Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden Suriye’ye müdahale kararı çıkmadı.
ABD Başkanı Barack Obama, askeri müdahaleye gerek olmadan çözüm yolları bulunabileceğini açıkladı.
Arkasından da Şam’daki elçiliğini kapattı.
Onu İngiltere, Fransa izledi...
Tabii hemen ardından da Körfez ülkeleri elçilerini çektiler.
Elçiliklerin kapatılması iyiye işaret değil...
Libya’da da müdahaleden önce aynı süreç yaşanmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Beşar Esad’dan kanı durduracağı yönünde söz aldığını açıkladı.
Suriye’deki gelişmeler de Suriye’yle ilgili tartışmalar da durumun iyiye gitmediğini açıkça gösteriyor.
Suriye ordusunun Humus’a saldırılarını devam ettirdiği, yüzlerce sivilin öldüğü yönünde haberler gelmeye başlıyor.
Artık Suriye’nin, uzun süre Beşar Esad’ın yönetiminde devam etmesi çok zor görünüyor.

Ankara’da durum
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün uyarılarından sonra dün de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Esad’a sert bir çıkış yaptı. Ankara’nın Esad yönetimiyle köprüleri attığını söyleyebiliriz.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Esad’ı Miloseviç’e benzetmesi, köprülerin atıldığının en önemli işaretlerinden biriydi.
Suriye’de ayaklanmalar başladığından beri Ankara kulislerinde bir “tampon bölge” tartışması sürüyor.
Bir iddiaya göre Türkiye, Suriye sınırında bir tampon bölge oluşturacak ve BM uçuşa yasak bölge ilan edecek; bir iddiaya göre bu tampon bölge, Suriye topraklarında değil Türkiye topraklarında oluşturulacak.
Türkiye’nin Suriye topraklarında bir faaliyeti yok. Ancak, kendi topraklarında var. Suriye’den gelebilecek göç dalgasını barındıracak, Van’daki gibi bir konteyner kent kuruluyor. Kilis’in Öncüpınar Gümrük Kapısı’ndaki hac tesislerinde oluşturulan konteyner kentin 10 bin Suriyeliyi kabul edecek kapasitede olması planlanıyor.

Yardım koridoru
Türkiye’nin böyle bir önlem alması isabetlidir. Birinci Körfez Savaşı sırasında Irak’tan gelen ve sayıları 500 bini bulan göç kafilesi, Türkiye açısından büyük sorun yaratmıştı.
Bu deneyim, Türkiye’nin şimdiden önlem almasında kuşkusuz etkili oldu. İnsani açıdan bu hazırlık Türkiye’nin görevi olarak görülmelidir.
Göç kafilesinin yiyecek, içecek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra Ankara kulislerinde konuşulan bir diğer olasılık da Türkiye üzerinden Suriye’ye bir insani yardım koridoru açılması. Bu koridor üzerinden Suriye’den kaçamayan ve saldırı altında kalanlara insani yardım ulaştırılması.
Eğer böyle bir koridor açılacaksa, bunun sadece insani yardım için kullanılmasını Türkiye sıkı bir şekilde kontrol etmelidir.
Türkiye, pozisyonunu insani yardım çerçevesinde belirlediğine göre, koridor da bu işlevle sınırlı olmalıdır.
Türkiye sınırından insani yardım adı altında açılacak bir koridordan, Suriye’ye yabancı asker veya silah geçişine izin verilmemelidir.
Türkiye, Ortadoğu’da yaşanan süreçte dış müdahalenin veya bir iç savaşın silahlı bir unsuru olmamalıdır.