Ekonomi teorileri ile nereye vardık?

19 Kasım 2013

M.Ö. 10000’li yıllarda Afrika’da “takas ticareti” vardı. İlk ekonomik faaliyetin bu olduğu bilinir.
* M.Ö. 350’de, Aristo “özel mülkiyet”i savunan bildirisini açıkladı.
* 1668’de, İsveç’te “ilk merkez bankası” açıldı.
* 1693’te İngiltere’de ilk devlet tahvili ihraç edildi.
* 1694’te, İngiltere Merkez Bankası kuruldu.
* 1730’larda, Japonya’da ilk vadeli kontratlar yapıldı.
* 1776’da, Adam Smith “görünmez el”in ekonomiyi yönettiği tezini ileri sürdü.

Yazının Devamı

Kimsenin gizlisi saklısı kalmadı

18 Kasım 2013

Dünya liderlerinin dinlendiği anlaşıldıktan sonra, gözler Amerikan istihbarat örgütlerine çevrildi. Bugünlerde de bu örgütlerin Kennedy suikastı ile ilişkileri araştırılıyor. Time, istihbarat örgütleri hakkında bir kitap yayınladı. Mother Jones da “özel bilgilerimden ellerinizi çekin” (hands off my data) başlıklı kapak yaptı.
İnternet bilgilerinin toplanmasının ve telefonların dinlenmesinin istihbarat amacı ile yapıldığı söylense de bu bilgilerin ekonomik hayatta da kullanılması; örneğin, borsada bu bilgileri kullanarak alım satım yapılması mümkün. İşte bu nedenle, ABD’de kendi kendini sorgulama dönemi yaşanıyor.

Özel bilgilere ulaşılma süreci
11 Eylül terör saldırısından sonra, ABD istihbarat örgütlerinin yetkileri genişletildi. Saldırıdan 6 hafta sonra çıkarılan bir yasa ile (Patriot Act), hükümete kişilerin şahsi bilgilerine ve haberleşmesine erişilme yetkisi verildi. Mayıs 2006’da, NSA (National Security Agency) telefon şirketlerinin bilgilerine ulaşma yetkisi aldı. Eylül 2007’de Microsoft, NSA ile PRISM programı dahilinde işbirliğine başladı. Google, Yahoo ve Facebook’un da sisteme dahil edildiği ancak 2013’te ortaya çıkabildi. Temmuz 2008’de kabul edilen bir yasa

Yazının Devamı

Siyasi hoşgörü

12 Kasım 2013

“Siyasi Hoşgörü (PC)” kavramı, ilk kez 1960’lı yıllardaki feminist hareket sayesinde, politikacıların gündemine girdi. “Siyasi Hoşgörü” kavramının İngilizcedeki karşılığı “Politically Correct (PC)”. Demokratik yönetimlerde, son yıllarda çok önem verilen bu anlayış, kadın-erkek, zenci-beyaz-sarı, eşcinsel, sakat-sağlam, şişman-zayıf, İngiliz-Alman-İtalyan-Türk v.s., Müslüman-Hıristiyan-Yahudi v.s. gibi ayrımcılığa gitmeden, herkese eşit davranılması gerektiğini söylüyor.
PC anlayışı nasıl bir dünyada yaşamak istediğimizi, gündeme getiriyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin gündemine ve siyasetçilerimizin dünya görüşüne pek sığamayan PC anlayışı, azınlık haklarının korunmasından, kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmasına; hayvan haklarına; ana sütünün öneminden, sporcuların sakatlanmasının önlenmesine; küresel ısınmadan, trafik sorununa; kölelikten, açlık sorununa; uzay kirlenmesinden, telefonların dinlenmesine; karaların azalmasından, kontrolsüz nüfus artışına; ormanların yok edilmesinden, biyolojik dengenin bozulmasına; polis devletinden, başka ülkelerdeki toplum hareketlerine katkı sağlamaya kadar bir çok konuda farkındalık yaratılmasını ve politik tedbir alınmasını

