Karanfilin ağladığı gece

20 Ocak 2016

Ocak 1990’da yaşanan ve Bakü Katliamı olarak bilinen olaylar, aynı zamanda Azerbaycan’da Kara Ocak (Qara Janvar) olarak da adlandırılmaktadır. Katliamdan sonra, Azerbaycan sokaklarındaki kanların üzerine karanfil atılması sonucu katliam karanfille özdeşleştiğinden 19 Ocak’ı 20 Ocak’a bağlayan gece ‘ karanfilin ağladığı gece’ olarak anılmaktadır.’da bağımsızlık hareketinin önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen 20 Ocak (Janvar) katliamının yirmi altıncı yılındayız.

131 insan katledildi

yılının 19 Ocak akşamını 20 Ocak’ına bağlayan gece Mihail Gorbaçov’un başkanlığındaki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Yüksek Prezidyumu’nun Ermenilerin ve Rusların, Azerbaycan’da can güvenliği tehlikededir, bahanesiyle aldığı olağanüstü hal kararı sonrası, Baku’ye dört ayrı koldan giren Kızıl Ordu savunmasız halkı acımazsızca katletmişti.

O gece 117’si Azeri, 8’i Rus, 3’ü Yahudi, 3’ü Tatar olmak üzere 131 insan öldürülmüştü ve ülkede olağanüstü hal ilan edilerek yüzlerce Azeri tutuklanmıştı.

Azerbaycan’da protestoların artması üzerine de daha sonra Sovyet Ordusu, Baku’yü terk etmişti.

Yaşanan bu olay ‘‘Kara Ocak- Qara Janvar’’ diye adlandırıldı.

Dramın yıldönümü

Ne var ki olayın esas nedeni Erme

Yazının Devamı

2016’da Kıbrıs’ta neler olacak?

19 Ocak 2016

Kıbrıs’ta hakikaten ilginç gelişmeler oluyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Kıbrıs’a yaptığı son ziyaret çerçevesinde, ilişkiler yeni bir ivme kazanacak. İşin ilginç tarafı Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis, 29 Kasım’da Brüksel’de yaplacak zirveye her türlü baltalamayı yapmak istemesine rağmen başarılı olamaması ve buna karşılık zirve fotoğrafında bütün liderleri iterek Davutoğlu’nun yanına gelmesi ilginç bir g

Kıbrıs’ın 1974’ten beri Türk ekonomisine yükü büyük. Baktığınız zaman son yıllarda Türkiye takriben, yılda 400-450 milyon dolar KKTC bütçesine katkıda bulunuyor. Bu parayla Kıbrıslı Türklerin yatırımlarının yanında aylıkları da ödeniyor.

Kıbrıs, Türkiye için her zaman ilginç bir ülke. Barış harekâtında Başbakan Bülent Ecevit, Türkiye’ye büyük sorunlar getirmesine rağmen harekâtı gerçekleştirmişti ve Kıbrıslı Türklerin kurtarıcısı olmuştu. Türkiye kendi iç ve dış sorunlarıyla mücadele ediyor. Ancak etrafındaki gelişmelerle meşgul olurken Türkiye’nin gündeminde Kıbrıs yok. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıslı Rumlarla çok sıkı bir görüşme trafiğine girdi. Büyük bir olasılıkla çözüme bu yıl sonu yaklaşacak. Bu çözümde Kıbrıslı Türklerin hakları ne

Yazının Devamı

Asgari ücret artışının muhtemel etkileri

16 Ocak 2016

Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz
1964 Kütahya doğumlu. 1985’te Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans eğimini 1987’de tamamladı. Dumlupınar Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Ardından ABD’ye gitti ve Baldwin Wallace College İşletme bölümünde ikinci masterini 1996’da tamamladı. 1997’de araştırma görevlisi olarak devam ettiği Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 2002’de doktorasını tamamladı. Yardımcı Doç. Dr. olarak göreve başladığı Dumlupınar Üniversitesi’nde 5 yıl görev yaptıktan sonra Bilecik Üniversitesi’ne geçti. Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz halen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Finans dersleri vermektedir.

