Lenfadenopati, lenf bezlerinin şişerek anormal büyüklüğe ulaşması anlamına gelen tıbbi bir terimdir. Lenf bezleri vücudumuzun savunma sistemine ait organlarıdır. Lenf bezleri baş - boyun, koltuk altı, kasıklar gibi yüzeyel bölgelerde yerleştiği gibi mediasten dediğimiz göğüs boşluğunda ve karın içerisinde de yaygın şekilde bulunur. Normal şartlarda lenf bezlerinin büyüklüğü 1 cm’nin altındadır. Ancak anormal bir durum olduğunda büyüme gösterirler. Lenf bezlerinin büyümesine neden olan hastalıklar çok çeşitlidir. Bu hastalık gruplarını yelpazeye benzetecek olursak bir ucunda kendi kendine bile düzelebilecek olan viral enfeksiyonlar vardır. Diğer uçta ise mutlaka kemoterapi ve / veya radyoterapi gerektirecek lenfoma dediğimiz lenf bezi kanseri bulunur. Dolayısıyla lenf bezi büyümesi olan birinde altta yatan nedeni bulmak için mutlaka muayene ve sonrasında bir dizi tetkik yapılması gerekir.
Lenfadenopatiye neden olabilecek hastalıklar:
1. Bakteriyel enfeksiyonlar
2. Viral enfeksiyonlar
3. Mantar enfeksiyonları
4. Paraziter enfeksiyonlar
5. Lenfoproliferatif hastalıklar (lenfomalar, lösemiler) ve kanserler
6. Diğer hastalıklar
Gecenin bir yarısı öksürerek ve boğulur gibi hissederek uyanıyorsanız ya da yağlı bir öğle yemeğinin ardından göğsünüzde yanma şeklinde, bıçak saplanmasına benzer dinmeyen bir ağrı baş gösteriyorsa reflüye yakalanmış olabilirsiniz. Mide yanması çoğumuz için tanıdık bir belirtidir ama reflüyü daha ayrıntılı bir şekilde tarif etmek gerekebilir.
Mide asidinin boğaz ve mideyi birleştiren yemek borusuna doğru ters yönde akmasına reflü denir. Bu ters yöndeki akışa, yemek borusunun aşağı
ucundaki kasın zayıf olması ya da yanlış zamanda gevşemesi yol açar.
Belirtiler bunlar
Göğüs ağrısı, gıdaların göğsünüzde biriktiği hissi, boğazı temizleme ihtiyacı, yediklerin ağıza gelmesi, ses kısıklığı, boğaz ağrısı, hıçkırık ve yutkunma zorluğu reflü belirtileri arasındadır. Bu belirtiler; asitli ya da baharatlı gıda tüketiminin ardından hemen herkeste ortaya çıkabilir ancak kronikleşmişse, teşhis kaçınılmazdır.
Reflü şikayetine sadece yeyip içtiklerinizin neden olduğu düşüncesi yanlıştır. Bazı rahatsızlıklar ve faktörler de reflü habercisi olabilir:
Yemek borusu alt uç kasında gevşeklik: Yemek borusu alt uç kasında bir soruna işaret eder. Kas, asidi bloke ederek yemek borusuna kaçmasını engelleyemiyor
Gastrit, midenin iç yüzünde bulunan mukoza tabakasının iltihaplanmasıdır. Erişkinlerde daha sık görülmekle birlikte, toplumda sık rastlanır. Midede ülsere göre, daha yüzeysel bir hasar vardır. Ancak ilerleyerek, ülser oluşturacak şekilde aşındırma yapabilir. Gastrit, çoğunlukla bakteriyel enfeksiyon sonucu oluşur. Yoğun antibiyotik tedavisiyle tedavi edilir.
Gastritin en önemli faktörleri arasında ‘helikobakter pylori’ adı verilen mikropla oluşan enfeksiyon bulunur. Beslenme alışkanlığı, gastrit oluşumunda önemli bir faktördür. Kötü beslenme ve alkol kullanımı, doğrudan mide yüzeyini tahriş ederek gastrite yol açabilir. Sigara kullanmak, mide üzerinde etkili olan siniri uyararak, asit salgısını artırır.
Bir diğer sebep de strestir. Stresli kişilerde mide asidi daha fazla salgılanır. Bazı ilaçlar da mideyi tahrip edebilir.
