KÜRESEL DURGUNLUK

25 Ocak 2016

Küresel durgunluk ve ekonomilerdeki bozulma, Çin ekonomisindeki yavaşlamadan kaynaklanıyor. Çin ekonomisinin %8’in altında büyümesi ve sonuç olarak, büyük ham madde alıcısı da olan bu ekonominin küçülmeye başlaması, global ham madde ve enerji fiyatlarını dürüyor. ABD’de yeni bulunan kaya gazı ve eski petrol kuyularının yeniden faaliyete geçirilmesi, petrol ve doğal gaz arzını iyice arttırdı. İran’a yaptırımların kalkması da, İran’ı yeni bir petrol satıcısı olarak piyasaya sokacak.

Bütün bu gelişmeler, öncelikle, yeniden kafasını kaldırmaya çalışan Rusya’yı vuruyor. Çin’in ABD’den sonra dünyanın en büyük askeri donanmaya ve ticaret filosuna sahip olmaya çalışması, daha önce mallarını satmak için uluslararası taşımacılara ihtiyacı olan ve donanması bulunmayan Çin’i, dünyanın süper güçlerinden biri olmaya hazırlıyor. Öte yandan, açıklanmış bulunan, Çin’in Çin Denizi’ne hakim olma projesi, Filipinler, Vietnam ve Malezya’yı çok zor durumda bırakıp; ABD garantisi altında yaşayan Tayvan’ın tamamen “Çin adası” haline gelmesi anlamına geliyor.

Şimdiki haliyle, dünyadaki ekonomik durgunluk, ABD’nin işine geliyor. ABD Merkez Bankası, faiz artırımını geciktirerek de, küresel durgunluğun

Yazının Devamı

Ortadoğu haritası

19 Ocak 2016

Ortadoğu haritası-nın 4 önemli özelliği var. Bunlar:

1) Gaz, petrol ve ekilebilen bölge Mezopotamya dışında, Ortadoğu’nun bir karakteristik özelliğinin de Fransa toprağından daha büyük bir yer kaplayan dünyanın en büyük “sınırsız kum çölü”nün bu bölgede olması. “Arap Çölü’nün büyük bölümü Suudi Arabistan’da bulunmakla birlikte, İsrail, Ürdün, Suriye, Irak, Kuveyt, Umman ve Yemen de bu çöle komşu. Çöl boyunca büyük bir yerleşim yeri bulunmaması, çölden geçen ülke sınırlarının da belirlenememesine neden oluyor. Yani, Ortadoğu’nun önemli sorunlarından biri sınırlarının cetvelle çizilmiş olması ve hangi bölümünün kime ait olduğunun tam olarak bilinememesi.

2) Ortadoğu’nun ikinci özelliği, başta İngiliz ve Fransızlar olmak üzere Avrupalı sömürgeci ülkelerin, Ortadoğu ülkelerini ulus kavramından uzak, çeşitli grupların birbiriyle çatıştığı ülkeler halinde tutmaları. Bu gruplardan yabancılarla işbirliği içinde bulunanlar, silah yardımı sayesinde, diktatörlüklerini ilan edip diğer grupları ezme eğiliminde oldular. Dolayısıyla, herhangi bir şekilde dikta rejimlerinin sona ermesi, iç savaşları ve ülke bölünmelerini kaçınılmaz kılıyor. Ortadoğu ülkelerinin insanları, hiçbir zaman bir arada

Yazının Devamı

BEŞİNCİ HARİTA AFRİKA

18 Ocak 2016

Afrika denilince, aklımıza, az gelişmişlik, sömürü, bölünmüşlük, savaş, hastalık, yolsuzluk, dikta rejimleri ve açlık geliyor. Doğal limanların bulunmayışı, nehirlerin ulaşıma olanak tanımaması, neredeyse ABD büyüklüğündeki Sahra Çölü’nün kıtanın tam ortasında yer alması, Sahra Çölü’nün güneyinden Akdeniz’e kadar uzanan bölgenin Müslüman hakimiyetinde olması, kıtada binlerce değişik lisanın konuşulması, Afrika’nın geri kalmasına ve bütünleşememesine neden oldu.

ABD, Rusya, Fransa ve İngiltere tarih boyunca, Afrika ülkelerindeki çeşitli grupları destekleyip, onları birbirlerine düşürerek, kendi çıkarlarını korumaya çalıştılar. Avrupa’nın sömürücü ülkeleri, tavuğu da beslemeleri gerektiğini unutup; sadece, yumurtasından faydalanmak istediler. Geniş ölçüde Orta Afrika’da bulunan büyük maden yatakları ve Nijerya sahillerindeki kaliteli petrol, her zaman yabancıların dikkatini çekti. Büyük miktara ulaşan kobalt, bakır, elmas, altın, gümüş, kömür, manganez, çinko ve diğer madenlerin geliri, halkların kalkınmasına değil, silahlanmaya ve yöneticilerin zenginleşmesine harcandı.