Yazının Devamı

SATIR ARALARI

11 Kasım 2013

Geçen hafta çarşamba günü Merkez Bankası Başkanı’nın “pembe gözlük” takarak yaptığı sunum, önceki hafta yayımlanan Para Politikası Kararı ve Karar’ın detaylı özeti üzerine kuruluydu.
Merkez Bankası’nın yaptığı açıklamalar, her konuda değişkenlik ve dalgalanmaların süreceği temeline dayanınca, kaçınılmaz olarak, ekonomideki beklentiler ve bunlara göre şekillenen her seviyedeki karar alma süreçleri olumsuz biçimde etkileniyor. Durum böyle olunca da, hem Para Politikası Kurulu (PPK) kararlarının, hem de Başkan’ın açıklamalarının “satır araları”nı okuyup, değerlendirmek gerekiyor.
PPK, 23 Ekim’de yaptığı toplantıda, faiz oranlarının sabit tutulmasına karar verdi. PPK, altın ticareti hariç tutulduğunda, cari işlemler açığında iyileşme olabileceğini söylüyor. Oysa, cari işlemler açığı, tarifi gereği her türlü işlemi kapsayan bir kavram ve bazı şeyler hariç tutularak izah edilemez. Tersini yaparsak, enerji ithalatını hariç tutar, cari işlemler fazlası verdiğimizi iddia ederiz.
PPK, çekirdek enflasyon göstergelerinin hedefin üzerinde seyrettiğini söylüyor; oysa gerçekte, enflasyonun hedefinden ciddi biçimde saptığı ve hedefin gerçekleşme olasılığının olmadığı görülüyor. PPK, her

Yazının Devamı

Bir tarih sona eriyor

5 Kasım 2013

Merkez Bankası nihayet, iki yıl içinde Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları (KMDTH)’nı ve Süper Döviz Hesapları (SDH)’nı kapatıyor. Bu operasyonla birlikte, ekonomimizde bir tarih kapanıyor. Bu kararı nedeniyle, Merkez Bankamızı tebrik ediyorum.
Kuzey Kıbrıs’a 1974’de asker çıkarmamızdan sonra, Türkiye’ye karşı, “ambargo” ilan edildi; tüm döviz muslukları kesildi. 1976 tarihinden itibaren, ülkemizde temel mallar bile bulunmamaya başladı. KMDTH ve Dövize Çevrilebilir Türk Lirası (DÇM) Hesapları bu dönemde devreye sokuldu.
DÇM’ler halk döviz spekülasyonu yapmasın diye icat edildi ve önceleri başarılı oldu. Daha sonra, döviz dar boğazı çıkınca, bu hesaplardan doğan döviz borçlarını 7 yılda ve taksitlerle ödeyerek kapatabildik. Dışarıdan döviz bularak veya yurt dışındaki kendi paralarını kullanarak ülkeye mal ithal edenlerin dövizleri de (garantisiz ticari borçlar), devlet teminat vermemesine rağmen, devlet garantisinde sayıldı ve bunlar da 3 yıllık bir vadede ödendi. Bu operasyonları, Yavuz Canevi ve Zekeriya Yıldırım ikilisi yaptı.

KMDTH sistemi 1976’da başladı
İşte bu dönemde, daha sonra Merkez Bankası Başkanı olacak olan Osman Şıklar (o sırada, Kambiyo Genel Müdürü

