9 günlük suçluluk

24 Eylül 2015

Her tatilde âdettir, havaalanı girişlerinde tanınmış isimler görüntülenir, nereye tatile gittikleri sorulur.

Şimdiye kadar cevap veren kişilerin sadece gidilen yeri söylemek ve söylememek arasında bir seçim yapması gerekiyordu.

Şimdi ise destinasyon açıklamak durumunda kalanlar bir cümle ekliyor sonuna, “Ama tatil değil, iş gezisi”...

Bodrum, Dalaman gibi belli başlı tatil yerlerine uçanlar da aynı cümleyi eklemek zorunda hissediyor.

Böyle bir baskı altında hissediyoruz kendimizi, sadece başkalarının tepkilerinden çekindiğimiz için değil, kendi kendimizden bile rahatsız olduğumuz için.

Nedeni belli, müthiş bir suçluluk hissi içindeyiz.

Tabii biraz bilinçliysek, biraz sağduyuluysak...

Bırakın 9 günlük bir kutlamayla kendimizi ödüllendirmeyi...

Yazının Devamı

Yoksa hala bilet almadınız mı?

22 Eylül 2015

Sabah 07.00’de bilet sırasına giren tanıdıklarım var, sırf istedikleri filmi izleyebilmek için.

İşte Filmekimi’nin böyle bir gücü var, normal zamanda sabah yataktan zor kalkanları bile erken saatlerde bilet uğruna kuyruğa sokabiliyor.

Bugün, İstanbul’da 3 Ekim’de başlayacak olan Filmekimi için yaptığım tamamen kişisel Top 10 listemi sizinle paylaşıyorum.

1- Ex Machina: Sadece iyi bir bilim-kurgu filmi değil, yılın en iyi filmlerinden olduğu konuşuluyor. İngiliz sinemasının önemli senaristlerinden Alex Garland’ın ilk yönetmenlik denemesi. İnsanın Tanrıcılık oynaması konusunu farklı bir üslupla işliyor.

2-The Lobster: İlk uzun metrajı Dogtooth ile tanıdığımız yönetmen Yorgos Lanthimos’un son filmi. Konusuyla, bol ünlülü kadrosuyla ve tabii İngilizce

olmasıyla artı

puan alıyor.

3-El Club: Pinochet Üçlemesi ile tanıdığımız,

Yazının Devamı

İstanbul’da bayram için 15 öneri

20 Eylül 2015

Bayram tatili 9 gün açıklaması son dakikada gelince çok kişi şehirde kaldı. Ne güzel! İstanbul’da bu hafta yapacak çok şey var. Hem yerlisine hem de bayramı İstanbul’da geçirmek isteyenlere 1 haftalık rehber...

5-Yeni meyhane Mükellef:Yeni mekanları ilk deneyenlerden olmayı seviyorsanız, Karaköy’de Arda Türkmen’inHaze otelin terasında açtığı yeni meyhanesi Mükellef’i keşfedin. Anne mutfağından tarifleriyle memnun ediyor.

6-Backyard’dan yazlık bar:Yazın en büyük çıkış yapanlarından biri Backyard, Backbar sayesinde. İstanbul’un eski yazlık mekanlarını andırması, barda tünemekten çok çimenlerdeki koltuklara yayılma yeri olması da Backbar’ı daha da cazip kılıyor. Tabii müziğe Menderes Utku ve Mehmet Garan’ın dokunuşu da etkili.

7-Babylon Bomonti’de konser:Eski Bomonti Bira Fabrikası’nın yerine kuruldu Bomontiada. Şimdilik Bomontiada’nın tek açık mekanı Babylon. Babylon açılış partisini erteledi ama konser programını değiştirmedi. Bu da demek oluyor ki hâlâ şehirde iyi bir konser izlemek mümkün. 26 Eylül’de “Oldies but Goldies” gecesi var.

8-Havuz problemi:Fenerbahçe Kulübü’nden Suada’ya, hatta Soho House’a seçenek çok. En iyisi Bebeköy MAC’e ya da Soho

Yazının Devamı

Ölçü bu mudur?

19 Eylül 2015

Beren Saat’e edilmedik hakaret kalmadı.
Yıllar önce oynadığı Aşk-ı Memnu dizisindeki Bihter Ziyagil karakterinin evinin önünde protestoya kadar vardı durum...
Fransız vatandaşı Gerard Depardieu’yü ülkeden kovmaya kadar gitmişiz, dizi biteli kaç yıl olmuş, kimin umurunda?
Beren Saat, kadın cinayetleri hakkında yazdıklarıyla gündeme geldiğinde de çok umursamadık aslında.
Bir aforizma diye geçiştirdik.
Hatta daha önce oynadığı bir dizide tecavüz sahnesi var diye, tecavüze ya da farklı şekillerde şiddete uğrayan kadınları savunmaya hakkı yokmuş gibi davrandık.
Peki ama bütün bunların nedeni ne?

Yazının Devamı

Çağlayan hangi projeyle sahneye dönüyor?

17 Eylül 2015

New York Moda Haftası’nda Givenchy defilesi için Ricardo Tisci’nin Marina Abramovic’le işbirliği yapmasından Tommy Hilfiger defilesinde modellerin havuzun içinde yürümesine kadar yaratıcılıklarını farklı şekillerde sergileyen markalar oldu.

