Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu radyonun frekansı kaç? Nasıl bir radyo? Neden Perişan FM? Yıllardır radyolardan ses veren Ömer Pekin’in en çok duyduğu ve muhatap olduğu sorular bunlar... İstatistik son sınıf öğrencisiyken “Bu bölümü bitirince iş bulabilecek miyim, ne olacağım?” diye kendine sorduğu sorularla aklı karışan Pekin, bir tavsiyeyle kendisini Dünya Radyo’da buluyor... Öncesinde ise üniversitedeyken elektronik bölümünde okuyan arkadaşlarının, sadece yurdun içine yayın yapan FM kanalını keşfetmesiyle birlikte o da radyoculuğun sihirli dünyasını keşfediyor. Okul arkadaşlarını, özellikle de yeni gelenleri eğlendirmesiyle başlayan macera, bugünlere kadar uzanıyor... Ömer Pekin yıllardır ona sorulan soruları yılmadan “Programımın adı ‘Perişan FM’” diye yanıtlıyor. Perişan FM, Ömer Pekin'in yazıp yönettiği, eğlenceli ve komik parodilerden oluşan bir radyo programı olarak dinleyicilerin tercihleri arasında yer alıyor. Tiyatro çalışmalarını devlet radyolarından sonra radyoya taşıyan ilk isimlerden biri olan Ömer Pekin, radyoda güldürebilmenin zorluğunu, “Tek malzememiz sesimiz ve sözlerimiz. Mimik yok, düşme kalkma, sakarlıkla güldürme yok”avantajını ise “Radyoda yaptığınızı 50 kişi dinliyorsa, 50 kişi de sizi hayal ediyor” cümleleriyle anlatıyor... Pekin, “Farklıyım çünkü...” nün boşluklarını ise “ 16 senedir kesintisiz radyo skeci yapan tek radyo programıyız” diyerek tamamlıyor. Ardından radyoculara da gönderme yapıyor ve “Hayır” diyerek söze başlayan, programında zırt pırt saat söylemeyen tek radyo programcısıyım! “ diyor. 10 senedir çeşitli oyunlarda oynayan ve tiyatro oyunları da yazan Pekin, “Ömer Törpüsü” adlı tek kişilik oyununu da izleyicilere sunuyor. Perişan FM, her gün çift saatlerde 93.5 Dünya Radyo’da...

Haberin Devamı

‘Perişan FM’in öyküsü nasıl başlıyor?
Üniversitede Ankara’da kaldığım öğrenci yurdunun gizli odalarında korsan yayınla ilk radyoculuk deneyimim başladı. Elektronik bölümünde okuyan arkadaşlar, sadece yurdun içine ve çevresine yayın yapan FM kanalı yapmışlardı.
Orada özellikle de yurda yeni gelen çömezleri kandırmak ve eğlendirmek amacıyla hepsini kantine toplarlardı. Bizde yan odada yayın yapar onların eğlenmesiyle kendimizce eğlenirdik.

Nasıl bir programla onları kandırıyordunuz?
Ben açık oturum sunardım, o günün siyasi konularını güya uzmanlarla konuşurduk. O zamanlar özel radyo yoktu. Bizim o yaptıklarımız
bir anlamda radyoların ilk mizah programı sayılırdı.

Radyoda tek malzemeniz sesiniz, bu anlamda dinleyicileri güldürebilmenin zor yönleri nelerdir?
Mimik yok, düşme, kalkma, sakarlıkla güldürme yok. O yüzden daha zor. Ama avantajı da var. Radyoda yaptığınızı mesela 50 kişi dinliyorsa, 50 kişi de sizi farklı hayal eder. İnsanlar sizi dinlerken, bir yandan da tipinizi, kıyafetinizi, mekânınızı hayal eder, ama siz aslında küçük bir odada belkide de eşofmanlasınızdır...

