ÇİN’İN İÇİNDEN

5 Eylül 2016

Çin Büyükel-çiliğimiz nezdinde Kültür ve Tanıtma Müşavirliği görevinde 8 yıl çalışan Mehmet Ölçel’in “Çin’in İçinden” isimli kitabı, bu ülkeyi iyi bilenler için bile, zevkle okunacak, yeni ve farklı bilgilerle dolu gözlemleri içeriyor.

Kitap, Çin’in kısa tarihini, dil ve yazı farklılıklarını gündeme getiriyor. Yüz yüze konuşanların bile birbirleri ile zor anlaştığı bir ülke Çin. Yine de, 2012 yılında yeni basılan kitap sayısı, Türkiye’de 39 bin iken, Çin’de 350 bin civarında idi.

Astroloji ve fal Çin’de herkesin başvurduğu bir yöntem. Pekin’de Ölçel’in mahalli elemanı olan, her ikisi de üniversite mezunu çiftin, matematik profesörü müstakbel kayınpederi, düğün tarihini bir falcının belirlemesini istemiş.

Çin’de üniversite mezunu bile olsanız, ihtisasınız yoksa haliniz harap. Çalıştığınız patron, size, bir kaç kişi bir arada kalacağınız bir oda, basit yemekler ve çok az para verir; karşılığında ölesiye çalıştırır. Bu işçilerin tek kazancı, kartvizitlerine yazacakları şatafatlı unvanlar oluyor.

Bebek pantolonu

Çin’de, kız ve erkek fark etmez, bebeklerin külot ve pantolonlarının, bacak araları dikilmemiş, açıktır. Anneler, çocuğunun küçük-büyük tuvalet ihtiyacı nerede gelmişse, orada

Yazının Devamı

Binali Yıldırım fark yaratıyor

30 Ağustos 2016

Yıllar önceki bir yazımda, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın “gelmiş geçmiş en başarılı bakan” olduğundan bahsetmiştim. Onu, yaptığı hizmetlerle zoru hemen başaran, imkânsızı ise biraz uğraştıktan sonra, yine başaran kişi olarak tanıdım. Tanıdığım bütün iş adamlarının da onun hakkındaki görüşleri benimki gibi.

Binali Bey ile doğrudan görüşme olanağı elde etmedim. Ancak, bir keresinde, 2006 yılında, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı basit bir iş için telefonla aramış, daha doğrusu, sekreterlerine not bırakarak, mümkünse beni aramalarını rica etmiştim. Sekreterleri, kendi adlarını da vererek, aradığımı makama ileteceklerini söylediler. Ben yine de, Yıldırım’ın veya bürokratların beni geri arayacaklarını beklemiyordum. Alışık olmadığım bir davranış gerçekleşti. Binali Yıldırım, beni aradı ve konu ile ilgileneceğini söyledi. Üstelik, ilgilendi de... “Aranınca bulunan adam” olmak, üstelik işi takip edip, halletmek kolay bulunur meziyet değil.

İmkansız sadece kelime

Binali Bey, şimdi Başbakan. Uzlaşma ve birleştirme kültürü, onunla beraber geldi. Tüm komşularımızla, muhalefetle, yeniden barıştık. Karşılıklı bağrışmanın yerini, anlaşma aldı. Anlaşılan, Binali Bey için “Bir bir eden,

Yazının Devamı

Krizlerin sonu

29 Ağustos 2016

Son iki yıl içinde ve öncesindeki ekonomik göstergeler, bir ülkenin krizle karşılaşıp karşılaşmayacağını gösteriyor. Bazı göstergelerdeki ciddi değişim, gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik kriz olasılığını önceden haber veriyor. Finans Politik ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi’nde Türk ekonomisine ilişkin öngörüleri inceleyen Prof. Dr. C. Yenal Kesbiç, Özlem Dündar ve Ata Devrim, çarpıcı sonuçlara ulaşmışlar. Benim de çok faydalı bulduğum bu çalışmalara göre, çeşitli göstergelerin, kriz olasılığı üzerindeki istatistiksel doğrulanma sayıları aşağıdaki gibi çıkıyor:

Uluslar arası rezervlerde yetersizlik: 11 Doğrulama
Reel kurda aşırı değerlenme : 10 Doğrulama
Enflasyon oranının hızla yükselmesi: 5 Doğrulama
Kredilerin aşırı genişlemesi: 5 Doğrulama
Reel büyüme hızının düşmesi: 5 Doğrulama

