Fibromiyalji, başlıca belirtileri kas ağrısı, halsizlik, uyku bozukluğu olan ve vücudun belirli yerlerinde ağrılı noktaların bulunduğu, yaşamı tehdit etmeyen kronik kas ve yumuşak doku hastalığıdır. Kasların kemiklere yapışma noktalarında duyarlılık vardır, ama eklemlerle ilişkili değildir. Birçok kişi fibromiyaljiyi sürekli bir yorgunluk veya grip hali şeklinde tarif eder. Sık görülen ve iltihaplı olmayan bir romatizma türü ya da yaygın ağrılı kas hastalığı denilebilir. Halk arasında yumuşak doku veya kas romatizması olarak da bilinir.
Temel semptom olan ağrı, tüm vücutta yaygın veya sadece belirli noktalardaki kas ağrısı şeklinde olabilir. Hafiften başlayarak sosyal aktiviteleri ve günlük faaliyetleri sınırlayan şiddetli ağrıya kadar değişebilir. Sıklıkla ense, omuzlar, göğüs kafesi, bel ve uyluk kaslarındadır. Hasta tarafından sızlama, yanma, karıncalanma ve batma şeklinde tarif edilebilir. Özellikle sabah saatlerinde şiddetli olup farklı günlerde farklı bölgelerde, değişken nitelikte olabilir.
Tutukluk hali gün içinde düzelir. Sabah 11.00 ile öğleden sonra 15.00 arası genellikle hastanın kendini en iyi hissettiği saatlerdir. Hava durumundaki değişimlerle, nemli ve soğuk
Uzun ve yorucu bir iş günü, yoğun trafikte geçen saatler ve sizi strese sokan birçok benzer olayın ardından evinize geldiğinizde sizi kapıda kuyruğunu sallayarak karşılayan köpeğinizin nasıl büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu belki fark etmişsinizdir. Bu düşüncenizde yalnız değilsiniz. Psikologlar, veterinerler ve davranış bilimciler de ev hayvanlarının ruh ve beden sağlığı için kesinlikle faydalı olduğu düşüncesinde. Tabii ki bir ev hayvanının ilaç tedavisi ya da bir terapi seansının yerine geçebileceğini söylemiyorlar ama, sadık dostunuzun yorucu bir günün ardından kendinizi çok daha iyi hissetmenizi sağladığını kabul ediyorlar.
Psikologlar ev hayvanlarının insanın ruh hali ve genel sağlık durumu üzerindeki olumlu etkisini iki kelimeyle özetliyor: “Koşulsuz sevgi.” Gerçekten karşılık beklemeden seven bir canlının varlığına kim ihtiyaç duymaz ki? Kendinizi kötü hissettiğinizde elinizi yalayan ve gözleriyle adeta “en büyük sensin” diyen, sizinle oynamak isteyen köpeğiniz sizi bir anda mutlu etmeye yetebilir. Yalnızlığınızı gidermeleri ev hayvanlarının başka bir özelliği. Onlar çoğu insanın en yakını ve hatta bazen tek yakını olabiliyor. Ev hayvanı besleyen yalnız insanlar
Ürolog operatör doktor Sinan Akşit ile geçen gün odamda çay içip sohbet ederken konu, erkeklerin bazı konulara yeterince eğilmediklerine geldi. Çoğu erkeğin sertleşme sorununu doktor kontrolünden geçmeden bir kader gibi kabul ettiğini, bunun yanlış olduğunu söyledi Dr. Sinan Akşit. İşte bu konuda anlattıkları:
Sertleşme problemi, bir erkeğin üç ayı aşkın bir süre cinsellikle ilgili arzu duymasına rağmen ilişkiye girmek için gerekli olan sertleşme seviyesini elde edememesi durumudur.
Birçok erkek, sertleşme fonksiyonunun yaşlandıkça doğal olarak azaldığına inanır. Ancak ileri yaş, tek başına sertleşme sorununa neden olmaz. Yaşın yanı sıra sağlık durumu, ilaçlar ve yaşam biçimi gibi penisin kan akımını etkileyen faktörler de bu soruna zemin hazırlar.
