Bilime, teknolojiye ve kaliteye saygı

30 Ekim 1998

       CUMHURİYET'in 75. yıl kutlamaları, belki 10. yıldan daha görkemliydi, ama kesinlikle daha coşkulu değildi. Ne 10. yıldaki gibi gurur duyacağımız bir lider, ne yürekten söyleyebildiğimiz bir 75. yıl marşı, ne de 7'den 70'e bir coşku seli vardı. Kent merkezleri, resmi daireler ve Atatürk Türkiye'sinde yaşamaktan gurur duyanların pencereleri bayraklarla süslenmişti. Ama öyle merkezler var ki, bırakın bu onuru yaşamayı, kutlayanlara kinle, nefretle bakıyorlardı.
       Baksınlar. Gün gelecek onlar da Cumhuriyet'in aydınlattığı yolda ilerlemekten gurur duyacaklar. Yeter ki masum duygularını, karanlıkta boğmaya çalışanların gerçek yüzleri, gerçek niyetleri iyi anlatılabilsin...
       Her türlü çirkinliğin prim yaptığı, Atatürkçülüğün dillerden düşmediği bir ortamda sanki bazı güzellikleri göremiyoruz...
       Örneğin dünya bilimine katkı sıralamasında hızla yukarılara yükselmemiz ve artık dünya markası haline gelen firmalarımızın peş peşe Avrupa kalite ödülleri alması nedense arada kaynayıp gidiyor.
       Halbuki büyük Atatür

Yazının Devamı

Çağdaş Eğitim Vakfı

29 Ekim 1998

       ÖNCEKİ akşam Pera Palas'ta farklı bir tören vardı. Eğitime, Cumhuriyet'e, tarihe ışık tutanlara ödüller verildi. Kimler yoktu ki... Türk eğitimcilerinin duayeni Refet Angın, yaşayan en büyük tarihçilerimizden Cemal Kutay, Cumhuriyet'in, laikliğin, yasaların korkusuz savunucusu Vural Savaş, 24 yıldır çıkartılamayan 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Yasası'nı TBMM'den çıkartma onurunu yaşayan Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, Anayasa'nın ve Atatürkçülüğün yılmaz savunucusu Yekta Güngör Özden, demokrasi aşığı İsmail Hakkı Karadayı, sivil toplum örgütlerinin yükselen sesi Türkan Saylan ve aralarında benim de bulunduğum toplam 16 isim. Bir kişi unutulmuştu. Törendeki konuşmamda da kendisini şükranla andım. Bu kişi 8 yıllık kesintisiz eğitime ilk harcı koyan Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan'dı. Müsteşarı Bener Cordan'la Milli Eğitim Şurası'nda nasıl bir mücadele verdiklerine çok yakından şahit oldum. Eğer 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Yasası şuradan geçmemiş olsaydı, sonrası biraz zor ve sancılı gelirdi...
       Törende ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer ilginç bir tablo çizdi ve sordu bu ülke hangisi diye.

Yazının Devamı

Çağdaş Eğitim Vakfı

28 Ekim 1998

       ÖNCEKİ akşam Pera Palas'ta farklı bir tören vardı. Eğitime, Cumhuriyet'e, tarihe ışık tutanlara ödüller verildi. Kimler yoktu ki... Türk eğitimcilerinin duayeni Refet Angın, yaşayan en büyük tarihçilerimizden Cemal Kutay, Cumhuriyet'in, laikliğin, yasaların korkusuz savunucusu Vural Savaş, 24 yıldır çıkartılamayan 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Yasası'nı TBMM'den çıkartma onurunu yaşayan Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, Anayasa'nın ve Atatürkçülüğün yılmaz savunucusu Yekta Güngör Özden, demokrasi aşığı İsmail Hakkı Karadayı, sivil toplum örgütlerinin yükselen sesi Türkan Saylan ve aralarında benim de bulunduğum toplam 16 isim. Bir kişi unutulmuştu. Törendeki konuşmamda da kendisini şükranla andım. Bu kişi 8 yıllık kesintisiz eğitime ilk harcı koyan Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan'dı. Müsteşarı Bener Cordan'la Milli Eğitim Şurası'nda nasıl bir mücadele verdiklerine çok yakından şahit oldum. Eğer 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Yasası şuradan geçmemiş olsaydı, sonrası biraz zor ve sancılı gelirdi...
       Törende ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer ilginç bir tablo çizdi ve sordu bu ülke hangisi diye.

