Frekanslar arasında gezinirken bir an durup “Bu sesi nereden tanıyorum?” düşüncesi sizi sarıyorsa, radyoda program yapan Reyhan Karaca’ya denk gelmiş olabilirsiniz... Yıllardır radyodan şarkılarıyla sevenlerine ulaşan Karaca, bir seneyi aşkın süredir Dünya Radyo’dan farklı bir şekilde sesleniyor. Cumartesi günleri 12.00 - 14.00 saatleri arasında İstanbul 93.5 frekansından yayın yapan radyodan dinleyicilerini selamlayan Karaca, radyo programına ilk başladığında biraz endişelendiğini ama radyonun kanına girdiğini söyledi. Radyo programı yapmanın katkıları olduğunu anlatan Karaca, “Hayatımdaki en güzel günleri yaşıyorum. Artık daha düşünerek konuşuyorum. Radyo beni hitap ve diyaloglar açısından da geliştirdi. Radyocunun çenesi olmalı, kafası çok hızlı çalışmalı ki, 2 saat programı adam gibi yapabilsin. Burada radyocu arkadaşlarımdan çok şey öğreniyorum ve yeni ufuklar beni umutlandırıyor” diye konuştu. Karaca, uzun uzun yıllar birlikte olmak istediği dinleyicilerinden de olumlu tepkiler aldığını, rakip sanatçıların taraftarlarının kendisine radyodan daha kolay ulaştığını ve eleştirdiğini, fakat bu eleştirilere pek kulak asmadığını söyledi. Karaca, müzik dünyasına da gönderme
Duyduğunuz şarkılarla anılarınıza yolculuk yaptıran, Türk Sanat Müziği’nin seçkin örneklerinin yanı sıra Türkçe gold parçalara da yer veren bir radyo var frekanslar arasında... İstanbul 92.9’dan yayın yapan Kanaltürk Radyo’nun, dinleyicileriyle buluşmasının ardından 1,5 sene gibi bir zaman geçti. Dinleyici onu tanıdı, sevdi ve bağrına bastı. Biz de dinleyicinin radyoya kısa bir sürede ısınmasının sırrını radyonun Genel Yayın Yönetmeni Ender Uslu’dan dinledik. Söyleşimiz sırasında radyoculuğun da ilk yıllarına uzandık ve Ender Uslu’nun arşivinden geçmişe doğru bir yolculuk yaptık... Orijinal sesinden Türkiye’nin ilk radyo anonsu olarak kayıtlara geçen “Alo alo muhterem sâmîin. Şimdi bugünkü neşriyatımızın muhteviyatını arz ediyorum. Tarih 26 Teşrinisanî 1927...” diye başlayan anonsu ve ilk şarkı anonsunu dinledik. Orhan Boran ve Yuki’den kesitlere heyecanla kulak kabarttık. O günlerden bu günlere gelişen teknolojinin radyoya uyumunu irdeledik. Ender Uslu çok yakında radyo ve müzik dünyasını ilgilendirecek bir kitap projesi içinde olduğunu da kulağımıza fısıldadı. Kurulduğu ilk günlerindeki yayınlarından farklı olarak, geceleri müziklerin arasına şiirler de serpiştirilerek yayın
Uzun zamandır radyolardan duyduğumuz bir ses, bu kez bambaşka bir mikrofondan sesleniyor. Radyo dinleyicisinin yakından tanıdığı “Çokemel” Emel Yalçın, ilk stüdyo albümü “Endorfin” ile dinleyicisini ve müzikseverleri selamlıyor. Yalçın, müzik direktörlüğü yaptığı yıllarda şarkıları hazırlar ve seçerken içinde gezinen kelimelerin tetiklediği şarkı söyleme coşkusuyla “Artık ben de varım!” diyor. Vücudumuzda bağımlı olduğumuz tek hormon olan “Endorfin”i albümünün ismiyle de bütünleştiren Emel Yalçın, albümü dinleyenin de şarkılara bağımlı olacağını düşlüyor. Yalçın “Dinleyen bir daha vazgeçemeyecek, tıpkı bir aşk gibi, bir günah gibi...” dediği albümde, farklı bir konseptle pop müziğin Havvası’na büründü ve albümünün vazgeçilmez öğeleri ‘Adem’ ve ‘Yasak elmayla’ pozlar verdi. Yalçın, yıllardır mikrofonun arkasındaki biri olarak çıkış şarkısı olan “Aşktan Ölelim”i radyoda ilk kez duyduğunda heyecandan çok ağladığını söyledi. Sezen Aksu’nun da bir şarkısını seslendiren, Şehrazat ve İbrahim Tatlıses gibi isimlerden manevi destek alan Emel Yalçın, gelecek eleştirilere şimdiden gardını alarak “Müziğin mutfağındaydım ve bu işi çok iyi biliyorum, kimler albüm yapıyor piyasada, beni
Romina, 18 yıldır radyolardan sesini duyduğumuz, arada ufak tatlı kaçamaklar yapıp radyo dünyasından kısa bir süre de olsa uzaklaşan, ama mikrofon özleminin ağır basmasıyla yeniden dinleyicisiyle buluşan gözde isimlerden biri... Farklı ve neşeli programlarıyla radyoların asi ve sivri dilli programcısı olarak anılan Romina,“Burada çok özgürüm” dediği Radyo Hitmix’ten dinleyicilerine seslenmeye devam ediyor. Onu dinlerken bir arkadaşınızla sohbet eder gibi hissettiğiniz tavırlarıyla da radyo dinleyicisinin gönlünde yer ediniyor. Romina, radyoların en çok dinlenildiği zaman diliminde 18.00 ve 20.00 saatleri arasında doğallığını kuşanıp çıkıyor rakiplerinin karşısına... Programda Türkiye ve dünya gündeminde yaşananları “ti”ye alarak yaşananları kendi üslubuyla sorguluyor... Kahkahalar eşliğinde geçen programda ince ince dokundurarak, ağzına geleni ardına koymayan Romina,“Öyle hadiseler yaşanıyor ki, değinmeden edemiyorum, onlar yapmaya utanmıyor da ben söylemeye mi utanacağım?” diyor. Radyo yayıncılığının yanına televizyon programları ve tiyatro oyunlarını da iliştiren Romina, “Tiyatro Ti” ile birlikte “Herkesin çok hoşuna gidecek” dediği yeni oyununun da sinyallerini veriyor ve iki
Ozan Konak... Yıllardır sesini birçok yerde duyduğumuz bir radyocu... Kuzeni radyo televizyon okurken yanında staj yaparak adım attığı radyo dünyasında şimdilerde 15. yılını kutluyor. Saran Holding bünyesindeki 4 radyoda prodüksiyon müdürü olarak görev yapan ve eğlenceli programlara imza atan Konak, radyonun dışında reklam dublajları ve seslendirmelerle de sesini duyuruyor. Ozan Konak, “Radyo, televizyona geçmek için kullanılacak bir basamak olamaz” diyerek radyonun büyüsünden vazgeçmeden, televizyona da göz kırpıyor ve programlar yapıyor. Konak, “O bir hastalık mıdır, virüs müdür bilmiyorum, ama mikrofonun başına geçen, ondan vazgeçemiyor” dediği radyoyu “Dışarıdan bakıldığında şizofrenik bir iş... Birkaç metre odada kendi kendine konuşuyorsun, şov yapıyorsun...” diyerek tanımlıyor. Bir dönem kadın erkek ilişkilerini ele aldığı “Evreka” programında aldatılan bir kadın dinleyicisinin, canlı yayında eşinden aldığı intikamla sevenlerinin hafızasına kazınan Konak, yeni projeleriyle yakında dinleyicileriyle buluşacak. Ozan Konak ayrıca “radyocuyuz” dergisinde ve www.radyocuyuz.com’daki yazılarıyla da okuyucularını selamlıyor...