Aşağıdaki durumları yaşayan bir erkek sertleşme fonksiyonunda bir değişim meydana geldiğini anlayabilir:
* Cinsel birleşme için gerekli şekilde sertleşme sağlayamama
* Sertlik halinin devam ettirilmesinde zorluk
* Cinsel birleşme için yeterli olan ancak eskiye göre daha zayıf olan sertleşme
Güzel bir özdeyişimiz vardır: “Oynamayan tay, at olmaz.” Gerçekten de oyuncaklar çocuk gelişiminde önemli bir yere sahip. Hele günümüzde bu denli çeşitlenen oyuncaklar arasından seçim yapmak, hem çocuklar hem de anne babaları için kolay değil.
Oyuncakları seçerken fiyatı, malzemesi, kalitesi gibi birçok özelliğine dikkat ediyoruz belki, ama en önemli nokta oyuncağın çocuğumuz için riskli olup olmadığı. Bunu hiç unutmayalım. Zira her yıl çok sayıda çocuk hastanelerin acil servislerine oyuncaklara bağlı boğulma tehlikesi ve yaralanmalar nedeniyle geliyor. Misketler ve balonlar gibi masum görünen oyuncaklar bile küçük çocuklarda boğulma riskine yol açabilmekte.
Her ne kadar oyuncakların etiketlerinde güvenli oldukları yaş grubu ve boğulmaya neden olabilir gibi uyarıların yer alması artık zorunluysa da bu, her oyuncakta olmayabiliyor. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Ferda Dora ile anne babaların çocukları için oyuncak seçerken nelere dikkat etmelerinin ve hangi yaşa göre ne tür oyuncak seçilmesinin doğru olacağı hakkında konuştuk, işte verdiği bilgiler:
Çocuklarda solunum yollarının çapı erişkinlere göre çok daha dardır. Küçük boyutlu oyuncaklar ve çıkabilen küçük
Çok kişiyi sık sık tekrarlamasıyla rahatsız eden uçuk konusunu dermatolog doktor Yıldız Dizdaroğlu Özden ile konuşuyorduk. Dr. Yıldız’ın uçuk hakkında anlattığı ilginç bilgileri aynen naklediyorum.
Uçuk genellikle dudak, ağız ve burun delikleri çevresinde çıkan Herpes simplex veya HSV- 1 adı verilen virüsün neden olduğu hastalıktır. Dudağınızda bir gerginlik, kaşıntı, yanma hissinin ardından küçük, içi sıvı dolu kabarcıklar, şiddetli ağrı ve şişme varsa büyük ihtimalle uçuğa yakalandınız demektir. Bu kabarcıklar konuşurken, gülerken, yiyip içerken acı verir. Kabarcıklar patlayarak yaralar oluşur. Bu dönemde uçuk çok ağrılıdır. Tedavi edilmediğinde bir - iki haftada iyileşir. Zamanla kuruyup çatlar. Kabuklanmayla birlikte yaralar küçülmeye başlar. İyileşme döneminde uçuk üstünde oluşan kabuk düşer, yerine kuru ve gergin bir doku oluşur.
Uçuk virüsüyle genellikle her insan daha küçük yaşlarda tanışır. Herpes virüslerinin ortak özelliği, insan vücudundaki sinir hücrelerinde yaşam boyunca bir tür ‘uyku durumunda’ kalabilmeleridir.
Bağışıklığa dikkat!
Herpes simplex virüsü vücuda girip ilk enfeksiyonunu yaptıktan sonra o bölgeye yakın sinir hücrelerine yerleşir ve uçuk
Kliniğimize bel ya da boyun fıtığı nedeniyle başvuran hastaların çoğuna olayın başlangıcında neler olduğunu sorduğumda, felçli olan anne veya babalarına ya da çok yakınlarına hizmet ederken şikayetlerinin başladığını söyler. Bunu anlatırken de haklı bir gururları ya da gözyaşları vardır.
