Makamı, cezaevi oldu!

Ne dediyse, boşuna.
“Böylesine suçlamalarla karşı karşıya kalmak, 15 aydır özgürlükten yoksun kalmak ve her dışarı çıkışımda kelepçelenmek beni öldürüyor” dedi.
Boşuna.
“Örgüt asılsız bir iftiradır. Fiziki olarak iyi görünmeliyim ama içim kan ağlıyor. İki elim Allah’ın huzurunda yakalarında olacaktır. İhaleye fesat karıştırmak suçlamalarının hiçbir delili yoktur. Hapishanede ya Allah’a sığınırsın, ya isyankâr olursun. Ben böyle bir suç işlemedim. 431 gündür haksız bir şekilde betonların arasında ayakta kalmaya çalışıyorum” dedi.
Boşuna.
“Türkiye’nin tek bayan genel sekreteriyim. Devlet eliyle hapse atıldım. Her sabah acımı üzüntümü derinden yaşayarak ah ediyorum. Mazlumun ahı güçlüdür. Ahım Allah’a ulaştı. Suçsuzluğumu ben biliyorum, Allah biliyor. Bu haksızlığa son veriniz. Tutuksuz yargılanmak istiyorum. Battaniyelerin üzerinde elle savunma hazırlıyorum. Kaçma ihtimalim yok. Yurt dışına 3 kere çıktım. Orada bir hafta bile barınamam” dedi.
Boşuna.
* * *
İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç’i tanımam. Ne elini sıkmışlığım, ne iki çift söz etmişliğim ve ne de görmüşlüğüm vardır.
Tek bildiğim Aziz Kocaoğlu’nun ona çok güvendiği ve yıllar öncesinden beri tanıdığıdır.
Zaten aksi olsa, insan biri için; “Her şeyine kefilim. Her türlü şahsi, maddi, manevi kefalet vermeye hazırım” der mi?
Demez.
Babasının oğlu olsa, demez.
Kocaoğlu “dedi” ama...
O da boşuna.
* * *
Bir sanık hakkında en azından “vicdani bir kanaat” sahibi olmak için, dava dosyasını, eldeki kanıtları, kayıtları, tanıkları ve daha ne varsa hepsini çok iyi araştırmış olmak gerekir.
Böyle bir olanağım yok.
Ayrıca ne benim, ne de bir başkasının “Şunlar suçlu, bunlar suçsuz” demeye hakkı da yok.
Söylenen ve söylediğim tek şey şu:
“Tutukluk hali, cezaya dönüşmesin.”
Ne acı ve ne çare ki...
Pervin Hanım 15 aydır böyle bir cezaya mahkzm!
* * *
Ve olayın en trajikomik yanı ne biliyor musunuz?
Pervin Şenel Genç tutuklandığında, resmen ve asaleten iki-üç aylık genel sekreterdi.
Yani.
Genel Sekreter olarak cezaevinde geçirdiği süre, makamında geçirdiği zamandan beş kat fazla oldu!

Tek karelik UMUT

Bir şeyler yapmalı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “çete” iddiasına konu olan suçlamaları, aslında ibreti âlem için bir “çetele” şeklinde yayınlamalı hukukçular.
Sonra da Sayıştay’ın, Türkiye’nin her yerindeki belediyelerde yaptığı denetimlerde saptadığı “usul hataları” ile bunları bir güzel karşılaştırmalılar.
O zaman görsün herkes...
Acaba aralarında ne fark var?
Yan tarafta dedim ya...
Kim, ne dediyse; boşuna.
Pervin Şenel Genç yine hapiste ve üstelik artık tek başına.
Onun için, Müyesser Yıldız gibi, o da bir “kedi” istiyor yanına.
Biliyorum.
Yasak.
“Bari” dedim, bir fotoğraf ileteyim ona.
Adını “Umut” koydum.
Pervin Hanım her şeye rağmen “umutla baksın” diye, yarınlara.