Gastritin belirtileri bunlar
Gastrit, akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Kronik gastrit, genelde çok az belirti verir ya da vermeden seyreder. Uzun süren mide iltihabı vardır. Karnın üst tarafında ağrı, mide bulantısı ve kusma meydana gelebilir. Geğirti, iştah azalması ve şişkinlik görülebilir.
Akut gastritte, midede yanma, basınç ve ağrı vardır.
işik, genelde sıcak havalarda, koltuk altı, apış yeri, bacak arası gibi tenin birbirine sürtünen yerlerinde, terin yakmasıyla oluşan kızarıklıktır. Daha çok bebeklerde ortaya çıksa da, yetişkinlerde de görülür.
Yaz aylarında gelişmesi, akla aşırı terlemeyi getirse de, yetişkin pişiklerinin pek çok sebebi olabilir. Tedaviye bu sebeplerin ortadan kaldırılmasıyla başlanmalıdır:
- Makat bölgesinin aşırı temizliği
- Makat bölgesinin ıslak kalması
- Kimyasal içeren mendil kullanımı
- Turşu, patlıcan, domates, acı ve baharat gibi gıdalar bölgesel hassasiyete yol açabilir.
- Dış basur
- Dar kıyafet
- Sentetik iç çamaşırlar
- Kadın bağı
- Aşırı kilo
- Yetersiz temizlik (Dışkı içindeki safra asitleri cildi yakarak tahriş edebilir)
- Kalitesiz tuvalet kağıdı kullanımı
Kilo risk nedeni
Aşırı kilolularda büklüm yerleri daha fazladır ve terleme daha çok olur. Ayrıca yaşlılarda yerçekiminin etkisiyle cilt aşağı doğru sarktığından birçok yerde pişik görülebilir.
Sadece koltuk altı ve kasıklarda değil, kat yapan kollarda, bacaklarda ve vücudun diğer yerlerinde, özellikle gıdıda pişik şikayetleri olabilir.
Büyüklerde pişikten korunma
Karpal tünel sendromu, median sinirin el bileğinden geçtiği kanal içinde sıkışması sonucu gelişir. Karpal kanal, bilek seviyesinde yer alır ve üst kısmı kalın bant şeklindeki yapıyla örtülüdür. Bu kanalın içerisinde parmaklarımızın hareketini sağlayan tendonlar ve median sinir yer alır. Median sinir, parmakların bazı hareketleri yapmasını sağlar. Kanalı daraltan etkenler, median sinirin kanal içinde baskı altında kalmasına ve sinirin görevindeki bozulmalarla el - bilek hastalığına yol açar.
Karpal tünel sendromu, ellerini fazla ve zorlayarak kullanan kişilerde daha sık görülür. Özellikle aynı el ve bilek hareketlerini tekrarlayan kişilerde olur. Aşırı el işi yapan ev kadınları, bilgisayar kullananlar, müzik aleti çalanlar, ağır ve titreşimli el aletleriyle çalışanlarda (marangoz, bahçıvan) görülme oranı yüksektir.
Bu belirtileri veriyor
Karpal tünel sendromunun ilk belirtileri parmaklarda karıncalanma, uyuşma ve his bozukluğudur. El ve parmaklarda kola yayılan ağrılar olur. Bu sorunlar geceleri daha fazla hissedilir. Öyle ki, kişiyi uykusundan uyandırabilecek kadar rahatsız edici seviyeye ulaşabilir.
Ağrı ve uyuşukluk bazen kola bazen de omuza, boyuna kadar yayılır. İlerleyen
Topuk dikeni, topuk kemiği üzerinde oluşan küçük bir kemiksi çıkıntıdır. Bu çıkıntı, ayak kemiğinin sürekli zorlanması nedeniyle bölgede kalsiyum birikmesi yüzünden meydana gelir. Kemik çıkıntısıyla ilgisi olmayan ve ayak kemerindeki dokunun iltihaplanması anlamına gelen plantar fasiit de topuk dikeni olarak adlandırılır.
