Hiddink’in göbeği Özgener’le mi kesildi?

20 Kasım 2010

Sekiz ay sonra Futbol Federasyonu’nda seçimli genel kurul var. Mahmut Özgener yeniden aday olur veya “benden bu kadar” der, bilemem!
Özgener devam kararı alırsa, mevcut yönetiminde 2 yıl gecikmeli de olsa köklü bir revizyon yapar.
Sonuçta ekip işi, tercih Başkan’ın.
Özgener devam ederse değiştirmeyeceği tek isim var Guus Hiddink.
Onca eleştiri ve sıkıntılı sürece karşın, onu Türkiye’ye gelmeye ikna eden, ona koşulsuz destek veren Özgener’in vazgeçilmezidir Hollandalı teknik adam.
Hiddink de biliyor ki, ay-yıldızlı ekibi Avrupa şampiyonasına götüremese bile günlük sonuçlarla yaşamaya alışık bir ülkede istikrar ve değişimden yana tavır koyan bir Başkan var arkasında.
Ya Özgener Haziran ayında bırakırsa?

Yazının Devamı

Lider olmanın ağırlığı!

14 Kasım 2010

İki farklı geriye düştükten sonra Bursaspor için tek motivasyon geçen haftaki Antalyaspor maçı olabilirdi.
Trabzonspor’un 16 dakikada gelen Jaja patentli iki şık golü, yeşil-beyazlı tribünler kadar sahadaki Bursasporlu futbolcular için de büyük şoktu doğrusu. Savunmanın gerisine atılan iki top ve aynı savunmacıların inanılmaz iki hatası, Trabzonspor için böylesi zorlu deplasmanda müthiş başlangıçtı. Burak’ın ofsayt gerekçesiyle ağlara giden kurallara uygun golü de verilse, maç oyunun başında kopabilirdi.
Goller hem sahada hem tribünde inanılmaz gerilime yol açtı. Kuşkusuz liderlik şansı ve dakikalar ilerledikçe yenilgisizlik unvanının kaçıyor olması, taraftar kadar Bursasporlu futbolcuları da sıkıntıya soktu. Oysa böyle bir profesyonel anlayış futbolda yoktu!
Özellikle ikinci yarıdaki baskının sonuç vermemesi, erken gelecek golün çok şeyi değiştirebileceği düşüncesi, Bursaspor’u gerçek kimliğinden uzaklaştırdı. Trabzonspor, bu bölümde zor kazandığı topları özellikle kaleci Onur’un oyunu acele başlamatma isteği nedeniyle rakibe teslim etti. Oysa bu baskıyı kırabilmek için tempoyu düşürmek, orta alanı kalabalık tutmak ve kanatları kullanmak mantıklısı idi. Bu işi yapması

Yazının Devamı

Kör göze parmak sokmak!

13 Kasım 2010

MHK Başkanı Oğuz Sarvan, eğitimci Jaap Uilenberg ve Philip Sharp sayesinde Türk hakemliğinde ciddi bir gelişme kaydedildiğini söylemiş.
Doğru söze ne denir?
Bravo Sarvan’a. En azından neyi yapamadıklarını itiraf etmiş.
Planlama işi elin oğlunda, eğitim deseniz hakeza. Yorumlar da Alman’dan, bitti gitti.
Elbette aşama kaydedecek hakemlerimiz!
Peki ne kalıyor geriye?
Maçlara atama yapmak.

Yazının Devamı

Güneş ve yıldızları

8 Kasım 2010

Trabzonspor’un sezon boyunca kullanacağı kadro aşağı yukarı belli. Ciddi bir sakatlık yaşanmaz, ya da Teofilo olayı gibi esrarengiz bir kaçış hikayesi tekrarlanmaz ise Şenol Güneş’in şablonu belli. Futbolcularının hafta içi performansa ve rakibe göre üç mevkide yapılacak rotasyon dışında sahaya çıkacak takım ezbere sayılabilir.
Güneş’in avantajı, bu tarz ufak çaplı rotasyonlar ile yedek kulübesini sürekli hazırda bekletip, oyuncularını küstürmeden takım ruhunu canlı tutabilmesi. Galatasaray’da ise Hagi’nin böyle bir şansı yoktu. Sağlamların en iyisini sahaya sürüp sonuç alabilmekti Rumen çalıştırıcının hedefi.
İlk yarıda her iki takımın da kaybetmemek üzere kurulu oyun planı, savunmalarda dikkatli, orta alanda çok adamla rakibin top yapmasını engellemek olduğu için pozisyonu bol, üst düzey bir mücadele yoktu sahada.
Galatasaray Colman ve Selçuk’un araya atabileceği toplara engel olmaya, gerideki dörtlü bloğun önünü Cana ve Mustafa ile kapatmaya çalıştı. Güneş’in ekstra işler yapmasını beklediği ve boş alanı seven Jaja ise oyunda kaldığı süreçte hücuma fazla katkı sağlayamadı.
Serkan ofansif düşüncesinin yanı sıra Galatasaray’ın maç boyunca ısrarla kullanmak istediği bu

Yazının Devamı

Uygun, Çaldıran ve Arıcı

6 Kasım 2010

Futbol dünyamız bir haftadır menajer skandalı ile sarsılıyor. Bazı teknik adam ve futbolcuların aktif görevde iken, menajerlik şirketi kurup transfer faaliyetlerine girmesinin talimatlara aykırılığı konuşuluyor.
Futbol Federasyonu’nun girişimini doğru bulanlardanım.
Yetkili kurullar sağlam kanıt ve belge bulursa, gereğini yapacaklar.
Ya da bulamayacak, “Takipçiyiz” deyip gözdağı verecekler.
Bazı insanlar soruyor;
“Bülent Uygun’un paraya mı ihtiyacı var ki, futbolcu transferine aracılık yapıyor?”
“Falanca futbolcu zaten çuvalla para kazanıyor, ne diye faal oyuncu iken menajerliğe soyunuyor?”

