Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


Reşitpaşa’nın öncüsü Mest, şimdi ilk günlerinden daha popüler çünkü özel bir davet mekanı olmaktan çıktı, artık akşam da açık olan bir restoran

İstanbul’da mekanları çok hızlı tüketiyoruz. Bir mekan açılırken başarılı olup olmamasında en önemli özelliklerden biri lokasyon diyoruz. Daha sonra da tabii Armutlu ve Reşitpaşa’daki popüler mekanlar gibi istisnalar da var diyoruz. Nasıl yıllarca 3 Michelin yıldızı “Sırf bu yemek için seyahat etmeye değer” anlamına geliyorsa, İstanbul’da da bazı mekanlar için hâlâ böyle bir kategori var. Ne de olsa İstanbul’da şehir içi mesafe de seyahat etmek kadar uzun sürebiliyor ve aynı şekilde yorucu olabiliyor.

Haberin Devamı

Geçen yıl Melis Korkud ve İnanç Baykar’ın Amanda Bravo’su açılana kadar Reşitpaşa’ya yemeğe gitmek için tek neden vardı benim için; Mest. “Lezzete önem verenler nasıl olsa bizi buluyor” diyorlardı ilk açtıkları zaman. Mest’in özelliği ev dekorunda sadece özel davetler ve atölye çalışmaları düzenlemesiydi. Canınız istediğinde gidip meşhur ördek konfisinden ya da çikolata napolitenden yemek mümkün olmuyordu.

Milliyet

Hem Fransız hem deTürk mutfağında güçlü

Şimdi Mest, bu ay itibariyle Reşitpaşa’ya gitmek için yeni bir neden oldu. Yeni olmasının nedeni artık öğle ve akşam yemekleri servisi veren, Fransız ve Türk mutfağı ağırlıklı bir restoran. Bir restoran nasıl hem Fransız hem de Türk mutfağında aynı derecede güçlü olabilir derseniz, nedeni basit; kurucusu Can Ünsal ve mutfakta daha önce de harikalar yaratan annesi Beyhan Gence’nin uzun yıllar Paris’te yaşamış olması. Yemek kültürü ailenin tamamında var. Geçen hafta EXPO Milano’da da bir kez daha gördüğüm kadarıyla Türk mutfağını kitaplarıyla ve söyleşileriyle dünyaya tanıtan çok değerli Artun Ünsal da Can’ın babası.

Peki ama menüde neler var? Zeytinyağlı avokadolu pancar somon tartar, Mest usulü dilim kokoreç, ördek konfi, steak tartar, domates carpaccio ve fesleğen pesto, levrek ceviche, moules (midye) mariniere gibi özel lezzetlerin yanında tahıllı ızgara tavuk salata ya da peynir ve şarküteri tabakları gibi kafelerde beslenmeye alışanlara hitap eden seçenekler de dikkkat çekiyor.

Haberin Devamı

Mest’i hâlâ keşfetmediyseniz bir an önce denemekte fayda var.

Milliyet

Aliye Turagay’dan çiğ beslenme atağı:

Atelier Raw

8 İstanbul ve Bird ile tanıdığımız, Flamingo’dan sonra Fenix’ten de ayrılan Aliye Turagay’ın yeni mekan projeleri kadar ses getiren bir işi daha var artık: Neyir Turalı ile birlikte Etiler’de açtığı Atelier Raw. Burası raw food (çiğ beslenme) hizmeti veriyor. Paketle beslenme konusunda uzmanlaşanlar artık Aliye Turagay’ın sistemini tercih ediyor. İlk başta kendi paketinizi kendiniz almanız ya da aldırmanız gerekiyordu. Artık eve servis de başladı. Tabii dükkan bölümünden alışveriş yapma seçeneğiniz de var.

“Yemekle ateşkes” mottolu paketleri heyecanla açıyorsunuz. İçinde gluten ve laktoz intoleransı olanlara da uygun yemekler ve meyve-sebze suları var. İki günlük bir test edip onaylama sürecinden sonra rahatlıkla tavsiye edebilirim.

Günlük menüler liralık detoksla başlıyor, 125 liralık 3 ana öğün ve 1 tatlı ve 2 içecek olmak üzere 3 ara öğünden oluşan tam gün menüsüne kadar çıkabiliyor. Lezzet kadar cam kavanozlar ve sunum da etkileyici. Tek sorun, diğer alıştığımız paketle beslenme sistemlerine göre üstlerinde yeme-içme saati yazmadığı için hepsinin aynı anda tadına bakma isteği yaratıyor. Bir de her raw food’da olduğu gibi içindeki malzemeleri merak ediyorsunuz ve yanınızda biri varsa ona da denetip bu konu üzerine uzun uzun tartışabiliyorsunuz.