Türkiye’nin gündemi ve CHP Kurultayı

11 Ocak 2016

Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor. Çevremizde bulunan ülkelerin neredeyse tamamı ile kavgalı duruma geldik. Başta Suriye politikası olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, bizi tam anlamıyla bir bataklığın içine sürüklüyor. Son olarak Rus uçağının düşürülmesi krizi, olumsuzlukları ve sıkıntıları daha da artırdı. Her geçen gün daha çok yalnızlaşıyoruz.

Doğu ve Güneydoğu’da çatışmalar, ölümler, sokağa çıkma yasakları neredeyse olağan hale geldi. Ekonomi, sosyal yaşam, eğitim durmuş; insanlar can derdine düşmüş durumda. Suriyeli mülteciler krizini çözemeden, şimdi kendi insanlarımızın göç dalgalarıyla karşı karşıyayız. İnsanımız kendi ülkesinde ‘muhacir’ oluyor…

Ülke içinde ve dışında, çevremizde yaşanan bütün bu olumsuz gelişmeler; ülkemizin ekonomisini, siyasetini ve sosyal yaşamını derinden etkiliyor. Başta işsizlik olmak üzere ekonomik problemler kartopu gibi büyüyor. İnsanlarımız yaşam sevincini yitiriyor. En önemlisi geleceğe dair umutlarımız kayboluyor.

Tarihi çağrı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan CHP, böylesi zor ve çetrefilli koşullarda, 16-17 Ocak tarihlerinde 35’inci Olağan Kurultayı’nı topluyor. Bu kurultay yalnızca CHP ve CHP’liler için değil, ülkemizin

Yazının Devamı

Şefkatin zenginligi

10 Ocak 2016

Zihinsel engelli çocukların eğitildiği bir okulu ziyarete gitmiştim. Çocuklar engellerinin derecesine göre normal çocuklara uymayan davranışlar içindeydi. Ayrıca bir kısmının burnu akmış, gözü çapaklanmış, sürekli tırtıklamaları nedeniyle ellerinde, yüzlerinde yaralar oluşmuştu. Bir kısmı ise çişini tutamayıp kaçırmıştı. Bir süre sonra günlük eğitimin bitiş zili çaldı. Kapı önünde çocukların anneleri bekliyordu. Çocuklar koşarak çıktılar. Annelerle çocukların buluşmaları, sarılışları, birbirlerini kucaklayışları, koklayışları uzun hasretlere dayanan bir buluşma gibiydi, en büyük yazarların, söz ustalarının dahi zor ifade edebileceği bir güzellik, yücelik içindeydi. Bir an düşündüm; “Bu sarılışı ancak şefkat kelimesi ifade edebilir” dedim.

Şefkat, ruhun en yüce değerlerinden biridir. Ruhsal değerlerin insandan insana ulaşması, esirgemeye, yumuşaklığa, sıcaklığa, korumaya, hizmete yönelmesidir. Bu nedenle tek başına sevginin yetersiz kaldığı zamanlar olur; zihinsel engelli çocukların okulunda olduğu gibi… Şefkatin zenginliği içindeyseniz, sevginiz hiç ayırımsız, pis, temiz, sümüklü, çişli demeden tüm insanları kucaklamalı, güven duygusu vermeli, içini ısıtmalı, Yüce Mevlana’nın

Yazının Devamı

41. ölüm yılında ‘Bayrak şairi’

5 Ocak 2016

Arif Nihat Asya ‘Bayrak şairi’ diye anılır. Şiirle herhalde hakkında bizim bayrağımız kadar güzel sözler söylenen bir başka ülke bayrağı yoktur

Şair, yazar, öğretmen, bir dönem de politikacı olan Arif Nihat Asya, 41 yıl önce 5 Ocak 1975 yılında yazılarının, şiirlerinin, sohbetlerinin tiryakilerini mahzun ederek ebedi âleme göç etti. Birçokları Arif Nihat Asya’yı sadece şair ve yazar olarak tanır. Fakat o bunlardan önce bir öğretmendir. Arif Nihat Asya’nın geçimini sağladığı esas mesleği edebiyat öğretmenliğidir. Hayata öğretmen olarak atılmış, uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra bu meslekten emekli olmuştur.

