Artık 4 yıl siyaset yok...
Aman, yanlış anlaşılmasın.
4 yıl siyasi kargaşa yok demek istedim.
Siyaset, temiz siyaset var ve hep var olacak.
İktidar olacak, muhalefet olacak ve temiz, namuslu bir yarış olacak. Herkes de, 78 milyon da bu kavgasız, gürültüsüz, centilmen yarışı zevkle seyredecek.
Yani siyaset halkın saadeti, yurdun istikrarı için yapılacak.
Ve bu en aşağı 4 yıl sürecek.
***
AKP bu seçimde de iktidar olmayı sürdürdü.
13 yıldır iktidarda olan bir partinin yıpranması gerekirdi o ise, tersine, güçlendi. Ve iktidarı tek başına aldı.
Niye?
Muhalefet yok da ondan.
Yani Türkiye’de iktidar değil önce muhalefet sorunu var. AKP, Erdoğan bundan istifade ediyor.
CHP ve MHP çok kötü yönetiliyor, HDP ise halkı aldattı.
İşte bu yüzden “Türkiye’de muhalefet sorunu” var diyoruz.
***
Halk, istikrar, güven istiyor oysa bunları sağlama güvencesini vermek konusunda muhalefet partileri iktidar partisinden daha güçlü, inandırıcı olamıyor.
Halka hâkim olan, muhalefet partilerinin istikrarı, güveni sağlayacağı konusu değil, aksine sağlayamayacaklar korkusu.
Korku, bugünkü maddi gelirimizi de kaybedebiliriz, istikrar hiç kalmayabilir, korkusu.
Güven içinde yaşayamayız, işte korku bu.
***
İlk seçimden, 7 Haziran’dan sonra muhalefet bir araya gelip bir koalisyon kuramadı.
Muhalefet partileri AKP ile de koalisyon için anlaşamadı.
Yani muhalefet seçmeni AKP’ye itti.
1 Kasım seçim propaganda zamanında ise CHP ne vaat ettiyse AKP hepsini, belki de fazlasını verdi.
Bu vaatler AKP tarafından mı, CHP tarafından mı yerine getirilebilir, seçmen bunu düşündü. AKP dedi, ona oy vermiş oldu.
***
CHP bu yönetim tarzı ile seçim kazanamayacağını gösterdi.
Kılıçdaroğlu CHP’nin 2 fazla milletvekili çıkarmasını kazanç saysa bu boş laftır, komiktir.
Bu ülkenin büyük partisini yani AKP’yi kim kontrol edecek, denetleyecek, kim daha iyi iş yapmaya teşvik edecek? Bu CHP olmalıydı. Ama artık CHP yok. Ve bunun sebebi Kılıçdaroğlu’dur.
CHP’ye başkan değil, lider gerekli.
***
Bahçeli’nin de her şeye “hayır” diyen tutumu MHP’yi yarı yarıya zayıflattı.
O da bu yanlış tutumunun cezasını başkanlıktan ayrılarak kendi kendisine vermelidir. Bahçeli’nin bu tutumuyla MHP ileri gitmez.
***
HDP doğuda başka batıda başka konuşarak ikiyüzlülük yaptı. Güneydoğu’da yolların kazılmasına, makinelerin yakılmasına, şantiyelerin yıkılmasına, inşaatların durdurulmasına, işçilerin kaçırılmasına ve asker, polis demeden öldürülmelere karşı çıkmadı.
Türkiye’de ileride solun lideri olur gözüyle bakılan Demirtaş kısa sürede itibar kaybetti.
Artık o da yok.
***
Yani, başta dediğimiz gibi, güvenilir, ciddi bir muhalefetin olmayışı AKP’ye yaradı.
EĞİTİM
Reformdan bıktık!..
Ben kendimi bildim bileli “Milli Eğitim’de reform” lafı edilir.
Reform geldi, geliyor.
Reform sayılır mı bilmem ama aşağı yukarı her bakan değiştikçe de Milli Eğitim’de değişiklik olur.
Yazboz gibi...
Mesela, bana göre en önemlisi yabancı dil eğitiminin kaldırılması ve sonra yine konulmasıdır.
Ama şunu kati olarak söyleyelim ki bizim okullarda yabancı dil dersi olsa da yabancı dil öğrenilemez, bu yıllardır böyledir.
Mesela ben üniversitede yabancı dilden “muafiyet” sınavını verdim. Yabancı dil bildiğimi ispat ettim, ama biliyor muyum? Yani biliyor denilecek kadar o dili okuyup, konuşuyor muyum?
Hayır.
Bu bir örnek.
Her alanda böyle değil mi?
Mesela son günlerde Milli Eğitim Bakanı: “Artık bütün okullar tam gün olacak” dedi.
Nerede?
Eğitimimiz yarım yamalak. Ve senelerdir böyle.
İşte onun için de bu işin, yani eğitimin mütehassısı arkadaşımız Abbas Güçlü geçen gün yazısında “Dünyanın en iyi üniversiteleri arasında esamemiz okunmuyor” diyordu.
Böyle gittikçe okunmayacak da.