Sizce 2023’ün en iyi beslenme modeli hangi diyet olacak? Her yeni yıl başlangıcında US News and World Report, o yılın en iyi diyetlerine ilişkin değerlendirmesini yayımlıyor. Geçtiğimiz yıl 40 diyet arasından Akdeniz diyeti birinci seçildi. Üst üste beş yıl en yüksek puanla zirveye yerleşen diyet modeli olduğunu da hatırlatmak istiyorum. 2023 yılının birincisini tahmin etmek zor değil…
Bu sıralamaları belirlemek için US News, sağlık uzmanlarından oluşan 24 panelistle diyetleri farklı kategorilerde 1-5 puan üzerinden değerlendiriyor. Diyetin sürdürülebilirliği, kardiyovasküler hastalıklar veya diyabeti önlemedeki etkinliği bu kategoriler arasında. Akdeniz diyetinin zihinsel sağlığınız, kalbiniz, bağırsaklarınız ve uzun ömür için tercih edilebilir olduğu çalışmalarla desteklendiği için ilk sırada olmasına şaşırmamak gerekiyor. Bu diyet modeli tam tahıllar, meyveler, sebzeler, fasulyeler, otlar, baharatlar, kuruyemişler ve zeytinyağı tüketimini öneriyor. Bunu haftada 1-2 kez balık veya deniz ürünleri ile makul miktarlarda süt
“Türk Çay Kültürü”, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne girdi. Günün her saati, her yerde ve her antükettiğimiz çayın sağlığımıza olan etkilerini yakından inceliyoruz.
Bir bardak çay sizin için ne ifade ediyor? Türk halkı için çayın ayrı bir önemi vardır, çay keyfi özeldir. Kimisi için dost sohbetlerinin eşlikçisi, kimisi için simit peynirin en iyi arkadaşı, kimisi için kahvaltıların tamamlayıcısı. İnce belli bardakta tercih edenler, tavşankanı veya kıtlama içenler… Dünyanın en çok çay tüketen ülkesi olarak çay, günün her saatinde bize eşlik etmesi ile vazgeçilmemiz.
5 Aralık Dünya Türk kahvesi günü idi. Geleneksel Türk kahvemizin 2013 yılında UNESCO tarafından kültür mirasları arasında kabul edildiğinden bahsetmiştim. 40 yıllık hatırı bulunan kahveden sonra bizim için önemli yeri olan Türk çayımızdan bahsetmesek olmaz. Son günlerde aldığımız çok kıymetli bir
Hoş geldin aralık ayı, hoş geldin kış, güzelliklerle gel… Mevsim değişiyor peki ya beslenme alışkanlıklarınız? Bu kışın oldukça soğuk geçeceği öngörülüyor. Öyle ki uzmanlar aralık ayının son haftalarında ülke genelinde yoğun kar yağışı beklediklerini belirtiyor. Havaların soğuması, yiyecek seçimleriniz ve beslenme alışkanlıklarınızda değişiklikler yaratmış olabilir. Bunu fırsata çevirmek ise sizin elinizde. Farkındayım, kış aylarında hareket azaldığınızdan ve evde geçirilen vakit arttığından atıştırmalıklara daha çok yöneliyor olabilirsiniz. Canınız bir şeyler atıştırmak istediğinde kendinizi kötü hissetmenize gerek yok, çünkü her zaman altını çizdiğim gibi diyette yasak yok denge var. Yeni yıla bir aydan az bir süre kalmışken haydi bu aya kendinize yeni hedefler belirleyerek başlayın ve yeni yıla sağlıklı ve formda girin. İşte kış ayına sağlıklı girmek için üç adım:
1 - Çorba ile içinizi ısıtın
Havalar soğumaya başladı, bu havalarda sebzelerle dolu bir kase sıcacık çorba gibisi var mı? Çorbaya beslenme
Tadıyla koyu dost sohbetlerine eşliği, geleneklerimiz arasında son derece önemli yere sahip olması ile Türk kahvesinin hem sağlık hem de sosyallik açısından katkısı var.
Türk sofralarının vazgeçilmezi, çaydan sonra en çok tükettiğimiz içecek kahve. Eskiden kahve kültürümüz sadece Türk kahvesiyle sınırlıydı; kahve dediğimizde aklımıza 3 seçenek gelirdi: sade, orta, şekerli. Fakat farklı ülkelerin kahve kültürünün hayatımıza girmesiyle artık neredeyse her sokak başında yeni bir kahve konseptli cafeye rastlamak mümkün. Ben bu konuda gönlümün her zaman Türk kahvesinden yana olduğunu belirtmek istiyorum.
Tadıyla koyu dost sohbetlerine eşliği, geleneklerimiz arasında son derece önemli yere sahip olması ile Türk kahvesinin hem sağlık hem de sosyallik açısından katkısı var. Peki, geleneksel Türk kahvemizin 2013 yılında UNESCO tarafından kültür mirasları arasında kabul edildiğini biliyor musunuz? 40 yıllık hatırı bulunan Türk kahvesi her yıl 5 Aralık’ta “Dünya Türk Kahvesi Günü”
Bizi besleyen toprağa ne kadar iyi bakıyoruz, ne kadar sahip çıkıyoruz hiç düşündünüz mü? Toprağın hasta oluşu, insanoğlunun gezegende neden olduğu değişimin en somut ve görülebilir örneklerinden diyebilirim. Toprak; gıda güvenliği, su temini, biyoçeşitlilik ve iklim krizi üzerinde önemli rol oynuyor. Dünyada her yıl ortalama 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor. Bu durum, her 5 saniyede, bir futbol sahası büyüklüğünde toprağın su ve rüzgarla taşınması anlamına geliyor.
