Mart ayı önceden kış mevsiminin rekorlar denediği bir ay olarak bilinirdi. İklimlere ve Dünya’da da kendimize davrandığımız gibi özensiz davranınca değişti. Geriye kedilerin çiftleşme dönemi, ilkbaharın fragmanı ve vergi ayı gibi özellikleri kaldı. El birliğiyle bunlara bir de kolon kanseri farkındalığını ve ikinci beynimizin sağlığını eklersek, belki hayatımızın iklimlerini bozmayız ne dersiniz?
Mart geldiğinde daha çok konuşmamız gereken, konuştukça önleyebileceğimiz kolon kanseri, ülkemizde en sık görülen kanserler arasında. İyi tarafı, hayat tarzında yapacağımız ufak değişiklikler ile önleyebileceğimiz veya tarama testleri ile erken evrede yakaladığımızda kolayca tedavi edebileceğimiz bir tür olması. Tekrar yazmak, bir yerlerde konuşmak, bir yakınımızın test yaptırmasına vesile olmak belki bir yaşamı daha kolayca kurtarır.
Kolon kanseri izleri, gelişimi son derece sinsi ve belirsizdir. Kolorektal kanser, birçok hasta için grip, virüs veya diğer bir hafif gastrointestinal rahatsızlık semptomları gibi görünebilir. En erken belirtilerden biri, bağırsak alışkanlıklarında meydana gelen değişikliktir. Her hastada farklı belirtiler görülebilir. Bazıları için ani kabızlık gelişimi, bir diğeri için ishal ve hatta dışkıyı tutamama olarak ortaya çıkabilir. Dışkıda kan, bulantı ve kusma, karın ağrısı veya kramp, yorgunluk, ani kilo kaybı olabilir. İlki dışında, bu semptomların çoğu endişe verici değildir, bu nedenle hastalar önemsemezler ve doktora bildirmezler. Burada dikkate alınması gereken en önemli noktalardan biri zaman. Bir haftadan uzun süredir bağırsakla ilgili semptomlar yaşıyorsanız, doktorunuzu arama zamanı gelmiştir.
Tarama testlerini yaptırmak niçin önemli?
Herhangi bir hastalık için tarama ve erken teşhis çok değerlidir, ancak kolorektal kanser söz konusu olduğunda, erken teşhis inanın paha biçilmezdir. Öyle ki, Amerikan Kanser Derneği, genç hastalarda vakaların yaygınlığı nedeniyle tarama kılavuzlarını 50 yaştan 45’e düşürdü. Kolon kanserini erken yakalamak kesinlikle bir fark yaratabilir. Kolorektal kanser ilk aşamalarında keşfedilirse, hastaların yüzde 90, beş yıllık sağ kalım oranı vardır. Daha sonraki aşamalarda tespit edilirse, bu oran yüzde 12’ye düşer.
Kolonoskopi, kolon kanseri tespiti için altın standarttır. Kolorektal kanserin öncüleri olan kanserli ve öncesi polipleri keşfetmek için yararlı bir araç olmakla kalmaz; aynı zamanda kolonoskop prosedür sırasında bunlar çıkarılabilir. Başka bir deyişle, doktorunuz endişe veren polipler görürse anında çıkarabilir; tarama testiniz tedaviye dönüşebilir.
Kolon kanserlerinin sebeplerinden halen çok emin değiliz, ama özellikle genetik nedenlerin ve bazı davranışlarımızın yol açtığına dair güçlü bilimsel verilerimiz var. Genetiğimizi değiştiremeyiz ama yatkınlığımız olduğunu bilmek bizi daha temkinli davranmaya itecektir. Ailemizden herhangi birinden, kolon kanseri, polip veya ülseratif kolit, (crohn) iltihaplı bağırsak hastalığı ya da familyal adenomatöz polipozis (ailesel polipozis) ve herediter non-polipozis (kalıtsal polipozis dışı) gibi genetik miras bir sendromumuz varsa, herkesten biraz daha fazla dikkat etmek zorundayız.
Bunu alışkanlıklarımızı değiştirerek yapabiliriz.
Bu değişimler nelerdir?
- İçkiyi azaltmak,
- Sigara içmemek,
- Kırmızı ve işlenmiş etlerden uzak durmak,
- Egzersiz yapmak, hareket etmek,
- Yeşil yapraklı liften zengin diyeti tercih etmek,
- Vücut kitle indeksini normal aralıklarda tutmak,
- Tarama testlerini yaptırmak.
Kanser söz konusu olduğunda, kendimizi çözümün yarısı olarak konumlamak, gerekli dikkati ve özeni göstermek inanın çok önemli. Yaşam alışkanlıklarımıza dikkat etmek, aile geçmişimize sağlığı da dahil ederek sahip çıkmak ve yüzleşmek, bedenimizi en sevdiğimizi dinler gibi dinlemek ve ondaki değişiklikleri anlamak sadece bir hastalığı yakalamaya değil; yaşamı da hakkıyla hissederek yaşamamıza neden olacaktır. Bilimle, sağlıkla, maskeli ve farkında kalın.