Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz
1964 Kütahya doğumlu. 1985’te Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisans eğimini 1987’de tamamladı. Dumlupınar Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. Ardından ABD’ye gitti ve Baldwin Wallace College İşletme bölümünde ikinci masterini 1996’da tamamladı. 1997’de araştırma görevlisi olarak devam ettiği Dokuz Eylül Üniversitesi’nde 2002’de doktorasını tamamladı. Yardımcı Doç. Dr. olarak göreve başladığı Dumlupınar Üniversitesi’nde 5 yıl görev yaptıktan sonra Bilecik Üniversitesi’ne geçti. Doç. Dr. Hüseyin Yılmaz halen Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Finans dersleri vermektedir.
Asgari ücret artışı vaadinin yerine getirilmesi öncesi teknik olarak bazı konuların gözden geçirilmesi gerekmektedir kanısındayız. İşletmelerin finansal tabloları açısından düşünüldüğünde asgari ücret artışı karları değişik gelir tablosu hesapları yoluyla olumsuz yönde etkileyecektir. Asgari ücret artışı direkt işçilik giderleri ve genel üretim giderleri bünyesinde yer alan indirekt işçilikler yoluyla satılan malın maliyetini ve pazarlama satış ve dağıtım giderleri ve genel yönetim giderleri yoluyla da dönem giderlerini arttıracaktır. Maliyet ve dönem giderleri artışı işletmelerin karlarının ve dolayısıyla karlılıklarının azalmasına neden olacaktır. Karların azalması ayrıca işletmelerin en ucuz finansman kaynağı olan otofinansman tutarını, yani elde edilen içsel finansman kaynağını azaltacaktır. Dolayısıyla azalan otofinansman tutarının banka kredisi gibi daha pahalı finansman kaynaklarından elde edilmesi gereksinimi nedeniyle işletmenin dönem giderlerinden olan finansman giderleri yükselecektir. Böylece işletmenin karları tekrar azalacaktır.
Kamu finansman açığı
İşletmeler arasında kar karşılaştırmalarının yapılabilmesi açısından kar rakamları satışlara, aktif toplamına ve özsermayeye bölünerek sırasıyla satış karlılığı, aktif karlılığı ve özsermaye karlılığı rasyoları elde edilir. Bu rasyoların paylarındaki vergi sonrası kar rakamının azalması matematiksel olarak bu üç rasyo rakamını da azaltır. Yani, karlılık her açıdan düşmüş olur. Bu nedenle, ülkemiz şirketleri uluslararası yatırım ve dış ticaret amaçlı şirket bilanço karşılaştırmalarında karlılık açısından dezavantajlı konuma gelecektir. Finans piyasalarında da yatırımcıların şirket finansal tablolarından yararlanarak yaptıkları temel analiz sonuçlarını ve dolayısıyla hisse senedi alım satımını ve menkul değerler borsasını olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Kamu finansmanı açısından bakıldığında azalan karlar azalan vergilere neden olacaktır. Bu, kamu gelirlerinin azalışı ve sonuç olarak kamu finansman açığı anlamına gelir. Bu açığın finanse edilmesi de vergi oranlarının yükselmesi veya ek finansman kaynaklarını gerektirecektir. Vergi oranlarının artışı ise ulusal ve uluslararası yatırımların ülkemiz de yatırım yapmayı tercih etmesi açısından olumsuzdur.Ulusal ekonomi açısından bakıldığında asgari ücret artışı istihdam düzeyini olumsuz yönde etkileme potansiyeli taşımaktadır. Yukarıda değinilen maliyet artışı ve kar azalışı işverenleri istihdam azalışına yönlendirebilir. İşsizliğin hali hazırda yüksek olduğu ülkemizde bu konunun iyice irdelenmesi faydalı olur kanısındayız.Asgari ücret artışı maliyetleri yükselteceğinden dolayı ürün ve hizmet fiyatlarının yükselmesine neden olacaktır. Bu da maliyet enflasyonu biçiminde enflasyon oranının artışı anlamına gelir. Enflasyon artışı doğal olarak faiz oranlarının yükselişi, işletmelerin finansman maliyetlerinin artması ve sonuç olarak yatırımların azalması şeklinde ülkemiz ekonomisine olumsuz yönde yansıyabilir.
Arz talep dengesi ve rekabet
Diğer bir konu da asgari ücret artışının diğer ücretlerin de artmasına yol açma durumudur. Çünkü piyasada belirli bir ücret dengesi vardır ve asgari ücret artışı bu dengeyi bozacaktır. Dolayısıyla asgari ücret artışı istihdam, enflasyon ve karlılık düzeylerinde olumsuz değişimlere yol açabilir. Diğer yandan, asgari ücret ve genel olarak ücret düzeyinin artışı ekonomide genel talep artışı oluşturacaktır. Bu talep artışı doğal olarak üretimin artışı ile sonuçlanacak, arz talep dengesi nedeniyle fiyatlar düşecek ve rekabet artacaktır. Üretimin artmasıyla birlikte vergi tutarı da artacaktır. Politik karar alıcıların bu olumlu ve olumsuz faktörleri göz önüne alarak asgari ücret vaadini yerine getirmeye çalışmaları ülkemiz açısından yararlı olacaktır kanısındayız.