DünyaSavaşta son dakika... Netanyahu'yu topa tuttular! İsrail'i birbirine katan açıklama: İnkar edemiyoruz

Savaşta son dakika... Netanyahu'yu topa tuttular! İsrail'i birbirine katan açıklama: İnkar edemiyoruz

17.07.2024 - 13:00 | Son Güncellenme:

Şam-Beyrut yolundaki araçta füzeyle vurulan Muhammed Bera el Katırcı'nın öldüğü Arap medyası tarafından doğrulandı, Beşar Esad büyük bir şok yaşadı. İsrail'de Netanyahu'nun skandal açıklaması ise yerel medyada topa tutuldu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ni kan gölüne çevirdiği savaşta 285'inci güne girildi, Suriye'den gelen haberler gündemi belirliyor.

İSRAİL HİZBULLAH HEDEFLERİNİ VURDU

İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki iki beldede Hizbullah'a ait altyapı ile füze rampasının savaş uçaklarıyla bombalandığını bildirdi.

'İSRAİL 'HİZBULLAH'A YOĞUNLAŞACAK'

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, son dönemde savaşın eşiğine gelinen Lübnan Hizbullahı ile çatışmada karar anının yaklaştığını belirterek, "İsrail ana odağını aniden kuzeye yönlendirebilir." dedi.

BM'DEN İSRAİL'E TEPKİ

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında AA muhabirinin "İsrail, Türk-Filistin Dostluk Hastanesini hedef aldı. Burası Gazze'de kanser hastalarına tedavi sağlayabilen tek merkezdi. Bunun ardından, İsrailli askerlerin hastanenin önünde poz verdiği görülüyor. İsrail askerleri ilk kez saldırdıkları ya da yıktıkları sivil altyapı önünde poz vermedi. Buna tepkiniz nedir?" sorusunu cevapladı.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) bu konuda açıklamasını benimsediklerini ve sağlık tesislerine yönelik saldırılara karşı çıktıklarına belirten Dujarric, "Hastaneler ve sağlık tesisleri hiçbir zaman çatışma alanı olmamalı." dedi. İsrailli askerlerin çektiği fotoğrafı görmediğini kaydeden Dujarric, "Ancak bu tür tüm fotoğrafları şok edici buluyoruz." ifadesini kullandı.

Haberin Devamı
'NETANYAHU'NUN BAZI KONULARDAKİ ISRARI HAMAS'LA MÜZAKERELERİ BOZABİLİR'

ANKARA (AA) - İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Direktörü David Barnea, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun müzakerelerde Gazzelilerin güneyden kuzeye hareketini izlemeye yönelik mekanizma kurulması yönündeki ısrarının Hamas ile varılacak esir takası ve ateşkes mutabakatının engelleyebileceğini belirtti.

Haaretz gazetesinin haberine göre Barnea, kabineye yaptığı sunumda İsrail müzakere heyeti ile Netanyahu'nun anlaşma konusundaki ayrışmasına yer verdi.

Heyet ile Netanyahu arasındaki anlaşmazlığın, Başbakan'ın, Gazzelilerin güneyden kuzeye doğru hareketini izlemeye yönelik bir mekanizma kurulması yönündeki ısrarından kaynaklandığını ifade eden Barnea, Netanyahu'nun müzakere heyetinin önerisi yerine kendi görüşünde ısrarcı davranmasının Hamas ile esir takası ve ateşkes müzakerelerini engelleyeceğini söyledi.

Netanyahu'nun ısrarının, ilk aşamasında kadınların, yaşlıların ve hastaların serbest bırakılmasının planlandığı anlaşmayı önleyebileceğine işaret eden Barnea, "kadın tutsakların bekleyecek zamanlarının olmadığını" kaydetti.

 

MUTABAKAT ÖNERİSİ 3 AŞAMALI

İsrail ile Hamas arasında dolaylı müzakere edilen esir takası mutabakatı önerisi 3 aşamadan oluşuyor.

