Yalova’dan İstanbul’a uzanan bir hikâye... Hikâyenin kahramanı Radyo Viva’nın Müzik Direktörü ve aynı zamanda programcısı Ömer Erişmen. Radyonun renkli simalarından biri olan Erişmen, lise yıllarında evde kasetçalar ile kendi sesini kaydedip programlar yaparak hayallerinde ‘radyocu’ oluyor. Özel radyolar açıldığında farkediyor ki, evde yaptığının aynısı radyoda yapılıyor, şansını zorluyor ve Yalova’da radyoculuğun ilk adımlarını atıyor. Ardından tiyatro eğitimi için İstanbul’a gidiyor. Üniversiteyle beraber oyunculuk, radyo ve televizyon sunuculuğuyla renkli dünyanın büyüsüne kapılıyor. Ardından Radyo Viva’daki serüveni sunuculuk ve müzik direktörlüğüyle devam ediyor... Ömer Erişmen radyodan milyonlarca kişiye seslenmeyi ‘olağanüstü bir duygu’ olarak anlatıyor ve ilk başladığı günden bu yana yayın sırasında sanki karşısında bir arkadaşı varmış, bildiklerini ona anlatıyormuş gibi heyecanlandığını ve eğlendiğini söylüyor. Seslendirme ve sanatçıların albüm danışmanlığını da yapan Ömer Erişmen’i hafta içi her gün 10.00 ile 13.00 arası Radyo Viva’da “Bol enerji var” dediği “Viva Extra” adlı programıyla dinleyebilirsiniz...
RADYO VİVA’NIN MÜZİK DİREKTÖRÜ ÖMER ERİŞMEN, “ENERJİM ÇOK YÜKSEKTİR, İÇİMDEN NE GELİRSE ANLATIYORUM, DİNLEYİCİLERİM DE BU YÖNÜMÜ SEVER” DEDİ.
Radyo gönlünüzü nasıl çeldi?
Lise eğitimim sırasında evde kasetçalar ile kendi sesimi kayıt ediyor ve programlar yapıyordum, özel radyolar açılınca baktım ki radyolar, benim evde kayıt ettiğim şeyleri yapıyor, şansımı zorlayıp 1993’te radyo ile tanıştım. Yalova’da radyoculuğumun ilk adımlarını attım, ardından tiyatro eğitimim için İstanbul’a geldim. Üniversite eğitimim, TRT’den dersler, oyunculuk ve radyo televizyon sunuculuğu derken, 1999’da Show Radyo ile çalışmaya başladım ve askerlik dönüşü Radyo Viva’da Müzik Direktörü oldum.
Programlarda dinleyiciler tarafından en çok hangi yönünüzle dikkat çekiyorsunuz?
Yayında oyun oynamıyorum. Radyoya her sabah hayatın içinden geliyorum ve içimden ne gelirse kimseyi zora sokmadan anlatıyorum. Genelde enerjim çok yüksektir. Çevrem, dinleyicilerim bu yönümü çok sever ve takdir eder. Ben de yayınıma bu tarafımı yansıtıyorum. Dinleyicilerimin isteklerine yer veriyorum ve haftanın belirli günleri popüler şarkıcıları konuk alıyorum ve gelen misafirlerimin imzalı albümlerini hediye ediyorum.
Radyoyu vazgeçilmez kılan unsurlar sizce nedir?
Taşınabilir olması... Dağ başında da, denizin ortasında da radyoyu dinleyebilirsiniz. Siz nerdeyseniz radyo orada. Hayatın içinde ne varsa radyoda da o var... Müzik derseniz en iyileri ve en popüler olanları, haber derseniz en çabuk ve güvenilir olan yine radyonun içindedir. Ayrıca dinleyicilerimiz radyo ortamını görmedikleri için sesimizle öyle güzel bir dünya kuruyorlar ki, o dünya ulaşılmaz ve olağanüstü... Yaşattıkları o yer çok özel ve bu yüzden radyo vazgeçilmez.
Müzik direktörlüğü de yapıyorsunuz... Seçtiğiniz şarkılarda dinleyici istekleri mi, kişisel zevkiniz mi, radyonun formatı mı etkili oluyor?
Popüler müzik çalıyoruz, tarz elbette önemli ama yelpazemiz geniş... Dinleyicim şaşırmayı ve şaşırtmayı seviyor, onlar her telden istiyor, biz de her telden çalıyoruz. Kısaca biraz onlardan, biraz kendimden.
Radyo Viva’yı Radyo Viva yapan sizce nedir?
Samimiyet ve her tarz müziği çalıyor olmamız. Slow müzik çalarken de eğlence devam ediyor. Tüm programcı arkadaşlarım işine âşık, dinleyicilerine saygı duyan ve heyecanlı kişiler...
Radyo ile ilgili hayalleriniz nelerdir?
Kafamda bir tarih belirlemedim. Uzun yıllardır yapıyorum sıkılmadım, sıkılacağımı da sanmıyorum. Askerlik döneminde ara verdiğimde, mikrofonu çok özlediğimi hatırlıyorum. Kendime sağlığım el verdikçe bu işi yapacağıma dair söz vermiştim. Sesimle kazanmak hoşuma gidiyor. Bunu para kazanmak olarak düşünmeyin, bu iş benim hayalimdi ve profesyonel hayata taşımak benim için olağanüstü bir durum, mutlu olduğum sürece yola devam...
Bu işe başlamak isteyenlere ilk uyarınız nasıl olur? Ve ilk olarak ne söyleyerek onları motive edersiniz?
Öncelikle bol hoşgörü ile başlasınlar. Çünkü bu işi öğrenirken zaman harcamaları ve öğrenmeye istekli olmaları gerekecek. Türkçemizi güzel kullanmak için özen göstermeleri ve gerekiyorsa dersler almalarını öneriyorum. Doğru enerji ve aldıkları eğitimi harmanlarlarsa olağanüstü zamanlar onları bekliyor. Radyo dünyası çok eğlenceli, mikrofon bir hastalık zaten bir kere bulaştı mı kurtulmaları biraz zor olacak.
Uzun yıllardır ses veren ve birçok değişim dönemine tanık olan biri olarak sektörle ilgili neler canınızı sıkıyor?
Radyolar popüler müzik dünyasına yön veren bir mecra, yapımcıların, bestecilerin ve sanatçıların yakından takip ettiği, dinleyicilerimizin baş tacı ettiği bir görev. Radyoculuk önemli bir iş.
Bu bir hobi değil, böyle düşünen arkadaşlarımız “Ben radyocuyum” demesin “Hobi olarak yapıyorum” desinler. Gerçek radyocular ile aynı kefede değerlendirilmeleri beni çok sıkıyor. Radyoların gücü çok büyük ve bu işe gönül vermiş tüm arkadaş ve meslektaşlarıma daha çok saygı duyulmasını istiyorum.