Eski Türk filmlerinde izlerdik. İstanbul’da veya Anadolu’da geçen filmlerde annesinin ya da babasının doktor parasını bulmak için kötü yola düşen kadınlar ve kızlar vardı. Yıllarca bu konu işlendi. Herhalde konu yokluğundan olacak ve hekimlerin halkın gözündeki itibarını sarsmada psikolojik bir süreç yıllar boyu yaşandı. Türk filmlerine konu oldu.
Bu, hekimlere yapılan en büyük haksızlıktı. Ya da yine çok yakınının kör olan gözlerini açmak ve tedavi için doktorların istediği parayı bulurken hırsızlık yapan, banka soyan gençler. Yine bizim filmlerimizin değişmeyen senaryolarıydı. Bizlerin haklarını korumak için kurulan Tabip Odaları ideolojik işlerle uğraşmaktan, hekim haklarını korumada üstüne düşeni yapamadı. Sonunda tüm sağlık hizmetini parayla yapan, sevgisi, fedakarlığı, özverisi olmayan bir meslek grubu gibi görülmeye başlandık. Böyle algılandık.
Halbuki işin aslı hiç de öyle değil.
Perşembe günü Dr. Aytek Şermet’in
kurduğu, Ortaköy’deki İstanbul Jazz Club’a gittik. İstanbul Gelişim Orkestrası vardı ve inanılmaz bir müzik ziyafeti sundular. Atilla Özdemiroğlu, sahnenin sağ tarafında her enstrümanı büyük bir ustalıkla çalarken, sahnenin sol tarafında da sıcacık gülümsemesiyle insanın içini ısıtan Garo Mafyan harikalar yaratıyordu. Org tam karşısında duruyordu. Devamlı göz attığı notaları ise tam sol tarafında, alçakça bir masanın üstünde ve yere paralel bir şekilde yerleştirilmişti. Notalara bakabilmek için devamlı olarak sol tarafa doğru çarpık bir şekilde eğiliyordu, boynu da devamlı tama yakın bir şekilde sola dönüktü. Özetle omurgasına tek taraflı ve çarpık bir şekilde sürekli yük bindiriyordu. Notaları yan tarafa koymak yerine, karşısına orgun üstüne dikçe bir şekilde koyabilseydi çok rahat okuyabilir, vücudunu da herhalde çok rahatlatırdı.
Bu org çalarkenki oturuş şekli, bana ergonomi biliminin bazı kurallarını hatırlattı. Vücutla oturuş ve ortam arasındaki uyumu inceleyen bilim dalı olan ergonomiyle ilgilenen uzmanlar, günlük yaşantımızın büyük bölümünü geçirdiğimiz bu yerlerde sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmayı amaçlıyor. Çoğumuz günün
Birkaç hafta önceydi, dostum akciğer hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Firuz Çelikoğlu odama uğradı, “Bir tanıdığımın Kemerburgaz’da sağlıklı yemek restoranı var, sağlıklı yemek catering’i de yapıyor, oralara gidersen bir baksana, eminim hoşuna gidecek” dedi.
Aradan bir hafta kadar geçti, arkadaşım Hasan Yurdakul’un son yaptığı otomobili görmek için Kemer Country’deki evine gitmek için yola çıktım akşamüstü. Hasan Yurdakul, Maral marka klasik otomobil imal eder. Kendisi inanılmazı başarmıştır, Türkiye’de yaptığı otomobillere aynı büyük otomobil fabrikaları gibi ruhsat ve plaka alma hakkına sahip tek kişi. Tam kemerleri geçerken, aklıma Firuz Hoca’nın bahsettiği sağlıklı yemek işi geldi. “Kemer Country’yi geçtikten sonra sağda” demişti, Cami sokak, restoranın adı da ‘7’idi. Elimle koymuş gibi buldum.
Beş masalık küçük bir restoran
Küçücük ama çok zevkli yapılmış bir restoran, beş masası var. Daha girerken insan farkı ve kaliteyi hissediyor. Masalar çok şık örtülerle kaplı, iskemlelerde ve masalarda açık renk hakim, minik bir şömine, yemeklerin ve tatlıların durduğu raflar ve dolaplar.
Kendimi tanıttım, Firuz Bey’in gönderdiğini söyledim, özellikle yemekleri görmeye ve bilgi almaya