SARAN HOLDİNG RADYOLARININ PRODÜKSİYON MÜDÜRÜ VE
Radyo masalı uzun yıllar önce başlar... Onu yakın çevresinde tanıyanlar, sözünü esirgemeyen, haksızlık karşısında elini masaya vuran, deli dolu biri olarak tarif eder. Radyo dinleyicisi de sesine yansıyan bu özelliklerinden dolayı ona “Harbi Kız” der ve gerçek ismini pek merak etmez... Kral FM’in ilk kadın programcısı olarak yıllardır “Aç sesini karrrdeşim” diyerek özellikle ‘r’lere yaptığı keskin vurguyla hafızalara kazınan, “Olmasaydı derdimiz söyler miydi Ferdi abimiz?” diyerek de dertleri dillendiren ve her programında dinleyicilere derman olup ‘reçeteler yazan’ Harbi Kız’la dinleyicileri de çok özellerini paylaşıyor. Bir kalp cerrahı doktor dinleyicisi, ona mesaj göndererek aşk acısı çektiğini, herkesin derdine derman olduğunu, ama kendi derdinde çaresiz kaldığını söyleyerek, yardım istiyor. Bunun gibi örnekler programında sık sık yaşanıyor. Özellikle şoförlerin yolculuklarına eşlik eden, TV starının şöhretini sesiyle yakaladığını söyleyen Harbi Kız, ilk kez röportaj verdi. “İlk başlarda radyoda gizem gereklidir” dediği gizemin perdesini “Radyo Dünyası” için araladı. Özellikle arabeskin krallarının reçete şarkılarının dinleyiciyle buluştuğu damar program, hafta içi her gün
Number 1 FM, gümbür gümbür şarkılarla içinizdeki coşkuya coşku katarak, yabancı müzik radyo pastasından önemli bir pay alıyor. Yaptığı ilklerle ve sürprizlerle dinleyicisini tavlıyor. Numberone Group Müzik Direktörü Mert Hakan’la Number 1 FM’i ve single heyecanını konuştuk. Bugüne kadar radyo, kulüp DJ’liği, medya yöneticiliği ve çeşitli kurumlarda müzik direktörlüğü yapıyorken, prodüktörlük tarafıyla da yepyeni kapıları aralayan Mert Hakan, ilk single’ı olan “Disco Friens’ı (Deeper&Deeper) bu ay Avrupa’da ve Türkiye’de maxi single olarak yayınlayacak. Mert Hakan heyecanını şöyle paylaşıyor: “Türk DJ’lerin dans müziği sektöründe de dünya çapında işler yapabileceğini göstererek, ekip olarak dünyanın dört bir yanında performanslar sergilemek istiyoruz.” Keşfettiği isimleri radyo dünyasına da kazandıran Hakan, genç ve eğlenceli, tamamı erkek programcılardan oluşan ekibiyle objektiflerimize poz verdi. Mert Hakan, iddialı sözleriyle birçok kadın programcı ve DJ’lerin de kulaklarını epey çınlattı. Radyo dünyasında tartışma yaratacak yorumlar yaptı. 102.4 frekansından dinleyicilerine ulaşan Number1 FM’i www.numberone.com.tr adresinden de takip edebilirsiniz.
Ekibinde kadın DJ’i olmayan
Cine 5 Medya Grubu’nun radyoları arasında bulunan ve “Kesintisiz Hit Müzik” sloganıyla yıllardır dinleyicilerinin tanıyıp bildiği Radyo 5, yenilenen müzik tarzıyla radyoseverlerin karşısına çıktı. Yabancı müziğin seçkin örneklerini sunan radyo, yayın akışlarında artık Türkçe müziğe de yer veriyor. Tüm bu değişiklikleri ve dinleyicilerin yeni müzik tarzıyla ilgili tepkilerini radyonun Genel Müdür’ü Zafer İlik’ten öğrendik. Üniversite yıllarında bar DJ’liği yaptığı dönemlerde amatörce başlayan radyo macerasında 18 yılı geride bırakan İlik, farklı ulusal radyolarda da production sorumlusu, bilgi işlem sorumlusu ve teknik müdürlük gibi sektörde birçok görevde bulunmuş. 2007 yılından bu yana da Radyo Viva, Show Radyo ve Radyo 5 gibi 3 ulusal radyonun Genel Müdürlük görevini yürütüyor. İlik, yeni formatıyla yayınlarda DJ anonsu olmamasıyla da dikkat çeken Radyo 5’in heyecanını şöyle paylaşıyor: “Yüzde 25 oranında Türkçe hit müzik örneklerine yer vermeye başladık. Hit olmuş hareketli Türkçe şarkıları özenle seçip, yabancı şarkıların içine belli bir uyumla yedirmeye çalışıyoruz. Dinleyicinin, şarkı geçişlerinde temposunu kaybetmeden, müziğin ruhunu hissederek, sıkılmadan radyo