Yazının Devamı

Üniversite sınavı

27 Ekim 1998

       YÖK kuyuya bir taş attı, şimdi 50 akıllı o taşı, o kuyudan çıkartamıyor. Konuyu anlamışsınızdır: Üniversite giriş sınavı...
       YÖK Başkanı Kemal Gürüz, öyle bir düzenleme yaptı ki, sınava hazırlanan 1.5 milyon öğrencinin bir milyondan fazlasını mağdur duruma getirdi. İşin garibi, yanlışı düzeltmesi için başvurulan Danıştay da öğrenci itirazlarını, yani yürütmeyi durdurmayı reddetti. Sanıyorum dava şimdi bir üst mahkemede. Oradan da ret kararı çıkarsa hiç şaşırmam.
       Yeni sınav sistemini baştan beri savunan biri olarak eleştiri haklarımı da hep kullandım, kullanmaya da devam edeceğim. Alan seçimi konusunda YÖK'ün tam bir dayatma içerisinde olduğunu zaman gelecek herkes görecek. Ama olan bu yıl sınava giren öğrencilere olacak.
       Henüz başvurular başlamadığı için sınava girecek 1.5 milyon adaydan bir milyondan fazlası hala yiyeceği kazığın farkında değil. Çok duyarlı öğrenci, öğretmen ve velilerin dışında yeni sınav sisteminin mantığını anlayan da pek yok.
       Bu arada, üst düzeyde öylesine bir kanı oluşmuş

Yazının Devamı

Milliyet farkı

26 Ekim 1998

       MİLLİYET'in sadece kağıt üzerinde gerçekleşen ama, devamı gelmeyen satışının hikayesini diğer arkadaşlarımız uzun uzun yazdı. Gerçekten büyük bir badire atlattık.
       Özetin özeti: Milliyet, bir onur mücadelesinden yüzünün akıyla çıktı. Kurumsal kimliğini, benzeri kurumlarla kıyaslanmayacak şekilde bir kez daha ortaya koydu. Umarız çetelerle, kara parayla, kirli siyasetçiyle, polisle onur savaşı veren Türkiye de aynı mutlu sona ulaşır...
       Milliyet, Aydın Doğan'la bütünleşmişti. Ayrılmaz sanıyorduk ama, ayrılır gibi oldu. Oysa son gelişmeler gösterdi ki, bu yapay bir ayrılıkmış. Aydın Bey'in ve çalışanların yüzlerindeki ifade her şeyi öylesine güzel anlatıyor ki, görenler için fazla lafa gerek yok. 10 gün öncesinin gergin yüzleri, hüzünlü sesleri artık yerini coşkuya bıraktı. Umarız, yüzlerdeki bu gülücük, gönüllerdeki bu sevgi hep daim kalır...
       Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nı 'ne de güzel yazmışsın' diyenlere, 'Allah bir daha o satırları yazdıracak ortamı bizlere yaşatmasın', şeklinde karşılık verirmiş. Biz de şu günlerde onunla

