Dijital dünya, gerçek hayat kadar tehlikelerle dolu, ancak burada düşmanı göremiyoruz. Yapay zekâ ile üretilen sahte profiller, kötü niyetli mesajlar, kimlik hırsızları ve daha niceleri. Çocuklarımızı bu dünyanın içinde bilinçli bireyler olarak yetiştirmek için nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
Endüstri Mühendisi Elçin Ata Biren, Etik Hacking eğitimi almış, ödüllü bir siber güvenlik uzmanı. YouTube kanalında siber güvenlik konusunda farkındalığı artırmayı hedefleyen Biren, “Dur, düşün, harekete geç. Çünkü internette yanlış bir bağlantıya tıklarsanız ya da yanlış bir şeyi paylaşırsanız geri dönüşü yok” diyor. Biren, geliştirdiği Dijital Güvenlik ve Farkındalık metodunu şöyle anlatıyor:
1- İnteraktif keşif: Çocuklarla birlikte onların dijital dünyasını keşfetmek, öğrenmek ve sağlam duygusal bağlar kurmak hedefleniyor. Özellikle 7-13 yaş arası çocuklarda, açık iletişim ve güçlü bağlar kurulmalı.
2- Bilimsel keşif ve bağımlılık bilinci:
Uzun yaz tatili boyunca okul rutinlerinden epeyce uzaklaşan çocukların geçiş dönemini rahat yapabilmesi için hem kendimize hem çocuğumuza zaman tanımak gerekiyor. Peki, rutinlere geri dönebilmek için ne yapmalı?
Yarın yeni bir eğitim yılına merhaba diyeceğiz. Sabah milyonlarca evde erken kalkma, çocukları uyandırma, kahvaltı ettirme, okula yetişme stresi, heyecanı ve koşturmacası yaşanacak. Okula yeni başlayan minikler için uyum süreci devam ederken, her öğrenci için üç ay gibi uzun bir aradan sonra rutinlere dönmek de sancılı oluyor.Yaz tatilinde uyku saatleri gevşiyor, yemek düzeni bozuluyor, ekran zamanı uzuyor, günlük kitap okuma, ders tekrarı, soru çözme gibi rutinleri oturtmak ise zaman alıyor. Hal böyle olunca çocuklar yaz boyu okuldan ve okul rutinlerinden epeyce uzaklaşıyor. Sadece onlar mı? Biz de! Peki, rutinlere geri dönebilmek için neler yapmak gerekli?
*Geçişlere zaman tanıyın
Öncelikle anlayışlı olmak gerek. Sabah koşturmacaları, ödev, okuma, tekrar, proje gibi sorumlulukların takibi derken bizler de strese
Yeni bir eğitim yılının hemen öncesinde, okula yeni başlayacak minikler için akıllarda yine aynı soru var: Sağlıklı bir okula uyum süreci nasıl olmalı?
Günümüzde okul hayatına yeni başlayacak çocukların sağlıklı bir ayrışma ve uyum yaşaması için tasarlanan ebeveyn ve öğretmen eğitimleri var. Ancak bazen de aşırı kaygılı ebeveynler nedeniyle çocuklar okula alışmakta zorlanıyor. Yeni bir eğitim yılı başlarken, anaokulu ve ilkokula başlayacak miniklerimiz için unutulmaması gereken detayları Anne Baba Eğitmeni, yazar Senem Han Uysal ile konuştuk.
- Oryantasyon süreci nasıl olmalı?
Çocuklar için, anne babanın güvenli kollarından yepyeni bir okul ortamına ilk kez adım atmak beklenenden zor olabilir. Kendinizi hiç bilmediğiniz bir ülkede hayal edin; bir navigasyon cihazınız olsa yolunuzu bulmak çok daha kolay olurdu. İşte çocukların navigasyonu genellikle öğretmenleriyle ve bazen arkadaşlarıyla kurdukları güvenli bağlar olur. Çocukların her şeyden önce bu bağı kuracak zamana ihtiyaçları var. Her çocuğun okula alışma sürecinde
Parakürek Millî Takımımız, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’nda ülkemizi temsil ederek, bayrağımızı dalgalandırmaya hazırlanıyor.
Paralimpik sporlarda henüz çok yeni bir branş olan ve geçtiğimiz yıl kurulan Parakürek Millî Takımımız büyük bir başarı elde ederek Olimpiyatlar’a katılmaya hak kazandı. Fransa’nın ev sahipliğinde 28 Ağustos-8 Eylül tarihlerinde yapılacak 2024 Paris Paralimpik Oyunları’nda ilk kez bu branşta ülkemizi temsil edecek sporcularımızın hedefi büyük. Yiğit Doğukan Bozkurt’un doğuştan deformite ayak ve bacak zayıflığı engeli ile hobi olarak başladığı sporda kürek çekmesi, Olimpiyat seviyesine gelmesi bir sene gibi bir süreçte gerçekleşmiş. Çocuk felci nedeniyle ayağından engeli bulunan para milli sporcu Nurşen Şen parakürek sporunun kendisine kattıklarını anlatıyor. Şu sıralar haftanın her günü Edirne’de, Meriç Nehri’nde kendilerine özel ayrılan alanda antrenman yapan sporcularımız ve antrenörleri ile bu büyük heyecanı konuştuk.
