Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Daha seçimden yeni çıktık.

Yarışmaya, yani yeni bir seçime yıllar var.

Biraz rahat edelim.

Ülke kendine gelsin.

O tartışmaları, kavgaları bir yana bırakalım da, kardeşçe kalkınmamıza, mutluluğumuza bakalım.

AKP kimsenin tahmin etmediği bir oy aldı.

İstikrar için, terörün bitirilmesi için, halkın ekonomik refahı için, güven için değil mi?

Hadi bakalım.

Kolları sıvayın ve bunlar için işe girişin.

Halk sizi seçti, siz de bu halka sarılın, % 100’e sarılın. % 50’ye değil, % 100’e.

Artık kafaları “başkanlık”la filan karıştırmayın.

Haberin Devamı

İşte AKP tek başına iktidarda ve Tayyip Erdoğan zirvede. İstediğinin fazlasını yapıyor, yapabiliyor. En güçlü o. Başkan adını alınca daha mı güçlü olacaksınız?

Öyleyse başkanlık niye?

Susun.

Ve artık Türk halkı artık rahat etsin.

“Oh” desin.

Yeter, yeter, yeter...

Sonra başkanlığı da tartışırız, yarı başkanlığı da olmaz mı?

***

Bir konu da şu.

Bu seçimde muhalefet partileri mağlup oldu.

Yani, bırakın iktidar olmayı, atıp tuttukları kadar oy alamadılar.

Onlar 78 milyonun nabzını tutmasını bilmediklerini, halkın acemisi olduklarını gösterdiler.

Şimdi bu partileri yönlendirenler, yani yöneticileri bir süre susup köşelerine çekmeliler.

Anket kuruluşları gibi.

Anketçiler de bol keseden attı.

Aşağı yukarı seçim arifesinde her gece TV’lerdeki tartışma programlarında onların bilgiçliğini (!) dinledik.

Hani şimdi neredeler?

Hepsi suspus.

Ancak biri devamlı konuşuyor, ama onun da tüm tahminlerine bakılırsa, boş çıktığı görülür. Yalnız AKP’ye yakın bir rakam onu kurtaramaz.

Bu bilgiçlik taslama kulağa küpe olmalı.

Atmak kolay, ama isabet zor.

TARIM

Bakan neredesin?

“Kırmızı ete % 25 zam” bu bir gazete haberi. Siz de okumuşsunuzdur.
Hem de bu fiyat yükselişinde bir çelişki de var.
Üretim % 87 artmış.
Yani üretim artışına rağmen et fiyatı yükseliyor.
İktisat kaidesine aykırı, ama olsun, bizde anormal de normal sayılıyor.
Gazete “fiyat cetveli” de koymuş.
Kasımda kuzu etinin kilosu 44 lira, dana etinin kilosu ise 40 lira.
“Ye Mehmet ye”.
Bunlar iyimser fiyatlar. Daha yüksekleri var.
Asgari ücretin 1300 lira olup olamayacağı tartışılan bir ülkede bu fiyata et yenebilir mi?
Mesela “Gıda İzleme Komitesi” yalnız seyirci olsun diye mi kurulmuş?
Ben vatandaş olarak sonuca bakarım. Bu fiyata et yemez. O kadar. Ve bundan Tarım Bakanlığımız sorumludur.
Tarım ürünleri de öyle.
Neler ithal etmiyoruz ki... Nohut, fasulye bile.
776 bin kilometrekare toprağımız boşuna. Tarım ülkesi oluşumuz, boş laf...
Bizim bir ilimiz kadar Hollanda ihracatta, tarımda rekor kırıyor biz ithalatta.
Ayıptır ayıp.
Tarım Bakanlığı ayağa kalk ve çalış.
GEÇMİŞTE
Neler oldu neler
Bazı okuyucular soruyor.
“Sizin anılarınız kitap halinde çıktı, “Milliyet’le 50 yıl”. Buradaki ilginç olaylara bu köşede yer versenize.”
Bu köşe anı köşesi değil. Ama yeri gelince bazı olaylara kısa da olsa yer vermiyor değilim.
Ama şunu söyleyeyim.
Her gazetenin içi bir romandır.
Çalışanlar vardır, çalıştıranlar vardır.
Hamallar vardı, fiyakacılar vardır.
Mesela, ortalama her 1.5 yılda bir değişebilen genel yayın yönetmenleri ve onların ayrı ayrı gazetecilik anlayışları ve onlara mecburen ayak uyduranlar.
Dışarıdan baskılar, içeriden karşı koymalar.
Doğrucu Davutluklar.
İdare ve yazı işleri.
Haberler ve yazarlar.
Patron ile çalışanların ilişkileri. Patron ile Ankara ile partiler ile gazetenin ilişkileri. Askerlerle yaşanan gerginlikler. Sıkıyönetim, gazete kapatmalar, davalar.
Daha neler, neler.
Siz okuyucular yalnız gazetede yazılanları okursunuz.
Ya içeride olanlar, yazılmayanlar, yazılamayanlar. Yani ancak kitap konusu olabilecekler. İşte ben de öyle yaptım, yanlışsa özür dilerim.
LEYLA UMAR
Leyla Umar’ın parlak gazeteciliğini salı günü belirtmiştim.
Herkesle olduğu gibi o bizim de dostumuzdu.
Eşime “Ben senin kaynananım” derdi. Onun otomobil kullanma ehliyetini bir an önce alması da Leyla Umar’ın ısrarıyla olmuştu.
Gazetede yazı işleri salonunda masaya uzattığı ayaklarını, arkadaşı da sayılabilen Abdi İpekçi’nin nasıl aşağı indirttiğini de unutmam.
Yani o yalnız gerçek bir gazeteci değil, çalışanların gerçek bir aile mensubuydu da, dostuydu da...
Gerisinde daha pek çok anı bırakarak sonsuzluğa gitti. Allah rahmet eylesin.