KCK’ya sızan MİT görevlilerinin, kendilerine verilen görevin dışına çıktıkları, KCK eylemlerine yardım ettikleri, hatta örgütün tamamlanmasına katkı verdikleri, dahası bazı terör eylemlerine liderlik edildiği gibi çok önemli iddialar gündeme getirildi.
İddialar, KCK’yı MİT’in kurduğu ve yönettiğine kadar vardırıldı.
Öyle ki, belediye otobüsüne molotof kokteyli atılmasında, Kızılay’ın göbeğinde bomba yüklü aracın patlatılmasında, askere, polise kurşun sıkılmasında, saldırılmasında KCK’ya sızan MİT görevlilerinin dahli var, izlenimi yaratıldı.
Bu iddialar ve tartışmalar sürerken Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, MİT görevlilerinin KCK’ya sızmaları konusunda, “suç işlemeden terör örgütüne girmek mümkün değil” açıklamasını yaptı.
KCK’ya sızan MİT görevlileriyle ilgili iddialar çok ağır olduğu için, “Örgütün güvenini kazanmak için işlenebilecek suçun sınırı nedir” diye sormuş ve bu suçun tanımına ihtiyaç olduğunu belirtmiştim.
‘Kastım üyelik’
İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen, MİT soruşturmasıyla ilgili tartışmalara açıklık getirdi.
Seçen’in yaptığı açıklama, bazı soru işaretlerine yanıt niteliğindeydi.
Başsavcıvekili, yargının yürütmeye müdahalesinin söz konusu olmadığını belirtirken, soruşturmayla ilgili çerçeveyi de çizmiş oldu.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve arkadaşlarının ifadeye çağrıldığı günden beri yürüyen tartışmalarda, PKK ile Oslo’da yapılan görüşmelerin soruşturma kapsamında olup olmadığı merak ediliyordu.
Oslo’yu mu tarif ediyor?
Başsavcıvekili, açıklamasında şöyle diyor:
İstanbul Özel Yetkili Savcılığı’nın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ikisi emekli çalışma arkadaşlarını ifadeye çağırmasıyla başlayan süreç sertleşerek devam ediyor.
Fidan ve arkadaşlarını ifadeye çağıran özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya soruşturmadan alındı.
Hükümet cephesi, İstanbul özel yetkili savcılığının başlattığı sürece çok sert karşılık veriyor.
Önce MİT Yasası’nın 26. maddesini değiştirecek bir teklifi hızla Meclis’e getirdi, bir gün sonra da savcı Sarıkaya soruşturmadan alındı.
Hükümet, hem yasa hem de savcı değişikliğiyle bu süreci kesmeye ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı bu süreçten çıkarmaya çalışıyor.
Hükümetin beklentisi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beklenen hamlesini yaptı.MİT Müsteşarı ve mensuplarının terör suçları, örgütlü suçlar gibi suçlar nedeniyle soruşturulmalarını Başbakan’ın iznine bağlayan yasa değişikliği teklifi Meclis’e sunuldu.
Böylece Başbakan Erdoğan, bir kez daha MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın arkasında durdu. Erdoğan, gerekirse yasa çıkarırım ama yine Fidan’ı vermem, diyerek, kararlı bir duruş sergiledi.
Bu teklif yasalaştığı anda özel yetkili savcılık, Fidan ve diğer MİT mensupları hakkında başlattığı soruşturmayı yürütebilmek için Başbakan Erdoğan’dan izin talep edecek.
Başbakan Erdoğan’ın bu izni vermeyeceğini tahmin etmek kuşkusuz zor değil.
Görevlendirdiği kişi
Verilen yasa teklifinde MİT mensuplarının yanı sıra, “Başbakan’ın görev verdiği kişiler” de kapsama alınıyor.
Yakasından paçasından çekiştirilen bir devlet görüyorlar: Eski Genelkurmay Başkanı “terör örgütü lideri” suçlamasıyla içeride...
MİT Müsteşarı, “KCK’lı olmaktan” ifadeye çağrılmış...