Haberin Devamı

Bu FM ‘perişan’ FM



Diğer radyolardaki komedi - şov tarzı programları takip ediyor musunuz?
Kesinlikle. Dinlerken eğlendiğim çok radyocu var. Televizyondan daha çok eğleniyorum. Çünkü programı yapan kişinin o an ne yaşadığını, ne yapıp ne yapamadığını, yaşadığı aksilikleri, konuyu toparlamaya çalışma anlamında kıvırmasını ve perde arkası yaşadıklarını tahmin ettiğim için ve o anları ben de yaşadığım için daha bir gülüyorum... Hem de bağıra bağıra!

Dinlediğiniz programlarda abartılı bulduğunuz veya eleştirdiğiniz neler var?
Özellikle canlı komedi şov yapan arkadaşlarımızın genellikle bir konu belirleyip o konuyu dinleyiciyle konuşmaları güzel... Bunu, radyoların içinde bir iki programcının yapması olabilir de, hemen her radyoda bu tarz programların olması bana çok da doğru gelmiyor.
“Hadi bakalım bugün takıntılarımızdan bahsedelim...” Belki o anda 5 radyoda aynı konu ele alınıyor...

Yıllardır bu tarz bir program yapan biri olarak radyoculuk hayali kuran genç arkadaşlar sizce neleri kulaklarına küpe yapmalı?
Bu işi hayal edip “Radyocu olmalıyım” diye hayatlarını çürütmesinler. Şu veya bu şekilde bir üniversite okuyup hobi olarak da radyoyu denesinler. Yapıp yapamayacaklarını zaten o dönemde anlarlar. Anlamazlarsa da muhakkak anlatan birileri olur!

Haberin Devamı

Bu FM ‘perişan’ FM


ÖMER PEKİN

16 yıldır radyoda hem mikrofonda hem de mutfağındayım. İş başvurusu için gelenlerin çoğu şiir programı yapmak için başvuruyor. Bu demek ki şiir programı yapmak istiyorsanız şansınız daha az!

Radyoyu vazgeçilmez kılan unsurlar sizce nedir?
Memleket adına, bazı değerler adına söylemek istediklerimi en rahat söyleyebildiğim yer olması. Dinleyici sadakati....

”Farklıyım çünkü... “ diye başlayan cümlenin devamını nasıl getirirsiniz?
Farklıyız çünkü, 16 senedir kesintisiz radyo skeci yapan tek radyo programıyız.

“İlk ben yaptım” dediğiniz neler var ?
Var, mesela dünyanın en kısa yayında duran radyocu rekorum var! “Hayır” diyerek söze başlayan ilk radyocuyum. Programında zırt pırt saat söylemeyen tek radyo programcısıyım!

Radyoculukta unutamadığınız ilginç olaylar yaşadınız mı? Paylaşır mısınız?
“Uçak Kaçırma- Hava Korsanı” adlı bir skeci çekerken orijinal polis telsizleri kullandık. Telsizde sürekli uçak kaçırma geçtiği için, polisler gerçek zannedince telsizden polislerin “Uçak kaçırılmış tamam... Ankara uçağı tamam...
Merkeze haber verin tamam...” demeleri... Perişan FM’i başlı başına radyo kanalı zannedip “Bu radyonun frekansı kaç?” diye sormaları... Beni tanıyan ve seven bir dinleyicimizin, herkesin beni tanıdığını zannedip arkadaşlarına beni tanıtırken, o kişinin beni tanımaması durumunda benim ve dinleyicimin yaşadığı rezil tablo. Sık sık yaşarım bunu...

Radyoculuğun dışında neler yapıyorsunuz? Gösterilerinizden de bahseder misiniz?
Ankara Sanat Evi bünyesinde 10 senedir çeşitli oyunlarda oynadım. Kendi yazdığım “Bir Cinayetin Anatomisi” ve “Ortaya Karışık” adlı iki tiyatro oyunum var.
Son iki yıldır da “Ömer Törpüsü” adlı tek kişilik oyun oynuyorum. Tiyatro ve sahne işimizin bir parçası oldu. Olmalı da... Yazabildiğim sürece yeni oyunlar yazmaya ve oynamaya devam...