Önceki hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce kabul edilen 14.4.2020 tarih ve 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (değişiklik yapan ve yapılan kanunlar olarak aşağıda kısaca 7242 sayılı Kanun ve İnfaz Kanunu), ertesi gün Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi(1). Yürürlük maddeleriyle birlikte 69 maddelik 7242 sayılı Kanun, ceza infaz hukukunda yaptığı önemli değişiklikler yanında, 52. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesini değiştiren, daha doğrusu, onun yerini alan bir düzenleme getiriyor. Yeni geçici 6. madde özetle şöyledir:
1. İnfaz Kanunu’nun Yeni Geçici 6. Maddesi
“(1) 30.3.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından Türk Ceza Kanununun kasten öldürme (m. 81, 82, 83), üstsoy, altsoy, eş veya kardeşe ya da kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama (m. 87/2 d), işkence (m. 94, 95), eziyet (m. 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (m. 102, 103, 104, 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlar (m. 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (m. 188) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere; 105/A maddesinin 1. fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre, “üç yıl” olarak uygulanır.
(2) 30.3.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından Türk Ceza Kanununun kasten öldürme (m. 81, 82, 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (m. 102, 103, 104, 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlar (m. 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç olmak üzere;
a) 0 6 yaş grubu çocuğu bulunan kadın hükümlüler ile 70 yaşını bitirmiş hükümlüler hakkında 105/A maddesinin 3. fıkrasında yer alan “iki yıl”lık süre “dört” yıl olarak uygulanır.
b) Maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken süreler, azamî süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilir. Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca veya Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen bir raporla belgelendirilir.
(3) 1. ve 2. fıkra hükümleri, iyi hâlli olmak koşuluyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler hakkında da uygulanır.
(4) 30.3.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tâbi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün 15 yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği 1 gün 3 gün; 18 yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği 1 gün 2 olarak dikkate alınır.”
2. Önceki Düzenlemeler
7242 sayılı Kanun, İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesi hakkındaki ilk yasa değildir. İlk düzenleme, olağanüstü hâl döneminde 15.8.2016 tarih ve 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)(2) ile yapılmıştı. 7242 sayılı Kanun’un 52. maddesiyle değişik geçici 6. maddede istisna olarak sıralanan Türk Ceza Kanunu maddelerinin çoğu ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar, 671 sayılı KHK’nin 32. maddesiyle İnfaz Kanunu’na eklenen geçici 6. maddede “1.7.2016 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından” sıralanmıştı. Geçici 6. madde uyarınca İnfaz Kanunu’nun
“a) 105/A maddesinin 1. fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre “iki yıl”, b) 107. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “üçte iki”lik oran “yarısı” olarak uygulanır.”
Bu hükümlerle İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik ile 107. maddesinde düzenlenen koşullu salıverilmenin daha erken bir tarihte uygulanması olanağı getirilmişti: Denetimli serbestlik tedbirinin iki yıl öne alınarak uygulanmasına infaz hâkimi tarafından karar verilebilecek, mahkûmun koşullu salıverilmeden yararlanabilmesi için cezasının yarısını infaz kurumunda çekmesi yeterli olacaktı.
671 sayılı KHK, aynı yıl içinde çıkarılan 9.11.2016 tarih ve 6757 sayılı Kanun’la yasalaştırılmıştır(3).
3. Karşılaştırmalı Değerlendirme
671 sayılı KHK ve onu yasalaştıran 6757 sayılı Kanun’la eklenen geçici 6. madde ile karşılaştırıldığında orada “1.7.2016 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından” yapılan düzenleme yerine; henüz aradan 4 yıl geçmeden 7242 sayılı Kanun’la aynı madde değiştirilerek “30.3.2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından” yeni bir düzenleme yapılıyor. 1 fıkralık eski düzenleme yerine 4 fıkralık yeni bir düzenleme hâline getiriliyor.
Yeni düzenlemede kapsam dışı bırakılan suçlar alanı, Türk Ceza Kanunu’nun kasten öldürmenin ihmalî davranışla işlenmesi (m. 83), neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama (m. 87/2 d), işkence (m. 94, 95) ve eziyet (m. 96) suçlarının da yeni geçici 6. maddenin 1. fıkrasındaki istisnalar listesine eklenmesi; bu listenin kasten öldürme (m. 81, 82, 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (m. 102, 103, 104, 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlar (m. 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138) şeklinde daraltılmış şekliyle geçici 6. maddenin yeni 2. fıkrasındaki istisnalar listesine konulması suretiyle genişletilmiştir.
İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;
a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,
b) Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan,
koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi hâlli hükümlülerin talebi hâlinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hâkimi tarafından karar” verilebilmesi için öngörülen “bir yıl”lık süre, yukarıda değinildiği gibi 671 sayılı KHK ve 6757 sayılı Kanun’la eklenen geçici 6. madde ile “iki yıl” olarak değiştirildikten sonra; aynı maddenin 1. fıkrasında 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik gereğince “üç yıl” olarak uygulanır.
Yeni geçici 6. maddenin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 3. ve 4. fıkralarında yer alan ve iyi hâlli olmak koşuluyla uygulanan erken denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme hükümleri, yukarıda verilen madde metinde sıralandığı için burada tekrarına gerek yoktur. Bunlar olumlu düzenlemelerdir.
Geçici 6. maddenin 1. ve 2. fıkralarında bu maddeyi İnfaz Kanunu’na ekleyen 671 sayılı KHK ve 6757 sayılı Kanun’dan 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliğe kadar Türk Ceza Kanunu’nun “İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç” tutulmuş, başka bir deyişle, bu bölümlerdeki suçlardan hükümlü olanlar kapsam dışı bırakılmıştır. Özel yasa olarak Terörle Mücadele Kanunu ayrık tutulursa; “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar” başlıklı Dördüncü Bölümde 7 (m. 302-308), “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı Beşinci Bölümde 8 (m. 309-316), “Millî Savunmaya Karşı Suçlar” başlıklı Altıncı Bölümde 9 (m. 317-325), “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” başlıklı Yedinci Bölümde 14 (m. 326-339) olmak üzere toplam 38 madde, yürürlük maddeleriyle birlikte 345 maddeden oluşan Türk Ceza Kanunu’nun % 9’unu oluşturmaktadır.
Söz konusu 4 bölüm kapsamındaki maddelerde düzenlenen suçlardan bir bölümü siyasî niteliktedir. Hâlen bu suçlardan dolayı hüküm giymiş bulunan çok sayıda gazeteci, yazar, özelikle Doğu ve Güneydoğu illerinde halkın oylarıyla seçilmiş belediye ve büyükşehir belediyesi başkanı, siyasî parti lideri ceza infaz kurumlarında bulunmaktadır. İnfaz Kanunu’nun geçici 6. maddesinde yapılan bir değişiklikle basında yer alan haberlere göre ilk aşamada 75.000 kişinin serbest bırakıldığı bir ortamda onların kapsam dışı bırakılması adaletsizliktir. İstisna hükümlerini bölüm numaralarıyla değil, her bölümdeki maddeler arasında suçların ağırlığına göre bir ayıklama yaparak 21.12.2000 tarih ve 4616 sayılı Kanun’da(4) olduğu gibi (m. 1/5) en ağırlarını madde numaralarıyla göstermek suretiyle, onların dışında kalanları da geçici 6. maddeden yararlandırmak gerekirdi. Bu, hiç kimsenin dışlanmadığını göstermek ve toplumsal barış açısından çok yararlı bir uygulama olurdu.
Yarın devam edecek.