‘Yayında oynamıyorum’

29 Mayıs 2010

Yalova’dan İstanbul’a uzanan bir hikâye... Hikâyenin kahramanı Radyo Viva’nın Müzik Direktörü ve aynı zamanda programcısı Ömer Erişmen. Radyonun renkli simalarından biri olan Erişmen, lise yıllarında evde kasetçalar ile kendi sesini kaydedip programlar yaparak hayallerinde ‘radyocu’ oluyor. Özel radyolar açıldığında farkediyor ki, evde yaptığının aynısı radyoda yapılıyor, şansını zorluyor ve Yalova’da radyoculuğun ilk adımlarını atıyor. Ardından tiyatro eğitimi için İstanbul’a gidiyor. Üniversiteyle beraber oyunculuk, radyo ve televizyon sunuculuğuyla renkli dünyanın büyüsüne kapılıyor. Ardından Radyo Viva’daki serüveni sunuculuk ve müzik direktörlüğüyle devam ediyor... Ömer Erişmen radyodan milyonlarca kişiye seslenmeyi ‘olağanüstü bir duygu’ olarak anlatıyor ve ilk başladığı günden bu yana yayın sırasında sanki karşısında bir arkadaşı varmış, bildiklerini ona anlatıyormuş gibi heyecanlandığını ve eğlendiğini söylüyor. Seslendirme ve sanatçıların albüm danışmanlığını da yapan Ömer Erişmen’i hafta içi her gün 10.00 ile 13.00 arası Radyo Viva’da “Bol enerji var” dediği “Viva Extra” adlı programıyla dinleyebilirsiniz...

RADYO VİVA’NIN MÜZİK DİREKTÖRÜ ÖMER ERİŞMEN, “ENERJİM ÇOK

Yazının Devamı

‘Konuşmaktan ve konuşturmaktan yanayız!’

22 Mayıs 2010

Ulusal radyoların merkezi İstanbul olmasına rağmen birçok ilde “radyoculuğu” ulusal düzeyde yapan yerel ve bölgesel radyolar da bulunuyor. İşte öğrenci şehri Eskişehir’de de böyle bir radyo var; Yunus FM... Eskişehir’in ilk ve köklü radyolarından biri olan Yunus FM, 1994 yılından beri dinleyicilerine sesleniyor. “Hayatın ritmini yakala” sloganıyla enerjisini yansıtan radyo, Türkçe pop yayınları yapıyor. Eskişehir’e ve merkeze bağlı tüm ilçelerde sesini duyuruyor. Özellikle Eskişehir’e eğitim görmeye giden öğrenciler tarafından ilgiyle dinleniliyor. Öğrenciler eğitimlerini tamamladıktan sonra da alıştıkları frekansı bırakmıyor ve kendi illerinde de radyoyu internet aracılığıyla dinliyor. Yunus FM’in Genel Yayın Yönetmeni ve aynı zamanda “Tamer’le Gargara” adlı şov programını yapan Tamer Dağ ile Yunus FM’i konuştuk. Dağ’a göre çağımız teknoloji çağı ve artık radyo başında şarkı isteyip şarkının yayınlanmasını saatlerce bekleyen dinleyiciler yok. Sevdiği şarkıyı dinlemek isteyen MP3 çalarından da, bilgisayarından da dinler” diyor. Bu sebeple Yunus FM’i ‘konuşan’ ve dinleyicisini ‘konuşturan’ radyo olarak tanımlıyor. Hafta içi her sabah 08.00 - 10.00 saatleri arasında yayın yapan Dağ,

Yazının Devamı

Bu FM ‘perişan’ FM!

15 Mayıs 2010

Bu radyonun frekansı kaç? Nasıl bir radyo? Neden Perişan FM? Yıllardır radyolardan ses veren Ömer Pekin’in en çok duyduğu ve muhatap olduğu sorular bunlar... İstatistik son sınıf öğrencisiyken “Bu bölümü bitirince iş bulabilecek miyim, ne olacağım?” diye kendine sorduğu sorularla aklı karışan Pekin, bir tavsiyeyle kendisini Dünya Radyo’da buluyor... Öncesinde ise üniversitedeyken elektronik bölümünde okuyan arkadaşlarının, sadece yurdun içine yayın yapan FM kanalını keşfetmesiyle birlikte o da radyoculuğun sihirli dünyasını keşfediyor. Okul arkadaşlarını, özellikle de yeni gelenleri eğlendirmesiyle başlayan macera, bugünlere kadar uzanıyor... Ömer Pekin yıllardır ona sorulan soruları yılmadan “Programımın adı ‘Perişan FM’” diye yanıtlıyor. Perişan FM, Ömer Pekin'in yazıp yönettiği, eğlenceli ve komik parodilerden oluşan bir radyo programı olarak dinleyicilerin tercihleri arasında yer alıyor. Tiyatro çalışmalarını devlet radyolarından sonra radyoya taşıyan ilk isimlerden biri olan Ömer Pekin, radyoda güldürebilmenin zorluğunu, “Tek malzememiz sesimiz ve sözlerimiz. Mimik yok, düşme kalkma, sakarlıkla güldürme yok”avantajını ise “Radyoda yaptığınızı 50 kişi dinliyorsa, 50 kişi

