Hemoroidal hastalık, halk arasında ‘hemoroid’, ‘basur’ ve ‘makatta meme’ olarak bilinen, sık görülen bir sorundur. Özel ve gizli bir bölgede geliştiği için hastalar çoğu kez problemi anlatmaktan kaçınır. Bu yüzden doktora başvurulduğunda, hastalık genellikle ileri safhadadır. Oysaki, ne kadar erken teşhis edilirse, tedavisi o kadar kolay ve tekrarlama riski o kadar düşüktür.
Hastalık böyle oluşuyor
Hastalık, makat içindeki mukozanın hemen altında yer alan ve ‘hemoroid’ denen damarsal yapıların değişik nedenlerle genişlemesi sonucu ortaya çıkar. Bu nedenler arasında kabızlık sonucu ıkınma en bilinendir. Basurun genetik geçişi de vardır. Toplumun yarısı hayatının bir döneminde bu sorunu yaşar. Beslenme alışkanlıkları, alkol, gebelik, uzun süre oturmak ya da ayakta kalmak hastalığın oluşumunu kolaylaştırabilir.
Hemoroidin iç ve dış olarak bilinen iki tipi mevcut. Anal kanal mukozası ve cildin birleşim yerinin iç tarafındakilere iç hemoroid, dışındakilere de dış hemoroid denir. Dıştakiler zengin sinir ağı nedeniyle ağrıyla seyrederken, içtekilerde pek ağrı olmaz.
Bu şikayetlere yol açıyor
Dış hemoroidler, genellikle ele gelir ama hastada şikayet yaratmazlar. Ancak içlerinde pıhtıya bağlı tıkanıklık meydana geldiğinde, şiddetli ağrıya yol açarlar. Ve sertleşip mor bir görünüm alırlar.
İç hemoroidlerde ise kanama, ağrı, sümüksü akıntı, kaşıntı, ele meme gelmesi, iç çamaşırın kirlenmesi ve makatta dolgunluk hissi görülebilir. Ağrısız kanama tipiktir.
Başka hastalıklarla karışabilir
Basur; kolon kanseri, inflamatuar bağırsak hastalıkları, divertiküler (kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin fıtıklaşması) ve adenomatöz poliplere (kansere dönüşme ihtimali olan polipler) bağlı kanamalarla karışabilir. İlk kez doktora başvuran hastaya yapılacak incelemeyle bu hastalıkların yüzde 70 - 80’i ekarte edilir. Kanserle karışabilse de hemoroidal hastalık kesinlikle kansere dönüşmez.
Tedavide kullanılan yöntemler
Dış hemoroidler, genellikle tedavi gerektirmez. Ancak pıhtıya bağlı tıkanıklık geliştiğinde acil cerrahi müdahale gerekebilir. Operasyonla hemoroid memesi çıkarılır.
İç hemoroidlerde tedavi hastalığın derecesine göre değişir. Hastalık, 4 dereceye ayrılır:
1’inci derece: Hemoroid varlığından ancak kanama yaparsa şüphelenilir. Doktor muayenesiyle anlaşılır ve medikal tedavi yeterlidir.
2’nci derece: Hemoroid meme ya da memeleri ıkınma sonucu anal kanaldan dışarı çıkar ama sonra kendiliğinden tekrar içeri girer. Çoğu kez medikal tedavi yeterlidir. Nadiren cerrahi tedavi (özellikle diğer tedavilere cevap vermeyen hastalarda) düşünülebilir.
3’üncü derece: Hemoroid meme ya da memeleri ıkınma sonucu dışarı çıkar ancak elle içeri itilebilir. Cerrahi tedavi uygulanır.
4’üncü derece: Hemoroid meme ya da memeleri sürekli dışarıdadır. Cerrahi tedavi gerekir.
Medikal tedavi: Lifli diyet, bol sıvı alımı, gayta yumuşatıcı ilaçlar, oturma banyosu, sistemik ilaçlar ve topikal ajanları kapsar.
