Tırnağınıza iyi bakın

9 Şubat 2010

Tırnaklarınıza yakından bakın. Güçlü ve sağlıklı görünüyorlar mı? Yoksa üzerlerinde çatlaklar, kırıklar, çukurlar ya da renk ve şekil değişiklikleri var mı? Tırnaklarımızın durumunun sadece bir kozmetik kaygı olmanın ötesinde sağlığımızla da ilgili olduğunu unutmayalım. Bazı değişiklikler aslında başka hastalıkların da belirtisi olabilir.
Tırnakların keratin adı verilen protein bulunur. Tırnaklar esasen keratin tabakalarından ibarettir. Tırnak yatağından yeni hücreler çoğaldıkça eski hücreler sertleşir ve parmak uçlarına doğru itilir.
Sağlıklı tırnaklar pürüzsüz, çatlaksız ve yarıksız bir görünümdedir. Renkleri canlı, parlak ve lekesizdir. Dikey olarak tırnağı dibinden ucuna kadar kat eden dikey çizgiler zararsız olup bunlar yaşla birlikte artar. Tırnaklarda beyaz noktalar veya çizgiler de oluşabilir ama bunlar uzayan tırnakla birlikte yok olur.
Tabii ki normal olmayan tırnak değişimleri de pek çoktur. Bunların bir kısmı tırnak hastalıklarına bağlı olduğu gibi bazıları da vücudun ve cildin başka yerlerindeki hastalıklarla bağlantılıdır. İşte tıbbi dikkat gerektiren tırnak değişimleri:

-Tırnakların sarı renk alması
-Tırnağın tırnak yatağından ayrılması (onikoliz)
-Çatlaklar ve

Yazının Devamı

BAŞIMIZ NEDEN DÖNER?

4 Şubat 2010

Baş dönmesi ve diğer dengesizlik hisleri, her beş kişiden birinin yabancısı olmadığı bir durum ve günlük hayatta en sık karşılaşılan şikayetlerden biri. İntermed’te sabah kahvaltısında nöroloğumuz Dr. Dilara Nuzumlalı ile baş dönmelerinin sebepleri hakkında konuşuyorduk. Dr. Dilara o kadar güzel özetledi ki kendisinden bir kez de sizin için anlatmasını rica ettim.
Kişinin dengesini sağlarken karşılaştığı her sorun baş dönmesi olarak tanımlanabilir. Hastalar tarafından; dönme hissi, dönme olmaksızın sallanma, zayıflık, halsizlik, sersemlik hissi, sarsılma, kayma, yükselme, bir kuvvet tarafından itiliyor ya da çekiliyor hissi olarak tanımlanabilir.

-Beyne gelen eksik uyarı
Gözler, iç kulak yapıları, kas ve eklemlerden gelen algı uyarıları, beynimizi, vücudumuzun değişik parçalarının pozisyonu hakkında bilgilendirir. Bu uyarılara cevap olarak dengeyi korumak için gerekli uyum hareketleri yapılır. Bunların çoğu refleks düzeyinde çalıştığı için biz bu ayarlamaların farkında olmayız. Gerek algı organlarında oluşan bozukluklar nedeniyle beyine yanlış ve eksik uyarı gelmesi gerekse beyin yapılarının bozulmasına neden olan hastalıklar, baş dönmesi ve dengesizliğe neden olur.
-Meniere

Yazının Devamı

Kış aylarında nasıl spor yapmalı?

2 Şubat 2010




Bir seri fotoğraf göndermişti yakın dostum akciğer hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Firuz Çelikoğlu. Fotoğraflar İstanbul’da karın çok yağdığı geçen hafta sonuna aitti ve muhtemelen Belgrad Ormanı’nda çekilmişlerdi. Bir de not düşmüş Firuz Hoca, “Seni biraz üşüteyim, fotoğraflara bak, sonra konuşuruz” yazmış.
Kalabalık bir bisikletli grubu dağ bisikleti ile kar altında, buz üstünde kısmen de sular içinde çabalıyordu. Herkes kasklı, montlu, yüzler pek belli olmuyor. Su birikintilerden atlıyorlar, karlı taşlara, tepelere tırmanıyorlar. Dereleri bisiklet elde, yağan kar altında buz tutmuş kayaların üstünden seke seke geçiyorlar resimlerden anladığıma göre. Ve içlerinden biri, kırmızı montu ile bisiklet dahil o buz gibi derenin içine düşmüş, hem de sırtüstü. Hakikaten üşüdüğümü hissettim. Hemen Firuz Hoca’yı aradım, “Bu ne hoca, kim bunlar?” dedim. “Benim abi, tanımadın mı?” dedi. “Tanımadım, sen hangisin?” diye sorunca da “ Kırmızılı tabii abi, suya düşen” demez mi. “İnanmıyorum” dedim. “Spor abi, egzersiz, sen öneriyorsun ya” dedi tatlı tatlı gülerek.
Firuz işi abartmış belki, ama kış aylarında açık havada spor yapılmaz mı? Tabii ki yapılır. İlk başta soğuk biraz üşümeye