İlk aşamada; hemen ateşkes, kadın, yaşlı ve yaralı esirlerin serbest bırakılması, Filistinli esirlerin takas edilmesi, İsrail güçlerinin Gazze'de nüfus bulunan yerlerden çekilmesi, insani yardımın artması, temel hizmetlerin yeniden inşası, Filistinli sivillerin Gazze'nin kuzeyi dahil tüm Gazze Şeridi genelinde evlerine dönmesinin ve uluslararası toplumun gerekli konut katkısı yapmasının sağlanması öngörülüyor.

İlk aşama için müzakereler 6 haftadan fazla sürmesi halinde ateşkes müzakereleri bitene kadar devam edecek.

Tarafların anlaşmasının ardından ikinci aşamada, krizin nihai olarak sonlandırılması için geri kalan esirlerin tümünün serbest bırakılması ve İsrail'in tüm Gazze'den çekilmesi isteniyor.

Üçüncü aşamada, Gazze için birkaç yıla yayılan yeniden inşa planının başlatılması ve ölen esirlerin de cesetlerinin teslim edilmesi tasarlanıyor.

"GAZZE'DEKİ İNSANİ DURUM HEPİMİZ İÇİN AHLAKİ BİR KARA LEKE"

 

BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un başkanlığında Filistin'deki durum hakkında oturum düzenlendi. Burada BM Genel Sekreter Yardımcısı ve Kabine Şefi Courtenay Rattray, New York'ta bulunmayan Guterres adına konuşma metnini okudu.

Buna göre, Guterres, Aralık 2023'te Gazze'deki korkunç acı, fiziksel yıkım ve toplu travma nedeniyle kendisinin BM Şartı'nın 99. maddesini devreye soktuğunu anımsatarak 7 ay sonra krizin hala sürdüğüne işaret etti.

"Gazze'de insani destek sistemi çökmek üzere." uyarısında bulunan Guterres, kamu düzeninin de çöktüğünü dile getirdi. Guterres, Mavi Hat'ta artan gerginliğin bölgesel yayılma riskinin her gün arttığı uyarısında bulundu.

"REFAH ENKAZA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA"

"Refah enkaza dönüşmüş durumda." diyen Guterres, Refah Sınır Kapısı'nın da hala kapalı olmasının insani yardım operasyonlarını baltaladığını ifade etti.

Guterres, bazılarının birkaç kez olmak üzere hemen hemen Gazze halkının tümünün yerinden edildiğini kaydederek, "Gazze'de hiçbir yer güvenli değil." değerlendirmesini yaptı.

Gazze'de yarım milyon kişinin akut düzeyde gıda güvencesizliğiyle mücadele ettiğini bildiren Guterres, aynı zamanda bulaşıcı hastalıkların da yayıldığına dikkati çekti. Guterres, İsrailli yetkililerin yakıt kısıtlamaları nedeniyle su, temizlik malzemeleri ve sağlık hizmetlerine erişimin de ciddi bir şekilde engellediğini hatırlattı.

İnsani yardım çalışanları ve tesisleri, sığınaklar ve sağlık tesislerine yönelik saldırıların sürdüğüne dikkati çeken Guterres, "Taraflar acilen yön değiştirmeli." ifadesini kullandı.

Guterres, İsrail ile yürütülen "önceden haber verme ve koordinasyon sisteminin" de etkili olmadığını belirterek, risklerin arttığının altını çizdi. BM'nin hala personelin karşılaştığı risklerle mücadele etmek için gerekli güvenlik teçhizatına sahip olmadığını kaydeden Guterres, İsrailli yetkililerle yürütülen diyalog sonucu çok küçük derecede iyileşme olduğunu ancak çok daha fazlasına ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.

Guterres, "Gerekli insani yardım girişinin sağlanması ve tüm Gazze'ye dağıtılması sivillerin yaşaması ve refahı için şart." vurgusunda bulundu.

