Market rafları hileli ürünlerle dolu. Bundan peynir de nasibini alıyor. Buna karşı peynir tebliğinde yapılacak değişiklikle eritme peynirin artık net bir şekilde ürün paketlerine yazılması öngörülüyor
Öyle bir dönemdeyiz ki, sağlıklı ve güvenilir beslenmek için artık her birimizin gıda okuryazarı olması gerekiyor. Çünkü market raflarında türlü türlü tuzaklar bizi bekliyor. ‘Şekersiz’ diye satılan içecekler kanserojen tatlandırıcı barındırıyor, üzerinde koca koca meyve resmi bulunan paketlerin içinde, meyvenin yüzde 1’i bile yer almıyor. Katkı maddeleri, renklendiriciler, aromalar, koruyucular… Liste uzayıp gidiyor. Âdeta kimyasal kokteyllerle karşı karşıyayız çoğu rafta.
En doğal gıda peynirde bile türlü hileler var. Sütün yağını alıp bitkisel yağ karıştıranlar mı dersiniz, keçi peynirini inek sütüyle yapanlar mı… Bir de endüstrinin rafa koyduğu ‘çakma kaşar peyniri’ var ki, pek çok insan ‘kaşar’ diye maalesef hâlâ bu peyniri tüketiyor. Aslında mevzuata göre ‘eritme peynir’ olarak satılması gereken bu peynir, ‘tost peyniri’ ve ‘dilimli peynir’ adı altında ve kaşar peyniri görseli yer alan paketlerle hemen her markette satılıyor.
Aldatmacayı önlemek için
Bu peynirin özelliği doğrudan sütten üretilmemesi! Üretimden arta kalan peynirler ve süt kaynaklı olmayan hammaddeler, kimyasal eritme tuzlarıyla harmanlanarak yeniden peynir kıvamına dönüştürülüyor ve çeşide uygun kalıplanarak satışa sunuluyor. Örgü, çeçil, dil, tel gibi peynir çeşitlerinin üretiminde de bu eritme tuzları kullanılabiliyor. Ve bu tuzlar, çeşitli bağırsak hastalıklarıyla ilişkilendiriliyor.
Epeydir süren bu aldatmacayı önlemek için Tarım ve Orman Bakanlığı şimdi yeni bir adım atma hazırlığında. Peynir Tebliği’nde yapılacak değişiklikle eritme peynirin artık net bir şekilde ürün paketlerine yazılması öngörülüyor. Tebliğ yayımlandıktan sonra eritme peynirlerin, tulum, örgü, çeçil, dil, tel, kaşar ve Abaza peyniri gibi geleneksel ve yöresel peynirleri çağrıştıracak ve tüketiciyi yanıltacak şekilde satılması engellenecek.
Umarım, yapılacak düzenleme market ve pazara da yansır. Zira olumsuz birçok benzer örnek yaşadık. Mesela nar ekşili sos! Bu isimle satılması yasaklansa da ‘ekşi sos’ diye hâlâ satışta. Eritme peynirde de benzer bir tabloyla karşı karşıya kalmamak için etkin bir denetime ihtiyaç var. Bu denetimin kolay olmadığını da bakanlık kaynaklı haberler gösteriyor. Kullanılan mevcut analiz yöntemleriyle peynirlerdeki fosfat ve sitrat tuzlarının tespiti yapılamıyormuş. Bu nedenle yeni bir analiz yöntemi geliştirilmiş. Eylül sonunda devreye alınacak bu yöntemle labrotuvarlarda analizlerin yapılacağı duyurulurken, bu bilgiyle birlikte; başta kaşar peyniri olmak üzere birçok peynirde yıllardır eritme tuzu kontrolünün yapılmadığını da anlamış olduk. En az 1 ay daha peynirde atış serbest. Zaten yapılan akademik çalışmalar, peynir sektörünün pek de beyaz olmadığını gösteriyor.
6 ilde market ve pazarlarda satılan 42 peynirin incelendiği bir yüksek lisans çalışması, şüpheli görülerek analiz edilen beyaz peynirlerin tamamının kuru madde ve yağ oranı bakımından Peynir Tebliği’ne uygun olmadığını açığa çıkarmış. Analiz edilen 10 kaşar peynirinden sadece 3’ünün yağ oranı, etiketiyle örtüşüyormuş. Tulum peynirlerinde durum daha da vahim! Tulum peyniri örneklerinin yüzde 40’ında nişasta ve yabancı yağ tespit edilmiş, yüzde 60’ı tebliğe uygunsuz çıkmış. Araştırmanın sonuç bölümü, hali pür melalimizi net bir şeklide ortaya koyuyor aslında: “İlgili mevzuat ile yasaklanmış olduğu halde imitasyon (taklit/tağşiş) yapılmış peynirlerin üretimi ve satışı ülkemizde yapılmaktadır.”