfusun en yoksul yüzde 10’undan 9.6 kat daha fazla kazanıyor. OECD’ye göre, bu oran 1980’li yıllarda 7.1, 1990’lı yıllarda 8.1, 2000’li yıllarda ise 9.1’e çıkmıştı.
Gençlerde yüksek
Raporda Türkiye’nin, nüfusun en üstteki ve en alttaki yüzde 10’luk dilimleri
New York’taki Whitney Müzesi’nin yeni binası tamamlandı. Ziyarete açıldı. Müzenin hikâyesi ilginç, yeni binası ilginç.
Whitney’in özelliği, Amerikan Çağdaş Sanat Müzesi olması. Medison Avenue’deki binası küçüktü. Binayı sattılar. Bağış topladılar. Vakfın varlığı 752 milyon dolara ulaştı. 422 milyon dolar ile Hudson Nehri kenarında yepyeni bir müze binası inşa edildi.
(Durup dururken, bir pazar günü bu yazıyı neden yazıyorum? “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” niyetiyle yazıyorum. Belki bizde de örnek alanlar olabilir ümidiyle yazıyorum.)
Günümüzde bu tür binalar mimarlarının adıyla öne çıkıyor. Whitney’in mimarı, daha önce arkadaşı Richard Rogers ile Paris’teki Centre Pompidou Sanat Merkezi Binası’nı çizen İtalyan mimar Renzo Piano (1937).
Renzo Piano’nun çizimine dayalı olarak inşa edilen yeni müze binası 50 bin m2 kapalı, 13 bin m2 açık sergileme alanına sahip. 8 katlı. Piano dış görünümden çok içine önem vermiş. Salonlar yüksek tavanlı ve iki cepheden ışık alıyor. Bu tür müzelerde konferans salonuna, lokanta ve kafeterya alanlarına ve de kitap ve hediyelik eşya satan bölümlere geniş yer ayırılıyor. Çünkü bu bölümler gelir sağlıyor.
Küçümseniyor ama...
Coşkulu bir seçim havasının yaşandığı Kocaeli’den 11 milletvekili çıkacak. Ak Partililer 7’nin altına düşmeyeceklerini savunurken, CHP’liler 5 vekile kesin gözüyle bakıyor. MHP 2 vekil bekliyor, HDP’li adaya ise 80 bin oy gerekiyor
Kocaeli genelinde 1 milyon 221 bin seçmen var. Kocaeli’de seçime katılım oranı yüksek oluyor. Geçen genel seçimde katılım oranı yüzde 89.18 idi.
İzmit’te 244 bin, Gebze’de 238 bin, Gölcük’te 107 bin seçmen var. Diğer seçmenler diğer ilçelerde.
Kocaeli’den 11 milletvekili seçilecek. Geçen seçim Ak Parti yüzde 52.70 oy ile 7 milletvekili, CHP yüzde 24.63 oyla 3 milletvekili, MHP yüzde 11.91 oyla 1 milletvekili çıkarmıştı. SP yüzde 4.37 oy almıştı.
Kocaeli’nin nüfusu 1.7 milyon. Çalışan sayısı 460 bin. Kayıtlı işsiz sayısı 41 bin. 242 bin kişi emekli aylığı alıyor. Emekli aylığı alanlara bağımlı sayısı 721 bin kişi. Üniversitelerde 41 bin, meslek yüksekokullarında 32 bin öğrenci var.
Bu tabloda işçilerin, işsizlerin, emeklilerin, emeklilerin aile üyelerinin ve üniversite ve yüksekokul öğrencilerinin tercihleri Kocaeli’de seçimin kaderini belirleyecek.
Kocaeli’deki gelişmeleri izleyenler, işçilerin Ak Parti’yi desteklediklerini, CHP’nin
CHP Başkanı Kılıçdar-oğlu’nun dün açıkladığı Merkez Türkiye Projesi, gerçekçi, uygulanabilir, uygulanması gerekir, uygulandığında Türkiye’nin kaderini değiştirebilecek bir proje.
Projenin hedefi, Türkiye’ye çevre ülkeler için, Türkiye’yi bir lojistik ,üretim ve finans merkezi haline getirmek. Bu amaçla Türkiye’de, Singapur, Hong Kong benzeri, serbest ticaret işlemlerinin merkezi olacak bir Mega Kent oluşturulacak.
Mega Kent, bir yerleşim bölgesi olarak gelişmeyecek. Uluslararası serbest ticaret ve finans merkezi olacak. Ülke kanunlarındaki sınırlamalar dışında kalacak. Uluslararası ticaretin (mevcut Serbest Ticaret Bölgeleri benzeri) serbest yürüyeceği bir merkez işlevini görecek.
CHP Başkanı Kılıçdaroğlu, uygulanabilirliğini anlatmak için, dünyada bu projeye benzer şekilde yürütülen 3 örnek veriyor: (1) Latin Amerika’da devam eden, “Güney Amerika Bölgesel Altyapıları Birleştirme Girişimi”. (2) Güneydoğu Asya yarımadasında tüm tren yollarını birleştirmeyi amaçlayan “Kunming-Singapur Demiryolu Projesi”. (3) Çin tarafından ilan edilen, “İpek Yolu Ekonomik Kuşak Girişimi ve 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu Projesi.
Kılıçdaroğlu, Merkez Türkiye Projesi’nin dünyanın bu alandaki 4.
Avrupa’ya Rus gazını ulaştıracak olan Güney Akım projesinden vazgeçen Rusya, Karadeniz’in altına döşenecek boru hattıyla önce Türkiye’ye, oradan da Yunanistan üzerinden Avrupa ülkelerine gaz sevk etmek istiyor. Şimdilerde Rusya’nın Avrupa’ya yolladığı gazın boru hattı Ukrayna’dan geçiyor. Rusya, 2019 sonrası Ukrayna üzerinden gaz sevkiyatını durduracağını, gazın, Türkiye, Yunanistan, Makedonya, Sırbistan ve Macaristan üzerinden Avusturya’nın doğalgaz dağıtım merkezi Baumgartner’a ulaştırılacağını açıkladı.
Mavi Akım boru hattının benzeri şekilde Karadeniz’in altından Samsun’a ulaşacak olan gaz, daha sonra toprak altına döşenecek borularla Yunanistan sınırına taşınacak. Ruslar bu projeye Türk Akımı adı veriyor. Boru hattı 63 milyar metreküp gaz taşıyacak. 14 milyar metreküpünü Türkiye kullanacak, kalanı, Avrupa’ya sevk edilecek.
Biz de gaz alabileceğiz
Türkiye, Mavi Akım’dan 16 milyar metreküp, Trakya’dan ülkeye giren Batı Hattı’ndan 10 milyar metreküp doğalgaz alımı yapıyor. Türkiye’nin 2015 yılında, BOTAŞ ve özel sektör aracılığıyla Rusya’dan 30 milyar metreküp doğalgaz alımı yapması bekleniyor.
Güney Akım Boru Hattı, 931 kilometresi Karadeniz, 1455 kilometresi