Korkusuz ve inançlı

Arif Nihat Asya, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en dikkate değer şair ve yazarlarından biridir. Şiirleri de nesirleri de orijinaldir, yerlidir ve büyük bir kabiliyetin ürünüdür. Arif Nihat Asya; inançlı, korkusuz, komplekssiz bir Türk milliyetçisidir. Irkçı değil, kafatasçı değil, modern, çağdaş bir milliyetçidir. Bilinçli bir Müslüman’dır.

Arif Nihat Asya, Türk şiirinin hem klasik, hem de modern formlarında şiirler yazmıştır. Aruzu da, heceyi de, serbest vezni de büyük bir ehliyetle kullanmıştır. Çok değerli, anlamlı, esprili, düşündüren rubaileri

Yazının Devamı

Enerji jeopolitiği ve yerli kaynaklara dönüş stratejisi

2 Ocak 2016

Ülkemiz enerji ihtiyacının, ancak dörtte biri yerli kaynaklardan karşılanmakta, geri kalan dörtte üçü ise yıllık yaklaşık 60 milyar dolar ödenerek ithal edilmektedir. İthal edilen enerjinin üçte biri de kriz yaşamakta olduğumuz Rusya’dan temin edilmektedir. Bu rakamlar aslında şunu gösteriyor ki en temel insan hakkımız olan yaşam için gerekli olan enerji açısından kökten dışa bağımlıyız, esas olarak da senaryosunu bilmediğimiz, oyuncusu olmadığımız enerji savaşlarının önemli aktörlerinden biri olan Rusya’ya bağlıyız.

Dünya fosil enerji rezervlerinin yüzde 70’inin Avrasya’da; bunun büyük bölümünün de Ortadoğu’da olduğu dikkate alındığında, bu bölgedeki bitmez tükenmez krizlerin, kaosların, mezhep ve etnik savaşların asıl nedeninin ‘enerji savaşları’ olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Esasen bizler çok şanslıyız. Çünkü, Cumhuriyetimizi kuran irade bu ekseni de bu senaryoyu da 90 yıl önce tanımlamıştır. Bu adil ve demokratik senaryo da “Yurtta sulh, cihanda sulh”tur. Bu ufuk açıcı konseptin; aslında, günün koşullarına uygun dinamik bir yaklaşımla projelendirildiğinde; ekonomik kültürel ve sosyal sonuçlar üretecek ve bunları adil dağıtacak, ülkeler arasında; krizlerin, savaşların

Yazının Devamı

MEHMET AKİF’İ ANARKEN

1 Ocak 2016

Emekli Org. Aytaç Yalman
29 Temmuz 1940’ta İstanbulda doğdu. 1960’ta Kara Harp Okulu’ndan, 1961’de Piyade Okulundan, 1971’de Kara Harp Akademisi’nden, 1976’da Silahlı Kuvvetler Akademisi’nden mezun oldu. 1986’da Kara Harp Okulu Komutan Yardımcılığı’na, 1987’de 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’na atandı. 1990’da tümgeneral rütbesine yükseldi. 2000’de Jandarma Genel Komutanlığı görevine atandı. 2002’de Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirildi. TSK Üstün Hizmet Madalyası, Üstün Cesaret Madalyası, Altın Şeref Madalyası sahibidir.

27 Aralık 1936 tarihinde 79 yıl önce kaybettiğimiz, Vatan ve Milli şairimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili çalışmalarım sırasında, bizlere gerçek anlamda tanıtılmayan bir Mehmet Akif gördüm. Yazdıkları ve yaptıkları ile ülkemizin manevi mimarı olduğunu anladım. Bu nedenle O’na olan borcumu ödemek istedim.

vatan sevgim, vefa duygularım, Osmanlının son döneminde ve Kurtuluş Savaşında ulusal birliğimizi ve inanç dünyamızı güçlendiren, milli şairimiz Mehmet Akif hakkında bir sahne eseri yazmayı bir görev kabul ettim.

Kuşkusuz milli hafızamızda özel bir yere sahip olan milli şairimizi tekrar hatırlatmak ve özellikle topluma

Yazının Devamı

Paris Anlaşması iklim problemini çözer mi?