Çin devreye giriyor

Son yıllarda, Çin’in, petrol, maden ve mineraller karşılığında Afrika ülkelerine

Yazının Devamı

Dördüncü harita Avrupa

12 Ocak 2016

Rönesans sonucu gerçekleşen Sanayi Devrimi ve dünyayı keşfetme arayışı ve buna bağlı olarak geliştirilen sömürge anlayışı Avrupa’yı dünyanın en zengin bölgesi haline getirmişti. Gulf Stream’in de etkisiyle, bölgeye yeterli ölçüde yağmur düşmesi, büyük ölçekli tarım yapılmasını kolaylaştırıyor. İklim, yıl boyunca çalışmaya imkân verecek kadar ılıman, kışın ise, mikropların çoğunu öldürmeye yetecek kadar soğuk. Bu üstünlükler Avrupalıların iyi beslenmesini; yenilikler ve icatlar yapmasını kolaylaştırdı.

Gerçek anlamda çöl ve tundra bulunmaması, kuzey bölgelerinde deprem ve volkanlara rastlanmaması, büyük sel baskınlarının çok az görülmesi, uzun ve taşıma kolaylığı sağlayan nehirlerin bulunması Avrupa’yı yerleşim için oldukça elverişli bir bölge yapmıştır. Pirene Dağları İspanya ve Portekiz’i Fransa’dan ayırdığı gibi, Alpler de İtalya’yı diğer ülkelerden ayırmaktadır. Tuna Nehri ise 18 ülkenin sınırlarını barındırmaktadır. İspanya’nın ve İtalya’nın diğer ülkelerden nispeten geri kalmasını sıra dağların ticareti zorlaştırması nedenine bağlayabiliriz.

En şanslı Fransa

Fransa, hem düz bir ovada yer alması, hem kuzey ve güney sahillerinde toprağının bulunması, hem de Akdeniz ve Atlantik’e

Yazının Devamı

Üçüncü harita Amerika

11 Ocak 2016

Prisoners of Geography (Coğraf-yanın Esirleri) kitabının üçüncü haritasını Amerika Birleşik Devletleri (ABD) oluşturuyor. Tim Marshall, ABD’yi dünyanın oturulacak en iyi yeri olarak tanımlıyor. Emlak komisyoncunuza “Oturmak için neresini tavsiye edersiniz?” sorusu yönelttiğinizde, “yeri iyi olsun” diyecektir. Marshall’a göre, ABD, dünyada her şeyin bir araya geldiği, oturulabilecek en iyi yer.

ABD’nin doğal konumu, onu, başkaları tarafından işgal edilemez bir ülke haline getiriyor. Fazla komşusu olmaması, komşularının kalitesi, su ve enerji kaynaklarının çokluğu, ulaşım imkânlarının yüksekliği, ABD’yi herkesin imrendiği ve göç etmek istediği bir ülke haline getiriyor. Nitekim, 2013’te yapılan Gallup araştırmasına göre, Avrupa ve Japonya’nın bile nüfusunun yüzde 25’i ABD’ye göç etmek istiyor. Dünyanın en iyi üniversitelerinin 5/4’ünün ABD’de olması, askeri gücünün NATO ülkelerinin tümünün toplamından fazla olması ve ülkenin ekonomik olarak kendi kendine yeter durumda bulunması, ABD’nin gücüne güç katıyor.

Yıllar boyu güçlendi

ABD hükümetleri aldıkları tedbirlerle ülkeyi doğal zorluklara ek olarak da, işgal edilemez hale getirdi. Halkın elinde, 100 milyonlarca silah var. Meksika

Yazının Devamı

Çin süper güç olabilir mi?

5 Ocak 2016

Dünkü yazımda, Çin’in kuzey ve deniz sınırlarındaki sıkıntılardan bahsetmiştim. Bugünkü yazıma, Pakistan, Afganistan ve Tacikistan ile sınır olan Çin’in Karakoram bölgesini de içine alan Tibet ile başlayacağım. Çin ve Hindistan’ı birbirinden ayıran Himalaya Dağları Çin Seddi’nin doğal bir benzeri sayılıyor. Himalayalar sayesinde, iki büyük nüfuslu ülke, Hindistan ve Çin, hem ekonomik hem de askeri olarak birbirlerine zarar veremiyorlar. Çin’in Hindistan sınırı Tibet bölgesi boyunca uzanıyor. Sınır boyunca küçük sınır anlaşmazlıkları olsa da taraflar Tibet bölgesi ele geçirilmediği sürece, anlaşmazlıkların üzerine gitmiyorlar. Doğal olarak, Hindistan’ın da Tibet üzerinde gözü var. Tibet, Çin’in “su deposu” olarak adlandırılıyor. Sarı Nehir, Yangtze ve Mekong nehirleri Tibet platosundan başlıyor.