Yazının Devamı

‘Annem en fanatik dinleyicim’

8 Mayıs 2010

Aslıhan Saraçoğlu Show Radyo’nun sevecen programcılarından biri... Onun sesini 18 yıldır farklı frekanslarda farklı programlarla duyduk... Anneler Günü arefesinde sayfamıza konuk olan Saraçoğlu’nun radyoyla tanışma hikâyesi de annesinin fedakârlığına kadar uzanıyor... Saraçoğlu’nun annesi, sesi ve düzgün Türkçesini bir radyoda ya da bir koroda değerlendirmek isterken, çocuklarını büyütmek amacıyla kariyer planına ‘annelik’ molası veriyor ve hayallerini erteliyor. Saraçoğlu da annesinin ertelediği hayalini gerçekleştirerek radyocu oluyor! Show Radyo’da şehrin karmaşasından bunalanları programına davet eden Saraçoğlu, konser, sinema ve kitap haberleriyle birlikte Hollywood ve Yeşilçam dedikodularını da dinleyicilerinin kulağına fısıldıyor. Ayrıca müziğin de nabzının tutulduğu programda yeni çıkan albümler ve müzik dünyasındaki son gelişmelerden de müzikseverleri haberdar ediyor. “Radyoculuk bir virüs ve kanıma öyle bir virüs bulaştı ki, o beni bırakmadan benim vazgeçmem çok zor” diyen Saraçoğlu için radyonun en iyi yanı, dinleyicilerinin hayatına bir parça neşe ve pırıltı katmak... “Radyoculuk hayatımdaki en büyük sevincim, sevgili eşimi, çalıştığım radyoda bulmam oldu” diyen

Yazının Devamı

Radyonun SÜPER kahkahası!

1 Mayıs 2010

Radyocuların kimlikleri sesleridir. Bazı radyocuların da karakteristik özellikleri dinleyicilerinin hafızasına kazınır, kiminin de kahkahasıyla ortalık şenlenir... Onlardan biri de Süper FM’in cıvıl cıvıl programcılarından Duygu Özkan Çakır... Dinleyiciler onun gülen sesiyle uykusuna veda ediyor ve neşesiyle yeni güne hazırlanıyor. 12 yıldır radyodan ses veren Çakır’ın hikâyesi, Ankara’daki yerel bir radyoda başlıyor ve Türkiye’nin en çok dinlenen radyolarından biri olan Süper FM’in sabah yayınlarına kadar uzanıyor. Dinleyicileri onu görmese de kahkahalarından tanıyor. Programlarında kıpır kıpır anonslar yapıyor ve eğlenceli şarkılarda yerinde duramayarak dans ediyor. Kimi zaman da şarkının sonunda nefes nefese kalıyor ve anonsuna heyecanla yetişiyor. Onun da içinde martılar uçuşuyor... Çakır, bir zamanların ‘bayan kahkahası’ Güzide Kasacı gibi ya da şimdilerde televizyonda kahkahalarıyla ünlenen Saba Tümer gibi kahkahasını savuranlardan... Yayında birçok kez gülme krizlerine giren Çakır, radyoculuğun çok samimi bir iş olduğunu söylüyor. Kendisine ‘siz’ denmesinden ve dinleyicileriyle araya mesafe koymaktan da hoşlanmayan Çakır, “Kimseye üstten bakmıyorum, yanlarında

Yazının Devamı

‘HER AN HER ŞEY OLABİLİR!’