Yazının Devamı

Duyarsız İzmir

24 Ekim 1998

      İZMİR Türk Amerikan Derneği'nin konuğu olarak önceki akşam İzmir'deydim. 75. yıl çerçevesinde düzenlenen panelde Dokuzeylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi İdiman ve Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal Taluğ ile üniversitelerimizin dününü, bugününü, geleceğini tartıştık...
       Her ne kadar "yeterince izleyici" var denilse de, salonun yarısı boştu. Benzeri toplantılar için Türkiye'nin dört bir yanına gidiyorum. Eğitim konularına İzmir kadar duyarsız olanını görmedim. Son üç yılda İzmir'de benzeri 4 toplantıya katıldım, sonuç hemen hemen aynı.
       Eğitime gönül veren bir avuç İzmirli de bu durumdan çok rahatsız. "İzmirliler keyfine düşkün. Ama eğitime biraz daha ilgi gösterseler ne iyi olur" diyorlar, ama arkası gelmiyor.
       Pek çok ilde yerel yönetimlerin, özel okulların, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin eğitime olan ilgileri giderek arttı. Ama, nedense İzmir'de yaprak kımıldamıyor. Bu açıdan, her ne kadar salonun yarısı boş kalsa da, Türk Amerikan Derneği'nin girişimi çok önemli. Eğitime ilgileri, umarız

Yazının Devamı

Gençlere ne oluyor?

23 Ekim 1998

       HER gün çok sayıda gençle görüşüyoruz. Üniversitede derslerine giriyorum. Konferanslarda sık sık bir arada oluyoruz. Radyoda, gazetelerde, televizyonlarda görüşlerini okuyorum, dinliyorum. Telefonlarımız ise hiç susmuyor. Anlayacağınız onlarla fazlasıyla içli dışlıyız...
       Hemen hepsi pırıl pırıl gençler. Edirne'den Hakkari'ye, İzmir'den Trabzon'a hepsi sevgi dolu. Ama her şeyden öylesine bıkkınlık gelmiş ki, sanırsınız 70, 80 yaşındalar. Yorgunlar, bezginler, umutsuzlar. Adeta yaşama sevinçlerini yitirmişler. Ne devlete, ne de ailelerine, arkadaşlarına, öğretmenlerine, akrabalarına güvenleri kalmış.
       Lisedeki de öyle, üniversitedeki de. Üniversiteye giremeyeni de, girip mezun olanı da hemen hepsi mutsuz. Konuştukça, mutsuzlukları daha da artıyor. İşin kötüsü haksızsınız da diyemiyoruz.
       Daha ilkokuldan itibaren yüzde 10'una başarılı, yüzde 90'nına başarısız damgası vurmuşuz. Sanki soruların tamamını yapsalar, Anadolu liseleri, koljler, fen liseleri ve üniversitelerde kendilerine yer var. Yok olduğu biline biline, çocuklarımızı,

Yazının Devamı

Yabancı dil?

22 Ekim 1998

       Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay koltuğuna ısınmaya başladı. İnatçılığı ve yanlışları yanında yaptığı doğrular da var ki, alkışlanmaya değer. İleride bu konulardaki eleştiri haklarımız saklı kalmak kaydıyla yeni projelerini anlatlamaya devam edeceğiz.
       Hatırlayacaksınız, dün Teknoloji Destekli Eğitim Projesi'ni uzun uzun anlatıp, ilk ihalenin aralık ayı başında gerçekleşeceğinden söz etmiştik. Bugünkü proje ise Türk eğitiminin ve Türk insanın öteden beri hayalini süsleyen yabancı dil konusu olacak.
       Bakan Uluğbay, bu konuda sizlerin de benim gibi hafif bir tebessümle olaya yaklaşacağınızı bildiği için ihtiyatlı konuşuyor. "İnandırmak güç ama yabancı dil sorununu çözeceğiz. Hem de birkaç yıl içerisinde" diyor.
       Böyle bir temenninin gerçekleşmesini kim istemez ki? Ama inandırıcı da olması gerekiyor. Uluğbay bu konuda da şunları söylüyor:
      "Yapacağımız milyarlarca dolarlık teknolojik yatırımın önemli bir amacı da yabancı dil öğrenmeye yönelik olacak. Bu konuda alacağımız ve sipariş vereceğimiz

Yazının Devamı