Yazının Devamı

Bilmemeniz gereken bilgiler (II)

23 Ağustos 2016

Dünkü yazımda bahset-tiğim gibi Michaell Powell’ın ‘Forbidden Knowledge’ isimli kitabında hapishaneden nasıl kaçabilece-ğinizden tutun, nasıl darbe yapabileceğinize kadar ‘bilmemeniz gereken’ çeşitli bilgiler var. Bu bilgiler aynı zamanda bilenlere karşı sizin korunmanıza da yarıyor. Bunlardan bazıları şöyle:

- Nasıl bir tarikat şeyhi veya kanaat lideri olabilirsiniz?: Kilosuz bir kişi olmanız ya da normalin altında bir kiloya inecek biçimde kilo vermeniz gerekiyor. Kendinizi kabul ettirdikten sonra sizi zaten şişmanlatacaklardır. Bol giysiler giymelisiniz, rahat ayakkabılar seçmeniz ve sakal bırakmanız lazımdır. Dişleriniz bembeyaz olmalıdır. Tarikat şeyhi olarak müritlerce kabul edilmek oldukça rekabet gerektirdiğinden din konusunda epeyce bilgi sahibi olmalısınız.

Esnemeyi, sigara içmeyi, burun karıştırmayı ve eşiniz dışında seks yapmayı unutmalısınız. Sıcak ve kuru bölgelerde dinin daha rahat yayıldığı görülmüştür. Mümkünse bu iklimin hüküm sürdüğü yerlere taşınmalısınız. Önce kendinizi yalnız başınıza bir odaya kapatıp birkaç hafta burada kalın ve önceden anlaştığınız yakın arkadaşlarınız sizin Tanrı ile iletişime geçtiğinizden bahsetsinler.

Size mürit olarak getirilen herkesin

Yazının Devamı

Bilmemeniz gereken bilgiler

22 Ağustos 2016

Michael Po-well’ın ‘Forbidden Knowledge’ isimli kitabında hapishaneden nasıl kaçabilece-ğinizden tutun nasıl darbe yapabileceğinize kadar ‘bilmemeniz’ gereken çeşitli bilgiler var. Bu bilgiler aynı zamanda bilenlere karşı sizin korunmanıza da yarıyor. Bunlardan bazıları şöyle:
Arabanızı 180 derece döndürebilme tekniği: Otomatik vitesli bir araba seçip hızını 35 ila 50 km’ye ayarlayın. Ayağınızı gazdan çekip direksiyonu yarım tur dönmek istediğiniz yöne döndürdüğünüz esnada el freninizi çekin. Otomobilin 180 derece dönmesinden sonra el frenini kapatıp gaza basın ve direksiyonu normal duruma getirin. Manuel vitesli otomobillerde ayağınızı gazdan çektiğinizde debriyaja da basmalısınız.
Yankesicilik teknikleri: Yankesicilik genellikle birkaç arkadaşla birlikte yapılır. Önce parasının veya cüzdanının nerede olduğunun bilinmesi gerekir. Çok kullanılan bir yöntem de arkadaşlarınızdan birisi yüksek sesle ‘çalındı’ diye bağırır. Etraftakiler ister istemez kendi cüzdanlarını kontrol ederler. Böylece siz kurbanların cüzdanlarının nerede olduğunu öğrenirsiniz. Keza ATM’ler ya da market ödeme noktalarında bulunan kişiler cüzdanlarının nerede olduğunu rahatlıkla belli ederler. Yankesiciler

Yazının Devamı

Geçtiğimiz dönem...

16 Ağustos 2016

Geçtiğimiz dönemde, Türk ekonomisinin duraksaması ve gerilemesi için gerek yabancılar, gerekse Türkler tarafından çok şey yapıldı. Bunlardan bazıları hâlâ devam ediyor. Hatta Ekonomi Bakanımız Mehmet Şimşek, Türk bankacılara, yurtiçi tasarrufların yeterli olmadığını, bu nedenle de Türk ekonomisinin büyüyemeyeceğini söylüyordu. Bu söylemlere yabancıların da teyidi katılınca, ekonomimiz duraksamaya başladı.

