Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ocak 1990’da yaşanan ve Bakü Katliamı olarak bilinen olaylar, aynı zamanda Azerbaycan’da Kara Ocak (Qara Janvar) olarak da adlandırılmaktadır. Katliamdan sonra, Azerbaycan sokaklarındaki kanların üzerine karanfil atılması sonucu katliam karanfille özdeşleştiğinden 19 Ocak’ı 20 Ocak’a bağlayan gece ‘ karanfilin ağladığı gece’ olarak anılmaktadır.’da bağımsızlık hareketinin önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen 20 Ocak (Janvar) katliamının yirmi altıncı yılındayız.

131 insan katledildi

yılının 19 Ocak akşamını 20 Ocak’ına bağlayan gece Mihail Gorbaçov’un başkanlığındaki Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Yüksek Prezidyumu’nun Ermenilerin ve Rusların, Azerbaycan’da can güvenliği tehlikededir, bahanesiyle aldığı olağanüstü hal kararı sonrası, Baku’ye dört ayrı koldan giren Kızıl Ordu savunmasız halkı acımazsızca katletmişti.

Haberin Devamı

O gece 117’si Azeri, 8’i Rus, 3’ü Yahudi, 3’ü Tatar olmak üzere 131 insan öldürülmüştü ve ülkede olağanüstü hal ilan edilerek yüzlerce Azeri tutuklanmıştı.

Azerbaycan’da protestoların artması üzerine de daha sonra Sovyet Ordusu, Baku’yü terk etmişti.

Yaşanan bu olay ‘‘Kara Ocak- Qara Janvar’’ diye adlandırıldı.

Dramın yıldönümü

Ne var ki olayın esas nedeni Ermenilerle ilgiliydi. Ermenilerin artan toprak taleplerine Azerbaycan tepki göstermekteydi.

Gösterilen bu tepkiyi dönemin Sovyet yönetimi Ermenileri haklı değerlendirerek bastırmağa karar verdi. Kısa bir zaman sürecinde 186 bin Azeri evinden yurdundan edilip Azerbaycan’a gönderildi. Bu gerçekte etnik bir temizlik operasyonundan başka bir şey değildi.

Amaç, Karabağ topraklarının Ermeni ve Ruslara tahsisinden ibaretti.

20 Ocak 1990 tarihi Azerbaycan için olduğu kadar, insanlık için de bir dramın yıldönümüdür.

Bu dram, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin himayesinde gelişen Dağlık Karabağ olaylarının hazırlanış senaryosudur.

Sovyetler Birliği’nin 1956 yılında Macaristan’a, 1968 yılında Çekoslovakya’ya, 1976 yılında da Afganistan’a karşı giriştiği müdahalelerinin bir benzerini, kendisinin en önemli cumhuriyetlerinden biri olan Azerbaycan’da tekrarlaması manidardır.

Haberin Devamı

Nitekim bu olay sonrasıönce Dağlık Karabağ silahsız bir hale getirilmiş ve ilerleyen süreçte bölgeden Azerbaycan Türklerinin kovulması sağlanarakErmenilerin işgaline ortam hazırlanmıştır.

Hocalı katliamı

Beş yıl sonra 27 Nisan’da İstanbul’da Çırağan Sarayı’nda Mihail Gorbaçov “20 Ocak’ı-20 Janvar’ı” değerlendirirken aynen şunları söyleyecekti; “-Bakü’de olağanüstü hal ilan etmek ve oraya asker göndermek benim siyasi hayatımın en büyük hatasıydı.”

Ne vardı ki katliamlar olmuş, göçler yaşanmıştı.

Bugün dahi gerçek anlamda lanetlenmeyen 20 Ocak ve onun eseri olan Dağlık Karabağ’da 26 Şubat 1992’de yaşanan Hocalı katliamı bu sürecin devamından başka bir şey değildir.

Buralarda işlenen suç insanlık suçudur. Yalnız Azerbaycan’a, yalnız Türklüğe karşı bu suçun işlendiğini varsaymak eksiktir. Yanlıştır.

Bu suç bütün insanlığa karşı işlenmiştir.

Bu acı olayların yıldönümünde Azerbaycan’da toprağa düşenleri rahmetle anarken, katliam sonrası Azerbaycan sokaklarında kanların üzerine atılan karanfillerle özdeşleşen dram; “karanfilin ağladığı gece” olarak anılmasına vesile teşkil etmiştir.

Haberin Devamı

Dr. Akkan Suver

Halen Karadağ Devleti İstanbul Fahri Başkonsolosu olan Dr. Akkan Suver Türkiye’nin önemli sivil toplum kuruluşlarından olan Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Genel Başkanıdır. 19 yıldır aralıksız olarak gerçekleştirilen uluslararası bir prestij birlikteliği olarak da kabul edilen Avrasya Ekonomi Zirveleri’nin de kurucusudur.