Yazının Devamı

Tek devrelik umut

3 Kasım 2010

Şampiyonlar Ligi tecrübesi böyle bir şey işte. Yakaladın mı atacaksın. Turgay 22. dakikada girdiği pozisyonu Süper Lig’de bulsa, gol yapma şansı yüzde seksenden fazlaydı. Karşısında Van Der Sar gibi isim görünce adeta eli ayağına dolaştı. Tıpkı ikinci yarıda Ergiç ve İnsua’nın kaçırdıkları gibi. Hollandalı kaleci ile bizimkiler arasındaki bu önemli fark, belki de Bursaspor’un Avrupa arenasındaki ilk puanını almasını engelledi. Hem de Manchester United gibi bir dev karşısında...
Ya Manchester forveti ne yaptı? Sadece işini. Fletcher, Obertan ve Bebe, Bursaspor savunmasının hatalarını affetmedi. Oysa pek de keyifli başlamıştı her şey Bursaspor adına. Ertuğrul Sağlam’ın bir gün önce verdiği umut dolu mesajlar, belli ki futbolcularına cesaret ve özgüven gibi bazen en olmaz denen maçları çevirmeye yetecek meziyetleri yüklemişti.
İlk yarıdaki görüntüsü, Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı üç maçın en iyisi idi.
Savunmada dikkatli, orta alanda baskılı, özellikle 20. dakikadan sonra rakibiyle başa baş oynayan bir takımdı temsilcimiz. Sercan en ileride bu kadar yalnız bırakılmasa, Turgay ve Volkan hücuma daha fazla katkı sağlayabilse hem pozisyon sayı artacak, hem de Şampiyonlar

Yazının Devamı

Çok sıkıntılı oldu

2 Kasım 2010

Ligde önemli hedefleri olan bir takımın kağıt üzerinde favori göründüğü maçlarda böyle umarsız, dikkatsiz ve cömert olma lüksü yok. Trabzonspor benzer tabloyu önce Manisaspor karşısında, ardından geçen haftaki Gençlerbirliği maçının ilk yarısında yaşamıştı.
Tıpkı dün akşamki Konyaspor sınavı gibi. Rakip konumu itibarıyla adeta can çekişiyor. Kadrosu yetersiz, sıkıntılı günler yaşıyor ve şiddetle moral puanına ihtiyacı var. Bunu elde edebilmek için ne yaptı Ziya Doğan’ın takımı? Çok adamla sahasında kalıp Trabzonspor’a boş alan bırakmamayı planladı. İleride Tazemeta gelişebilecek ani ataklar için nöbetçi kaldı. Dörtlü savunma bloğunun önünde Basem Abas ve Serkan Şahin, Umut ile Engin’in araya yapacağı koşuların önünü tıkadı.
Trabzonspor’da bu işleri iyi yapan Colman’ın yokluğunda yük Selçuk’un üzerine kalınca çok adamla kalesini savunan ev sahibi takım Trabzonspor’a beklediği pozisyonları vermedi. Oyunu kanatlara da taşıyamayınca bordo-mavili ekibin şansı duran top organizasyonlarına kaldı. Lakin yediği golün de böyle bir pozisyondan gelmesi çok ilginçti. Umut’un beraberlik sayısı bu golün hemen akabinde olmasa Trabzonspor için her şey çok daha güçleşebilirdi.

Duran top kurtardıİ

Yazının Devamı

Teofilo’yu kazanabilir misiniz?

30 Ekim 2010

Gerekçesi ne olursa olsun, Teofilo Gutierrez’in ailesi ile birlikte günlerdir havaalanında sürünmesi, vicdan sahibi her insanın canını acıtır. Kolombiyalı futbolcunun böyle bir sefilliği göze alıp bir an önce ülkesine dönmek için ya ruh hastası olması, ya da çok haklı gerekçeleri bulunması gerek.
Nedir onu haklı çıkaracak gerekçeler?
Trabzonsporlu yöneticilerden edindiğimiz bilgiye göre Teo’nun iddia ettiği gibi parasal anlamda sıkıntısı yok. Ödemeleri daha yeni yapılmış. Şenol Güneş ve arkadaşları ile de sorun yaşadığını sanmıyorum, çünkü gerçekten sevilen bir futbolcu.
“Beni oynatmıyorlar. Forma giyemeyeceksem ne işim var Trabzon’da” da diyemez. Çünkü işler iyi giderken hiçbir teknik direktör bindiği dalı kesecek kadar akılsız davranamaz.
Öyleyse...
Birileri (!) 25 yaşındaki bu gencin aklını çelmiş olabilir mi?

Yazının Devamı