Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Merkez Bankası nihayet, Kredi Mektuplu Döviz Tevdiat Hesapları’nı (KMDTH) ve Süper Döviz Hesapları’nı (SDH) kapatıyor. Dünyada, kişilerden mevduat toplayan tek merkez bankası, bizimkidir. Bir zamanlar, Merkez Bankamız kredi de verir; her konuda ticari bankalara yarışırdı. Döviz üzerinden aldığı mevduatı çok yüksek faizlerle alır (Alman Markı’na ödediğimiz faiz, masraflar dahil yüzde 15’e gelirdi); Türk Lirası cinsinden verdiği kredileri ise, çok düşük faizlerle (ortalama yüzde 3) firmalara dağıtırdı. 7 yıla kadar vadeleri bulunan bu ucuz krediler, bir çok şirketi zengin etti.
Rüştü Saracoğlu’nun başkan olduğu dönemde, bu krediler iyice azaltıldı; “orta vadeli kredi sistemi” kaldırıldı ve Merkez Bankamız sadece, kısa vadeli ihracat kredileri ile reeskont kredileri vermeye başladı. KMDTH’nin kapatılması kararı, benim başkan olduğum dönemde alındı. Bu amaçla, SDH sistemi başlatılarak, faizler iyice düşürüldü ve KMDTH’ye sağlanan haklar kaldırıldı.
Benden sonra gelen başkanlar da, aynı prensibe devam edince, KMDTH ve SDH’ye gerek kalmadı. Merkez Bankası verilerine göre, Eylül 2013 sonunda bu hesapların bakiyesi 4.2 milyar euro seviyelerine indi ve bu birikimin döviz rezervleri içindeki payı iyice düştü. 2014 yılı başından itibaren, Merkez Bankamız özel kişilerin açacağı hesapları kabul etmiyor ve 2015 yılı başından itibaren de, vadesi dolan hiçbir hesap yenilenmeyerek sistem tamamen sona erdiriliyor.

70’li yıllar unutulmaz
1974 yılında, dünyanın hiç beklemediği bir operasyon yaparak Kuzey Kıbrıs’ı işgal ettik. Türklerin, içinde İngiliz üssü de bulunan bir adayı, ABD’nin olumsuz tutumuna ve resmi mektubuna rağmen işgal edeceği düşünülmüyordu. Kaldı ki, Türk ordusunun bu operasyonu yapabilecek gücünün olmadığı fikri hâkimdi. Oldu bittiye getirilip, Kıbrıs Yunanistan’a bağlanacak veya Hıristiyan bir Kıbrıs Devleti kurulacaktı. Kıbrıs Harekâtı başarılı olunca, Yunanistan’daki askeri cunta hükümeti düştü. Hâkim güçlere bir kez daha karşı çıkabilen Türkiye’ye, “ambargo” ilan edildi; tüm döviz muslukları kesildi. 1976 tarihinden itibaren, ülkemizde temel mallar bile bulunmamaya başladı.

Yeni enstrümanlar...
İşte bu durumla başa çıkabilmek için, dünyada örneği görülmeyen Dövize Çevrilebilir Mevduat Hesapları (DÇM), devlet garantili ticari borçlar ve KMDTH uygulamaları icat edildi. 80’li yılların başına gelindiğinde, ülkemizde benzin, mazot, fuel-oil, tereyağı, ampul bulunamıyordu. Petrol, spot piyasadan sağlanabiliyor; parayı peşin almadan kimse satış yapmıyordu. Dış krediler, yok denecek kadar azalmıştı ve çok yüksek faizlerle alınabiliyordu. Merkez Bankası’nın yabancı bankalardaki hesapları “kırmızı bakiye” veriyordu.
DÇM’ler halk döviz spekülasyonu yapmasın diye icat edildi. Dışarıdan döviz bularak, ülkeye mal ithal edenlerin dövizleri de devlet garantisine alınmıştı. İşte bu dönemde, Merkez Bankası Başkanı Osman Şıklar (o sırada, Kambiyo Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı idi), KMDTH sistemini devreye soktu. Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde Merkez Bankası temsilcilikleri açıldı. Almanya’nın en büyük bankalarından Dresdner Bank ile bir anlaşma yapılarak, işçilerimizin bu bankaya para yatırarak, yüksek faiz almaları sağlandı.
Bu konuya yarın da devam edeceğim.