Geçtiğimiz dönemde, Türk ekonomisinin duraksaması ve gerilemesi için gerek yabancılar, gerekse Türkler tarafından çok şey yapıldı. Bunlardan bazıları hâlâ devam ediyor. Hatta Ekonomi Bakanımız Mehmet Şimşek, Türk bankacılara, yurtiçi tasarrufların yeterli olmadığını, bu nedenle de Türk ekonomisinin büyüyemeyeceğini söylüyordu. Bu söylemlere yabancıların da teyidi katılınca, ekonomimiz duraksamaya başladı.
Merkez Bankası, Bloomberg ve Akbank kaynaklarından alınan aşağıdaki grafiklerden ilkinde, ABD 10 yıllık tahvil getirisinin düşmesine rağmen, Türk Eurobondları faizlerinin nasıl yükseldiğini izliyoruz. Türkiye’nin ödediği kredi primlerinin, düşmek yerine, yükseldiğini görüyoruz. Oysa, global faizlerdeki gerilemelerin, kredi primlerini de düşürmesi gerektiğini biliyoruz.
Faizler enflasyon beklentisine duyarsız
Aşağıdaki grafik, Türkiye’nin 10 yıllık tahvilleriyle bağlantılı getirinin ülkemizdeki orta vadeli enflasyon beklentisinin çok üzerine çıktığını ve derin dalgalanma halinde olduğunu gösteriyor. Bu durum, ülkemize kredi veren yabancıların çekingesini ve/veya dış ve iç borçlanmanın iyi yönetilemediğini gösterir.
TÜİK ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafikler ise, darbe girişimi öncesi, hem sanayi üretiminin hem Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSYİH) hem de özel yatırımların düşmekte olduğunu gösteriyor.