Yazının Devamı

ALERJi KÖKENLi iKi HASTALIK

28 Ocak 2010

Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Ferda Dora ile çocuklarda alerjik hastalıklar hakkında konuşuyorduk. Dr. Ferda Hanım alerjiden kaynaklanan iki ayrı hastalığı, alerjik rinit ve egzama diye bilinen atipik dermatit’i anlattı. Anneleri yakından ilgilendiren bilgiler verdi, anlattıklarını aynen aktarıyorum.

ALERJİK RİNİT
Alerjik rinit çocuklarda en sık görülen alerjik hastalıklardandır. Burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve burun kaşıntısı ile karakterizedir. Üç yaş altı çocuklarda ender olarak görülüp, sonradan sıklığı artar ve ergenlerde de görülür. Bütün alerjik hastalıklar gibi genetik özellik gösterir.
Alerjik rinitin iki tipi vardır. Biri mevsimseldir diğeri de ev tozu, küf mantarları ve hayvan tüyleri ile oluşan ve yıl boyunca sürekli görülen ve devam eden rinittir.
Bahar aylarında görülen alerjik rinitin teşhisi mevsimsel olduğu için daha kolaydır. Yıl boyu süren alerjik rinitin ise sebepleri çok çeşitli olabildiğinden, teşhisi daha zordur. Dört yaş altı çocuklarda yıl boyunca devam eden rinit sıklıkla görülürken, polen alerjisine bağlı mevsimsel rinit sonraki yaşlarda yaşanır. Akut mevsimsel rinitte yoğun burun akıntısı veya tıkanıklığı, alerjik konjonktivit

Yazının Devamı

“BALIN DELİSİ OLUR MU?” DEMEYİN

26 Ocak 2010

Geçen yıllarda bilim adamları balın şaşırtıcı tıbbi etkilerini ortaya çıkardı. Aslında şöyle bir geriye bakarsak Hipokrat bin yıllar öncesinde balın yaranın iyileşmesindeki etkisini, iltihap önleyici özelliğini bulmuştu ve açık yaraları iyileştirmek için bal kullanmıştı.
Aralarında tehlikeli bir bakteri olan Staphylococcus aureus’un da bulunduğu 60 kadar bakteri türü ve yaralarda antibiyotiklere karşı dirençli olan bakterilere karşı bal yararlı olabiliyor. Araştırmacılar ayrıca balın antibakteriyel etkilerinin, arıların ürettiği ve bala karıştırdığı enzimlere bağlı olduğunu düşünüyor. Ancak balın bu pozitif etkisini koruması için fazla ısıtılmaması gerekiyor. Balın mikroorganizmalara karşı etkisinden sorumlu olan başka bir önemli içerik de hidrojen peroksit. Hidrojen peroksit bal seyreltildiği zaman bir enzimin faaliyetiyle oluşuyor ve yaklaşık 24 saat yüksek konsantrasyonda kalabiliyor.
Balda az miktarda A vitamini ve B2 vitamini bulunsa da pratik olarak vitaminsiz sayılır. Bal hem besleyici, hem de uyarıcı bir besindir. Besleyici değeri yoğun şeker içeriğinden gelir.

