Döndük dolaştık aynı noktaya geldik.
Savaş noktasına...
“Hazır ol cenge ister isen sulhu salah” sözü doğruymuş.
Hem de bu kez iki cephede savaşacağız, savaşıyoruz.
PKK ve IŞİD.
78 milyonluk, 776 bin kilometrekarelik, kalkınmış ve bölgesinde demokraside ilerlemiş, adeta bir yıldız olmuş, güçlü Türkiye’ye bu durum yakışır mı?
Bu vasıfları olan bir Türkiye’ye kimse çatmaya bile cesaret edememeli.
Ama ediyorlar.
Daha seçimden yeni çıktık.
Yarışmaya, yani yeni bir seçime yıllar var.
Biraz rahat edelim.
Ülke kendine gelsin.
O tartışmaları, kavgaları bir yana bırakalım da, kardeşçe kalkınmamıza, mutluluğumuza bakalım.
AKP kimsenin tahmin etmediği bir oy aldı.
İstikrar için, terörün bitirilmesi için, halkın ekonomik refahı için, güven için değil mi?
Hadi bakalım.
Artık 4 yıl siyaset yok...
Aman, yanlış anlaşılmasın.
4 yıl siyasi kargaşa yok demek istedim.
Siyaset, temiz siyaset var ve hep var olacak.
İktidar olacak, muhalefet olacak ve temiz, namuslu bir yarış olacak. Herkes de, 78 milyon da bu kavgasız, gürültüsüz, centilmen yarışı zevkle seyredecek.
Yani siyaset halkın saadeti, yurdun istikrarı için yapılacak.
Ve bu en aşağı 4 yıl sürecek.
***
Başbakan Davutoğlu seçimden hemen sonra dedi ki “Türkiye’yi her türlü kutuplaşmadan, gerilimden çıkaracağız”.
İşte bu cümle çok önemli.
78 milyon ne çekiyorsa bundan, yani kutuplaşmadan, gerilimden çekiyor.
Başbakan’ın verdiği “Tüm Türkiye’yi kucaklama” sözü de ancak böyle yerine getirilebilir.
Bu, Türkiye’de iktidarın yeni bir politikası, beyaz bir sayfa açması, belki milat sayılabilir.
***
Seçimin galibi AKP, yani Tayyip Erdoğan, Davutoğlu olduğuna göre bundan sonra yurdun mutluluğundan onlar baş sorumlu sayılabilir.
Sürdürülen yeni anayasa ve başkanlık sistemi gerginliği artık onlar tarafından giderilmeli, söndürülmeli ve her şey normale döndürülmeli. Halkın istikrar istediği unutulmamalı.
Seçimin galibi hiç tartışmasız Tayyip Erdoğan ve AKP.
Seçimin mağlupları Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş ve anket şirketleri.
Öyleyse bu 3 liderin istifasını beklemek her şeyden önce bu 3 muhalefet partisine oy verenlerin hakkıdır. Bugün istifa olmayacaksa ne zaman olacak?
Bu iktidar yıllardır yıpranamadıysa, hâlâ oy artırıyorsa bunda muhalefetin kabahati var sayılmaz mı?
***
Demek ki seçmen tek parti iktidarında istikrar görüyor ve bu istikrarı istediği için de oyunu AKP’ye verdi.
İstikrar, birlik, beraberlik ve kardeşlik demektir.
Öyleyse artık Cumhurbaşkanı Erdoğan da politika değiştirip halkın AKP’ye oy vermeyen yüzde 50’sini de kavrayacaktır, onlara da sarılacaktır. Ayrımcılığa ve kutuplaşmaya karşı olacaktır.
Cumhuriyetimizin 92. yılında 78 milyon vatandaşımıza bundan sonraki günler için kardeşlik, birlik, bütünlük, huzur ve mutluluk dilerim...
Siyaset, siyaset, siyaset...Çığırından çıktı ve bıktık.
Türkiye’yi yıkılma sınırına getiren, bugün siyaset yapan mevcut politikacılar. Kutuplaşmayı da onlar becerdiler. Onlar nefret dili kullanmaktan başka şey yapmıyorlar.
Bildiklerini zannettikleri siyaset de gerçekte bölücülük.
Böyle olmasa Türkiye bu hale gelir miydi?
Sizde benim gibi bu adamlardan ve onların siyaset zannettiği gerginlik yaratma becerisinden bıktınız.
Öyleyse bugün başka bir konuyu hatırlayalım ve “O kadar çok yanlış var ki” deyip bu yanlışlardan söz edelim.
***
“Ispanakta demir var.
Bırakın bu “bölücü” kelimeleri.
Kaş yapayım derken göz çıkarmayın.
“Kürt, Türk, Laz, Arap, Boşnak, Arnavut, Roman, Çerkez, Tatar, Azeri, Alevi, Sünni vs vs...”
Bırakın, bırakın bu kelimeleri.
776 bin kilometrekareye Türkiye deniyor, işte biz bu topraklar üzerinde yaşayan 78 milyon insanız. Kardeşiz.
Ve bu 78 milyona Türk deniyor. Türk’üz...
Etnik kökeniniz şu veya bu olabilir. Ama bugün bizim, hepimizin kimliği Türk’tür. Türkiye denen topraklar üzerinde doğup, büyüyen, yaşayan Türkiyeli, yani Türk...
Gerektiği zaman bu vatan için, Türkiye için savaşa giden ve canından olan bizler, hepimiz değil miyiz?