‘Fijital’ dünyanın arifesi!

1 Mayıs 2020

Prof. Dr. Yavuz Odabaşı1949 Bafra doğumlu olan Prof. Dr. Yavuz Odabaşı, AİTİA ve İşletme Yönetimi Enstitüsü mezunudur. Devlet bursu ile ABD’de doktora eğitimini tamamlamıştır. Erciyes Üniversitesi’nin kuruluşunda görev almış, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde çalışmıştır.



Günümüzün önemli bir uygulaması olarak öne çıkan “fijital” sözcük olarak yakınsama, akışkanlık ve geçişkenlik özelikleri ile fiziksel ve dijital dünya arasındaki sınırsızlığı, iç içeliği açıklar. Koronavirüs sonrası dünyanın neye benzeyeceği konusunda tükenmez görüşler ve tartışmalar var. Görüşlerin bir bölümü “her şeyin kaldığı yerden devam” edeceğini, diğer kısmı “her şeyin kökten değişeceğini” ileri sürmekte.

Salgının getireceği önemli ve öne çıkan bir etkisi, tüketicilerin deneyim alanları içinde hem fiziksel hem de dijital dünyaların birliktelikleri. Buna kısaca “fijital dünya”nın oluşumu adını vermek hiç de yanlış

Yazının Devamı

İNFAZ KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ İLE GELEN AF-2

30 Nisan 2020

4. Yapılan Düzenlemenin Hukukî Niteliği

İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesinde 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle hükümlülere sağlanan olanak, hükümlü çocukların koşullu salıveril-meden yararlanabilmeleri için iyi hâlli geçirmeleri gereken sürenin kısaltılması dışında genel olarak iyi hâlli hükümlüler hakkında koşullu salıverilmeye kadar geçecek sürenin üç, dört yıl öne çekilmesi suretiyle uygulanmaya başlanan denetimli serbestliktir. 21.12.2000 tarih ve 4616 sayılı Kanun’dan farklı olarak (m. 1/3), tutuklu sanıklar hakkında bu süreler çerçevesinde bir serbest bırakılma, başka bir deyişle, tutuksuz yargılanma olanağını içeren bir düzenleme yapılmaması bir eksikliktir.
Koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik uygulamalarının hukukî niteliği tartışmalıdır. Anayasa Mahkemesi, “4616 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin şartla salıverilme niteliğinde olmayıp şartlı af niteliği ağır basan kendine özgü bir düzenleme” olduğunu, bu Yasa’nın

Yazının Devamı

İNFAZ KANUNU DEĞİŞİKLİĞİ İLE GELEN AF-1

29 Nisan 2020

Önceki hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce kabul edilen 14.4.2020 tarih ve 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (değişiklik yapan ve yapılan kanunlar olarak aşağıda kısaca 7242 sayılı Kanun ve İnfaz Kanunu), ertesi gün Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi(1). Yürürlük maddeleriyle birlikte 69 maddelik 7242 sayılı Kanun, ceza infaz hukukunda yaptığı önemli değişiklikler yanında, 52. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesini değiştiren, daha doğrusu, onun yerini alan bir düzenleme getiriyor. Yeni geçici 6. madde özetle şöyledir:

1. İnfaz Kanunu’nun Yeni Geçici 6. Maddesi

“(1) 30.3.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından Türk Ceza Kanununun kasten öldürme (m. 81, 82, 83), üstsoy, altsoy, eş veya kardeşe ya da kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama (m. 87/2 d), işkence (m. 94, 95), eziyet (m. 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar

Yazının Devamı

Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasi dehası

23 Nisan 2020

Mustafa Kemal’in askeri açıdan çok başarılı bir komutan ve bir kurmay subay olduğunu aldığı askeri eğitim ve vatan topraklarını savunurken edindiği birikim ve deneyimlerden dolayı rahatlıkla anlayabiliriz. Osmanlı’nın kurmuş olduğu Batı standartlarında eğitim veren en iyi askeri okullarında, iyi yetişmiş komutanlardan ders aldı ve onların ellerinde yoğruldu. Akabinde çok genç yaşta ülkenin dört bir yanında sahada fiili olarak savaşarak hizmet verdi ve ayak basmadık yer bırakmadı.

Önce Çanakkale’de kendini ispat etti. Daha sonra da 26 Ağustos günü dehasını ortaya koydu.

Ancak bana göre Mustafa Kemal’in esas büyüklüğü ve dehası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurulmasını sağlayan yol ve yöntemde görülmektedir.

