Son dönemlerde hemen her alanda başarılı çocukların isimleri öne çıkıyor. Bunların arasında en çok konuşulan isim ise İspanya Millî Takımı oyuncusu 17 yaşındaki Lamine Yamal oldu. Çocuk yaşta profesyonel yaşam ve ardından gelen yüksek başarının çocukların gelişimi üzerindeki etkilerini uzmanlara sorduk.
Hemen her gün farklı alanlarda şampiyonluklar, madalyalar kazanan, başarıları ve yetenekleriyle bizi kendilerine hayran bırakan genç isimler görüyoruz. Buna son örnek İspanya Millî Takımı’nı şampiyonluğa ulaştıran ve finalden bir gün önce 17 yaşına basan oyuncusu Lamine Yamal oldu. Real Madrid’li futbolcumuz Arda Güler de 17 yaşındayken Fenerbahçe’de oynamaya başlamıştı. 13 yaşındaki millî satranç sporcumuz Yağız Kaan Erdoğmuş, dünyanın en genç büyükustası unvanına sahip oldu. Sarp Şarlı, 11 yaşında rüzgâr sörfünde Dünya 3.’lüğünü elde etti. Olimpiyatlarda ve farklı spor dallarında da 18 yaş altı isimler öne çıkıyor. Ülkemizde ve dünyada
Türkiye satranç alanında uluslararası başarılara imza atan genç sporcularla adından söz ettiriyor. 20 Temmuz Dünya Satranç Günü öncesinde başarılı sporcularımızın aileleriyle yaşadıkları deneyimi konuştuk
Dünyanın en genç büyükustası unvanına sahip 13 yaşındaki milli satranç sporcumuz Yağız Kaan Erdoğmuş’un, geçtiğimiz günlerde tarihin en iyisi unvanlı Magnus Carlsen’i online düzenlenen maçta 41.2 saniyede mat etmesi çok dikkat çekti ve basında yer aldı. Özellikle pandemi sırasında satranç sporuna ilgi arttı. Satranç günümüzün parlayan branşı. Şüphesiz her spor gibi satrançta da aile desteği çok önemli. Çok sayıda sporcumuzun Türkiye’de ve yurt dışında çok iyi okullarda başarı bursuyla okuduğunu anlatan Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay’dan satranç sınıflarından “Sokakta Satranç Var” etkinliklerine “Gören Eller” projesinden işitme engelli bireyler için hazırlanan eğitim videolarına
Anne babalar “Odana git oku, 20 sayfa okumadan tablet yok” dediklerinde okumak ödüle sahip olmak için bir araç haline geliyor. Zorlayarak kitap okutmak uzun vadede işe yaramıyor. Peki nasıl bir yol izlemeliyiz?
Kitap okumanın, başta beyin gelişimi ve duygusal gelişim için faydalarını biliyoruz. Kitap okuyan çocuklar, hayal güçleri zengin, yaratıcı ve iletişimde daha başarılı bireyler oluyor. Ancak günümüzde çocukları ekranların başından kaldırıp kitap okutmak bir mücadeleye dönüştü. Onları sıkmadan, zorlamadan, kitap sevgisi aşılayabiliriz. Çocuklarla birlikte interaktif/diyaloğa dayalı kitap okuma atölyeleri yapan Özge Lokmanhekim’e önerilerini sordum.
Çocukları ekranlardan uzak tutmaya çalışıyoruz. Ama çocuklar kitap okumakta çok zorlanıyor. Neden bu kadar direniyorlar?
Ekran her zaman okumaktan daha kolay, çünkü izlerken herhangi bir çaba sarf etmelerine gerek yok. Kitap okurken cümleleri takip etmek, okuduğunu anlamadıysa tekrar okumak, bilmediği kelime varsa araştırmak ve en
Toplu taşıma araçlarında kulaklıksız dinlenen videolar, yüksek sesle telefonda konuşmalar, başkasının sırasını almalar, ‘Teşekkürler’, ‘kolay gelsin’ gibi basit nezaket cümlelerini giderek daha az duymamız... Yediden yetmişe, adabımuaşeret (görgü ve nezaket) kurallarını unuttuk mu?
Ne yazık ki her geçen gün, toplumsal nezaket ve görgü kurallarından uzaklaşıyoruz. Yetişkinlerde durum böyle olunca, gençler ve çocuklar da nezaket ve görgü kurallarını bilmeden büyüyor. Nazik olanın zayıf/aciz görüldüğü, güç gösterisinin alkışlandığı günümüzde bazı şeyler nasıl değişir? 30 yıla yakın süredir Marka ve Halkla İlişkiler İletişim Danışmanı ve Etiket Koçu olarak nezaket ve görgü kurallarının kurumsal iletişimde etkisini buna sahip olan bireylerin 100 adım daha önde, iletişimi güçlü ve daha başarılı olabildiklerini gören Sibel Savacı ile bu konuda neler yapılabileceğini konuştuk.
