Ürolog operatör doktor Sinan Akşit ile geçen gün odamda çay içip sohbet ederken konu, erkeklerin bazı konulara yeterince eğilmediklerine geldi. Çoğu erkeğin sertleşme sorununu doktor kontrolünden geçmeden bir kader gibi kabul ettiğini, bunun yanlış olduğunu söyledi Dr. Sinan Akşit. İşte bu konuda anlattıkları:
Sertleşme problemi, bir erkeğin üç ayı aşkın bir süre cinsellikle ilgili arzu duymasına rağmen ilişkiye girmek için gerekli olan sertleşme seviyesini elde edememesi durumudur.
Birçok erkek, sertleşme fonksiyonunun yaşlandıkça doğal olarak azaldığına inanır. Ancak ileri yaş, tek başına sertleşme sorununa neden olmaz. Yaşın yanı sıra sağlık durumu, ilaçlar ve yaşam biçimi gibi penisin kan akımını etkileyen faktörler de bu soruna zemin hazırlar.
Aşağıdaki durumları yaşayan bir erkek sertleşme fonksiyonunda bir değişim meydana geldiğini anlayabilir:
* Cinsel birleşme için gerekli şekilde sertleşme sağlayamama
* Sertlik halinin devam ettirilmesinde zorluk
* Cinsel birleşme için yeterli olan ancak eskiye göre daha zayıf olan sertleşme
* Sertleşebileceğine ve sertliği koruyabileceğini olan güvenin azalması
SAĞLIK RİSK FAKTÖRLERİ
DİYABET: Diyabet sertleşme sorunu için yaygın bir risk faktörü olarak değerlendirilir. Diyabetli erkeklerde sertleşme sorunu, diğerlerine göre daha erken dönemlerde ortaya çıkar. Ek olarak, diyabetli erkeklerde sertleşme sorunu görülme olasılığı diğerlerine göre üç kat daha fazladır. Diyabetli hastalara tanı konulmasından 10 yıl sonrasında, yarısında sertleşme sorunu görülür.
HİPERTANSİYON: Yüksek kan basıncı, damarlarınızın sertleşmesine ve daralmasına neden olabilir. Bu da kanın penise akışını kısıtlar ve sertleşme sorunu yaşanır. Yüksek kan basıncını tedavi etmek için kullanılan bazı ilaçlar da sertleşme sorununa neden olabilir.
KALP HASTALIĞI VE YÜKSEK KOLESTEROL: Kalp hastalığı ve yüksek kolesterol de penise giden kan akışını etkileyebilir.
DEPRESYON: Stres, endişe ve başarısızlık korkusunun yanında depresyon da sertleşme sorununa yol açabilir. Fiziksel bir nedenden ötürü sertleşme sorunu yaşayan erkekler kendilerini aynı zamanda depresif ve endişeli hissedebilir. Bu durum fiziksel kökenli sertleşme problemini arttırarak komplike hale getirir.
PROSTAT AMELİYATI: Prostat ameliyatı -özellikle prostat kanseri ameliyatı-sinir koruyucu cerrahi yapılmamışsa prostatın yanında bulunan sinirlere ve damarlara zarar vererek, sertleşme sorununa neden olabilir.
DİĞER SAĞLIK SORUNLARI: Böbrek hastalığı ve multiple skleroz gibi sorunları olan erkeklerde sertleşme problemlerine rastlanır.
İLAÇLAR: Hipertansiyon, kalp hastalığı, alerji, depresyon, endişe ve ülser gibi hastalıkları tedavi etmek için kullanılan bazı ilaçlar, sertleşme problemine zemin hazırlayabilir.
ALIŞKANLIKLAR VE YAŞAM BİÇİMİ DE ETKİLER
Sertleşme fonksiyonunun azalmasına neden olabilecek ya da sertleşme sorununa katkıda bulunabilecek çok sayıda alışkanlık bulunmaktadır. Bunlar:
Sigara
Sigara içmek kan akımı problemlerine ve damar hasarına neden olur. Sigara içmenin sertleşme sorunu riskini iki kat artırdığı düşünülüyor.
Aşırı alkol
Aşırı derecede alkol almak, özellikle kronik alkolizm sertleşme sorununa neden olabilir.
Uyuşturucu ya da doping ilaçları
Esrar ya da kokain gibi uyuşturucuların sertleşme fonksiyonu üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bu durum, anabolik steroidler için de geçerlidir.
Beslenme alışkanlıkları
Yüksek oranda yağlı gıdalar içeren bir beslenme, damarların tıkanmasına ve kan akımının azalmasına neden olur. Yüksek kolesterol seviyeleri sertleşme fonksiyonunu azaltır. Ancak, tüm kolesterol tipleri kötü değildir.
İyi kolesterolü yükselterek (yüksek yoğunlukta lipo-protein ya da HDL) ve kötü kolesterolü azaltarak (düşük yoğunluklu lipo-protein ya da LDL)sertleşme fonksiyonunu koruyabilirsiniz. HDL’yi yükseltmek ve LDL’yi azaltmak için yüksek lif içeren gıdalar tüketmeli, zeytinyağı gibi doymamış yağ oranı yüksek sıvı bitkisel yağlar kullanmayı tercih etmeli, düzenli olarak egzersiz yapmalı ve sigaradan kaçınmalısınız.
Görüldüğü gibi sertleşme sorunu bazı etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Bu nedenle bu tip sorunlarda “Eh ne yapalım” deyip beklememeli; doktora danışmalı ve bunun altında yatan bir sebep olup olmadığı araştırılmalıdır.