"BATI ŞERİA'NIN COĞRAFYASI SÜREKLİ DEĞİŞTİRİLİYOR"

Tüm dünyanın odağı Gazze'deyken işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki durumun çok tehlikeli bir hale geldiğine işaret eden Guterres, 7 Ekim'in ardından bu topraklarda 553 Filistinlinin öldürüldüğünü kaydetti. Guterres, 553 kişiden 536'sının İsrail ordusu tarafından, 11'inin de Filistin topraklarını gaspeden İsrailliler tarafından öldürüldüğünü bildirdi.

Diğer taraftan İsrail'in Filistin Yönetimi'ni kısıtlayan kararlar almaya devam ettiğini ifade eden Guterres, bunun Filistin ekonomisini felç ettiğini ve istikrarsızlığı tetiklediğini söyledi.

Guterres, "Mevcut gelişmeler iki devletli çözümü kalbinden bıçaklıyor." ifadelerini kullanarak, "İşgal altındaki Batı Şeria'nın coğrafyası İsrail'in attığı idari ve yasal adımlarla sürekli olarak değiştiriliyor." uyarısını yaptı.

Acilen "yerleşim yeri" faaliyetlerinin sonlandırılması gerektiğinin altını çizen Guterres, "Şiddetin sona ermesi ve suçluların adalete teslim edilmesi gerekiyor. İsrail, Filistin halkının güvenliğini sağlamak zorundadır." ifadesine yer verdi.

"HEPİMİZ İÇİN AHLAKİ BİR KARA LEKE"

Guterres, "Gazze'deki insani durum hepimiz için ahlaki bir kara leke." açıklamasında bulunarak, taraflara hemen şimdi anlaşmaya varma çağrısında bulundu.

İsrail gözetimindeki tutuklulara yönelik ciddi ihlaller gerçekleştiğini ifade eden Guterres, tüm tutuklulara insani muamele gösterilmesi ve gerekçesiz tutulanların serbest bırakılması gerektiğini belirtti.

Guterres, "Bu korkunç savaşın artık sona ermesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

İSRAİL'DE SKANDAL AÇIKLAMA


İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dün geceki güvenlik kabinesi toplantısında Gazze'deki rehinelere yönelik tehlikeyi göz ardı ettiği yönündeki bir raporun ardından rehine yakınları tarafından adeta topa tutuldu. İsrail medyasında çıkan haberlerde Netanyahu'nun rehine yakınlarına "Stres yapmamaları" gerektiğini söylediği ifade edildi ve hatta skandal bir açıklamada bulunarak "Acı çekiyorlar ama ölmüyorlar" dediği bildirildi.

Netanyahu'nun bu açıklaması kısa sürede tepkilere yol açarken Rehine Aileleri Forumu konuyla ilgili yayınladığı bildiride şu ifadeleri kullandı:

"Başbakanın açıklamaları sadece rehinelerin aileleri için derinden yaralayıcı değil, aynı zamanda son derece yanlıştı. Acı gerçek inkar edilemez: rehineler zaten esaret altında öldürüldü. Şu anda daha fazla rehine hayatını kaybediyor olabilir"

Öte yandan Gazze'de hâlâ kaç rehinenin hayatta olduğu belirsizliğini koruyor; bir Hamas yetkilisi geçen ay CNN International'e "kimsenin bu konuda hiçbir fikri yok" dedi. Şimdiye kadar İsrail ordusu 42 rehinin öldüğünü doğruladı

Haberin Devamı
GAZZE'DE CAN KAYBI 38 BİN 794

Filistinli yetkililer, İsrail işgal ordusunun son 24 saatteki saldırılarında 81 Gazze sakininin daha hayatını kaybettiğini açıkladı.

Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'de başlayan savaşta yaşamını yitirenlerin sayısı ise 38 bin 794'e çıktı. İsrail katliamındaki kurbanların üçte ikiden fazlası çocuklar ve kadınlar.

Binlerce kişi ise enkaz altında kaldı ve çoğu kayıp olarak kayıtlara geçti.

FÜZE SAĞANAĞI KAMERADA! KUZEY CEPHESİ YENİDEN ISINDI

Hizbullah ve İsrail ordusunun aralıksız çatıştığı sınır hattında gece yarısı yine sirenler çaldı, uykuya dalanlar yataklarından fırladı.

