HER TAŞIN ALTINDA TİROİD!

28 Mart 2021

Tiroid boynun ortasında küçücük bir bez ama büyük rolleri var ve üstelik çok çeşitli. Kilo almanız, uykusuzluğunuz, cinsiyet hormonlarınızın düzgün çalışmaması, depresyonunuz, hepsinin nedenlerinin temelinde tiroid bezinden salgılanan hormonların düzensiz çalışması yatabilir. Bir de kanserleri var tabii ve ülkemizde de sık rastlanıyor. Tiroid bezi triyodotironin dediğimiz T3 ve tiroksin denilen T4 hormonlarını salgılar ve bu iki hormon tüm sistemimizin nasıl çalışacağını belirler. Tiroidle ilgili hastalıkları, kadınlarda 5-8 kat daha sık gözlemliyoruz. Muhtemel sebebi ise tiroid hücrelerinde fazla sayıda kadınlık hormonu östrojene ait algı noktası olması.
Tiroid hormonlarının nasıl çalıştığını önce derinizden anlayabilirsiniz, çok çalışıyorsa cildiniz parlak, frajil; az çalışıyorsa kuru deri, dökülen saç ve kıllarla kendisini gösterir.
Tiroid, adet döngüsünü de etkiler, hormon seviyeleri değiştiğinde yumurtlama ve adet dönemleri de düzensizleşir. Osteporoz dediğimiz kemik erimesini

Yazının Devamı

PANDEMİ HABERLERİ

24 Mart 2021

Pandeminin etkilerini her alanda yaşıyoruz, en önemlisi de değişen psikolojimiz. Bu durumu fırsata çeviren bir grup da var, ancak sevdiklerinden uzak durmak, dokunamamak, alıştığımız restorana gidememek bile hepimizin psikolojisini bozmuş olsa gerek ki, Amerika’da yapılan analizlerde rakamlara da yansıyan bu durum biraz can sıkıcı.

Amerikan Psikoloji Birliği’nin, pandeminin birinci yılı sonunda yaptığı analizde; Amerikalılar’ın bildirdiği pandemi bağlantılı stres seviyeleri, kilo kaybı, uyku ve alkol kullanımındaki değişiklikler de dahil olmak üzere zihinsel ve fiziksel sağlığı ciddi şekilde kötüye gidiyor. Analizin sonuçlarını özetlersek:

Nüfusun yüzde 61’inde istenmeyen kilo değişikliği.

Nüfusun yüzde 67’sinde uyku bozukluğu oranı. (Yüzde 35 daha fazla uyurken, yüzde 32 daha az uyuyor.)

Nüfusun yüzde 23’ünde stresle başa çıkmak için aşırı alkol tüketimi.

Nüfusun yüzde 47’sinde geciken veya iptal edilen sağlık hizmeti.

Ve yüzde 48 oranında, hissedilen stres artışı... 

İngilizce konuşan sekiz ülkeden, 49 bin yetişkinde ya

Yazının Devamı

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZ NASIL?

21 Mart 2021

Bugünlerde çok önemsediğimiz bağışıklık sistemimizde fark edemediğimiz bir sorun olabilir mi? Bir hastalık varsa ve geç fark edersek? Pandemi döneminde fobi haline gelen bağışıklık sisteminin alarm verdiğini nasıl anlarız? İşte sizlere birkaç ipucu.

Halsizlik yorgunluk: Otururken ya da yeni uyandığımızda bile halsizlik yorgunluk hissedebiliriz. Üstelik aşırı aktif bir bağışıklık sistemi de iltihap hücrelerini toplayarak, bu etkiyi yaratabilir.

Sık enfeksiyon geçirme: Tekrarlayan ve zor geçirilen §enfeksiyonlar...   

Yara iyileşmesinde gecikme: Ciltteki sıyrık, kesik ve yanıklar kolay iyileşmezler. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi, bir yarayı hızlıca onaracak etkiyi gösterir. Geciken yara iyileşmesi, iyi işlemeyen bir bağışıklık sisteminin habercisi olabilir.

