Feyzi Hepşenkal

Feyzi Hepşenkal

feyzihepsenkal@mynet.com

Tüm Yazıları



Rapor “eski” aslında ama TBMM tarafından “yeni” yayınlandı.
Hatırlayan var mı, bilmem.
2008 yılında TBMM’de “Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde Bağımlılığı ve Kaçakçılığı Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi” amacıyla bir Meclis Araştırması Komisyonu kurulmuştu.
Komisyon 4 ayda 34 toplantı ve 37 oturum gerçekleştirdi ve çeşitli kurum ve kişilerin görüşüne başvurdu.
26 Şubat 2009 tarihinde de Komisyon’un çalışmaları, Meclis gündemine geldi, görüşülüp, konuşuldu.
O günün ve ertesi günün gazetelerine baktım internette, “Böylesine önemli bir konu, acaba haberlere nasıl yansıdı?” diye.

Haber çoktu.
Örnekse...
Çaycuma İlçesi’nde “gazım var” diye hastaneye giden kadın, hamile olduğunu öğrenmişti.
Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Mehmet Bekaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihalelerin önceden belirlenen firmalara ihalesiz olarak verildiğine ilişkin gizli kamera görüntülerini basına dağıtmıştı.
Oyuncu Zeynep Tokuş, Tebriz’de çarşafa sarınmıştı.
TBMM İnsan Hakları Cezaevleri Alt Komisyonu inceleme yapmak üzere Ergenekon Davası sanıklarının da tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’ne gitmişti.
Falan... Filan.
Ama Meclis’teki görüşmeye dair, göze çarpan bir haber yoktu!

Oysa Meclis Komisyonu raporunda, önce dünyadaki duruma yer veriliyor, “madde kullanımı nedeniyle yılda 200.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir” deniyordu.
Türkiye’ye gelince...
İlk önemli saptama bu konuda yeterince araştırma yapılmadığıydı.
En son 2007 yılında “Ankara’da okuyan gençlerde madde kullanımı ve özellikleri” konusunda 13.438 öğrenciye ulaşıldığına dikkat çekiliyor ve “Öğrencilerin yüzde 1,4’ü düzenli olarak, yüzde 1’i deneme düzeyinde madde kullandığını, yüzde 97,6’sı hiç kullanmadığını belirtmiştir” deniyordu.
Yine 2007 yılı verilerine göre...
İstanbul’da 884, İzmir’de 295, Gaziantep’te 119, Adana ve Antalya’da 115’er kişi; uyuşturucu bağımlılığı tedavisi görüyordu.
Ve yine 2007’de uyuşturucu madde yüzünden 174 insan hayatı kaybetmişti Türkiye’de.

Ya bugün, durum acaba ne?
Sanırım TBMM’nin sorunu tekrar ele alması ama bu kez çok daha ciddi biçimde çalışması ve halkın ilgisini sorunun üzerine çekecek yöntemler kullanması gerekiyor.
Zira 2007’deki rakamların, şimdi çok daha vahim bir düzeye ulaştığından, fena halde korkarım!

Haberin Devamı

Tek karelik yolun sonu!

Haberin Devamı

Tehlike kapıda!

Ve korkularımı haklı çıkaran iki haber ve ikisi de birkaç gün öncesinden.
Kadın Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EKAM), İzmir’deki sığınma evlerinde kalan ve eşlerinden şiddet gören kadınlarla yaptığı araştırmada “madde bağımlılığının şiddeti tetiklediği” sonucuna varmış.
Bu bir sır değildi elbet.
Ama altının tekrar çizilmesi iyi oldu.
Sıra başka söze yer bırakmayan “kötü” haberde:
“İstanbul’dan İzmir’e ziyaret için gelen A.Y. Bostanlı’da, buluştuğu arkadaşıyla birlikte bir kafede oturdu. Arkadaşıyla uzun süre sohbet eden A.Y. bir süre sonra kalkıp tuvalete gitti. Tuvalette uzun süre kalan A.Y., kafe çalışanları tarafından baygın halde bulundu. Çalışanlar 112 Acil Servis ekiplerinden yardım isteyip, polise haber verdi. İhbar üzerine gelen sağlık ekipleri, yanında uyuşturucuyu sıvılaştırmakta kullandığı sanılan kola şişesi parçası, çakmak ve enjektör bulunan, bilinci kapalı olan A.Y.’yi Karşıyaka Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Kolundan yüksek dozda eroin enjekte ettiği sanılan A.Y. yoğun bakım ünitesine alınırken, hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi.”