Ne dediyse, boşuna.
“Böylesine suçlamalarla karşı karşıya kalmak, 15 aydır özgürlükten yoksun kalmak ve her dışarı çıkışımda kelepçelenmek beni öldürüyor” dedi.
Boşuna.
“Örgüt asılsız bir iftiradır. Fiziki olarak iyi görünmeliyim ama içim kan ağlıyor. İki elim Allah’ın huzurunda yakalarında olacaktır. İhaleye fesat karıştırmak suçlamalarının hiçbir delili yoktur. Hapishanede ya Allah’a sığınırsın, ya isyankâr olursun. Ben böyle bir suç işlemedim. 431 gündür haksız bir şekilde betonların arasında ayakta kalmaya çalışıyorum” dedi.
Boşuna.
“Türkiye’nin tek bayan genel sekreteriyim. Devlet eliyle hapse atıldım. Her sabah acımı üzüntümü derinden yaşayarak ah ediyorum. Mazlumun ahı güçlüdür. Ahım Allah’a ulaştı. Suçsuzluğumu ben biliyorum, Allah biliyor. Bu haksızlığa son veriniz. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Battaniyelerin üzerinde elle savunma hazırlıyorum. Kaçma ihtimalim yok. Yurt dışına 3 kere çıktım. Orada bir hafta bile barınamam” dedi.
Boşuna.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki türlü çeşitli komisyonlardan biri de, Dilekçe Komisyonu.
Derdine derman arayan vatandaşların kapısını en çok çaldığı yer burası.
Komisyon Başkanı, Ak Parti Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş.
Yine Ak Parti’den Halil Ürün, Ali Aydınoğlu, İsmail Aydın, Enver Yılmaz, Gürsoy Erol, Sevde Bayazıt Kaçar...
BDP’den Emine Ayna.
MHP’den Muharrem Varlı.
CHP’den Kemal Ekinci, Hasan Akgöl ve bir İzmir Milletvekili Erdal Aksünger; komisyon üyesi olarak görev yapıyor.
Rapor “eski” aslında ama TBMM tarafından “yeni” yayınlandı.
Hatırlayan var mı, bilmem.
2008 yılında TBMM’de “Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde Bağımlılığı ve Kaçakçılığı Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi” amacıyla bir Meclis Araştırması Komisyonu kurulmuştu.
Komisyon 4 ayda 34 toplantı ve 37 oturum gerçekleştirdi ve çeşitli kurum ve kişilerin görüşüne başvurdu.
26 Şubat 2009 tarihinde de Komisyon’un çalışmaları, Meclis gündemine geldi, görüşülüp, konuşuldu.
CERN’den peş peşe açıklama yapılıyor.
Neymiş meselâ?
Tespit edilen parçacık “126 GeV(gigaelektronvolt) seviyesinde” imiş.
Başka?
Higgs Bozonu‘nun atomların çarpıştırılması deneyinde izole edilebilmesi için “diphoton decay” yöntemine odaklanılmış.
Hem TİM’in, hem de TBMM’nin internet sitelerinin altını üstüne getirdim ama “Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın, Meclis personeline yaptığı sunuma göre...” diye başlayan haberin kaynağına erişemedim.
Onun için “Eğer doğruysa” şerhini koymam gerekiyor önce.
Eğer doğruysa:
“Sunumdaki bilgilere göre, 1 dakikada; 168 milyon e-posta gönderiliyor, arama motorlarında 694 bin 445 arama yapılıyor, Facebook’ta 695 bin durum güncelleme, 79 bin 364 paylaşım yapılıyor, Flickr’a 6 bin 600’den fazla fotoğraf yükleniyor,
Skype’de 6 bin 150 saatten fazla konuşma gerçekleştiriliyor, 11 milyon kişi chat yapıyor, Youtube’da 600’den fazla video paylaşılıyor, 2 milyon kullanıcı online porno izliyor.”
O da bir marka aslında:
Fortune 500.
Dergi dünyadaki, ulusal versiyonu ise Türkiye’deki en büyük 500 şirketi açıklıyor her yıl.
Fortune 500’ün bu yılki listesinden ben de bir liste çıkardım kendime.
Peşinen söyleyeyim.
Listeme yıllar önce devlet eliyle kurulup, sonra satılan ve çoğu petrol ve enerji işiyle uğraşan şirketleri almadım.
Çünkü kendi çabasıyla hayat bulan, gerçekten mal ve hizmet üreten, ardında başarı öyküleri olan şirketler önemli benim için.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar çoktan açıkladı:
“Türkiye’de 15 milyon eski bina var. Bunlardan 8- 8,5 milyonu bir süre daha idare eder ama 7 milyonu mutlaka yenilenmeli.”
Peki.
Yıkımın vadesi ne?
Bayraktar’a göre:
Çok şey olabilirim. Ama şurası kesin. “Futbol yorumcusu” değilim. Diğer yandan futbolu seviyorum. Hele de iyi takımları, güzel maçları izlemekten büyük keyif alıyorum.
Avrupa Futbol Şampiyonası’nı da neredeyse bir aydır, hiçbir maçı kaçırmadan izledim.
Gerçi Hasan Abi (Cemal) gibi maçları yerinde takip etme olanağım yoktu.
Olsun.
Televizyon ekranları kocaman.