Borsa İstanbul, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)’nın yeni adı. Menkul kıymetler dışındaki diğer enstrümanların da işlem görecek olması nedeniyle, borsamızın adının değiştirilmesi yadırganacak bir değişiklik değil. Ama keşke, “Menkul Kıymetler” bölümünün kaldırılmasıyla adına “Borsa İstanbul” değil de “İstanbul Borsası” denilseydi.
Borsa endekslerimiz İMKB-100, İMKB-30 gibi kısaltmalarla belirlenirken; şimdi BIST-100, BIST-30 gibi endekslerle belirlenecek. Bu değişiklik de normal. Nasıl olsa, İMKB endeksleri uluslararası borsa endeksleri arasında yer edinememişti. Endekslerin yeni isimlerine de 6 ay içinde alışırız.
Borsamızın yeri değişiyor. Borsa İstanbul, Ataşehir’deki Finans Merkezi’ne taşınacak. Bu da olabilir, nasıl olsa borsamız gittikçe insanın yok olduğu, bilgisayar ortamında işleyen bir şekle büründü. Artık, borsamızı insanların canlılığı değil, bilgisayarların gücü ayakta tutacak. Dolayısıyla da, kolay erişilebilen bir yer olması şart değil. Borsanın elinde tuttuğu arsalar da zaten çok kıymetlenmişti. Yapılan doğrudur.
Borsanın yönetimi değişti. Artık, yalnız Borsa Başkanı’nı değil, Yönetim Kurulu’nu da hükümet atıyor. Bu da, doğru bir yaklaşım. Çünkü, borsa yakında özelleştirilecek. Ancak, devlete ait olan bir şey özelleştirilebilir. Dolayısıyla da, borsamızın önce devletleştirilmesi lazımdı.
Üç borsa birleşti denilse de, öyle olmadı. İstanbul Altın Borsası ve İzmir Vadeli İşlemler Borsası, İMKB’ye katıldı. Altın Borsası’nın katılımı harcamaların azaltılması bakımından yerinde oldu. Ama, İzmir’in kapatılması Ege Bölgesi’nin cezalandırıldığı anlamına gelebilir. Katılımlar sayesinde, işlemlerin daha rahat ve çabuk gerçekleştirileceği, söyleniyor. Oysa, bilgisayarlaşmanın çok geliştiği günümüzde, yan odada olmakla başka bir şehirde olmanın bir farkı kalmadı. Yine de, yapılan yanlış değildir. Bence, Merkez Bankası’nın da çeşitli illerde bulunan 20’den fazla şubesi de aynı gerekçe ile kapatılmalıdır.
Borsanın amblemi 3. kez değişti. Bundan önceki 2 amblem de güzeldi. Birinci amblem, Kurucu Başkan Muharrem Karslı tarafından çizilmişti ve bir “cami kubbesi” biçimindeydi. İkinci amblemi, Tuncay Artun geliştirdi; “kıtalar arası ve kültürler arası köprü şehir”i simgeliyordu. Yeni amblem, baş örtüsü anlamına gelen “tulip” den esinlenerek, “lale” oldu. Dolayısıyla, yeni amblem de çok güzel. Hele yurdumuzun simgesi haline gelmiş olan, “turkuaz renk” çok iyi oturmuş.
Borsadaki değişiklikler bunlarla da kalmıyor. Yeni başkan bütün müdürlüklerin adını da değiştirmiş. Örneğin, ‘Hisse Senetleri Müdürlüğü’nün adı ‘Pay Müdürlüğü’ olmuş. Tüm müdürler değiştiğine göre, müdürlüklerin isimlerinin de değişmesi gerekirdi. Tebrik edilecek bir uygulama.
Eski ile bağlar koparıldı
Borsa İstanbul’un açılış törenine eski başkanlar çağrılmadı. Bu da, eski ile olan tüm bağların koparıldığı anlamındaydı. Zaten, bir değişikliğin “reform” olması için, eski ile olan tüm bağların koparılması gereklidir. Bu uygulama da, doğru olmuştur.
Bu arada, Borsa İstanbul’un ‘Koç Burcu’nda doğduğunu öğrendik. Ancak, ‘yükseleni’nin ne olduğu konusunda, fikir sahibi değiliz. Bu konunun da kısa sürede açığa kavuşturulacağını umuyorum.