02.11.2012 - 12:02 | Son Güncellenme:
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürü Murat Koçak, İstanbul’da kayıp çocuk müracaatında büyük artış olduğunu, 3 yıl önce günde 10 çocuk için kayıp müracaatı alırken, bu yıl bu rakamın 25’e çıktığını söyledi.
Murat Koçak, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, 2011 yılında 20, 2010 yılında 16, 2009 yılında ise 10 çocuk için kayıp müracaatı aldıklarını, bu yılsa bu rakamın 25 olduğunu kaydetti. Bu çocukların yüzde 97’sinin evden kaçtığını, yüzde 3’ünün de başka nedenlerden dolayı kaybolduğunu ifade eden Koçak, ”Kayıp çocuk müracaatında büyük artış olduğunu söyleyebiliriz. 3 yıl önce günde 10 çocuk için kayıp müracaatı alıyorduk, bu yıl bu sayı 25 oldu” dedi.
Kayıp müracaatlarını cinayet ihbarı almışcasına değerlendirdiklerini ifade eden Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Evden kaçan çocukların geceyi evde geçirmelerinin sağlanması büyük önem taşıyor. Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki; kayıp çocukların yüzde 100’e yakın kısmı, eğer 24 saatte bulunamazlarsa ya bir suçun faili ya da bir suçun mağduru oluyorlar. Maalesef, cesedi bulunan çocuklarımız da oluyor. Son 2 yılda 11 çocuğun cesedi bulundu. Bu çocuklardan 2’si kaza sonucunda hayatını kaybetti, 8’i intihar etti, 1’i cinayet kurbanı oldu. Bu nedenle evden kaçan çocuğun bulunması, çocuğun geceyi sokakta geçirmemesi çok çok önemli.”
”Yüzde 48’i, 24 saat içinde bulunuyor”
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün kayıp çocuk vakalarına büyük önem verdiğini dile getiren Koçak, sözlerine şöyle devam etti: ”İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı çocuk birimleri olarak adeta seferberlik ilan ettik. İstanbul’da bu konuda çalışan ilçe çocuk büro amirlikleri mevcut. Her kayıp için bir görevlendirme yaptık. 900’e yakın personele kayıp çocukların soruşturulması ile alakalı eğitim verdik. Kayıp çocuklara ilişkin bilgisayar sistemi kurduk. Geçen yıl itibariyle kaybolan çocukların yüzde 35’ini 24 saat içinde buluyorduk. Çalışmalarımızla bu sene bunu yüzde 48’e çıkardık. Çocuğun bulunma süresi 12 gündü. Bu yıl bu süreyi 6 güne indirmeyi başardık. Kayıp çocuğun 6 gün sokakta kalması da uzun bir süre ancak yine de önemli bir başarı olarak görüyoruz. Bunu düşürmek için çalışmalar yapıyoruz.”
”Ailelere önemli görevler düşüyor”
Daha önce kayıp müracaatlarını karakollardan alınırken artık kayıp ihbarının telefonla yapıldığı anda polis ekibinin aileye ulaştığını ifade eden Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Maalesef aileler zaman zaman, ’Çocuğum eve dönebilir’ düşüncesiyle polise ihbarda bulunmakta gecikiyor. Ailelerin çocuğun kaybolduğunu anladıkları andan itibaren polise bildirmeleri ve çocuğun en son görüldüğü yerden itibaren aranması gerekiyor. Bulunmak istemeyen bir çocuğu bulmak hayli zor. Pek çoğu yetişkinlerden yardım görüyor. Kaçırılan çocuk için ise ilk 3 saat, kritik zaman. Ailelerin bu konuda duyarlı olmaları gerekiyor.
Aileler çocuklarının güncel fotoğraflarını mutlaka bulundursunlar. Güncel fotoğrafı bulunmayan çocukları bulmak hayli güç. Zihinsel engelli çocukların parmak izleri ilçe emniyet müdürlüklerinde alınabiliyor. Ayrıca aileler çocuklarının parmak izini kendileri de mürekkep yöntemiyle alıp evlerinde bulundurabilirler. Çocuğun saçlarını taradıktan sonra tarakta kalan köklü saç tellerini de alıp, poşetleyip saklayabilirler. Bütün bunları polise verdiklerinde kayıp çocuğun aranması çalışmalarını kolaylaştırmış olurlar. Ailelerin bunlarla beraber kayıp çocuğun eşkalini, yani, boyunu, kilosunu, saç ve göz rengini, en son giydiği kıyafeti doğru şekilde tarif edebilmesi, arkadaşlarını ve boş zamanlarında gittikleri yerleri ifade edebilmesi kayıp çocukların çocukların kısa sürede bulunmasında son derece önem taşıyor.”
”Şiddet gören çocuklar evden kaçıyor”
Evden kaçan çocukların büyük bölümünün 15-18 yaşında olduğunu ve bu çocukların büyük bölümünün de evde şiddet gördüğü için bu yola başvurduğunu dile getiren Koçak, çocuklara da ”Evlerinizden, yuvalarınızdan kaçmayın. Her problemin bir çözümü vardır. ’Denize düşen yılana sarılır’ misali mağduriyetlerle karşılaşabilirsiniz. Problemlerinizi güvendiğiniz büyüklerinize açın ve yardım isteyin. Umudunuzu yitirmeyin” diye seslendi.