Lübnan'ın en ciddi askeri gücü Hizbullah, bir kez daha İsrail'i roket sağanağına tuttu.

Nehariye ve Batı Celile'de sirenlerin ardından gökyüzünde patlamalar duyuldu, İsrail hava savunma sistemleri Hizbullah roketlerini durdurmayı denedi. Geceden itibaren Lübnan'dan İsrail'e 200 roket ateşlendi.

Hizbullah sınırdaki iki İsrail yerleşimini Katyuşa roketleriyle hedef aldığını duyurdu, Salı günü Lübnan'ın güneyinde üçü çocuk beş Suriyelinin öldürüldüğü saldırıya misillemede bulunduğunu bildirdi. Hizbullah'ın hedef aldığı yerlerden biri, sıklıkla saldırıya uğrayan Kiryat Shmona'ydı.

İsrail ordusu ise Hizbullah'ın roket yağmuruna hava saldırılarıyla karşı misilleme yaptı, sınırdaki birçok nokta bombalandı.

Hizbullah ve İsrail ordusu, 8 Ekim tarihinden bu yana çatışıyor. Çatışmaların çoğu sınır hattını aşmasa da İsrail jetleri Lübnan'ın kuzeyindeki Hizbullah mevzilerini bile vurdu, İran destekli grup ise İsrail'in 40 kilometre içerisinde kamikaze drone saldırısına imza attı.

İsrail'in Hizbullah komutanı Talip Abdullah'ı öldürmesi sınır çatışmasının topyekun bir savaşa dönüşebileceği korkularını artırdı, Tel Aviv ve Beyrut'tan tam ölçekli savaş mesajları geldi.

Lübnan ve İsrail arasındaki Mavi Hat olarak bilinen sınır yaklaşık 130 kilometre uzunluğunda ve belirli bölgelerde Birleşmiş Milletler askerleri görev yapıyor.

HİZBULLAH'TAN AÇIK MESAJ: SINIRI GEÇMEYİN, TANKINIZ KALMAYACAK!

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ise, Aşure Bayramı nedeniyle yayımlanan konuşmasında İsrail'i net bir şekilde uyardı ve bundan sonra sivillerin vurulması halinde yeni kasabaları yakında hedef alacaklarını ilan etti.

Hizbullah'ın televizyonu El Menar tarafından aktarılan konuşmadaki tehditler, üçü Suriyeli çocuk beş sivilin hayatını kaybettiği İsrail saldırısına bir yanıt.


İsrail işgal ordusunu herhangi bir kara saldırısına girişmemesi konusunda uyaran Hasan Nasrallah, "Tanklarınız Lübnan'ın güneyine gelirse, tank eksikliği çekmeyeceksiniz çünkü tankınız kalmayacak" dedi.

Times of Israel, Hizbullah liderinin sözlerinin İsrail ordusunun savaşta çok sayıda tankı kaybettiğini itiraf etmesine atıfta bulunduğu yorumunu yaptı.

İsrail ordusu tank sıkıntısı nedeniyle kadın subayların eğitimlerini 2025 yılının sonuna erteledi.

Hizbullah lideri Nasrallah ayrıca Mavi Hat'ta çatışmaların durması için bir anlaşmaya varılmadığının altını özellikle çizdi.

ABD LÜBNAN VE İSRAİL'LE GÖRÜŞTÜ

ABD ordusunun Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) komutanı general Michael Erik Kurilla, Salı akşamı İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'la görüştü. Tel Aviv'de gerçekleşen buluşmanın ana gündem maddelerinden biri, Hizbullah'la sınır çatışmalarıydı.

ABD'nin Birleşmiş Milletler temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise, Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib'le sınır hattındaki gerilimi ele aldı.