Para milli sporcular
11 yaşındaki kızım, geçen hafta İzmir Urla’da “telefonsuz kamp”a katıldı. Çocukların akıllı telefon, tablet izninin olmadığı kamp, bir nevi dijital detoks oldu. Bir hafta hiç konuşmamak ilk başlarda zor olsa da bu ara ikimize çok iyi geldi.
Kamplar çocukların kendilerinin ya da ebeveynlerinin seçmediği, birbirinden çok farklı akranlarıyla bir araya gelip sosyalleştikleri, iş birliği, oyun kurma, müzakere etme, çatışma, problem çözme, karar alma gibi önemli becerileri kazandıkları çok önemli bir imkân. Ama bence en önemlisi ebeveynlerinden uzaklaşarak, onların otoritesi ya da müdahalesi olmadan var olma deneyimini yaşadıkları, özgüvenlerinin geliştiği bir fırsat.
Elbette her çocuğun hazır oluşu farklı ama kızımı hem o hem kendim hazır olduğum için geçen yıldan beri farklı kamplara gönderiyorum. Küçüklüğünden bu yana pek çok aile kampına bir arada katıldık. Elbette güvenli olduğunu bildiğim, iyice araştırıp inandığım ve seçtiğim kamp ortamlarında ne kadar geliştiğini
‘Çocuğuma günde kaç saat tablet verebilirim?’ gibi sorulara indirgenemeyecek kadar çok katmanlı bir konuyu güncel bilimsel çalışmaların izinde ele alan Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk kitabıyla anne babalara dijital dünya ile sınavında rehberlik ediyor
Dijital medya araçlarıyla her geçen gün daha küçük yaşlarda tanışan çocuklarımızın telefon, tabletle ilişkisini nasıl düzenleyebiliriz? Baş döndüren teknoloji karşısında çocuklarına doğru model olmak ebeveynlerin en çok zorlandığı konuların başında geliyor. Geçtiğimiz günlerde ABD Senatosu, Çocukların Çevrimiçi Güvenliği Yasası’nı (KOSA) ve Çocukların ve Gençlerin Çevrimiçi Gizliliğini Koruma Yasası’nı (COPPA 2.0) kabul etti. Tasarı, Temsilciler Meclisi’nden geçerse yasalaşacak. Yasa tasarısı, sosyal medya platformlarının reşit olmayanların verilerini koruma, bağımlılık yapıcı özellikleri devre dışı bırakma ve algoritmik önerilerden vazgeçme seçenekleri sunmasını gerektiriyor. Dijital
Masalların çocuk gelişimindeki yeri ve masal seçerken dikkat etmemiz gerekenleri Prof. Dr. Necdet Neydim ile konuştuk
Son yıllarda masallara bakış ve verilen önem oldukça farklılaştı. Hem yetişkinler hem çocuklar için masal anlatıcılığı eğitimleri popüler hâle geldi. Masal geceleri düzenleniyor, sesli masal kitapları yayınlanıyor, klasik masallar yeniden yazılıyor. Pek çok ünlü isim, çocuklara masallar okuyor. BBC televizyonu, ünlü isimlere CBeebies Bedtime Story yayınlarında masal okutuyor. Tom Hardy, Tom Hiddlestone, Rose Ayling-Ellis, Dolly Parton gibi isimlerin yer aldığı programda son olarak Billie Eilish, Oliver Jeffers’ın “This Moose Belongs To Me” isimli kitabını okudu. Biz de buradan hareket ederek, masalların çocuk gelişimindeki yeri ve masal seçerken dikkat etmemiz gerekenleri Prof. Dr. Necdet Neydim ile konuştuk.
Dinlemenin ve okumanın farkı
Masal anlatmak ve okumak arasındaki fark nedir? Masal okuyan herkes anlatabilir mi?
Masal anlatıcılığı feodal kültürün (sözlü kültür) bir
Bebekler büyürken sakin ve sağlıklı atlatılması gereken önemli gelişim adımları var. Bezi bırakma ve tuvalet alışkanlığı edinme de bu kritik geçişlerden biri. Psikolog Nazlı Aysu Şen, bize bunun yollarını anlatıyor
Memeden ayrılma, yürümeye başlama, konuşma, bezi bırakma, yuvaya başlama hayatımızdaki önemli geçiş anları. Aceleye getirilmeden, bilinçle ve sağlıklı bir şekilde aşılması gereken bu geçiş dönemlerine her çocuğun hazır oluşu farklı olabiliyor. Pek çok çocuğun bezle vedalaşması uzun sürebiliyor. Bu süreç sağlıklı yönetilmezse daha da uzuyor ve yetişkinlikte farklı psikolojik sorunlara sebep olabiliyor. Bu konuda yazılan kitaplardan “Cırt Cırt’lı Tuvalet Eğitimi”nin yazarı psikolog Nazlı Aysu Şen’e sağlıklı tuvalet alışkanlığı kazandırmak için dikkat çeken noktaları sorduk.
“Hangi aşamalar takip edilmeli?”
1- İlk aşamada çocuğun motivasyonunun gelişmesi için tuvalette kullanılacak materyalin çocukla birlikte seçilmesi önemlidir. Tuvalet eğitimine başlamadan önce çocuğu