5 Aralık, Dünya Toprak Günü. Bu özel günün amacı bireylerin toprağın önemi ve korunması konusundaki farkındalığını arttırmak. Bu yıl FAO Dünya Toprak Günü sloganını; ‘Soils, Where Food Begins’ yani ‘Toprak, gıdanın başladığı yer’ olarak belirledi. Bu noktada hava hasta, toprak hasta, su hasta sözümü bir kez daha yenilemek istiyorum. Tüm bunlar hasta iken bizim sağlıklı olmamız mümkün değil. Artık gezegeni beslemek, geleceği beslemek hepimizin sorumluluğundan öte bir zorunluluk. Sürekli artan bir
Bedenen ve ruhen iyilik hali sağlık için en önemli noktalardan biri. Sağlığımız için atabileceğimiz en önemli adımlarsa beslenme ve hayat tarzında yapılacak basit değişikliklerde gizli.
Uzun ve sağlıklı bir yaşam herkesin ortak arzusu. Tek bir formül olsa ve uygulasak ne güzel olur değil mi? O halde sizlere uzun yaşamın sırrını veriyorum: Hayatınızda gökkuşağının bütün renklerini barındırın. Kendinizi sevmek, pozitif olmak da sağlıklı kalabilmenin sırlarından biri. unutmayın, ruh ve beden sağlığı bir bütündür. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) sağlık tanımı aslında bu noktada her şeyi açıklıyor. WHO’ya göre, “Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam iyilik halidir.” Bu tanımlamadan yola çıkarak bedenen ve ruhen iyilik halinin sağlık için en önemli noktalardan biri olduğunu unutmamak gerekiyor. Uzun ve sağlıklı yaşamak için yapmanız gerekenleri gelin 3 adımda inceleyelim.
1- Beslenmenizi gözden geçirin
Kalıtımsal yani genetik faktörlerin haricinde beslenme de yaşam
Sağlıklı beslenmek, temiz gıdaya ulaşmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Hem birey sağlığı hem de gezegen sağlığı dönüşü zor bir noktaya doğru hızla ilerliyor. Bunun birçok nedeni var… Tarımda kullanılan suni gübre hem toprağı hem de bedenimizi zehirliyor. Deniz ve canlılarının maruz kaldığı mikroplastikler anne sütünden, akciğerimize ve kanımıza kadar bizi de kirletiyor.
Hava ve toprak kirliliği, toprak kalitesindeki azalma, hatta ekonomik nedenler… Yetersiz ve dengesiz beslenme birçok sağlık sorununa yol açarken mikro besin öğesi yetersizliği görülme sıklığı da artıyor. En sık görülen vitamin-mineral eksiklikleri ise D vitamini, demir, magnezyum, çinko, B12 vitamini ve folik asit.
Vitamin eksikliklerinin giderilmesi için en doğru kaynaklar besinler olmalı, dengeli bir beslenme planı ile bu tarz eksikliklerin önüne geçeceğini hatırlayın. Vitamin-mineral eksikliklerinin tespitini ise hekim kontrolünde kan tahlilleri ile takip edebilirsiniz.
Yorgunluk ve halsizlik şikayetiniz varsa
Son günlerde danışanlarımdan ve sosyal çevremden aldığım
Sebze ve meyvelerin besin değerleri kadar pişirme ve tüketim yöntemleri de önemlidir. Peki, bu sebzeleri nasıl tüketirsek sağlığımıza faydasını artırırız?
Her gün düzenli olarak sebze meyve tüketmek için pek çok sebep var.Sebze ve meyve tüketmiyorsanız, posa , antioksidan ve diğer fitokimyasalları vücudunuza almıyorsunuz demektir. Yeterli meyve ve sebze tüketimi, sadece vitamin ve mineral ihtiyacınızı karşılamakla kalmaz, vücudunuzu ve mental sağlığınızı hastalıklardan korumaya da yardımcı olur.
Frontiers in Psychology dergisinde, geçen yıllarda yayımlanan bir araştırma, kaliteli uyku, egzersiz ve daha fazla çiğ sebze ve meyve yemenin, genç yetişkinlerin daha iyi zihinsel sağlığa sahip olmalarında etkisi bulunduğunu belirtiyor. British Journal of Nutrition dergisinde yeni yayımlanan başka bir çalışma ise tatlı ve tuzlu atıştırmalıklar ile kıyaslandığında meyve tüketenlerin depresyona karşı düşük risk taşıdıklarını ve zihinsel sağlıklarının da daha iyi olduğunu gösteriyor. Artık hemen hemen her mevsim birçok sebze ve meyveyi bulabilmenize rağmen mevsiminde