Cumhuriyetimizin 92. yılında 78 milyon vatandaşımıza bundan sonraki günler için kardeşlik, birlik, bütünlük, huzur ve mutluluk dilerim...
Seçime 3 gün kaldı.
Hayırlısı olsun. Dileğimiz bu genel seçimin artık birlik ve beraberliğimizi sağlaması.
Nasıl?
Nasıl olursa olsun, birlik beraberlik olsun da, terör bitsin de huzur ve sükûn gelsin de.
***
Bu temennilerimizin gerçekleşmesi parti liderlerimizin elinde.
Onlar bu ülkeyi mamur da eder, yıkar da...
Bu böyle.
Öyleyse seçimin sonucu ne olursa olsun liderler bu sonucu kabullenmeli ve artık halkı kutuplaştırmayı bir yana bırakmalı. Nefret söylemlerini unutmalı.
Bunları bekliyoruz.
Bakalım pazartesi bunları görecek miyiz?
Yeni bir Türkiye’ye uyanacak mıyız?..
***
Koalisyonlara eskiden “kötü gözle bakılıyordu”.
Ben de o gözle bakıyordum.
“Koalisyonla idare edilen ülke ilerlemez.
Koalisyonlar çabucak sona erer.” Bende de bu görüş vardı.
Ama “Zor oyunu bozar” diye bir sözümüz var.
Yani mecbur kalırsak, yani seçim bunu isterse, seçmen bunu isterse bu yurt koalisyonla da idare edilir, edilebilir, diyeceğiz ve bu tip ülkeleri örnek alacağız.
Başka yolu yok.
Parti liderlerimiz şimdiden kendilerini buna alıştırmalı.
***
Evet, belki tek parti iktidarları koalisyonlara göre tercih ediliyor ama tek parti iktidarının da uzun sürede laçkalaştığı unutulmamalı.
Öyleyse iyi bir koalisyondan da korkmamak gerekir. Hatta tek parti iktidarının sakıncalı taraflarını yok edebileceği düşünülürse koalisyon tercih bile edilebilir. Belki de 7 Ekim’den sonra güçlü bir şekilde ortaya çıkan terör böylece önlenebilir.
Maksat yurdu huzur içinde, iyi, objektif, tarafsız ve demokrasiyle idare etmektir.
Bu amaç, dünyada bazı ülkelerde tek parti iktidarıyla da koalisyonla da yerine getirilebiliyor, örnekleri var... Yeter ki istensin...
***
Pazartesini bekleyelim, görelim.
Yeter ki bölünme, kutuplaşma, nefret dili bitsin.
Birlik, beraberlik sağlansın.
Gerisi kolay.
VAATLER
Bol keseden at...
Partiler bol keseden atıyor, attı. Seçim vaatleri akıl, mantık ölçülerini aştı. Bunlar, yani partiler halkı, seçmeni “saf” zannediyorlar. Yarış halindeler. “İster inan, ister inanma” vaatleri tonla...
Mesela, asgari ücreti AKP 1300 TL, CHP 1500, MHP 1400, HDP ise 1800 lira yapacakmış. At atabildiğin kadar. Sanki bununla bir aile geçinebilirmiş gibi. Sen asgari ücretle uğraşacağına insanlarımızı iş sahibi yapsan ya.
Emeklilerin eline geçecek para arttırılacak. Kredi kartı borçlarının faizinin yüzde 80’i silinecek!.. İş kurmak isteyene faizsiz kredi, eğitimde faizlerin silinmesi, haftalık çalışma süresinin azaltılması da bu inanılması zor vaatler arasında olanlardan bazıları.
Engelli vatandaşlar, kadınlar da bu vaatlerin konusu.
Vaat, vaat, vaat...
İnşallah diyelim ve bu birçoğu palavra sayılan vaatlerin gerçekleşeceğini umalım.
Ama unutulmasın, onların bu vaatlerinin seçimden sonra da takipçisi olacağız.
ÖNCE
Partiler arası sulh
Artık Türkiye’de bir yeni sayfa açmak gerekiyor.
Bunu bugün hasbelkader Türkiye’ye hâkim olanlar yapmalı. Çünkü demokratik olan o, usulüne uygun olan o.
Asgari müştereklerde birleşme ve konsensüs.
Başka çare yok.
Öyleyse, önce şu politikanın zirvesindekiler başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünecekler, sonra karar verecekler.
“Bir araya gelelim bazı fuzuli tartışma konularını defterden silelim. Mücadelemizin anayasasını saptayalım...”
Bunun ilk adımını atsa atsa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan atabilir.
Seçimden sonra artık bunu 78 milyon bekliyor.