Merkez Bankası, Bloomberg ve Akbank kaynaklarından alınan aşağıdaki grafiklerden ilkinde, ABD 10 yıllık tahvil getirisinin düşmesine rağmen, Türk Eurobondları faizlerinin nasıl yükseldiğini izliyoruz. Türkiye’nin ödediği kredi primlerinin, düşmek yerine, yükseldiğini görüyoruz. Oysa, global faizlerdeki gerilemelerin, kredi primlerini de düşürmesi gerektiğini biliyoruz.

Faizler enflasyon beklentisine duyarsız

Aşağıdaki grafik, Türkiye’nin 10 yıllık tahvilleriyle bağlantılı getirinin ülkemizdeki orta vadeli enflasyon beklentisinin çok üzerine çıktığını ve derin dalgalanma halinde olduğunu gösteriyor. Bu durum, ülkemize kredi veren yabancıların çekingesini ve/veya dış ve iç borçlanmanın iyi yönetilemediğini gösterir.

TÜİK ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafikler ise, darbe girişimi

Yazının Devamı

FAİZ İNDİRİMİ VE ÖTESİ...

15 Ağustos 2016

Bankalar faiz indiriyor. Bu indirimin nedenleri arasında, Merkez Bankası’nın parayı bollaştırıcı ve ucuzlatıcı politikaları yanında, Cumhur-başkanı’nın bankalara yönelik söylemleri de var. Aslında, Cumhurbaşkanı, faiz indiriminden çok, bankaların Türk işadamlarını daha fazla ve daha iyi şartlarla kredilendirmeleri gerektiğini söylüyor. Bu konuda haklı.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı’nın isteklerinin tam anlamıyla karşılanabilmesi için, Merkez Bankası’nın Türk şirketlerine verilecek kredileri özendirmesi lazım. Örneğin, Munzam Karşılıkları genel olarak düşürmek yerine, Türk firmalarına verilen krediler için Munzam Karşılık yükümlülüğü kaldırılabilirdi.

Ayrıca, Türk şirketlerinin kalitesini ve büyüklüğünü değerlendirmek üzere, bir “Türk derecelendirme şirketi” kurulması lazım. Şu anda, kişi ve şirketlere not veren, bankaların da güya içinde bulunduğu şirket, tamamen bir yabancı derecelendirme şirketinin güdümünde ve Türk kişi ve şirketlere kredi verilmesi, bu yolla da engelleniyor. Bu konuda bir düzenleme yapılması, Sermaye Piyasası Kurulu’nun yetkisi dahilinde.

Bunlara ek olarak, kredi faizleri üzerindeki tüm yüklerin kaldırılması ve bankaların mutlaka kârlı hale getirilmesi lazım.

Yazının Devamı

Dünyadaki düşük faiz ortamı

9 Ağustos 2016

Temmuz başında ABD 10 ve 30 yıllık tahvil faizleri, tarihi düşük seviyelerini gördü. Japonya ve Almanya’da, 10 yıllık faizler negatifte. İsviçre’de tüm getiri eğrisi negatif. Gelinen nokta, küresel finansal piyasalar açısından, eşi benzeri görülmemiş bir durum. Gelişmiş ülkeler için, makro ekonomik görünüm değişmediği takdirde, önümüzdeki dönemde, negatif faiz oranlarına alışmamız gerekiyor. Bu son gelişmeler aynı zamanda L. Summers’ın tekrar gündeme getirdiği kalıcı durgunluk (secular stagnation) tezini destekliyor.

Akbank Ekonomik Araştırma raporundan alıntı yaparak, faizlerin neden tarihi düşük seviyelerde olduğunu şöyle açıklayabiliriz:

- Özellikle gelişmiş ülkelerde, uzun vadeli nominal faizlerin temelde iki ana belirleyicisi var: İlki enflasyon beklentisi, ikincisi ise, potansiyel reel büyüme oranı. Örneğin, kriz öncesi dönemde ABD ekonomisi için reel büyüme %2, enflasyon denge seviyesi de %2 idi. Dolayısıyla, %4 gibi bir nominal faiz oranı ekonomideki denge faiz oranını gösteriyordu. Denge faiz oranı, ekonomiyi ne büyütüyor ne de yavaşlatıyor. Bunun ifade ettiği “reel” denge faiz oranı da %2 (bu örnekte %4-%2=%2).

- Bir merkez bankası, resesyon ortamında, genişleyici bir para

Yazının Devamı