Kuru göz: Bağışıklık sisteminde bir sorunun habercisi olabilir. Sorun sadece gözlerin kuru, kırmızı olması ya da kaşınması değil; bu durum tedavi edilmezse bulanık görme ve kornea hasarı oluşturabilir. 

Depresyon: Bağışıklık sistemi, sitokinler aracılığıyla beyne de etki edebilir. Kendimizi iyi hissettiren serotonin gibi hormonların

Yazının Devamı

14 MART, BAYRAM VE DOKTORLUK ÜZERİNE...

17 Mart 2021

Kıymetini bilmediğimiz her şeyin özel bir günü var; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesela. Kadınların kendi gücünün farkında olmadığı ve çoğu zaman evde oturmayı tercih ettiği, bazen şiddeti uygulayan erkekleri kendilerinin yetiştirdiğini görmeyip doyasıya veryansın ettikleri ya da kadının kadına daha acımasız olduğu bir ortamda kutlanan bir gün. Bir diğeri Tıp Bayramı. Bir doktorun ya da sağlık personelinin yetiştiği uzun yıllar, devletin, ailesinin ve kendisinin harcadığı maddi manevi tüm emekler, pek çoğu için ailesinin hatta kendi yaşamının bile önüne geçmiş başka hayatlar...

Onların da akıbeti farklı değil, “Bunlardan doktor mu olur!” suçlamaları ile direkt şiddet arasında geniş bir yelpazede gösterilen tepkiler, günlere, gecelere, yıllara ve kısa bir süre bile kalmak istemediğimiz ortamlarda hayatlarını geçirmelerine aldırmadığımız bir aymazlık...

Oysa en kolayca harcadığımız bu grubun kendi öz kaynağımızın en değerli parçaları olduğunu düşünmek gerek... Üniversite sınavlarında gösterecekleri yüksek

Yazının Devamı

AŞILANDIK, BİTTİ Mİ?

14 Mart 2021

Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), birkaç gün önce yaptığı açıklamada; aşılanan insanların, kapalı ortamda bile henüz aşılanmamış ama bağışıklık sistemi de tamamen baskılanmamış olan kişilerle güvenli bir şekilde maskesiz oturabileceğini ilan etti. Daha fazla insanın aşılanması ve bu önerileri toplumun geneline yaymak hepimizin beklentisi. Yeni kılavuza göre, ikinci doz aşının üzerinden en az 15 gün geçmiş olanlar şunları yapabilir:

- Tamamen aşılanmış diğer insanlarla birlikte, maske takmadan veya fiziksel mesafe olmadan kapalı alanda birlikte kalabilir.
- Kovid-19 testi pozitif ancak belirtisi olmayan kişilerle bir arada olduklarında, karantinada kalmak hatta test yaptırmak zorunda değiller.
- Aynı haneden Kovid-19 için düşük riskli ve aşılanmamış kişilerle kapalı mekanlarda maskesiz ve mesafesiz kalabilirler.

Ancak daha fazla veri toplanıncaya kadar bazı kısıtlamalar da halen gerekli:

- Farklı hanelerde aşılanmamış insanları ziyaret ederken, maske ve mesafeye dikkat etmek.
- Kamuya açık yerlerde, ciddi hastalık riski taşıyan kişilerin yanında maske ve fiziksel mesafe

Yazının Devamı

REFLÜ-KANSER İLİŞKİSİ

10 Mart 2021

Reflü, neredeyse herkeste görülen yaygın bir rahatsızlıktır. Peki kanserle ilişkisi nedir? Risk var mıdır ve önlenebilir mi? Bugün sizlere bu konuda bilgiler vereceğim...

Her yaştan insanda görülen ve araştırıldığında birçok şikayeti ve sebebi olan reflü, hem gırtlakta hem de yemek borusunda kansere giden süreci başlatabilir.