DONALD TRUMP'IN GÜVENLİĞİNDE İRAN DETAYI

13 Temmuz'daki mitingde suikast girişimine uğrayan, eski ABD Başkanı ve gelecek seçimde Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'ın güvenliğinin, İran'dan gelebilecek bir saldırı iddiası üzerine haftalar öncesinden sıkılaştırıldığı belirlendi.

Haberin Devamı
SALDIRI GÖRÜNTÜSÜNÜ YAYINLADILAR

Kasım ayı ortasından bu yana Kızıldeniz'de seyreden gemileri vuran Yemenli Husiler, Liberya bayraklı Marshall Adaları gemisi Chios Lion'u hedef aldı.

Başkent Sana dahil Yemen'in batısını kontrol eden Husiler, petrol tankerini kamikaze silahlı insansız deniz aracıyla vurdu.

Bir Yunan şirketi tarafından işletilen Chios Lion'a insansız deniz aracının çarpmasıyla büyük bir patlama meydana geldi ve gökyüzüne yoğun siyah duman yükseldi.

ABD ordusunun Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), geminin Pazartesi günü saldırıya uğradığını ve hasar aldığını duyurmuştu.

İsrail işgal ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesini isteyen Husiler, Kasım ayı ortasından bu yana Kızıldeniz'de yüzlerce gemiye saldırdı. ABD'nin başını çektiği uluslararası koalisyonun Kızıldeniz'deki devriyeleri, İran destekli Husilerin saldırılarını durduramadı.

AMERİKAN HAVA ÜSSÜNE İKİ KAMİKAZE DRONE

ABD'nin Irak'taki en büyük askeri üslerinden El Esad Hava Üssü, Salı gününü Çarşamba'ya bağlayan gece yarısı saldırıya uğradı.

Irak'ın batısındaki Anbar vilayetinde bulunan hava üssüne iki kamikaze silahlı insansız hava aracı ateşlendi.

ABD ordusu, İran yanlısı milislerin fırlattığı kamikaze drone'ları düşürdüğünü açıkladı.

ABD'nin yanı sıra başka ülkelerden askerlere de ev sahipliği yapan El Esad Hava Üssü, Nisan ayından bu yana ilk kez hedef alındı.

Bağdat yönetimi Irak'taki ABD üslerinin boşaltılmasını ve askerlerin çekilmesini istiyor. Iraklı bir heyet gelecek hafta Washington'u ziyaret edip çekilmeyi görüşecek.

KATIRCI ÖLDÜRÜLDÜ! ARAP MEDYASI DOĞRULADI



Lübnan'da Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen El Meyadin televizyonu, iki gün önce Suriye sınırındaki El Sabura'da bir silahlı insansız hava aracı saldırısı bildirdi. Televizyonun muhabiri, İsrail'e ait silahlı insansız hava aracının bir otomobili hedef aldığını ve aracın içindekilerin suikasta uğradığını söyledi. El Meyadin muhabiri aracın kimi taşıdığı bilgisini de verdi ancak bu haber önce pek dikkat çekmedi.

İsrail 7 Ekim'de başlayan Gazze savaşından bu yana Suriye'de onlarca saldırıya imza attı, İran'ın Şam Büyükelçiliği'nin füzelerle vurulduğu saldırı Tahran ve Tel Aviv'i ilk kez doğrudan karşı karşıya getirdi.

İran Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyon birimi Kudüs Gücü'nün en önemli komutanlarından Muhammed Rıza Zahedi ve yardımcısının büyükelçilik kompleksinde öldürülmesine, İran balistik füze ve kamikaze drone yağmuruyla misillemede bulundu. Bu, İran'ın tarihte İsrail'i ilk kez doğrudan hedef aldığı saldırı olarak kayıtlara geçti. Birkaç gün sonra ise İsrail İran'ın orta kesimindeki bir askeri üssü füzeyle vurdu.

Aralıklarla Suriye'deki İran milislerini hedef alan, hatta kuzeydeki Halep'te bile saldırı gerçekleştiren İsrail'in Pazartesi günü Lübnan-Suriye sınırında öldürdüğü isim, Salı günü akşam saatlerinde dünyanın dikkatini çekti.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriye lideri Beşar Esad'a yakınlığıyla bilinen iş insanı Muhammed Bera el Katırcı ve beraberindekilerin İsrail tarafından vurulduğunu duyurdu.