24 Nisan 2010

Radyoların vazgeçilmezi şov programlarından bir yenisi daha dinleyicilerin beğenisini topladı ve epeyce ‘ses’ getirdi. Konuşmanın ağırlıkta olduğu radyo olan Best FM’in yeni kuşak şov programcılarından Serdar Gökalp da kahkahaların sebebi isimlerden biri... Gökalp, öğretmenlerinin “Komiksin, bunu değerlendir” demesiyle karikatürist olmaya karar veriyor, bakıyor ki çizemiyor, “En iyisi ben konuşayım ve anlatayım” diyor ve ardından radyocu oluyor. Gökalp’in dinleyicileri ilk başlarda “Serdar Yayında” adlı programından dolayı soyadını ‘Yayında’ zannediyor! Ve onu “Genç nesil başarılı bir radyocu” ve “Geceleri şakalar yapan çocuk” diye anlatıyor. Gökalp, her gün mikrofonu açtığında birine âşık oluyor gibi heyecanlandığını söylüyor. Gökalp, “Yemek, su, radyo” diyerek hayatının ilk üçünde yer alan radyonun da önemini vurguluyor. Programdaki rahat tavrını ise “Arkadaşımın evine gittiğimde, dışarıda, evde, manavda, markette ve her yerde yayındaki gibiyim” diyerek açıklıyor. Dinleyicisine “Konuşurken diziniz dizime değercesine, gözünüz gözüme bakarcasına konuşalım” diyerek samimiyetini de dile getiriyor. Telefon şakalarıyla ün yapan Gökalp, “Genç yaşta komedyen olmak nasıl bir duygu?”

Yazının Devamı

‘Radyoculuk olgunlukta daha güzel bir meslek’

17 Nisan 2010

Radyoda bazı sesler vardır ve nerede hangi frekansta duyarsanız duyun hemen tanır ve hatırlarsınız... Böyle bir isim Şebnem Öz Doğan... Yıllar önce dinleyicisiyle tanıştırdığı “Şebnem’le Mecburi İstikamet” hâlâ devam ediyor, mecburiyetten değil, dinleyicinin radyo programcısına bağlılığından, sevgisinden... Şebnem Öz Doğan, evlilik ve çocuk sahibi olma gibi hayatının dönüm noktalarından dolayı istikametinin yönünü değiştirerek radyoya kısa kısa aralar verdi. Ama “Olgun yaşta çok daha keyifle yapılıyor” dediği radyoculuktan da vazgeçmedi. Doğan, Türkiye’nin en çok dinlenen radyosu, İstanbul’da 92.0 frekansından yayın yapan KRAL FM’den 19.00 - 21.00 saatleri arasında dinleyicilerine sesleniyor. Daha önce medyanın birçok bölümünde çalışan, gazetelere müzik yazıları ve haberler hazırlayan Doğan, “Asıl aşkım” dediği radyoya ilk günkü heyecanla yoluna devam ediyor. Programında günün önemli olaylarına farklı ve mizahi bir üslupla değiniyor, akşam trafiğine neşe oluyor. Doğan, ayrıca Kamuran Akkor, Barış Manço, Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli, Gülden Karaböcek, Neşet Ertaş ve daha birçok özel ismin şarkılarını hazırladığı ve onları telefonla dinleyicileriyle buluşturduğu

Yazının Devamı

‘Lounge müziğe geçen radyolar bizi takip eder’

10 Nisan 2010

Kendinizi birden denize bakıp hayallere dalarken de hissedebilirsiniz, yağmurun toprağa karışmış kokusunu içinize çekerken de... Kahkahalar atarak, coşup hayatın ritmini tutarken de... Bu duyguları yaşatan müzikleri bir arada sunan, tek tuşa dokunarak ruhunuzun okşandığı bir radyo var frekanslarda... Radyolar arasında popülaritesi artan özel bir müzik tarzı haline gelen Lounge müziğini radyo dinleyicisiyle tanıştıran bir radyo Lounge 102... Bu müzik tarzının yıllardır kemikleşmiş bir dinleyici kitlesi vardır. İstanbul’daki tüm otellerde, lüks bar ve kafelerde, kurumsal iş yerlerinde, alışveriş merkezlerinin içindeki mağazalarda özellikle Lounge müzik çalan radyolar dinlenir... Trafiğin bunalttığı ruhlar bu tarz müzikle inzivaya çekilir ve yoğun iş ortamının yarattığı stres, ruhun gıdasıyla doyurulur... Lounge 102 FM’de de müzik ön plandadır ve o dinlendirici müziğe kendinizi kaptırırsınız, DJ’leri de az ve öz konuşur... Lounge 102 FM de bu özel müziği dinleyicilerle tanıştırmanın hazzıyla uzun zamandır yoluna devam ediyor... Sayıştay Baş Murakıplığı ve Bakanlık Müfettişliği’nin ardından Raks Holding kurucuları arasında yer alan, D&R Mağazalar zinciri ve Bir Numara Medya

Yazının Devamı