Reflünün en karakteristik belirtisi, midede yanma ve ekşimedir. Ayrıca sürekli tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, göğüs ağrısı, ses kısıklığı, acı ağız tadı, yediklerin ağza gelmesi, sürekli öksürük ve bozuk uyku düzeniyle de kendini gösterebilir ama bu belirtilerin herhangi bir hastalık semptomuyla karışması, tanı konmasını kolayca geciktirebilir. Reflüye uzun süre maruz kalmak, yemek borusunun iç yüzeyini döşeyen mukozada hasara yol açar, bu kansere giden hücresel değişiklikleri tetikleyebilir ama korunmak o kadar da zor değildir.

Mide asitlerinin, boğaz ile mideyi bağlayan yemek borusuna sürekli olarak kaçmaya başlaması, reflüyü ortaya çıkarır. Obezite, gebelik, skleroderma gibi bir bağ

Yazının Devamı

DİKKAT, KOLON KANSERİNİ ÖNLEYEBİLİR!

7 Mart 2021

Mart ayı önceden kış mevsiminin rekorlar denediği bir ay olarak bilinirdi. İklimlere ve Dünya’da da kendimize davrandığımız gibi özensiz davranınca değişti. Geriye kedilerin çiftleşme dönemi, ilkbaharın fragmanı ve vergi ayı gibi özellikleri kaldı. El birliğiyle bunlara bir de kolon kanseri farkındalığını ve ikinci beynimizin sağlığını eklersek, belki hayatımızın iklimlerini bozmayız ne dersiniz?
Mart geldiğinde daha çok konuşmamız gereken, konuştukça önleyebileceğimiz kolon kanseri, ülkemizde en sık görülen kanserler arasında. İyi tarafı, hayat tarzında yapacağımız ufak değişiklikler ile önleyebileceğimiz veya tarama testleri ile erken evrede yakaladığımızda kolayca tedavi edebileceğimiz bir tür olması. Tekrar yazmak, bir yerlerde konuşmak, bir yakınımızın test yaptırmasına vesile olmak belki bir yaşamı daha kolayca kurtarır.
Kolon kanseri izleri, gelişimi son derece sinsi ve belirsizdir. Kolorektal kanser, birçok hasta için grip, virüs veya diğer bir hafif gastrointestinal rahatsızlık semptomları gibi görünebilir. En erken belirtilerden biri, bağırsak alışkanlıklarında

Yazının Devamı

RADYASYON HASARINI TELAFİ ETMEK MÜMKÜN MÜ?

3 Mart 2021

Bu yazı, hayatın birçok alanında maruz kalınan radyasyon ve mağdurlarına...

Özellikle radyasyon tedavilerinde çalışan sağlık personeli, kozmik ışınlara maruz kalan havayolu pilotları, Çernobil ve benzeri nükleer kaza ve mesailerden etkilenenler, baz istasyonlarına yakın oturan insanlar, mermer vb. madenlerde çalışanlar ve diğer sebeplerle radyasyona maruz kalma kaygısı olanlar... Bu yazı sizler için. Elektromanyetik radyasyonun kansere sebep olup olmadığı ile ilgili uzun süredir var olan bir tartışma var.

Henüz tam olarak yapar ya da yapmaz diyemiyoruz. Radyasyonla çalışan personel; hastanelerdeki radyoloji, nükleer tıp, skopi yapan kardiyolog, gastroentrolog, girişimsel radyoloji ekipleri ile pilotlar gibi uzun süreli radyasyona maruz kalan gruplar ve alışılagelen yöntem ise hastane yemekhanelerinde bu personele yoğurt servisi yapmak. Ancak bu sadece bir inanış gibi görünüyor.

Düşük dozda maruz kalanlarda kromozom hasarını meyve ve sebzelerle minimalize etmek mümkün olsa da nükleer kaza veya saldırılarla yüksek doz radyasyona maruz kalanları sadece yiyeceklerle

Yazının Devamı