40 dereceden fazla ısıtmayın
Ballı süt veya ballı çay, boğaz yangıları için eskiden beri bilinen etkili bir

Yazının Devamı

İŞ YERİNDE MUTLU OLMANIN 7 YOLU

21 Ocak 2010

Yeni bir iş gününe başladınız. Durmadan çalan telefon, şefin acilen istediği dosyalar, bunlar yetmiyormuş gibi iş arkadaşlarınızdan gelen sorular, zaten yetiştirmeniz gereken projelerin üstüne eklenince saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Bakıyorsunuz iş saati sona ermiş ve günün sonuna geldiğinizde, yine işlerin yarısı yerinde duruyor. Günler böyle akıp gidiyor, işinizden aldığınız zevk ve tatmin giderek azalıyor, yerine bitmemiş işlerin stresi gelmeye başlıyor. Bu stres gün geçtikçe artıp kronik bir hale geliyor. Kronik stres ise sağlığımızı tehdit eden unsurların başında geliyor. Bu gidişe karşı bir şeyler yapmayı deneyip, sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz aslında.;


1- VAKİT NAKİTTİR: Zamansal öncelikleri 60 : 40 ilkesine göre belirleyin. Bunun anlamı şudur: Zamanın yüzde 60’ını asıl işinize ayırın, yüzde 20’sini beklenmedik aktivitelere ve geri kalan yüzde 20’sini ise kendinize ayırın. Zamanınızı planlarken daima kişisel performans eğrinizi dikkate alın. Sıkıcı veya zor işleri öğle tatilinden sonraya bırakmayın ve bunları daha zinde olduğunuz sabah saatlerinde halledin, böylece bitmemiş tatsız bir işin stresini de üstünüzden atmış olursunuz.

2-SIKICI OLANLARI

Yazının Devamı

KASLARA SÖZ GEÇMEDiĞİ AN KRAMP

19 Ocak 2010

Genellikle sabaha karşı şiddetli bir acıyla bizi uykudan uyandıran kramplar çoğumuzun yabancısı değildir. Bu krampların çoğu ciddi problemlere dayanmaz, günlük yorgunluk veya benzeri sebeplerden kaynaklanır. Bazı krampların arkasında ise çeşitli hastalıklara dayanan sebepler olabilir. Bu nedenle tekrarlaması veya uzun sürmesi halinde doktorunuzla görüşmenizde yarar vardır. Böyle durumlarda altta yatan hastalığın tedavisi kramplardan kurtulmada yardımcı olur. Nöroloji uzmanımız Dr. Dilara Nuzumlalı’dan krampların nedenleri ve tedavisi ile ilgili bilgi vermesini rica ettim. Dr. Dilara’nın sizin için anlattıkları.

İSTEM DIŞI KASILMA
Kramplar, çok yaygın oldukları halde haklarında az şey bildiğimiz durumlardır. İnsanların yüzde 95’i yaşamlarında en az bir kez kramp geçirmiştir. Kramp, bir kas ya da kasın içindeki bir kas grubunun istem dışı olarak kasılmasıdır. Kramp sırasında tutulan kasta, gözle görülebilen ya da dokunmakla hissedilen bir sertlik oluşur. Çok ağrılıdır, yapılmakta olan aktivitenin kesilmesine neden olur ve kramp sırasında tutulan kas kullanılamaz. Birkaç saniyeden 15 dakikaya kadar, nadiren daha uzun sürer.
İstirahat ya da aktivite sırasında görülebilir.

Yazının Devamı

Turunçgiller: Kış aylarının gözde meyveleri

14 Ocak 2010

Bağışıklık sistemine güç katan meyveler
Turunçgillerin C vitamininden zengin oldukları bilinen bir gerçektir ama bunun yanında içlerinde bağışıklık sistemimizi güçlendiren başka biyoaktif maddeler de bulunur. İçerdikleri karotenoidler çok yönlü bir koruyuculuk sağlar. Aromatik yağlarındaki limonen maddesinin kansere karşı koruyucu olduğuna ilişkin bulgular vardır. Parlak kabuklarının altındaki beyaz etli bölümde bulunan flavonoidler bağışıklığı güçlendiren etkilere sahiptir. Kan portakalının renk pigmenti olan antosiyanin de buna dahil edilebilir. Bunlar tüm vücut hücrelerini zararlı saldırılara karşı koruyan antioksidanlardır. Domuz gribi başta olmak üzere virüslerin kol gezdiği şu günlerde bunun önemini hatırlatmakta fayda var. Günde iki portakal yerseniz C vitamini ihtiyacınızı önemli ölçüde karşılayacağınız gibi yukarıda söz ettiğimiz antioksidanların koruyucu etkilerinden yararlanmış olursunuz.

MANDALİNA
Mandalina hoş kokusu, tadı ve suyu ile çeşitli türlerine kadar kuşkusuz Akdeniz meyveleri arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Mandalina portakal ile benzer özellikler taşır ve portakalın faydalarını mandalina için de düşünebiliriz.

LİMON
Limon ekşi tadıyla salataların ve

Yazının Devamı