PKK’yı MİT kurdurdu, Türk Silahlı Kuvvetleri, besleyip büyüttü iddiası gündemde!
KCK’yı da MİT kurdurdu ve yönetiyor iddiası ortaya atıldı!
KCK operasyonlarını yürüten iki şube müdürü, MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrıldığı gün görevden alındı!
Baskına uğrayan birliklerin komutanları, PKK ile işbirliği yapmakla suçlanıyor!
PKK’ya karşı başarılı operasyonlar yapılırken Uludere faciası yaşanıyor; bu emri kim verdi, istihbarat nereden geldi sorusu ortada duruyor!
Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında İnsan Hakkı İhlallerini İnceleme Alt Komisyonu’na dün Meclis’te bir PKK brifingi verildi. Komisyonun daveti üzerine TEPAV’dan terör uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan, PKK ile ilgili çarpıcı bilgiler sundu.
‘Askeri mahkeme’
Dr. Özcan’ın sunduğu bilgi ve belgeler arasında, PKK’nın Diyarbakır’da bir askeri mahkeme kurduğu ve bu mahkemede aldığı idam kararlarını infaz ettiğini gösteren bir belge de vardı.
PKK’nın Diyarbakır’da kurduğu mahkemenin adı, “Amed Eyaleti Andok Yüksek Askeri Mahkemesi.”
Mahkeme, 4 PKK’lıyı kendine göre yargılıyor ve idama mahkûm ediyor. “Mahkeme kararı”nın altına da şu notu düşüyor:
“Not: Yukarıda genişçe izah etmeye çalıştığımız hususlar ve mahkememizin kararı sonucu sanık Selahattin, sanık Karker, sanık Rengin işledikleri ihanet suçunun karşılığı olarak mahkeme sonrası iddia makamının gözetiminde anında infaz mangası tarafından infaz edilerek, hiçbir ihanet suçunun cezasız kalmayacağını bir kez daha bu olayda göstermiştir.”
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden Suriye’ye müdahale kararı çıkmadı.
ABD Başkanı Barack Obama, askeri müdahaleye gerek olmadan çözüm yolları bulunabileceğini açıkladı.
Arkasından da Şam’daki elçiliğini kapattı.
Onu İngiltere, Fransa izledi...
Tabii hemen ardından da Körfez ülkeleri elçilerini çektiler.
Elçiliklerin kapatılması iyiye işaret değil...
Libya’da da müdahaleden önce aynı süreç yaşanmıştı.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat, liderliği babasından devraldığında bazı umutlar belirmişti.
Genç Esad’ın soğuk savaş döneminin sona erdiği, Berlin Duvarı’nın yıkıldığı, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı yeni dönemi doğru okuyabileceği bekleniyordu. Suriye’yi, Sovyetler’in koruması altında bir istihbarat devleti olmaktan çıkarabileceği ve demokratik açılımlarla yumuşak bir geçiş sağlanabileceği umut ediliyordu.
Ancak öyle olmadı. Genç Esat da, reformlar yapacakmış gibi görünse de babasından devraldığı rejimi sürdürmeyi yeğledi.
Arap Baharı, bugün Beşar Esat’ın iktidarını şiddetli sallıyor. Esat, Arap Baharı’nı da doğru okuyamamış görünüyor. Askerle iktidarını koruyabileceğini düşünüyor.
Halkın isyan ettiği her şehre ordusuyla giriyor, yüzlerce, binlerce vatandaşını öldürmekten çekinmiyor. Sivil yandaşlarını da silahlandırıyor.
Beşar Esat, bu tutumuyla halkını bir iç savaşa sürüklüyor.
Esat, eğer halkını seviyorsa, kan dökmeyi bırakmalıdır. Artık bu süreçte iktidarını sürdüremeyeceğini görmeli ve uzatmaları oynamaktansa, bir an önce çekilerek, ülkede kan akmasını önleyecek mutabakata dayalı bir geçici yönetime zemin hazırlamalıdır.