İki köfteci, bir çorbacı...

1 Şubat 2019

Hepsinin ortak noktası yemeklerin içindeki pide. Biri Akhisar’da geleneksel bir çorba olan ve doğrama pide ile sunulan kelle paça çorbası, biri ise Bursa Kayhan Çarşısı’nın en eski mekânlarından İdris Pideli Köfte’nin özel sos ve tereyağlı köftesi. Bir diğeri de Manisa Saruhanlı’da iki kardeşin kendilerince geliştirip yine pide eşliğinde sundukları köfteleri. Hepsinin de ortak noktası ‘pide’...

İDRİS PİDELİ KÖFTE 1937’den gelen lezzet

Bursa Kayhan Çarşısı o kadar çok meşhur lezzet mekânına ev sahipliği yapıyor ki, anlat anlat bitmez. Ben dilim döndüğünce, uğrayabildiğim mekânlardan birinden söz edeceğim kısaca sizlere.

İdris Pideli Köfte. Kurucusu İdris Alakoç.

Şu anda oğlu İbrahim Alakoç ve torunları sürdürüyorlar bu ata yadigârı pideli köftenin lezzet yolculuğunu. Aslında, görüntüsü öyle karmaşık değil, basit. Fakat çok lezzetli bir köfte. Ne bileyim, belki de bu basitlikte gizli lezzeti. Tabağın altına tırnak pide konuyor önce, ızgarada pişen köfteler, pidenin üzerine diziliyor. Tabağın sağ ve sol yanına özel domates ve yoğurt sosu ilave ediyorlar. Son olarak da tereyağı ile şenlendirip servis ediyorlar. Bursa gezimiz sırasında öğreniyoruz ki, İdris Pideli Köfte yaptığı işten asla

Yazının Devamı

Yemek için seyahat ettiren dükkan: Kayhan Köftecisi

25 Ocak 2019

Arkadaşlar, “Hadi abi, Bursa’yı yemeye gidiyoruz” dediğinde şaka sanmıştım aslında. Ama doğruymuş! Gerçekten de iki gün geçirdiğimiz Bursa’yı resmen yedik desem yeridir. Geçen hafta şahane bir esnaf lokantasından, Fasulyeli’den söz etmiştim sizlere. Bu hafta da Bursa turumuza devam ediyoruz.
Bugünkü lezzet mekanımız, sloganı “seyahat ettiren dükkan” olan Kayhan Köftecisi.
Uzun zamandır merak ettiğim bi yer burası. Hatta son İstanbul seyahati dönüşü trafik sıkışıklığı olmasa, ille uğramak istediğim bi yerdi...
Kısmet, lezzet avcısı dostlarla gitmekmiş. Gün boyu devam eden yemek turumuzu, akşam dönüş yoluna çıkmadan önce Kayhan Köftecisi’nde sonlandırmak istedik. Valla köfteciden önce neredeydiniz diye sorsanız, aklım o kadar karışık ki, cevap veremem size.
Ben iyisi mi köfteciyi anlatayım sizlere...
Saat 17.00 sularında, kahvaltıcısından cantıkçıya, tahanlı pidecisinden börekçiye koşuşturan lezzet avcıları, yorgun ve bitap düşmüş bi şekilde vardık Kayhan Köftecisi’ne.
Nilüfer semtinde Eker Meydanı’ndaki dükkan dışarıdan gayet şık, nezih bir görüntüye sahip. İçeriye girmeden önceki düşüncem, “İnşallah bi hayal kırıklığı olmaz” şeklindeydi. Buna benzer kafamda bir sürü soru

Yazının Devamı

Geçen hafta Bursa’yı yedik... Yemeye Fasulyeli’den başladık...

18 Ocak 2019

Geçen hafta Bursa’yı yedik! Evet, evet yedik, ama bitmedi. O kadar keyif aldık ki, baharda bi daha yiyeceğiz...
Sevgili arkadaşlarım, @gurme_izmir, @gezginkereviz, @celalarpat ve @gurmecanlar ile ani bir karar alıp kar kış demeden düştük Bursa yollarına. @yemeklebitmez de gelecekti, ama son anda işi çıktı. İlk durağımız, Akhisar’da Şen kardeşler Çorbacısı oldu. Sabah erken saatte doğrama pideli paçayla enerjimizi topladıktan sonra “İlk hedefimiz Fasulyeli” diyerek bastık gaza. Neden Fasulyeli? Çünkü 20’nin üzerinde farklı kuru fasulye pişiyor burada...
Peşine düştüğümüz navigasyon “Hedefe ulaştınız” dediğinde saat 11.30’u gösteriyordu. Merakla restorana doğru ilerlerken kapıda genç, güleç bi arkadaş karşıladı bizi. “Hoş geldiniz, adım Emir Topuk...” O kadar içten ve samimi bir karşılamaydı ki, daha yemeklerden tatmadan bu samimiyetin lezzete de yansıyacağından kuşkum yoktu.