26 Aralık 2015

Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar
1966 yılında Konya’da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği’nden mezun oldu. Çevre Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, İtalya’da su kaynakları ve Hollanda’da hidroloji konularında master Yaptı. 1996’da doktorasını tamamladı, 2004’te YTÜ’de doçent, 2009’da profesör oldu. 2003-2012 arasında İstanbul Çevre ve Orman, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü olarak görev yaptı. Macaristan ve İtalya’da Sürdürülebilir Kalkınma konusunda eğitim alarak uzman oldu. İngilizce ve İtalyanca bilen Birpınar 9 Nisan 2015’te uluslararası iklim değişikliği müzakerelerinde Türkiye’yi temsil etmek üzere Başmüzakereci olarak görevlendirildi.

İklim Değişikliği Başmüzakerecisi olarak Türkiye’yi temsilen Paris’teki İklim Değişikliği 21. Taraflar Toplantısı’na katıldık. 196 ülkenin müzakere ekipleriyle geldiği Paris’te konferansa yaklaşık 40 bin kişi katıldı. Bütün ülkeler doğal olarak kendi menfaatlerini düşünerek müzakere yürütse de dünyanın ısınmasının önüne geçme konusunda yeterli hassasiyetin ve ortak sorumluluğun gözlendiğini söyleyebiliriz.

Bütün katılımcı ülkelerin ortak hedefi tabii ki iklim değişikliğini önlemek, fakat

Yazının Devamı

MERHAMETİN YÜCELİĞİ

20 Aralık 2015

İNAL AYDINOĞLU
İnal Aydınoğlu, Gaziantep doğumlu bir ekonomist ve işadamıdır. 1978 yılından beri iş yaşamının yanında, karşılık beklemeden seven, veren, paylaşan bir gönüllü olabilmek için çalışmakta ve gönüllülüğün mutluluğunu yaşamaktadır. Marmara Üniversitesi ve bazı vakıf üniversitelerinde gönüllülük, sosyal girişimcilik, liderlik ve sevgi konulu dersler vermekte, yetişkin eğitimleri, kurslar, seminerlerdüzenlemekte, gazetelerde yazmakta, televizyon programları yapmaktadır. Sevgi ve gönüllülük üzerine yayımlanmış 10 kitabı bine yakın makalesi mevcuttur.

Ulaştığı ruhsal erginlik ve olgunluğu yaşamına yansıtan, yaşamı şefkat ve merhamet ile aydınlanan bir arkadaşım vardır. Emekli olduktan sonra yaz aylarını doğdukları köyde, babadan kalma evde ekerek, biçerek, geçirmeye, doğayla iç içe yaşamaya karar vermişlerdi.Yaz başında çocuklarıyla birlikte köye gittiklerinde evin saçağına kalabalık bir eşek arısı topluluğunun kovan kurduğunu görmüşler. Çocuklar hemen koşup köy bakkalından en kuvvetli haşere ilacını almışlar. Baba itiraz edip çocuklara engel olmuş. “Biz onlara zarar vermedikçe onlar bize zarar vermezler” demiş. Çocukların “Baba, biz torunları ve sizi burada bırakıp

Yazının Devamı

Futulite: Boşuna uğraş

19 Aralık 2015

Prof. Cengiz KUDAY
1942’de doğan Cengiz Kuday 1967’de İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1972’de Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji Ana Bilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini tamamladı. İÜ Tıp Fakültesi Cerrahpaşa Nöroşirurji Anabilim Dalı’nda 1978 yılında doçent, 1987 yılında profesör unvanını aldı. 1982 ve 2006 yılları arasında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirurji Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı. 1992 ve 2006 arasında İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevini yaptı. 1994 ve 2006 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Senatosu üyeliğinde bulundu.

Uluslararası sistem içinde yükselen ve çöken güçlerin var oluşu, her zaman savaşa yol açar mı açmaz mı bu kesin değildir. Tarihin büyük savaşları dolaylı ya da dolaysız olarak, ülkelerin eşitsiz, haksız büyümelerinin sonucu. Peki bu düzen son dünya savaşında sona ermiş midir? İki taraflı silah kullanımı, karşılıklı yıkımı dönüştürme tehdidini kendilerinin doğal parçası olarak taşıyan nükleer silahların ortaya çıkışıyla, büyük ağaç dengelerindeki uzun süreli değişmelere silahlı çatışmaya başvurarak tepki verme alışkanlığının sonunda şimdilik kontrol altına alındığı ve

Yazının Devamı