Bant ligasyon: Hemoroid meme ya da memeleri özel bir alet yardımıyla lastik bir bantla boğulur. Boğulan hemoroid, 7 - 10 gün içinde düşer.
Cerrahi tedavi: Hemoroid meme ya da memeleri değişik yöntemlerle çıkarılabilir. Basit cerrahiler yanında teknolojinin tıbbın hizmetine sunduğu ve bu ameliyatları kolaylaştıran farklı aletler vardır. Ameliyat, belden uyuşturma olarak bilinen ‘spinal anestezi’ altında yapılan kısa bir işlemdir. Hastalar aynı günün akşamı ya da ertesi gün taburcu olabilirler.
Hemoroidin tekrarlama riski var. Bu nedenle tedavi sonrasında kabızlık ve ıkınmadan uzak kalacak şekilde lifli diyet, egzersiz ve düzenli tuvalet alışkanlığı gibi uygulamalara önem verilmesi gerekir.
Ikınmak, risk faktörü
Anal fissür, anal kanal mukozasında oluşan ve hemen dışındaki cilde uzanan yırtıklara denir. Çoğunlukla zorlu ıkınmalar esnasında oluşur. Fissür meydana geldikten sonra hastaların makatları daha da sıkılaşır ve dışkılama zorlaşır. Dışkılama zorlaştıkça, fissür derinleşir. Ağrı korkusuyla insanlar büyük tuvaletini tutar ve dışkı sertleşerek sorunu artırır.
Ağrılı ve kanamalı dışkılama, en belirgin şikayetlerdir. Hastaların yarısı hemoroid hastalığı olduğunu düşünerek doktora başvurur. Eşlik eden kabızlık da öne çıkar. Dışkı üzerine sıvanmış parlak kırmızı kan tipik bulgudur.
Cerrahi müdahale gerekebilir
Anal fissür, değişik zamanlarda birçok kişide görülebilir ve çoğunlukla kendiliğinden ya da basit tedavilerle iyileşebilir. Tedavide lifli diyet, gaita yumuşatıcılar ve ılık oturma banyoları önerilir. Oturma banyosu, küçük bir leğen ılık suda hastanın 5 - 10 dakika kadar oturmasıdır. Bu tedavilere rağmen bir aydan fazla süren fissürlerde cerrahi tedavi önerilir.
Cerrahi tedavide klasikleşmiş yöntem, internal anal sfinkterin kesilmesidir. Anal kanalın etrafında iki kat kas tabakası vardır. İçtekine internal sfinkter, dıştakine eksternal sfinkter denir.
İnternal sfinkter otomatik olarak, eksternal sfinkter ise istemli olarak kontrol edilir. Anal fissürü iyileşmeyenlerde internal sfinkter normalden daha fazla kasılı olduğundan dünyada kabul görmüş tedavi, bu kasın kesilmesidir. Bu işlem spinal anestezi ya da kısa süreli genel anestezi altında yaklaşık üç dakika süren ve hiçbir zararı olmayan bir yöntemdir. Hasta aynı günün akşamı ya da ertesi gün taburcu olur. Uygun yapılmış bir cerrahi işlem sonrasında fissürün tekrarlama riski yoktur.
Hemoroid hastaları için genel öneriler
- Bol su için.
- Alkol, acılı ve baharatlı yiyecekler tüketmeyin.
- Düzenli beslenip, öğün atlamayın.
- Egzersiz yapın.
- Uzun süre oturmaktan ya da ayakta durmaktan kaçının.
- Günde bir defa düzenli olarak tuvalete gidin. Sakın ıkınmayın ve kendinizi zorlamayın. Tuvalete oturup bekleyin, bir süre sonra vücudunuz bu düzene alışır.
- Kişisel tuvalet temizliğine dikkat edin.
- Sıcak yerlerden kaçının.
- Dar giysiler giymeyin.