Yazının Devamı

Nihayet Merkez mevduat toplamayı durduruyor

4 Kasım 2013

Merkez Bankası nihayet, Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları’nı (KMDTH) ve Süper Döviz Hesapları’nı (SDH) kapatıyor. Dünyada, kişilerden mevduat toplayan tek merkez bankası, bizimkidir. Bir zamanlar, Merkez Bankamız kredi de verir; her konuda ticari bankalara yarışırdı. Döviz üzerinden aldığı mevduatı çok yüksek faizlerle alır (Alman Markı’na ödediğimiz faiz, masraflar dahil yüzde 15’e gelirdi); Türk Lirası cinsinden verdiği kredileri ise, çok düşük faizlerle (ortalama yüzde 3) firmalara dağıtırdı. 7 yıla kadar vadeleri bulunan bu ucuz krediler, bir çok şirketi zengin etti.
Rüştü Saracoğlu’nun başkan olduğu dönemde, bu krediler iyice azaltıldı; “orta vadeli kredi sistemi” kaldırıldı ve Merkez Bankamız sadece, kısa vadeli ihracat kredileri ile reeskont kredileri vermeye başladı. KMDTH’nin kapatılması kararı, benim başkan olduğum dönemde alındı. Bu amaçla, SDH sistemi başlatılarak, faizler iyice düşürüldü ve KMDTH’ye sağlanan haklar kaldırıldı.
Benden sonra gelen başkanlar da, aynı prensibe devam edince, KMDTH ve SDH’ye gerek kalmadı. Merkez Bankası verilerine göre, Eylül 2013 sonunda bu hesapların bakiyesi 4.2 milyar euro seviyelerine indi ve bu birikimin döviz rezervleri

Yazının Devamı

Hıristiyanlık tartışılıyor

29 Ekim 2013

Jefferson Bethke’nin geçen hafta piyasaya çıkan “Jesus >Religion(İsa, Dinden Büyüktür)” isimli kitabı büyük yankı uyandırdı. Geçen yıl, “Neden dinden nefret ediyorum; ama, İsa’yı seviyorum(Why I hate religion, but love Jesus)” isimli bir şiir yazan Jeff’in bu şiiri, YouTube’da ilk 48 saatte 7 milyon kez okunmuştu.
Jeff kitabında, Hıristiyanlık’ı topa tutarken, şu savunmaları yapıyor;
* Din denilince neden otomatik olarak Hıristiyanlığı esas alıyor ve diğer dinleri de anlamaya çalışmıyoruz?
* İsa’nın takipçisiyiz diyorsunuz ama İsa geri gelip, “Hıristiyanlığı kaldırıyorum” dese, bunu kabul edebilir miydiniz?
* Madem Hıristiyanlık çok ulu ve iyilik yayan bir dindi, neden savaşların çoğunu biz çıkarttık?
* Neden, şehir ve kasabalara devasa kiliseler dikebiliyoruz ama açlık sorununa bir çare bulamıyor; fakir ulusların sömürülmesine göz yumuyoruz?
* İncil’in bir kurallar kitabı değil de, bir sevgi mektubu olduğunu söylesem, bana inanır mıydınız?

Yazının Devamı

ABD’deki altınlar buharlaştı mı?

28 Ekim 2013

Brad Meltzer’in birkaç hafta önce piyasaya çıkan ‘Decoded’ (Sırrın Çözümü) isimli kitabına göre, ABD’nin ve dünyanın altın saklama merkezi olarak bilinen Fort Knox’da hiç altın kalmadı. Bu iddia şimdiye kadar, ne yalanlandı, ne de kabul edildi. Meltzer, bu iddiasını şu delillere dayandırıyor:
* Son yıllarda altın fiyatlarında büyük dalgalanmalar yaşanmasına rağmen, ABD Hazinesi (The Treasury) Fort Knox’da bulunan altın rezervlerinin değerini, bu konuda her ay yayınladığı bültenlerde hiç değiştirmedi. (Merkez bankaları ve hükümetlerin, altın rezervinin değerini sık sık değiştirmediğini biliyoruz. Örneğin, Merkez Bankamız da altın fiyatlarındaki oynamalara rağmen mevcut altınlarımızın değerini sadece birkaç kez değiştirdi. Ancak, bu denli fiyat yükselmelerinin ardından, ABD’nin altın rezervinin değerini hiç değiştirmemesi manidar. Öte yandan, ABD Merkez Bankası (Fed) ile Fort Knox’da bulunan hükümet rezervleri farklı.)
* Senatör Huddleston ve Kongre Üyesi ve Başkanlık Adayı Ron Paul’un açıklamalarına göre de Fort Knox’da altın yok ama başka önemli şeyler saklanıyor. (En önemli delil bu açıklamalar sayılabilir.)
* 1974 yılından beri hiç kimsenin Fort Knox’daki altın

Yazının Devamı