Şam-Beyrut yolundaki El Sabura'daki saldırı, bir İsrail silahlı insansız hava aracı tarafından gerçekleştirildi.

SOHR, "El Katırcı, Esad'a yakın bir iş adamıydı ve yıllar önce Lübnan Hizbullahı tarafından kurulan ve Suriye'nin güneyinden İsrail'e karşı operasyonlar yürüten, Golan'ın Kurtuluşu için Suriye Direniş Grubu'nun finansmanından sorumluydu" dedi.

Anadolu Ajansı, aynı gün Şam yönetiminin saldırıya dair sessiz kaldığını vurgulayan bir haber servis etti.

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli The National News ise, Katırcı Holding'in Muhammed Bera el Katırcı'nın saldırıda öldürüldüğünü doğruladığını duyurdu.

Muhammed Bera el Katırcı'nın Suriye'de ithalat, ihracat, tarım, finans, turizm, taşımacılık, güvenlik ve inşaat alanlarında şirketleri vardı. İkisi milletvekili olan Katırcı kardeşler 2011'de başlayan iç savaştan sonra öne çıktı, Esad rejiminin finansörlüğünü üstlenip petrol sevkiyatını kolaylaştırmasıyla parladı.

Katırcı ailesinin kolayca tahmin edilebileceği gibi bir silahlı milis grubu da vardı.

Muhammed Bera el Katırcı ve kardeşi Hüssam, ABD'nin yaptırım listesine dahil oldu.

The National News Muhammed Bera el Katırcı'yı İran ve Suriye arasındaki ticari ilişkilerde önemli bir figür olarak tanımladı, iş insanını kazançlı savaş ekonomisinin büyük oyuncularından biri olarak gösterdi.

Katırcı'nın Beşar Esad'a sadakatiyle tanındığının altını çizen yayın organı, Suriye'de ortaya çıkan yeni iş insanı sınıfının milislere finansman sağladığını, hatta komuta ettiğini vurguladı.

İtalyan yayın organı Corriere della Sera ise, Muhammed Bera el Katırcı'yı Esad yanlısı 'savaş ağası' olarak niteledi.

Haberin Devamı
'HAPSE GİDECEĞİZ AMA ORDUYA DEĞİL'


İsrail'de rehine yakınları aylardır devam eden protestolarında sıklıkla otoyol kapattı ve trafiği durdurdu. Haklarında zorunlu askerlik yasası çıkarılan Ortodoks Yahudiler de rehine yakınlarıyla benzer bir protestoya imza attı.

Askerlik karşıtı ultra Ortodoks Yahudiler (Harediler), kuzeydeki Biney Barak yakınlarında yer alan 4 numaralı otoyolu kapattı.

Protestocular polise 'Naziler' diye bağırdı, 'Ölürüz askere gitmeyiz' sloganları attı. Bir göstericinin elindeki pankartta 'Hapse gideceğiz ancak orduya değil' yazıyordu.

Olaylı gösteride dokuz Ortodoks Yahudi gözaltına alındı, protestocular sürüklenerek otoyoldan çıkarıldı.

Aynı bölgede hahamlarla görüşmeye gelen İsrail ordusundan generaller ise 'Katiller' sloganlarıyla karşılandı. İsrailli komutanların araçlarına şişeler fırlatıldı.

İsrail'de zorunlu askerlikten muaf tutulan Ortodoks Yahudiler için durum Gazze Şeridi'ndeki savaşla birlikte değişti. Yüksek Mahkeme Haziran ayı sonunda Haredilerin de askere alınmasına karar verdi, 21 Temmuz tarihinde ilk sevkler gerçekleşecek.

Çoğu dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Ortodoks Yahudiler, dokuz milyon insanın yaşadığı İsrail'de nüfusun yaklaşık yüzde 12'sini oluşturuyor.