Ayak kemeri dokusunun iltihaplanmasına topuk dikeni denmesinin nedeni bu iltihabın (tedavi edilmezse) bir süre sonra bazı hastalarda kemiksi çıkıntının oluşmasına yol açmasıdır. Orta yaşlı kadın ve erkeklerde sık rastlanan bu durum, hemen her yaş grubunu etkileyebilir. Pek çok kaynakta, kadınların topuk dikeninden daha çok şikayetçi olduğu belirtilmiştir.
Topuk dikeni nedenleri
Topuk dikeninin oluşması bir anda gerçekleşmez. Aksine aylar süren bir zamana yayılır. Genel olarak ayak kas ve bağlarının zorlanması, topuk kemiğini saran zarın aşınması sonucu ortaya çıkar. Topuk dikenine özellikle koşma ve sıçrama aktivitelerine büyük zaman ayıran sporcularda sık rastlanır. Aşağıdaki faktörlerin de etkisi vardır:
- İleri yaş
- Topuk kemiğine, bağlara ve topuk yakınındaki sinirlere fazla baskı yapan yürüme bozuklukları
- Ayak kemerinin çökmesi
- Uzun yürüyüşler yapmak
Hemoroidal hastalık, halk arasında ‘hemoroid’, ‘basur’ ve ‘makatta meme’ olarak bilinen, sık görülen bir sorundur. Özel ve gizli bir bölgede geliştiği için hastalar çoğu kez problemi anlatmaktan kaçınır. Bu yüzden doktora başvurulduğunda, hastalık genellikle ileri safhadadır. Oysaki, ne kadar erken teşhis edilirse, tedavisi o kadar kolay ve tekrarlama riski o kadar düşüktür.
Hastalık böyle oluşuyor
Hastalık, makat içindeki mukozanın hemen altında yer alan ve ‘hemoroid’ denen damarsal yapıların değişik nedenlerle genişlemesi sonucu ortaya çıkar. Bu nedenler arasında kabızlık sonucu ıkınma en bilinendir. Basurun genetik geçişi de vardır. Toplumun yarısı hayatının bir döneminde bu sorunu yaşar. Beslenme alışkanlıkları, alkol, gebelik, uzun süre oturmak ya da ayakta kalmak hastalığın oluşumunu kolaylaştırabilir.
Hemoroidin iç ve dış olarak bilinen iki tipi mevcut. Anal kanal mukozası ve cildin birleşim yerinin iç tarafındakilere iç hemoroid, dışındakilere de dış hemoroid denir. Dıştakiler zengin sinir ağı nedeniyle ağrıyla seyrederken, içtekilerde pek ağrı olmaz.
Bu şikayetlere yol açıyor
Dış hemoroidler, genellikle ele gelir ama hastada şikayet yaratmazlar. Ancak içlerinde pıhtıya bağlı
Günlük işler sırasında istemsiz ve ani şekilde idrarın dışarı çıkmasına ‘idrar kaçırma’ denir. Bu sorun, bazıları için günlük yaşamı ve aktiviteleri engelleyecek düzeye çıkar. Gülme, öksürme, hapşırma, egzersiz yapma, yürüme ve hatta oturma, ağır bir eşya kaldırma sırasında idrar kaçırılıyorsa, bir uzmana başvurmak gerekir. Ayrıca sık sık tuvalete gitme ihtiyacı, tuvalete yetişememe ve idrarın tamamen boşaltılamadığı hissi yaşanıyorsa da yardım alınmalı.
Her iki cinsiyette de görülebilen bu sorunun değişik tipleri ve nedenlerine göre farklı tedavileri var.
İdrar kaçırma çok sık görülen ve tedavisi mümkün bir problemdir.
Stres tipi idrar kaçırma: Kadınlarda en sık görülen nedendir. Ani hareketlerle örneğin gülerken, öksürürken, hapşırırken, yürürken ve egzersiz yaparken istemsiz idrar kaçırma görülür. İki temel nedeni vardır, birincisi ve en sık olanı pelvik taban kaslarının zayıflığıdır.
Pelvik taban kasları, alt idrar yolu organlarını destekler. Güçlü bir pelvik taban, üretrayı idrar yapma zamanı gelinceye kadar kapalı tutar. Pelvik taban zafiyeti olduğunda, karın iç basıncını artıracak durumlar, üretranın açılıp idrar kaçırmasına yol açar. Çok sayıda müdahaleli doğum, iri bebek