Bu yazı, hayatın birçok alanında maruz kalınan radyasyon ve mağdurlarına...
Özellikle radyasyon tedavilerinde çalışan sağlık personeli, kozmik ışınlara maruz kalan havayolu pilotları, Çernobil ve benzeri nükleer kaza ve mesailerden etkilenenler, baz istasyonlarına yakın oturan insanlar, mermer vb. madenlerde çalışanlar ve diğer sebeplerle radyasyona maruz kalma kaygısı olanlar... Bu yazı sizler için. Elektromanyetik radyasyonun kansere sebep olup olmadığı ile ilgili uzun süredir var olan bir tartışma var.
Henüz tam olarak yapar ya da yapmaz diyemiyoruz. Radyasyonla çalışan personel; hastanelerdeki radyoloji, nükleer tıp, skopi yapan kardiyolog, gastroentrolog, girişimsel radyoloji ekipleri ile pilotlar gibi uzun süreli radyasyona maruz kalan gruplar ve alışılagelen yöntem ise hastane yemekhanelerinde bu personele yoğurt servisi yapmak. Ancak bu sadece bir inanış gibi görünüyor.
Düşük dozda maruz kalanlarda kromozom hasarını meyve ve sebzelerle minimalize etmek mümkün olsa da nükleer kaza veya saldırılarla yüksek doz radyasyona maruz kalanları sadece yiyeceklerle korumak çok mümkün değil.
Sağlıklı beslenmek göz ardı edilmemeli
Yine de radyasyon riskini dengelemek için sağlıklı beslenmek, göz ardı edilmemesi gereken bir detay. Amerika’da Ulusal Kanser Enstitüsü’nün desteklediği bir araştırmada hangi yiyeceklerin koruyucu olabileceğini tespit edebilmek için pilotların beslenmeleri ve kromozom yapıları incelendi. Varılan sonuç: “Besinler yoluyla yüksek antioksidan alımı, havayolu pilotlarında azalmış DNA hasarı ile ilişkilidir.”
Dikkat çekilmesi gereken nokta, çalışmada ayrıca araştırılan antioksidan takviyelerin değil, taze sebze ve meyvelerin radyasyon hasarını azaltması. Multi-vitamin, C vitamini veya E vitamini takviyeleri alanlar için hiçbir fayda bulunmadı. Hatta günde 500 mg. C vitamini verilen kişilerin daha fazla oksidatif DNA hasarına uğradıkları saptandı. Ancak, doğal yiyeceklerden C vitamini, beta-karoten, kriptoksantin, lutein-zeaksantin alan kişilerin DNA hasarında, önemli bir azalma görüldü. Elbette bunların hepsi bitkisel besinler. Gözden kaçırılmaması gereken nokta, bitkisel besinlerin kombinasyonunun en büyük korumayı sağladığıdır; antioksidanlar, sinerjistik dediğimiz etkiyle hareket eden turunçgiller, turpgiller, çiğ kabuklu yemişler, yağlı tohumlar, balkabağı, biberler, baharatlar ve koyu yeşil yapraklı sebzeler birlikte tüketilmesi durumunda daha büyük etki yaratırlar. Çalışmanın sonucunu şu şekilde özetlemek mümkün; bitkisel temelli bir diyetten sağlanan antioksidanlar, sürekli maruz kalınan iyonize radyasyonun yarattığı DNA hasarına karşı iyi bir koruma sağlayabilir. Bu sonuç, sürekli radyasyona maruz kalan sağlık personeli, pilotlar ve sürekli uçak seyahati yapanlar için iyi bir reçete olabilir.
Taze sebze ve meyveye yönelmeli
Çalışma yapmak için insanları radyasyona maruz bırakmak etik olmayacağı için atom bombasından kurtulanlar ve nükleer kazaya maruz kalanlar radyasyonun etkilerini çalışmak için en önemli grupları oluşturuyorlar. Hiroşima ve Nagazaki saldırısından kurtulan 36 bin kişinin uzun süreli takiplerinden gözlemlenenler de yukarıda anlattığım çalışmayı destekler şekilde. Radyasyona maruz kalan kişilerde günlük sebze ve meyve tüketimiyle sadece radyasyon kaynaklı artmış kanser riskinin azalabileceği kaydediliyor. Hemen belirtmekte fayda var, bu şekilde beslenme riski azaltıyor ancak tamamen yok etmiyor.
Ukrayna’daki Çernobil nükleer reaktörü kazası sonrası çocuklarda da aynı şeyi gördük. Taze meyve-sebze tüketen küçük çocukların bağışıklık sistemlerinde koruma sağlanırken; yumurta ve balık, kan dolaşımında önemli ölçüde artmış kromozom hasarı riski ile ilişkiliydi. Bu durumun sebebi ya yumurta ve balıkların radyoaktif olması ya da hayvansal yağ alımından kaynaklanan serbest radikal hasarı olarak tahmin edildi. Özetle, bizlere çok sempatik ve inandırıcı gelen vitamin takviyeleri yerine, taze sebze ve meyveye yönelmek, sağlıklı yaşamın altın anahtarı gibi görünüyor.
Bu yazıya katkılarından dolayı Uzman Diyetisyen Fatih Kalkan’a teşekkür ediyor, maskeli, mesafeli, bol sebze ve meyveli günler diliyorum.