Öte yandan, Tibet, tam bağımsızlığını almak istiyor. Hollywood yıldızlarının da içinde olduğu dünya elitleri, Dalay Lama’ya ve Tibet’in bağımsızlığına destek veriyor. ABD ve diğer ülkelerin yöneticilerinin Tibet hakkındaki her görüşü, Tibet’in bağımsızlığına karşı olan Çin Komünist Partisi tarafından yadırganıyor.

Şu an için “dünyanın çatısı” olarak adlandırılan Tibet’e bağımsızlık

Yazının Devamı

İKİNCİ HARİTA ÇİN

4 Ocak 2016

Tim Marshall, bir ay önce piyasaya çıkan kitabı Coğrafyanın Mahkumları’nda (Prisoners of Geography), coğrafyasının esiri olan ülkeleri ele almış. Marshall, dünyadaki ekonomik ve siyasi olayların tümünü izah edebilen 10 harita ortaya koymuş. Bunlardan birisi de Türkiye’yi içine alan harita. Geçen hafta, kitabın ilk haritası olan Rusya’yı incelemiştim. Bu hafta sıra Çin’de.

15. yüzyılda, Çinliler büyük bir deniz gücüne sahipti; Hint Okyanusu’nu kontrol ediyorlardı. Ancak, amaç askeri değil, mali çıkarlar elde etmekti. Uzun süren İngiliz hegemonyası da, Çin’i deniz gücüne sahip olmaması konusunda ikna etmişti.

Üretilen malların, yakın sahillere ulaştırılması da yeterli oluyordu. Bu nedenle, Çin, 16. yüzyıldan bugüne kadar, güçlü bir donanmaya sahip olamadı.

Dört yüzyıl sonra, Çin şimdi, ABD’den sonraki en büyük deniz gücüne sahip olmaya hazırlanıyor. Amaç, ilk aşamada Güney Çin Denizi’ni kontrol edebilmek. Ancak o zaman, Japonya’ya rakip olup, okyanus aşırı pazarlara ulaşabilecekler. Çin, Güney Çin Denizi’ndeki adaları, bu arada kendisine ait olarak gördüğü Tayvan’ı kontrol etmek istiyor. Çin, bu denizde “Ten Dash Line” olarak adlandırılan bölgeyi tamamen kontrol etmek arzusunda.

Bu

Yazının Devamı

Coğrafyanın mahkumları

29 Aralık 2015

Tim Marshall, bir ay önce piyasaya çıkan kitabı Coğrafyanın Mahkumları’nda (Prisoners of Geograpy), coğrafyasının esiri olan ülkeleri ele almış. Bunlardan biri de Türkiye. Marshall, dünyadaki ekonomik ve siyasi olayların tümünü izah edebilen 10 harita ortaya koymuş. Bunlardan biri de Türkiye’yi içine alan harita. Biz zaten, coğrafyamızın çok önemli olduğunu biliyoruz ama gözden kaçırılmaması gereken diğer coğrafyalar da var.

ABD’nin neden işgal edilemeyeceği, Rusya’nın neden güçlü bir donanmaya sahip olması gerektiği, Rusya’nın Kırım dışındaki limanlarının yılın altı ayı buzlarla kaplanmasının ne anlama geldiği, coğrafyasının Çin’in geleceğini neden zora soktuğu, Tibet’in neden bağımsız bir ülke olamayacağı, neden Avrupa’nın tek birleşik bir devlet haline gelemeyeceği fiziksel gerçeklerle bu kitapta açıklanıyor.

Birinci harita Rusya

Putin, Gorbaçov’un Sovyetler Birliği’ni parçalama operasyonu için, “Asrın jeopolitik hatası” yorumunu yapmıştı. Şimdi, bu hatayı onarmaya çalışıyor. Rusya, toprak büyüklüğü bakımından ABD ve Çin’den iki misli, Hindistan’dan beş misli, İngiltere’den 25 misli büyük. Fakat, toplam nüfusu (Kırım hariç) sadece 144 milyon. Nüfus bakımından Nijerya ve

Yazının Devamı