Temeli 30 para

Masamıza oturup şöyle bir soluklanırken içtiğimiz çay eşliğinde Fasulyeli’yi konuşuyoruz Emir’le.
“Öyle çook eski bi yer değiliz abi biz, fakat bu dükkânın temeli ta dedelerden diyebiliriz.”

Yazının Devamı

Andız Köy Sofrası’nda her şey bahçeden...

11 Ocak 2019

Bilenler bilir, öyle mükellef kahvaltı sofraları aramam ben. Malum kamp insanıyım. Bi domates, üç beş zeytin, peynir, iyi bir de zeytinyağı varsa benden keyiflisi olmaz. Günün en önemli öğünü kahvaltı, biliyorum. Ama ne yapayım, böyleyim işte. Bir de son dönemde o kadar çok kahvaltıcı ve kahvaltı modeli türedi ki, biraz samimiyetini kaybetti sanki kahvaltı.

Fakat bu algımı zorlayan, kahvaltı işini, kahvaltılıkları gönülden hazırlayan yerler de yok değil. İşte size bir örnek: Kuşadası Andız Köy Sofrası.

Önceki hafta bir çekim vesilesiyle gittim bu güzel mekâna. 1999 yılında şehir hayatından sıkılıp eski sessiz, sakin ve doğal yaşamını geri almak isteyen Mehmet Topan ve eşi, Kuşadası yakınlarında bakir bir zeytinlik satın almışlar.

Keşkek ve mantı süper

Aynı yıl içinde karı koca başlamışlar çalışmaya. Önce çeşit çeşit ağaçlar dikmişler bahçelerine. Tarım yapmaya başlamışlar. Biber, domates, patlıcan, kabak ve daha bi sürü sebze yetiştirmişler.

Önceleri küçük bi kulübeymiş neredeyse yaptıkları mekân. Burası hem işyerleri hem de evleri olmuş. Zamanla ağaçlar büyümüş, sonra da yer biraz daha genişlemiş. Değişiklik sadece mekânda olmuş. En başta nasıl başladılarsa bugün de reçellerini,

Yazının Devamı

Gaziemir My House’ta şeftali kebabı...

4 Ocak 2019

Evet, son dönemde etin sadece protein olmadığını fark etti güzel ülkem... Kasapların yeteneklerini, neler yapabileceğini keşfetti. Daha doğrusu “katma değer”in ne olduğunu anlamaya başladı. Güzel Türkiyemizin güzel insanlarının da, tıpkı yurtıdışında olduğu gibi şahane şeylere layık olduğunu keşfetti. Yani demem o ki, bi restorana gidildiğinde müşteriye kendisini “değerli” hissettirmenin kıymetini anladı. Daha önce böyle değil miydi peki? Hayır ya da evet demiyorum. Sadece dediğim “müşteri velinimettir” sözünün bi dönem değerini yitirdiğini düşündüğümden yazdım bunları.

Geçen hafta Gaziemir’de bir et restoranının açılışındaydım. Mekânı, ikram edilenleri çok beğendim. Açılış sonrası bu güzel mekânı, My House Et Restaurant’ı tekrar ziyaret ettim. Aslında maksadım, çaktırmadan bi yemek yemekti. Ancak düşündüğüm gibi olmadı. Daha masama oturur oturmaz garson arkadaşlar tanıdılar. İyi ki de tanımışlar, yoksa işletme ortaklarından Canan Doğdu Hanım’ı tanıyamayacaktım.