- Nezaket, başkalarına saygı, empati gibi toplumsal yaşamın olmazsa olmazları konusunda
Sokak köpeklerinin uyutulması tartışılırken, iki yıldır süren ‘Kanser hastalarında terapi köpeği destekli radyoterapi programı’ ön sonuçları köpeklerin, hastaların anksiyete ve depresyonunu iyileştirdiği ve tedaviye katkı sağladığını ortaya koydu. Buradan yola çıkan uzmanlar sokak köpeklerinin terapi köpeği olması fikrini bakanlığa sundu.
İki yıl önce kanser hastalarına yönelik ‘terapi köpeği desteği’ projesinin İstanbul’da iki hastanede pilot olarak uygulanmaya başladığı haberini vermiştik. Aradan geçen iki senenin ardından Türkiye’de bir ilk olan ‘Kanser hastalarında terapi köpeği destekli radyoterapi programı’nın ön sonuçları belli oldu. Çalışma sonucunda köpeklerin, hastaların; anksiyete, depresyon ve kaygısını azalttığı bilimsel olarak kanıtlandı. Sağlık Bakanlığı’na sunulan sonuçlar olumlu bulununca, sokak köpeklerinin rehabilite edilerek, kamu kurumlarında ve özel sektörde terapi köpeği olarak kullanılması fikri doğdu. Sokak köpekleri için yeni bir yaşam mümkün mü?
Çocuklarımızın en büyük ihtiyacı, her işlerini halledip, her sorunlarını çözen, sorumluluk vermekte zorlanan, kontrolcü yetişkinlerden uzakta, kendi sorumluluklarını üstlenip, becerilerini geliştirerek hayatta kalabilmeyi öğrenmek. Denizde hayat bunun için biçilmiş kaftan.
Çocukların hayata hazırlanmaları için ebeveynlerinden uzakta zamanlara ihtiyaçları var. Farklı akran grupları ile bir arada olacakları, çeşitli deneyimler yaşayacakları, sorumluluklarını tek başlarına yerine getirecekleri, düşüp kalkacakları zamanlara. Yeni çağın sokağı olarak tanımlanan kamplar, çocukların ekran başından kalkıp, güvenle sosyalleşmesi için imdadımıza yetişiyor. Denizcilik ve yelken kampları ise problem çözme becerilerini geliştirmek ve takım çalışması gibi yetkinlikler için çok önemli. 22 yıl önce, Karacasöğüt’te kurulan ülkemizin en büyük yelken eğitim merkezi Global Sailing Academy’nin hikâyesi, yelkenli tekneleri ile dünya seyahati yapan Karamanoğlu ailesinin kendi çocukları
Son yıllarda çocuk doğduğu andan itibaren her konuda eşine destek olan, katılımcı, ılımlı babaların sayısı giderek artıyor. Ancak yine de aşılması gereken çok engel var. Babalar çocuklarıyla nasıl iletişim kuracaklarını bilmiyor. Özellikle bekâr babalar için işler daha da zor. JustDadZ, babaların çocuklarıyla kaliteli vakit geçirmesi ve baba çocuk ilişkisini güçlendirmek amacıyla kurulmuş bir topluluk. Özellikle hafta sonu çocuklarını alan ve alışveriş yapmak dışında ne yapacağını bilemeyen babalar için bir alternatif. Sözü babalara verdik.
Eser Dilsöz: (JustDadZ kurucu ortağı ve matematik öğretmeni) Oğlumla planlı vakit geçirme ve iletişimde zorlanıyorum. Onun dilinden konuşmak, onu anlamak kolay olmuyor. Çoğu zaman da kendi planladığım şeylerin onda karşılığını bulmadığını görünce biraz can sıkıcı olabiliyor. Mesela ben kutu oyunlarını çok severken o arabalarla oynamaktan hoşlanıyor. Bu platformdaki en büyük hedefimiz bir babalar topluluğu oluşturmak ve dayanışma ağı örgütlemek.
Ömer Özdinç: Kendim
Çocuklarımızın yaratıcı olabilmeleri için gerekli koşulları sağlıyor muyuz? Yaratıcılık özgür bir ortamda, çocukların özgünlüklerine izin vererek, serbest oyuna imkan tanıyarak gelişiyor. Bu amaçlarla 5 yıldır düzenlenen Yaratıcı Çocuk Festivali, 8-9 Haziran’da gerçekleşecek
Pablo Picasso der ki: “Her çocuk bir sanatçıdır. Sorun büyüyünce nasıl sanatçı kalabileceğimizdir.” Evet, her çocuk sanatçı doğar. En yaratıcı sorular, fikirler çocuklardan çıkar. Ancak zamanla bu yaratıcılığı kaybolmaya doğru gider. Çünkü çevresel faktörler çocukların özgünlüklerini törpüler bir süre sonra da yok eder. Yaratıcı kalabilmek için çaba sarf etmek gerekiyor. Bunun farkında olan ebeveyn ve eğitimciler, çocukları yaratıcılık konusunda destekliyor. Bu uğurda çaba sarf eden etkinliklerin başında da Yaratıcı Çocuk Festivali geliyor. 5 yıldır Faber-Castell ana sponsorluğunda gerçekleşen ve binlerce ebeveyn ve çocukla buluşan festival, bu