Asgari ücret artışı vaadinin yerine getirilmesi öncesi teknik olarak bazı konuların gözden geçirilmesi gerekmektedir kanısındayız. İşletmelerin finansal tabloları açısından düşünüldüğünde asgari ücret artışı karları değişik gelir tablosu hesapları yoluyla olumsuz yönde etkileyecektir. Asgari ücret artışı direkt işçilik giderleri ve genel üretim giderleri bünyesinde yer alan indirekt işçilikler yoluyla satılan malın maliyetini ve pazarlama satış ve dağıtım giderleri ve

Yazının Devamı

Paris iklim müzakereleri ve Türkiye

15 Ocak 2016

Bugünkü yazımda iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bugüne kadar ülkemizin attığı adımları ve Paris İklim müzakerelerinin ayrıntılarına değineceğim. Ancak, bugünkü müzakereleri daha iyi anlamak için yakın geçmişte neler yaşandığına dair bir anekdotu sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.

1992’de Berlin’de iklimle ilgili çok kritik kararların alındığı bir toplantı gerçekleşmişti. Türkiye’nin o dönemde çoğu ülke gibi iklim değişikliği hakkında fazla bilgisi yoktu. Çevre Bakanlığı da yeni kurulmuştu.

Ülkelerin sınıflandırıldığı Berlin’de,zamanın bürokratı heyecana kapılıp Türkiye’yi gelişmiş ülkelerle birlikte, emisyonlarını azaltacak ve gelişmekte olan ülkelere finans sağlayacak ülke sınıfına yazdırmıştı.

Berlin’deki toplantıya katılan yabancı müzakerecilerin anlattıkları doğruysa bütün uyarılara rağmen Türkiye, AB ile aynı sınıfta yeralmak istemiş; böylece emisyonlarını azaltacak ve diğer ülkelere finans yardımı yapacak gelişmiş ülke sınıfına terfi etmişti.

Yanlışlık düzeltildi

Peki hangi ülkelere yardım edecektik? Çin, Singapur, Güney Kore, Hindistan, Brezilya, Arjantin ile Katar, Suudi Arabistan gibi petrol zengini Körfez ülkelerine… Bunun vahim sonuçları o günlerde anlaşılamamış,

Yazının Devamı

Türkiye’nin gündemi ve CHP Kurultayı

11 Ocak 2016

Türkiye olağanüstü bir dönemden geçiyor. Çevremizde bulunan ülkelerin neredeyse tamamı ile kavgalı duruma geldik. Başta Suriye politikası olmak üzere Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler, bizi tam anlamıyla bir bataklığın içine sürüklüyor. Son olarak Rus uçağının düşürülmesi krizi, olumsuzlukları ve sıkıntıları daha da artırdı. Her geçen gün daha çok yalnızlaşıyoruz.

Doğu ve Güneydoğu’da çatışmalar, ölümler, sokağa çıkma yasakları neredeyse olağan hale geldi. Ekonomi, sosyal yaşam, eğitim durmuş; insanlar can derdine düşmüş durumda. Suriyeli mülteciler krizini çözemeden, şimdi kendi insanlarımızın göç dalgalarıyla karşı karşıyayız. İnsanımız kendi ülkesinde ‘muhacir’ oluyor…

Ülke içinde ve dışında, çevremizde yaşanan bütün bu olumsuz gelişmeler; ülkemizin ekonomisini, siyasetini ve sosyal yaşamını derinden etkiliyor. Başta işsizlik olmak üzere ekonomik problemler kartopu gibi büyüyor. İnsanlarımız yaşam sevincini yitiriyor. En önemlisi geleceğe dair umutlarımız kayboluyor.

Tarihi çağrı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan CHP, böylesi zor ve çetrefilli koşullarda, 16-17 Ocak tarihlerinde 35’inci Olağan Kurultayı’nı topluyor. Bu kurultay yalnızca CHP ve CHP’liler için değil, ülkemizin

Yazının Devamı

Şefkatin zenginligi

10 Ocak 2016

Zihinsel engelli çocukların eğitildiği bir okulu ziyarete gitmiştim. Çocuklar engellerinin derecesine göre normal çocuklara uymayan davranışlar içindeydi. Ayrıca bir kısmının burnu akmış, gözü çapaklanmış, sürekli tırtıklamaları nedeniyle ellerinde, yüzlerinde yaralar oluşmuştu. Bir kısmı ise çişini tutamayıp kaçırmıştı. Bir süre sonra günlük eğitimin bitiş zili çaldı. Kapı önünde çocukların anneleri bekliyordu. Çocuklar koşarak çıktılar. Annelerle çocukların buluşmaları, sarılışları, birbirlerini kucaklayışları, koklayışları uzun hasretlere dayanan bir buluşma gibiydi, en büyük yazarların, söz ustalarının dahi zor ifade edebileceği bir güzellik, yücelik içindeydi. Bir an düşündüm; “Bu sarılışı ancak şefkat kelimesi ifade edebilir” dedim.