Yazımın başında da dediğim gibi daha içeriye girerken otomatik açılan kapı pek hoşuma gitti. Merdivenlerden çıkarken duyduğum müzik, garsonların “hoş geldiniz” demeleri, henüz yemeğe başlamadan gönlümü fethetti. Vaktim az

Yazının Devamı

Manzara eşliğinde deniz güzeli…

28 Aralık 2018

Ben Kuşadası’nı sevdiğimde daha apartmanlar yoktu. Şehrin ortasından otoban köprüsü geçmiyordu. Güvercinada bakirdi, sevgililerin gizli gizli öpücük aldıkları bi yerdi.
Kuşadası çok sakindi, ya da ben çok sessizdim. Henüz çalışma hayatına atıldığım yıllarda yağmurlu havalarda yalnız başıma gider, denize yakın bi’ restorana çöker, iki kadeh parlatmayı pek severdim. Yağmur sesi, dalgaların kayalarla sarılması dinlendirirdi beni.
Geçen hafta bi’ iş için gittim Kuşadası’na. Sahilde dolanırken bunları düşündüm.
Eşimle gizli gizli adaya gelişlerimiz geldi aklıma. Sessiz sessiz gülümsedim o günlere. Sonra baktım hava kapalı, yağmur da çiseliyor ufaktan, “Eee hadi Fedo yine sessizliğin sesini dinle” deyip, manzarası enfes bi yere attım kendimi.
İçeri girerken “Tarihi Çınar Balık Restoran” adını gördüm önce. Ne yalan söyleyeyim son dönemde heryerde “meşhur” lafı görmekten gözlerim yorulmuşken, “tarihi” kelimesi sıradan geldi önce.

Önce et restoranıymış

Fakat içeri girip meze dolabının önünden geçerken “tarihi” kelimesinin içinin boş olmadığının farkına vardım. Ben diyeyim otuz, siz deyin elli çeşit meze var. Bunlara ara sıcakları da eklediğinizde, tatmaya kalksanız bir hafta masada

Yazının Devamı

O bir ‘Dürüm Üstadı’

21 Aralık 2018

Bornova Folkart’ın tam karşısında mütevazi bi dükkan “Dürüm Üstadı”.

Üstad Alper Dündar öyle kırk yıllık usta, üstad da değil. Ama yenilikçi, girişimci ruhlu ve en önemlisi de yemeyi, yedirmeyi, yemek yapmayı seven biri.

Misafir ağırlamayı, evinde onlara değişik yemekler yapmayı da çok seviyor. En son, evindeki mutfakta Adana kebap yapınca, eşi isyan ediyor. İşte ne olduysa o zaman oluyor.

Arkadaşları “Ee şimdi ne yapacaksın” deyince “bi şey bulurum” diye yanıtlıyor.

Arkadaşlarının ilk ziyaretinde evinde özel soslarla hazırladığı eti lavaşa sarıp ikram ediyor. O gece arkadaşlarının “Alper, bunu herkes tatmalı” sözleri, bugün “Dürüm Üstadı”nın doğuşuna neden oluyor.

İş geçmişinde köftecilik de olan Üstad kararını verip 2017 Mayıs ayında “Müptela” ile adım atıyor sektöre.

Nerdeyse açıldığından sosyal medyadan beri takip ediyorum kendisini.

Epeydir gitmeyi planladığım bu lezzet dükkanında yemek yemek, Üstad ile tanışmak bu haftaya kısmetmiş.

Yazının Devamı

Kazık yemeyin balık yiyin!

14 Aralık 2018

Hafta başında ofiste misafirlerim vardı. Bu yıl balık sohbeti yaptığımız okullardan birinin öğrencileri, Ege yemekleri üzerine bir proje yapacakmış. Onunla ilgili konuşmaya gelmişler. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalıştım gençlere. Şahane bi yemek sohbeti oldu. Onları yolcu ettikten sonra gazetedeki arkadaşlarla sürdü yemek muhabbeti.

Bi ara öyle hararetlendi ki, kendi ses tonumdan ürktüm. Ki ben normalde yüksek volüm konuşan biriyimdir. Nasıl hararetlendiysem artık!

Neydi biliyor musunuz beni bu kadar öfkelendiren şey?

Hemen söyleyeyim.

Bazı balıkçı ve balık restoranları!

Aslında anlatacaklarıma şaşıracağınızı sanmıyorum. Ama ben gene de anlatayım.

Ee hep şöyle güzel, böyle güzel mekân diyecek değiliz ya. Biraz da başka şeylerden söz etmek lazım. Di mi ya!

Efendim malum, ülkemizde ve dünyada çiftlik balığı olmasa, burun kıvırdığımız sardalye ve hamsiyi mumla ararız. Çipuraya, levreğe zaten ulaşamayız. “Evet ya!” dediğinizi duyar gibiyim.

Yazının Devamı