Oysa bu şaşırtıcı koleksiyon ve sergileme biçiminin en unutulmaz örneği 2000 sonbahar-kış sezonunda Hüseyin Çağlayan’ın defilesiydi.

Sadler’s Wells Tiyatrosu’nda sahnelenmişti.

Koleksiyon, savaştan kaçan mülteciler ve eşyalarına bağımlıkları hakkındaydı.

Çağlayan, o zamanki Kosova Savaşı’ndan ve 1970’lerde Kıbrıs’ta yaşananlardan etkilenerek hazırlamıştı.

Ne yazık ki koleksiyonun teması tam 15 yıl sonra hâlâ çok güncel.

Podyum, oturma odası olarak hazırlanmıştı, mankenler küçük eşyaları ceplerine sığdırabiliyor, sandalyeler gibi büyük eşyalar da kıyafetlere ya da bavullara dönüşüyordu.

Yazının Devamı

İyi ki varsınız!

15 Eylül 2015

“Sanatçının varsa bir görevi bu; bir gazeteci gibi sosyal meselelere dikkat çekmeye çalışmaktan çok (ki bu ülkemizde birçokları tarafından sanatçının asli görevi olarak düşünülüyor), yaşadığı kültürün içinde eksikliğini duyduğu birtakım temel insani dürtülere işlerlik kazandıracak bir manevi iklim oluşturmasıdır.

İtirafı bir üst değer haline getirmeye çalışması, gizlemek ve bir suç olarak saklamak zorunda hissettiğimiz duygularımızla yüzleşmemize neden olması ve bizim ülkemiz için en önemlilerinden biri olarak belki, utanma eşiğimizi düşürmeye çalışması gerekir. Yani bunları sanatın görevi olarak söylemeyeyim de, böyle yapması dikkat çekmek için filme çekilmesi istenen sosyal problemlere daha çok yarar sağlar anlamında bunu söylüyorum. Yani bir şekilde belli bir ihmal ya da sorumsuzluk karşısında istifa eden bir bakanı ödüllendirecek ya da etmeyeni utandıracak bir mekanizma oluşturamazsak bu meseleler bitmez. Kültürün içine insanların ruhlarına sızabilecek yeni değer yargıları enjekte edebilecek en önemli araçlardan biri de sanattır bugün. Sinemadır, edebiyattır, tiyatrodur.”

Yukarıda okuduklarınızı Nuri Bilge Ceylan, Cannes’da Altın Palmiye kazanmasından hemen önce Cansu Çamlıbel’e

Yazının Devamı

Hayat devam etmeli mi?

13 Eylül 2015

14. İstanbul Bienali’nin arkasındaki isim Carolyn Christov-Bakargiev, “Sanatla iyileşmeye çalışıyoruz” diyor. O halde böyle bir dönemde tüm konser, sergi ve festivallerin ertelenmesi veya iptal edilmesi doğru mu?

Günlerdir bunu konuşuyoruz. Bir yandan festivaller, konserler, sergiler iptal oluyor, bir yandan İstanbul Bienali ve Artinternational ile dolu bir hafta geçiyor. Hatta fuarda 30 milyon dolarlık satış yapıldığı açıklanıyor.

Geçen haftanın güldüren sözlerinden biri Ajda Pekkan’dan geldi: “Bu hafta biraz kültür takılıyorum.” Süperstar dediğimiz kişi bile “kültür takılmak”tan söz edebiliyorsa, bakın geldiğimiz hale...

Kelime seçimi ne kadar talihsiz olsa da hepimizin bugünlerde en çok ihtiyacı olan şey biraz nefes almak, biraz ufkumuzu açmak, biraz ruhumuzu besleyip empati kurabilecek kıvama getirmek aslında... İşte bunun için de kültür sanat etkinliklerini izlemekte fayda var.

İstanbul Modern’de en çok dikkat çeken çalışmalar

Boşuna, İKSV’nin gözbebeği İstanbul Bienali’nin bu yıl daha da konuşulmasına neden olan Carolyn Christov-Bakargiev, “Sanatla birlikte ve sanat aracılığıyla yas tutuyor, hatırlıyor, kınıyor, iyileşmeye çalışıyoruz ve kendimizi bu mekanda

Yazının Devamı

Bir şehrin bir gecede nüfusu 2 milyon azalır mı?

12 Eylül 2015

Dünyanın sayılı metropollerinden biri.

Yabancılar, özellikle de Arap ve Rus zenginleri gelip de burada ev almaya başlayınca emlak fiyatları hızla yükseldi.

Eskiden şehrin bir parçası sayılmayan ücra bölgelerde bile artık sıradan bir vatandaşın bırakın ev sahibi olmasını, kirada oturması bile mümkün değil.

Fahiş fiyatlar nedeniyle.

Sonuç, şehrin gündüz ve gece nüfusu arasında tam 2 milyonluk bir fark var.

Peki ama neden?

Gündüz çalışmak için şehre gelen tam 2 milyon kişi akşam olunca şehir dışındaki evlerine gidiyor.

Araba, metro, tren neyle olursa...

Yazının Devamı