Şefkat, ruhun en yüce değerlerinden biridir. Ruhsal değerlerin insandan insana ulaşması, esirgemeye, yumuşaklığa, sıcaklığa, korumaya, hizmete yönelmesidir. Bu nedenle tek başına sevginin yetersiz kaldığı zamanlar olur; zihinsel engelli çocukların okulunda olduğu gibi… Şefkatin zenginliği içindeyseniz, sevginiz hiç ayırımsız, pis, temiz, sümüklü, çişli demeden tüm insanları kucaklamalı, güven duygusu vermeli, içini ısıtmalı, Yüce Mevlana’nın

Yazının Devamı

41. ölüm yılında ‘Bayrak şairi’

5 Ocak 2016

Arif Nihat Asya ‘Bayrak şairi’ diye anılır. Şiirle herhalde hakkında bizim bayrağımız kadar güzel sözler söylenen bir başka ülke bayrağı yoktur

Şair, yazar, öğretmen, bir dönem de politikacı olan Arif Nihat Asya, 41 yıl önce 5 Ocak 1975 yılında yazılarının, şiirlerinin, sohbetlerinin tiryakilerini mahzun ederek ebedi âleme göç etti. Birçokları Arif Nihat Asya’yı sadece şair ve yazar olarak tanır. Fakat o bunlardan önce bir öğretmendir. Arif Nihat Asya’nın geçimini sağladığı esas mesleği edebiyat öğretmenliğidir. Hayata öğretmen olarak atılmış, uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra bu meslekten emekli olmuştur.

Korkusuz ve inançlı

Arif Nihat Asya, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en dikkate değer şair ve yazarlarından biridir. Şiirleri de nesirleri de orijinaldir, yerlidir ve büyük bir kabiliyetin ürünüdür. Arif Nihat Asya; inançlı, korkusuz, komplekssiz bir Türk milliyetçisidir. Irkçı değil, kafatasçı değil, modern, çağdaş bir milliyetçidir. Bilinçli bir Müslüman’dır.

Arif Nihat Asya, Türk şiirinin hem klasik, hem de modern formlarında şiirler yazmıştır. Aruzu da, heceyi de, serbest vezni de büyük bir ehliyetle kullanmıştır. Çok değerli, anlamlı, esprili, düşündüren rubaileri

Yazının Devamı

Enerji jeopolitiği ve yerli kaynaklara dönüş stratejisi

2 Ocak 2016

Ülkemiz enerji ihtiyacının, ancak dörtte biri yerli kaynaklardan karşılanmakta, geri kalan dörtte üçü ise yıllık yaklaşık 60 milyar dolar ödenerek ithal edilmektedir. İthal edilen enerjinin üçte biri de kriz yaşamakta olduğumuz Rusya’dan temin edilmektedir. Bu rakamlar aslında şunu gösteriyor ki en temel insan hakkımız olan yaşam için gerekli olan enerji açısından kökten dışa bağımlıyız, esas olarak da senaryosunu bilmediğimiz, oyuncusu olmadığımız enerji savaşlarının önemli aktörlerinden biri olan Rusya’ya bağlıyız.

Dünya fosil enerji rezervlerinin yüzde 70’inin Avrasya’da; bunun büyük bölümünün de Ortadoğu’da olduğu dikkate alındığında, bu bölgedeki bitmez tükenmez krizlerin, kaosların, mezhep ve etnik savaşların asıl nedeninin ‘enerji savaşları’ olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Esasen bizler çok şanslıyız. Çünkü, Cumhuriyetimizi kuran irade bu ekseni de bu senaryoyu da 90 yıl önce tanımlamıştır. Bu adil ve demokratik senaryo da “Yurtta sulh, cihanda sulh”tur. Bu ufuk açıcı konseptin; aslında, günün koşullarına uygun dinamik bir yaklaşımla projelendirildiğinde; ekonomik kültürel ve sosyal sonuçlar üretecek ve bunları adil dağıtacak, ülkeler arasında; krizlerin, savaşların

Yazının Devamı