Suriye cephesinden İstanbul’a geldiği 13 Kasım 1918 günü, Avrupa yakasına geçmek için, Haydarpaşa’dan bindiği Kartal istimbotunda, İstanbul’u işgale gelmiş İngiliz donanmasını gördüğünde söylediği “Geldikleri gibi giderler” sözü  aslında

Yazının Devamı

Koronavirüs ve siyasette olası dönüşümler

21 Nisan 2020

Tüm dünyayı etkileyen küresel bir salgının pençesindeyiz. İnsanlık tarihine baktığımızda tüm dünyayı etkileyen büyük savaşların, salgınların ve küresel afetlerin insanlığın anlam havuzunda önemli kırılmalar yarattığı görülür. Çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan, gündelik siyasetin ve tartışmaların rafa kalktığı tek gündem maddesinin yaşam ve ölüm olduğu bu kırılma anları, mevcut düzenin ve yerleşik uygulamaların sorgulanmasına, tartışılmasına ve revize edilmesine yol açabilir. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan yeni siyasi ve ekonomik düzen içerisinde, ülkeler büyük ölçüde barışın ve toplumsal düzenin tesisine odaklandı. 1960’lardan itibaren ise yurttaşların siyasi ve ekonomik düzlemdeki temel haklarının elde edilmesine yönelik toplumsal hareketlerin yerini etnik, dini, cinsel kimliklerin tanınmasını, doğanın ve çevrenin korunmasını, çeşitliliği ve çoksesliliği önceleyen yeni bir siyaset aldı. Sosyal bilimcilerin post-materyalist siyaset dediği bu ayrım

Yazının Devamı

Karantina günlerinde okunacak kitaplar

10 Nisan 2020

30 Martla başlayan 2020 yılının “Kütüphane Haftası”, dünyayı titreten, panikleten koronovirüs salgının gölgesinde kaldı; hiçbir yerde göze batacak şekilde gündeme gelmedi. Elbette bu durumu eleştirecek halimiz yok. Eğer biz önceki yılların kütüphane haftalarını gereği gibi değerlendirebilseydik, evlere kapandığımız bu günlerde zamanımızı kitaplarla hiç sıkılmadan en hoş şekilde geçirebilirdik. Devlet adamı, eğitimci ve yazar Hasan Ali Yücel, kitap okuyarak zamanın nasıl en iyi şekilde değerlendirileceğini şöyle anlatıyor: “En büyük yazarların herhangi bir kitabı yüz kuruşa alınır ve bu büyük yazar ile baş başa on gün, yirmi gün, bir ay oturup konuşabilirsin. Yazık, okumaya alışmamış, onun tadını almamış olanlara! Onlar, ıssız bir âlemde yaşayan zavallı mahkûmlardır.”
Biz, en başta kitap olmak üzere yazılı-basılı nesnelerle ilgisi olmayan bir toplum olduğumuz için, Cumhuriyet döneminde bile bütün çabalara rağmen bir okuma kültürü oluşturamamışız. Bu kültür olmadan

Yazının Devamı

Cezaların infazı ve hükümlünün topluma kazandırılması (2)

9 Nisan 2020

70 maddelik Teklifin tümüne makale sınırlarında değinmek mümkün olmadığından önemli gördüğüm bir konuya   daha dikkat çekip incelememi sonlandıracağım.

3. ORANLAR, İSTİSNAİ SUÇLAR VE ANAYASANIN EŞİTLİK KURALI

Daha önce yayımlanan birçok incelemelerimizde AYM’nin konjonktürel anlamda, çelişkili, ülke koşullarını, özgürlük ve güvenlik dengesini göz ardı ettiği bazı kararlara değinmiş ve eleştirilerimizi hukuk zemininde paylaşmıştım. Bu Teklif muhtemel değişikliklerle birlikte kanunlaştığında AYM’ye yine dava açılabilir.

AYM geçmişte birçok kararında hukukun genel ilkeleri ve ifadelerine yer vererek Anayasanın10’uncu maddesindeki “Eşitlik” kuralına aykırılıktan Kanunları iptal etmektedir. Bu genel ilkeler ve ifadelerden örnek vermek gerekirse;

3.1. AYM’ nin 18/07/2001 tarih 4/332 K. sayılı vb. ilamlarında; “eşitlik ve hukuk devleti ilkesine aykırıdır, iptali gerekir”, indirim hükümlerinin neden olduğu adaletsizlikler”, “adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu

Yazının Devamı

Cezaların infazı ve hükümlünün topluma kazandırılması (1)

8 Nisan 2020

Bilindiği üzere ilk defa Eylül 2018 tarihinde gündeme gelen “Bazı Suçlarda Şartla Salıverilme” kanun teklifi uzun tartışmalardan sonra AK Parti ve MHP’nin uzlaşmaları sonucu 31/03/2020 tarihinde “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” başlığı ile TBMM’ye sunulmuştur.




1.KANUN TEKLİFİNİN İÇERİĞİ VE YENİ DEĞİŞİKLİKLER

Yazının Devamı